Bodrum Gündem

Mehmet Danacı: Ölüm ve Yaşam (Cenaze Haberi+Yaşam Röportajı)

03.10.2013
0
A+
A-

?Genç yaşlı Bodrum?a sahip çıkalım.? Başlıklı Mart 2012?de yaptığımız röportajın öncesine Mehmet Danacı?nın cenaze haberlerini de yerleştirdik. Gazetecilik yaşamın da ölümün de tam ortasında haber aktarmak değil midir?

Fatih Bozoğlu/Bodrum Gündem – 3 Ekim 2013

 ?Çok çalıştık ettik, ama biz Bodrumlular kaybolduk, anca cenazelerde birbirimizi görebiliyoruz. Beni derginize layık gördu?ğu?nu?z için çok teşekku?r ederim.? mehmet danacı cenaze (36)Bu mavi gözlu?, mu?tevazı ve kibar insan Mehmet Danacı. Yaşının gereği bazı isimleri unutuveriyor, ama tarihleri hiç unutmamış. Diye başlamıştık 2012 yılı mart ayında yaptığımız röportajda. Çok şey anlattı geçmişe dair lakin bu güne ders verecek o kadar önemli şeyler var ki.

Daha da ötesi röportajın son sözü bu gün (3 Ekim 2013) cenazesinde yaşandı.

Onlarca Bodrumlu vardı Mehmet Danacının cenazesinde. Ama en çok olanlar yaptırdığı okuldaki öğrencilerdi. En çok onlar vardı. Ellerindeki karanfilleri tabutun üzerine koydular.

Okulun bahçesindeydiler.

Oyun oynar gibiydiler.

mehmet danacı cenaze (32)Kimilerinin boyu yetmiyor zıplıyordu karanfili bırakmak için tabutun üzerine. İçindekinin kim olduğunu biliyorlardı, ama yine de onların bu karanfil koyma işini oyun haline getirmelerine engel değildi.

Sanki ölüm onlar için bir oyun gibiydi.

Ya büyükler için?

Yüzlerindeki ifadeler şaşkındı biraz. Kimileri üzgün bir surat yapmaya uğraşıyorlardı. Kimileri ise özgürce yüzlerindeki gülümsemeyi ölüm acısına bırakmadan pırıl pırıl gözleri ile gülümsüyor, ölüm gerçeğini akıllarına bile getirmiyorlardı.

Öğretmenlerin de gözleri nemliydi. Bitezlilerin de. Beldelerine yaptırdığı bu özel okul için öğrenciler, öğretmenler ve Bitezliler bir araya gelmişler, çocukların oyun oynadıkları bahçede Mehmet amcalarını sonsuzluğa yolculuyorlardı. Vefa borcu ödüyorlar, onu karanfiller ile uğurlarken.

mehmet danacı cenaze (66)CENAZE BODRUMLULAR İLE DOLDU TAŞTI?

2 Ekim akşam saatlerinde kalp krizi nedeniyle 80 yaşında vefat eden 1933 Doğumlu Mehmet Danacı?nın cenazesi Bodrumlular tarafından kaldırıldı.

Yeniköy Camiinde kılınan cenaze namazına Muğla Vali Yardımcısı Mestan Yaman, Bodrum Kaymakamı Dr.Mehmet Gödekmerdan, Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon, Konacık Belediye Başkanı Mehmet Tosun, Bitez Belediye Başkanı İbrahim Çömez, MHP İlçe Başkanı Asım Başaran, AKP İlçe Başkanı Akif Demiröz, DP İlçe Başkanı Nihal Güler İmbat, BODTO Başkanı Mahmut Kocadon, Esnaf Odası Başkanı Mustafa Danacı, Belediyelerin meclis üyeleri, BODER Başkanı Halil Özyurt, politikacılar, iş adamları, esnaflar ve aile oradaydı. Evlatları Anıl ve Hasan Danacının gözleri babasını kaybetmenin acısını net olarak gösteriyordu.

Mehmet Danacı?nın tabutu Yeniköy Camiinden Karaburgaz mezarlığındaki son istirahatgahına kadar eller üzerinde taşındı. Bodrum cenazelerinde önemli bir nokta vardır. Cenaze namazı için camiye gelenler kalabalıktır. Lakin mezarlığa çoğunlukla Bodrumlular giderler. Mehmet Danacı?nın camii kalabalığı ile mezarlık kalabalığı neredeyse aynıydı.

