Bodrum Gündem

SEÇİMLER BİTTİ! ŞİMDİ KONUŞMA ZAMANI…

SEÇİMLER BİTTİ! ŞİMDİ KONUŞMA ZAMANI…
10.04.2014
0
A+
A-

Şimdi Yaşananların Değerlendirilme Zamanı…

Dürüst Olabilme, Dürüst Kalabilme, Verilen Sözlerin Arkasında Durabilme Zamanı… Şimdi Konuşma Zamanı… Buy Brand Viagra online

Bir seçimi daha geride bıraktık.  Aylardır ‘’gün konuşma, tartışma günü değil, gün koltuk sevdasıyla parçalanma günü değil ‘’diyerek sustum. Ülkemin kader seçimi olarak gördüğüm yerel seçimlerde CHP sinin ülkemin ve kentimin purchase Disulfiram ‘’BİRLEŞTİRİCİ GÜCÜNE’’olan inancımla yol yürümeye ,çocuklarımızın aydınlık geleceği adına katkı koymaya çalıştım.

Bugün Bodrum’dan Türkiye ye umutla bakabiliyorsam ,Bodrum’da yaşayan insanlarımızın yüzü birazcık olsun gülümsüyorsa ve bunda benim denizde damla kadarda olsa katkım varsa ne mutlu bana.

Öncelikle Bodrum’da yerel seçim sürecini tüm yurda örnek olarak gösterilecek bir şekilde geçirmemizi sağlayan tüm siyasi partilere ve adaylarına teşekkür ediyorum.

Bodrum Belediyesi’ne  CHP bayrağını tekrar kazandırmak için Bodrum’un ve ülkesinin aydınlık geleceği adına “BODRUM’UN BİRLEŞTİRİCİ GÜCÜ” olma sıfatını layıkıyla yapabilmek için hedefe kilitlenerek tüm enerjisiyle yorgunluğu ve uykusuzluğu yok sayan Belediye Başkanım Sayın MEHMET KOCADON’A…

Kızlarının ve kentinin aydınlık geleceği için Kocasının yanında dimdik durarak ilk kez CHP içinde siyaset yapmanın nasıl bir şey olduğunu şaşkınlıklar içinde anlayamadan, gönüllülerle kocaman bir örgütlü yapıyı kıskandıracak bir çalışmayı  başaran güler yüzü dostluğu ve insanlığıyla girdiği her evdeki insanların gönlünü kazanan ,Belediye Başkanımızın ve Kadınlarımızın en büyük şansı sevgili dostum, arkadaşım HÜLYA KOCADON’a…

Benim gibi sadece sorumluluk  duygusuyla, AKP iktidarından ve onca yıldır koltuk değneği olan anlayışlardan kurtulmak için  katkı koyan partili veya partisiz ,bizim gibi düşünen veya düşünmeyen ülkemin,kentimin aydınlık yüzlü insanlarına sonsuz teşekkür ediyorum.

Evet tekrar söylüyorum. Ülkemin içinde bulunduğu kaosta ,eğer bugün Bodrum’da güneş hala parlıyorsa ,benim ve insanlarımın yüzünde  hala umut varsa sebebi  buradaki aydınlık yüzlü insanlardır. Her şeye rağmen umudunu CHP’den kesmeyen, ülkesinin bugün CHP sine olan ihtiyacını gören insanlarımızdandır.

O nedenle şimdi  o aydınlık yüzlü insanlara olan borcun ödenme zamanıdır. Gerçekleri konuşma ve görebilme zamanıdır. Konuşabilelim ki Bodrum ve Türkiye adına ortak paydayı bulabilelim. Seçilmişleri kendi kaderlerine bırakmayıp sahip çıkabilelim, destek olabilelim. Sorumluluk sahibi herkes gibi bende kurullarımda ve kamuoyunda düşüncelerimi paylaşmayı, CHP içinde yıllarımı vermiş olmam, Atatürk ilkelerine ve devrimlerine olan bağlılığımla bir sorumluluk ve görev alarak görüyorum. CHP si artık ilkelerinden ödün vermeden gereğini yapmak ve halkıyla buluşmak zorundadır.

