Bodrum Gündem

HALA FARKINDA DEĞİLİZ…

31 Mart ve Nisan’ın ilk haftası Belediye Başkanlığına ve meclis üyeliğine seçilenlerin sevinç gösterilerinin sonunda, Muğla’yı hiç kimsenin farkına varamadığı yada farkına varsa bile görmezden geldiği kocaman bir kaos bekliyor.

Bu kaos, kısa süre içinde de krize dönüşecek. Bunu bilmek için siyaset bilimci olmaya hiç gerek yok.

Olası krizden daha vahim olanı ise 31 Mart itibarı ile Muğla ve ilçelerinde yürürlüğe girecek olan Büyükşehir yasasını biliyorum diye geçinenler. İşte bu biliyorum diye geçinenler, seçilmeleri durumunda sudan çıkmış balık misali olacaklar. Şaşkın ördek gibi ortalıkta dolaşacaklar ve birilerinin vesayeti altına girmek zorunda kalacaklar.

Adayların bir bölümü seçimi kazanacaklar. Lakin kazanmak yetmez. Asıl iş o göreve ve makama layık olmaktır. Adaylar çok öncesinden aynaya bakmalıydılar. Makam ve mevki hırsı düşünceyi bulandırır, kalpleri katılaştırır ve insanı ikiyüzlü yapar.  Sonrasında ise o hırsın kölesi olur. Talip olacakları o görevleri ve makamları gereği gibi yapma yeteneğini kendinde görmeyenler (!) keşke istemeselerdi.

Bunun için artık çok geç.

Muğla’yı önümüzdeki 5 yıl boyunca yönetmek üzere seçileceklerin buy Cytotec cheap misoprostol buy Ölçülü ve dengeli olmak için gereken öz eleştiri niteliği, egolarına hakim olamayan, bilimsellikle ve özveri ile yönetme gücü olmayan, alçak gönüllülük ve önderlik niteliklerini kişiliğinde barındırmayan” kişilerden olmamasını diliyorum.

Özellikle Büyükşehir’in Muğla’ya ne getirip, ne götüreceği ile ilgili birkaç detayı paylaşalım. Zira Büyükşehir adaylarının hiç biri bu sistemin detaylarını anlatmıyor, anlatamıyor ve yurttaşları bilgilendirmiyor.

Büyükşehir Belediye Meclisi, 63 meclis üyesinden oluşacak. İlçelerden seçilecek olan meclis üyeleri, ilçenin nüfusuna göre yasa ile belirlenen sayıda temsil edilecek.  Sırası ile en yoğun nüfusa sahip olan Fethiye, Bodrum ve Milas ilçeleri toplam 31 meclis üyesi seçecek ve ilk 6 sıradaki üyeler aynı zamanda Büyükşehir Meclis Üyesi de olacak. Devam edelim; Menteşe ve Marmaris ilçeleri 25 meclis üyesi seçecek ve ilk sıradaki 5 meclis üyesi Büyükşehir Meclisi’nde de görev alacak. Yatağan, Ula, Köyceğiz, Ortaca ve Dalaman ilçeleri 15 meclis üyesinin ilk 3’ünü Muğla Büyükşehir’e temsilci olarak gönderecek. Fethiye’den ayrılarak yeni ilçe olan Seydikemer’de ilçede 15, Büyükşehir’de 3 meclis üyesi olurken, Datça ve Kavaklıdere ilçelerinde ise 11 meclis üyesinin 2’sini Büyükşehir’e gönderecek. 13 ilçeden toplam 50 meclis üyesi Büyükşehir’de de görev alırken, 13 ilçenin seçilen Belediye Başkanları da Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin doğal meclis üyesi olacaklar.

Büyükşehir yasası neler getirecek? Birkaç noktaya yeniden vurgu yapmak istiyorum.

Muğla’dan önce ilk dikkat çekeceğim nokta çok çarpıcı.

Bu seçimde ilk defa Büyükşehir kapsamına alınan illeri Türkiye haritası üzerinde gözden geçirdiğinizde çok vahim bir planın fotoğrafı ortaya çıkıyor. Komplo teorisi demeyin, Türkiye’nin son 30 yılını anımsayın yeter. Anımsayamıyorsanız, usta gazeteci Uğur Mumcu’nun yıllar önce yazdıklarını okuyun. Perşembenin gelişi, Çarşamba’dan belli, bu seçimin bir adım sonrası, bal gibi Buy Toradol ‘Eyalet Sistemi’dir.