Röportajın sonunda dediği gibi ?Anca bir cenaze olunca birbirimizi görebiliyoruz.? İşte Bodrumlular Mehmet Danacı’nın cenazesinde birbirlerini gördüler.

MART 2012?de MEHMET DANACI İLE YAPTIĞIMIZ ve BODTO MAVİ DERGİSİNDE YAYINLANAN RÖPORTAJ:

?Genç yaşlı Bodrum?a sahip çıkalım.?

Mehmet Danacı adı yarım yu?zyılı aşkın yoldaşı olduğu eşi Gu?lu?mser Danacı ile birlikte söylendiğinde hemen herkesin bildiği bir isim. mehmet danacı 4Bitez?de bulunan başarılı ve Bodrumluların çocuklarını yazdırmak için yarış ettiği ?Gu?lu?mser Mehmet Danacı İlköğretim Okulu?nu yaptırmışlar.

Gu?lu?mser hanım okuyamamış, içinde de ukde kalmış okuyamamak. Mehmet Danacı ile yıllarca çalışmışlar ve sonra kazandıklarını okul yapımına yatırmışlar. Mehmet Danacı gururla anlatıyor.

Ceketindeki Cumhurbaşkanlığı rozetini soruyoruz.

?Demirel kendi elleri ile taktı.? diye yanıtlıyor. Gururu gözlerine yansıyor.

9. Cumhurbaşkanı Su?leyman Demirel?in yaptırdığı okul için köşke davet ettiğini ve rozeti kendi elleri ile taktığını, gözleri çakmak çakmak parlayarak anlatıyor.

BODRUM?UN İLK TURİZMCİSİNİN TESPİTLERİ?

Turizm?in daha iyi olması için çözümler düşünmüş, geçmiş tecrübelerini üst üste koyarak anlatıyor:

?Oda-kahvaltı olsun herkes kazansın, çevre esnaf kazanmıyorsa Bodrum yok olur.?

Mehmet Danacı gençliğinin Bodrum?unu anlatmaya başlıyor. Gözümüzde canlandırmaya çalışıyoruz anlattıklarını. Düşünsenize Bodrum?un en hareketli yerlerden birisi olan Gümbet?in çorak ve bataklık olduğunu.

?Bodrum benim çocukluk ve gençlik dönmelerimde kalabalık değildi şimdiki gibi. Bir bakkalımız vardı iskelede, Ali Ziylan. Bir de hırdavatın, her şeyin olduğu Ali Eriş vardı. Topu hepsi buydu. Ali Ziylan?a 1951-52 senelerinde her hafta bir teneke peynir götürürdüm, Ali Ziylan da satardı. O dönemde biz Gu?mbet?te oturuyorduk. Eski Çeşme mahallesindenim ben. O dönemlerde Gu?mbet?te bir şey yoktu. Baykuşlar vardı bolca. Gu?mbet, Hu?seyin ve Ali Ayazlar 1965-66?dan sonra çadır turizmi başladığında hareketlendi. Ondan önce onlar da yoktu. Hiçbir şey yoktu Gu?mbet?te, çorak bir toprak, killi balçıklı bir yerdi oralar. Öyle bahçelik filan değildi, ot bile çıkmazdı o toprakta. Eski Bodrum evlerinin damlarına attığı, bildiğin killi su geçirmez toprak. O toprakları (affedersin)eşek yu?ku?yle Bodrum?a getirir satardık. Bir de Torba Kavşağı?ndan Kızılağaç?a giden o yolda da vardır bu killi toprak. Geren denir bu toprağa.?