Çok önemli bir seçimi daha geride bıraktık. Bunca yolsuzluk, tapeler, yasaklar, şiddet, genç ölümleri  ve rezilliklerden sonra, bu halk neden, nasıl AKP ye oy veriyor diyerek , birçok kişinin içini bizim gibi düşünmeyenlerle ilgili nefrete dönüşen duyguların kapladığını  görüyoruz.Bir kez daha beyaz Türkler  olarak çok kişinin hüsran ve hayal kırıklığı yaşadığını görüyorum.

Hani bazen kocaman bir sarmala dönüşür ya hayat, işte bende tam öyle bir zamandan geçiyorum . Bu seçimlerde neler gördüğümün  ,yaşadıklarımın bazılarını düşünüyorum şimdi.

Meydanlarda nüfusunun %99 unun twiter sözcüğünü duymadığı bir yerde CHP’nin iktidar olduğu zaman, kendisinin de  seçildiğinde twiter yasağını kaldıracaklarını  vadeden  bir belediye başkan adayının seçimi neden kazanamadığını bir kez daha gördüm bu seçimlerde. Aslında bu gibi söylemlerle ismi ‘’halk partisi ‘’olan bir partinin halkın sesine kulaklarını ne kadar çok kapadığını, aslında halkından ne kadar uzak olduğunu gördüm bu seçimde.

Sosyal demokrat olduğunu iddia eden bir partinin kurumunun içinde güven ve adalet duygusunu bir kez daha nasıl tamamen yitirdiğini gördüm bu seçimde. Adalet bir toplumun vicdanıdır. Karakter ve adalet bir bütündür. Bu ikili buluşmadığı zaman, bu buluşma engellendiği zaman artık o toplumun ve kurumun geleceği güvencede değildir. Toplumsal ve kurumsal yapıları ayakta tutan en önemli kaynak güven duygusudur. Bunu sağlayacak olanda kurumlardır. Bu nedenle CHP örgütlerinde çalışanların ve CHP bünyesinde bir yerlere gelenlerin vicdanlarıyla beraber adaletli , emeğe saygılı,vefalı olmaları en önemli anlayışları olmalıdır. Aksi takdirde aydınlığa ve huzura kavuşmaları asla mümkün olamaz.

30 Martta tarihi önemli bir seçim yaşadık. Hayatlarının hiçbir döneminde kıyı şeritlerinde yaşayan bizler kadar zengin olamamış, hayatlarının her döneminde hor görülmüş insanların, bugüne kadar beyaz Türklere karşı  galibiyet kazandıkları onlar karşısında üstünlüklerini kanıtladıkları tek alan olan bir seçimi  yaşadık 30 Mart’ta . Kendilerini  daha akıllı görenler  sonucun sanki geçmiş seçimlerde olduğu gibi olmayacağını mutlaka halkın oylarının artık kendilerine geleceğini düşündüler. AKP’nin oylarının azalacağını CHP’nin iktidar olacağına inandırdılar kendilerini. Gerçekleri görmekten yine kaçındılar.

Buralarda birbirimizi kutluyoruz. Diyoruz ki; Tebrikler Muğla! tebrikler Bodrum! tebrikler CHP’nin cefakar, çalışkan, KADIN KOLLARI, GENÇLİK KOLLARI, YÖNETİCİLERİ…

İŞTE ÖRGÜT!

İŞTE KALELER!

Muğla ve Bodrum da övünebileceğimiz bir seçim süreci yaşadık mı acaba? AKP İktidarı özellikle zayıf olduğu bölgeleri ele geçirmek için Büyükşehir yasasını çıkardığını bile bile, yerel seçimlerin yerel seçimden öte bir kader seçimi olduğunu bile bile ilçe, il ve genel  merkez düzeyinde yapılan yanlışlıkları  değerlendirebilecek miyiz acaba ?

Şimdi o yaşananları değerlendirme , paylaşma zamanıdır.Bizim gibi düşünmeyenleri ,bizden olmayanları suçlamak çok kolaydır. Bunu yapmak yerine eleştiri oklarını önce kendimize çevirmeliyiz. Öncelikle yöneticilerin ve yön vericilerin. Bu nedenle ilçe ve il danışma kurulları en kısa zamanda mutlaka yapılmalıdır.

CHP kalesi sayılan Muğla ve Bodrum da OSMAN GÜRÜN’ün ve MEHMET KOCADON un aldığı oylar örgütümüz için övünülecek bir başarı göstergesi midir?