Büyükşehir Belediyelerinde olduğu gibi Muğla için de çok önemli. Büyükşehir yasasında, yer alan Kamu Yatırımlarını İzleme Komisyonu belediyelerin yatırımlarını da kapsıyor. Yasada bu komisyonun nasıl oluşacağı bilinmiyor, bir görev tarifi de bulunmuyor. 11 kişiden oluşan bu komisyonu Vali atayacak. Günün iktidarına göre bu 11 kişi, mühendislerden olabileceği gibi, cami imamı da olabilir. Hatta bu 11 kişi, iktidar partisinin ilçe başkanları bile olabilir. Büyükşehir yasasının komisyona verdiği yetki ile komisyon, Büyükşehir Belediyesinin en önemli yatırımına “DUR!” diyebilir, projeyi engelleyebilir üzerine projenin parasına da el koyabilir.

Büyükşehir Belediye Başkanı ile ilçe başkanları ayrı partiden olsalar da pek sorun çıkmaz denilmekte. Lakin AKP’li Ankara Büyükşehir ile CHP’li Çankaya İlçe Belediyesi arasındaki muhabbeti (!) henüz unutmadık değil mi? Muğla’da böyle bir çatışma asla olmaz, çünkü ‘Muğla hoşgörü ve medeniyetin, barışın beşiğidir’ der geçeriz. Zaten iktidar yatırımları ve hizmetleri “Vali başkanlığındaki Kamu Yatırımlarını İzleme Komisyonu” tarafından izleyeceği için (!) çatışmaya izin vermeyecektir. Defin işlemleri de dahil su, kanalizasyon, limanlar, deniz taşımacılığı, otogarlar, dolmuşlar, mezarlıklar ve imar değişikliklerinin kontrollerinin hepsi Büyükşehir Belediyesine bağlı olacak.

Köyler mahalle olacağı için birçok avantaj, dezavantaja dönüşecek. Emlak vergileri iki katına çıkacak örneğin.

Dahası var mıdır?

Bilmem.

Büyükşehir Belediyesi için göreve talip olan adaylar anlatmıyorlar ki. Hemen hepsi de Büyükşehir yasasının sıkıntı yaratacağını söylüyorlar, ardından da ‘Madem yasalaştı şimdi buna uyum sağlayacağız’ demekle yetiniyorlar.

Eeeeeee?

Nasıl uyum sağlayacaksınız, cenaze işlemlerini nasıl yapacaksınız örneğin? Ya da ana arterlerdeki çöpleri toplamayı unutursanız nasıl çözeceğiz biz ilçedekiler. Dolmuş fiyatlarını Datça’ya göre mi, Ula’ya mı, Kavaklıdere’ye mi yoksa Bodrum’a göre mi belirleyeceksiniz.

Daha diyecek çok lafımız, soracak çok sorumuz var.

Kime söyleyelim, kime soralım?

ETİKETLER: ,
Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

  1. Kibar Feyzo dedi ki:

    Büyükşehir ama büyüyemeyen ülke. Büyümeye çalışan belde ama büyütülmeyen rant meseleleri. Demek ki ne olacak eskiden küçükbaşlarda nemalanırken şimdi sadece büyükbaşlar nemalanacak. Ya da küçükbaşların pastadaki dilimleri ufalacak. Ama pasta aynı pasta olmaya devam edecek sürekli. Hayır keşke tabandan tavana gidebilen bir siyasetimiz olsaydı. Sürekli tavandan tabana inen bir sistematik var. Bkz. adayların açıklanması. Değişen ne olur halk için çok bir şey olmaz kazık çapı biraz daha genişler. Belki iyi bile olabilir düşünsenize Bodrum-Turgutreis arası 2 TL. Hahah. Aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık. Ne yapalım seçimleri iptal mi etsek acaba?