Gu?mbet?i anlattıkça gözlerimizin önu?ne bambaşka bir fotoğraf çıktı, inanılmaz

geliyor insana. Devam ediyor o günleri anlatmaya;

buy Phenergan online ?Cumartesi, pazar gu?nleri eğer du?kkana gitmezsem koyun çobanlığı yapardım. Beş ablam vardı. Kadınlar dağda çobanlık yapacak değil ya, ben yapardım çobanlığı. Sonra elden çıkarmak zorunda kaldık. Ancak satarken onu satmayalım, bu benim kuzum, şu senin koyunun derken yine de 10-15 kadar koyun kaldı. Her sene çoğalırdı yine. Bazılarının cinsi iyi olduğundan, çifter çifter yavrulardı. O dönemlerde babamın da mesleği olan reçberlik yapardık.?

Yaşına rağmen Mehmet Danacı?nın rakamlar ile arası çok iyi. Tarih ve rakamların hepsi aklında?

?1953?te onuncu ayın 15?inde asker oldum. İstanbul Kasımpaşa?da yaptım askerliğimi. İnşaat Grup Komutanlığında. Askeri fabrikalarda çalıştım. Bir seferde 370 ranza yaptık. 1956 senesinin onuncu ayının 15?inde terhis oldum.?

Sonra Bodrum?a geldiniz dediğimizde yanıtı oldukça netti Mehmet Danacı?nın:

?Başka gidecek yerimiz mi var? Tabii Bodrum?a geldik, yerleştik.? Bu cümle aslında Bodrumlu olmanın anlamını da belirlemiş oluyor. Bodrum?dan başka gidecek yeri olmayanlar ile Bodrum?u bir geçiş noktası olarak değerlendirenler.

?Bodrum?dan başka gidecek yeri olmamak?

Bu Bodrum?a sahip olmanın, Bodrumlu olmanın tanımı, kelimenin tam anlamı ile.

O dönemler Cuma günleri Pazar oluyor Bodrum?da. Dükkanların çoğu da sadece Cuma günleri açıyor. Mehmet Danacı ?Cuma?dan Cuma?ya dükkan açmakla

iş yu?ru?mez.? demiş.

?Askerden önce karayollarında işçi olarak çalıştım. Mumcular?dan başlayıp Zıpzıp dediğimiz yere kadar yol yapımında çalıştım. Zıpzıp şimdi Çamlık diye adlandırılıyor. Oradayken asker oldum. Oradan arabaya bindim son maaşımı bile almadan. Sonradan yazı bıraktım da anama verdiler son maaşımı. Avram Yokuşu derler, oradan askere gittim.?

Neden Avram yokuşu derler oraya?

?Bir ayağı topaldı. Avram yahudidir. Bizim komşumuzdu. Bir Yahudi o vardı, biri daha vardı ama İzmir?e yerleşmiş. Bu Avram o yokuştan çok korkarmış. Aşağısı uçurum. Korkudan yokuşun başında iner yu?ru?rmu?ş. Yokuşun sonunda da araba beklermiş. O nedenle Avram yokuşu demişler oraya.?

O dönemlerdeki arkadaşlarınız kimlerdi? diye sorduğumuzda gözleri derinlere

dalıyor, mahsunlaşıyor biraz. ?Bir kısmını kaybettik? diye başlıyor arkadaşlarının isimlerini saymaya;

?Selçuk Karakaya, Vural Nalbantoğlu, Ahmet, amcanın oğlu. Ethem Ataer kaptan. Yeniköy?de Rahmetli Ali Yenilmez, Mehmet Burgaz, Allah Rahmet eylesin Mustafa Bircan. O da benim gibi demirciydi. Daha bir çok isim var o zamanlardan  arkadaşlarım ama aklıma gelmedi şimdi.? Order Furosemide

Turizm?in başladığı dönemler nasıldı Bodrum? Özellikle Gu?mbet?in halini anlatınca çok şaşırdık?

?Gu?mbet?te ilk önce Hu?seyin ve Ali Ayaz?lar bir de esas Sami Akbaş başlattı turizmi. Onlar çadır turizmi yaptılar orada. Sami priketten 10 oda yaptı. Ondan öncesinde de hasır evler vardı. Ben oranın su tesisatını yaptım. O yıllarda tek işle geçinmek mümkün değildi. Av tu?feği tamiratı bile yaptım ben.?

Turizmin ilk başlangıcının 1965-66 yılları olduğunu söylu?yor Mehmet Danacı, çadır turizminin önemini ve ilk turizmi çadır turizmi diye tanımlıyor. Demirci du?kkanında tarım aleti yapan Mehmet Danacı elektrik kaynağının olmadığı veya elektriğin olmadığı o yıllarda en önemli işi demirleri birbirine kaynatma işini yapıyor. Böyle bir mesleğin olduğunu da Mehmet Danacı?dan öğreniyoruz. Şimdiki Migros?un oralarda bulunan dükkanına Kumbahçe?den bile müşterileri gelirmiş. Teknelerin demir aksamlarını da yapıyor, civatalarını da.

?Cuma günleri dükkan açmak yetmezdi geçinmek için. Cuma pazarı şimdinin Halk Bankası?nın olduğu yerdeydi. Köylerden insanlar o gün gelirlerdi Bodrum?a. Cuma dışında buralar çok boş olurdu. Yalıkavaklısı, Gu?mu?şlu?klu?su?, Turgutreislisi hepsi Cuma pazarını beklerdi, oraya gelirdi. Doktor Şara diye bir tekne vardı, İstanbul?dan gelen. Teknenin altında balans diye bir şey vardır, onu ben yaptım. Elektrik kaynağı çıktığında elektrik yok. Dükkanlarda elektrik voltajı düşük. Anca lambayı yakıyor. Çok amper çektiğinden elektrik kaynak makinelerine yetmezdi. Hadigari?nin arkasında havuz vardı, jeneratör santralleri oradaydı, elektrik oradan gelirdi. Zaten 12?den sonra da kapanırdı. (Şimdi Trafo Kafe oldu orası) Ondan sonra karanlıkta kalırdık. İsviçreli Hans Peter isimli bir arkadaş bana takımlar getirdi. Bir cıvata makinesi getirmişti ki; kabadayı bir usta akşama kadar anca 80-100 cıvata yaparken ben bu makine ile binden fazla cıvata yapardım. O getirdiği makinenin iskeletini burada yaptık. İzmir?de biri yapmış gittik gördük onu. Sonra aynısını burada yaptık. Bir anlamda modelini çaldık. Üç arkadaş gittik İzmir?e. Bir marangoz, bir tornacı, bir de ben demirci.?

Turizm ile 1974 yılında tanışıyor Mehmet Danacı. Gümbet?te şimdinin Anıl Otelin olduğu yerde yabancı turizm şirketlerinin verdiği avans ile 5 oda yapıyor. ?Halamın vefatından sonra Allah Rahmet eylesin, halam dört kardeşti. Oradaki yeri bana teklif ettiler sağ olsunlar. İşte orada beş oda yaptık. Hatta odaların hepsi doldu. Tam o zaman Kıbrıs Harekatı oldu. Baba Otel filan, çadır kuracak yer yoktu. O sabah herkes çatır çutur çadırları söküp gittiler. Kimsecikler kalmadı. Bir tek yerliler. Bize de gece ışıkları kapatın derlerdi. Ben kellemi oradan alıp şuraya koymadım.?

Oteli evlatları ile birlikte büyütmüşler. O günlere dair turizmin gelişiminde önemli yer tutan tur şirketlerinin peşin ödeme ile otel yatırmalarını şöyle anlatıyor Mehmet Danacı: ?Falkom diye bir tur şirketi vardı. Biz

get methotrexate daha odaları yapmadan parayı ödedi. Altı ay içinde 28 odayı yaptık. Suyu da verdik. İşte ondan sonra güveni sağladık. Şimdiki gibi yine ancak kışın yapabiliyorduk inşaat. Sonra ikincisini verdiler bize güvendikleri için. Turizmi ilk başlatan Gümbet?te Sami?dir. Zengin Hu?seyin benim ustam, o vardı. Çok hırslıdır. Beni de çok severdi. Akbank?ın olduğu yer Ege Otel?di. Gel Mehmet birer kahve içelim derdi. Senin gibi iki oğlum olsaydı ben Bodrum?u satın alırdım.? derdi.