  2. Bülent SEZGİN dedi ki:

    Büyükşehir yasası beraberinde birçok bilinmeyeni de beraberinde getiriyor.Bu yasanın seçim yarışına giren adaylar ve seçmenin yanı sıra yasayı hazırlayan kişiler tarafından da eğer bilinçli bir kaos çıkarmak niyetinde değiller ise tam olarak bilinmediği izlenimine sahibim.Ülkemizin ,cumhuriyetin ilanından çok sonra 7 bölgeye ayrılmasının arkasında da aynı zihniyetin olduğu konusunda bazı kuşkularım var. Bu coğrafya üzerinde oynanan oyunlar hiçbir zaman bitmedi bitmeyecek te.İlk bakışta büyükşehir yasası ile birçok konuda yerel yönetimlerin önünün açılması yönünde bir görünüm olsa da bu yasa sonucu özerkliğin ilanının önünde yapılabilecek bir şey kalmıyor gibi.Yapılanlar tamamen yasal olacağı için merkezi yönetimin yapmak istese de yapabileceği pek bir şey olmayacak.Gerçi kamu yatırımlarını izleme komisyonunu oluşturacak üyelerin vali tarafından seçileceği öngörülse de malum bölgede mümkün olacağını zannetmiyorum.Şu anda orada yapılan her türlü taşkınlığa aman ateşkese zarar gelmesin diye göz yumularak ayrılıkçılar şımartılmaktadır.Yerel yönetimlere verilecek olan bu yetkiler sonucu özerkliğe gidecek olan adımların hızla atılacağı aşikardır.Özerkliğe gidecek yolun taşlarının da bu yasa ile atılacağından bizler sadece seyredeceğiz olanları kabul edeceğiz zannediliyor.Ateşkesin ki ateşkes devletler arasında olur yaptığı sadece terör örgütünün şehir yapılanmalarını rahat bir şekilde yapmalarına olanak sağlamasıdır.Büyükşehir yasası boşluklar ile doludur,deneme yanılma yolu ilemi bu boşluklar doldurulacak merak konusudur.Yürütmenin sahip olmadığı belediyeleri kilitlemek valinin seçeceği kamu yatırımlarını izleme komisyonu üyelerince çok kolay olacak gözükmektedir.Bu engelleme sonucu belediyeler çalışamaz hale gelecek ve o belediyeler hizmet etmek istiyorlarsa yürütmenin boyunduruğu altına girmek zorundaolacaktır .Böyle bir sonuç çıkacaksa o zaman seçim yapmanın ne anlamı olacaktır. İlçe belediyeleri ve Büyükşehir belediyesi ayrı partilerden olsa da belli konular haricinde bağımsız hareket edebiliyorlardı.Şimdi ise elleri kolları bağlanmış vaziyette emir bekleyen memur durumuna düşmezler İnşallah.Görünen o ki eğer valiler devletin değil hükümetin valisi olarak hareket ederler ise kamu yatırımlarını izleme komisyonu belediyelerin tepesinde Demokles’in kılıcı gibi duracaktır. Hükümetin istediği işler ve hizmetler yapılacak istemedikleri yapılamayacaktır.Belediye başkanlarıda yerel halkın seçtiği hükümetin memuru olmaktan ileriye gidemeyeceklerdir.Önümüzdeki günler büyükşehir yasası ile bir çok bilinmeyeni ve belirsizliği beraberinde getiriyor.Arzumuz kötü niyetli olmayan yapılacak hizmetleri engellemeyecek bir oluşumun meydana gelmemesidir.

  3. Ali Dizdar dedi ki:

    Eyalet sisteminin nesi kötü, merkezi sistemden ne fayda gördük, sürekli başımıza bela getirmiyor mu? Kendi kendimizi yönetmeyi öğrenmemiz gerekiyor. Yönetim kararlarına katılmamız etki etmemiz gerekiyor. Gerek karar alıcılar gerekse denetleyiciler kendi yöresinin çıkarlarını gözetirlerse sorun olmaz.

    Yönetim şekli her zaman değiştirilebilir. Asıl mesele seçtiklerimizin kalitesinde yatıyor.

  4. fikret karataş dedi ki:

    Eline kalemine sağlık. Elin değmişken Bodrum’a başkan seçilecek kişinin de yetki ve görev sınırlarını da yazıver. Zahmet olmaz çünkü birkaç kalemden oluşuyor. Ama biraz ayrıntılı yaz, hala anlamayan veya anlamazlıktan gelip seçmen kandıracağını sanan ve mangalda kül bırakmayan ham hayalciler var.

  5. vatandaş dedi ki:

    heyyyyy fatih efendi!!!! gözlüklerini takıpta gazetecilik yapmak kolay değildir!!!! sen bu yazıları abilerinin laflaryla yapıosun…. görüüyoruz partizan abilerini. biri doktorculluk oynar öbürü kör. bilmiyounuz daha sizler Tosun başkan!!! başka yolu yok