?80?li yıllar ve 91-92 yıllarında ise çok iyi kazandık.? diyerek o yıllarda turizmin nasıl olduğunu da anlatıyor; ?O yıllarda her şey dahil diye bir şey yoktu. Oda-kahvaltı verilirdi. Etrafımızdaki esnafta iş yapar, kazanırdı. Herkes kazanırdı. Odam azken Yeniköy?de evlere Tanrı misafiri olarak müşteri götürdüm. O tarihlerde onlar aile dostu oldular. Şimdilerde böyle bir şey yok artık. O zamanlarda Reno steyşin bir arabam vardı, hanımla onun içinde yatardık, kaldığımız evi müşteriye verirdik biz. Sonra bir şeyler oldu Bodrum?a. Bir ara 1996-97?de yine bir parlama oldu. İşte o dönemlerde kazandığımızla biz okulu yaptık.?

mehmet danacı 3Bitez?de okul yaptırdığına göre Bitez?le bir alakası var mı, diye sorduğumuzda, Mehmet Danacı çok ilginç bir yanıt veriyor ve okul yaptırmanın nasıl ortaya çıktığını anlatıyor;

?Bitez?de benim okul arkadaşlarım vardı. Mehmet Sevinç, Hu?seyin Dumanlı?nın isimleri aklımda. Okul yaptırma işi ise şöyle: 1974 senesinde bir radyomuz vardı. Radyoda falan kişi okul yapmış diye söylendikçe benim hanım arada bir bize de nasip olsun derdi. Bitez belediye olmadan önce muhtar Hu?seyin Kırlı vardı. Onlar böyle bir teşebbüse geçmişler. Sabun kalıbı gibi dört köşe bir proje vermişler. Projeyi alıp bana geldiler. Ben dedim ki bu proje sabun kalıbı gibi dört köşe bir bina, bu bizim Bodrum mimarisine uymaz. Sonra kolları sıvadık başladık işte. O zaman Fethiyeli bir Milli Eğitim Müdürü vardı, Hu?seyin bey. Onunla beraber Kaymakam?a çıktık. Kaymakam Uğur bey, ?Sen ne iş yaparsın.? dedi. ?Demirciyim? dedim, şimdilerde ise turizmciyim. Her halde güvence kazanmak için sordu. Sonra bitirdik işte.?

mehmet danacı 2Hanımınız Gu?lu?mser Danacı?nın isteği oldu o zaman değil mi? Hanım bizim hiç okumamış diye sorumuzu yanıtlamaya başladı;

?Yahşi?de doğmuş bizim hanım. Kız çocukları okumaz diye okutmamışlar onu. Yahşi?den yayan Bodrum?a gelinir mi? O zamanlar vasıta yok tabii. O nedenle okuyamamış ama hep içinde ukde kalmış. Benim hanımın babası askerdeyken ölmüş, annesi ise 15 yaşında. Öksüz yetim. İşte onun isteği de yerine geldi böylece. Her şeyini biz karşıladık, ikinci blokta ama yardımda bulunanlar da oldu hayırseverlerden. Hep beraber yaptık. Biz de ailecek içinde olduk inşaatın sıvasında şapının atılmasında çalıştık hep beraber.?

Geçmişle bu günü karşılaştırır mısınız dediğimizde ise;

?Bunu sormasaydın iyiydi be efecim? dedi.

?Cevap verilecek gibi değil doğrusu. Bu dev binalar, oteller yapılamayaydı, siteler olmasaydı iyiydi. Akyarlar?a, Bağla?ya gittim epey oldu. Şimdi bir daha gidesim kalmadı oralara gitmeye, görmeye.?

Şimdinin insanları ile geçmişteki insanlar arasında da fark çok diyerek iç geçiriyor Mehmet Danacı. ?Biz çalışarak geldik, didindik durduk hayatımızın tamamında. Zor yaşadık. Şimdi pek kolaycı insanlar. Biz Bodrumlular kaybolduk.?

Sessizce, içinden mırıldanıyor söyleşimizin sonunda zor duyuyoruz dediğini ama aslında bir çığlık söylediği;

?Anca bir cenaze olunca birbirimizi görebiliyoruz.?

ETİKETLER: ,
Yorumlar

  1. rezzan şebin dedi ki:

    Ben de Danacı ve senin kaleminle 1971-72 yıllarının Gümbet’ine gittim. Ne de güzel anlatmış, anlattırmışsın. Sağolasın Fatih. Kalemine sağlık.
    Rezzan Şebin