Özellikle Bodrum da Belediye Başkan oylarının sayısında örgütün ve geçmişten günümüze görev yapan yöneticilerin (+) ve(-) leri olmuş mudur acaba?

Yatağan da, Köyceğiz de Dalaman da Yalova da, Mahmudiye de 1 ile 10 oy  arasında gidip gelmelerle tekrar tekrar sayılan yerlerdeki kazanımlar gerçekten bir başarı öyküsünün sonucu mudur?

2009 da İzmir de 2 ilçe kayıp iken şimdi 8 ilçenin kayıp olması İzmir için bir başarı öyküsü müdür acaba?

Bu öyküler ‘’Varlık içinde, birlik içinde, özgür biçimde’’ yaşayacağımız Türkiye’yi yaratacak çalışmaları gerçekleştirebilecek mi acaba?

25 yıldır aktif olarak CHP Bodrum ilçe örgütünün çatısı altında aktif olarak görev yapan çok az sayıdaki kadınlardan biri olarak kadın-genç-eğitim-kültür-sanat-sosyal  politikalar önceliklerim olmak üzere kesintisiz olarak üreterek çalıştım. İki dönem  meclis üyeliği, başkan yardımcılığı, sonrada Bitez Belde Başkanlığı  gibi partimin her kademesinde görev aldım. Tecrübelerime,inançlarıma,bilgime,kendime ve Bodrum halkına olan güvenle 2009’da Bitez Belediye Başkanlığına,2014 de Bodrum Belediye Başkanlığına aday adayı oldum. Türkiye’de %51’inin kadın olduğu en aydınlık Bölgesinde Muğla’da, merkezde avukat AYLA KARA, DATÇA’dan  NAZMİYE HALVAŞİ, BODRUM’dan ben, CHP’yi MUĞLA’DA, genel merkez  il ve ilçe kadrolaşması sebebiyle, seçilmeyeceğimizi  bile bile  aday adayı olduk. Ömrümüzü verdiğimiz CHP’yi Muğla da kadınsız bir sosyal demokrat parti olma ayıbından kurtulmasını sağlamak gibi bir görev üstlendik kendi kendimize. Büyük bir onurla yola çıktık. Ancak bizlere göre böylesine anlamlı bir görev talebinde bulunmuş olmanın mutluluğunu ve gururunu hiç yaşayamadık. Muğla’dan, Datça’dan, Bodrum’dan aday adayı olan sadece  dört kadın olarak il, ilçe ve genel merkez yöneticilerimiz tarafından adam yerine bile konulmadık.

Çünkü HAKLIYDIK,HAKEDİYORDUK ,GÜÇLÜYDÜK.

Hemen ,kendilerine  rakip olarak görenler tarafından da acımasızca haksız,yalan söylemlerle devre dışı bırakılmak için erkek dayanışması  kuruluverdi. Aslında istemedik de öyle düşünenler tarafından adam yerine konulmayı. Çünkü bizler ‘’kadın gibi düşünen kadınlardık.’’ işin en önemli ve acı gerçeklerinden biride şuydu; Gerçekte kadınların karşısında yine kadınlar vardı. İlçe ve il örgütlerince erkek egemen anlayışın sonucunda yine kendilerine hizmet edecek, konu mankeni olarak kullanabilecekleri kadınlardan oluşan ekipler görevlendirilerek kurullar  kilitlenmişti. Böylece sessiz çoğunluğun sesi asla sağlıklı örgütlenemediği için yeterli tepki konamıyordu.  Her şeye rağmen yerel seçimlerde Bodrum da, Muğla da ve Türkiye de CHP sinin ve adaylarının en yüksek oyu almaları için çalışmaların bugün için çok önemli bir sorumluluk olduğuna inanmıştım. Sayın Kocadon’un  CHP Bodrum Belediye Başkan adayı olarak atanmasından sonra da hiç tereddütsüz ve inanarak tüm çalışmalarında elimden gelen tüm desteği vermeye çalıştım. Bu  nedenle şahsıma ve benim gibi düşünenlere “Kocadoncu, Parti  içindeki Truva atları” diyerek kendi  şahsi ve koltuk hırsları yüzünden, önyargılarından arınmayıp “kaybedersek onurluca kaybedelim” düşüncesiyle  aylarca partiyi kilitleyip, güya demokrasi  havarisi kesilerek kendilerini CHP’nin gerçek  sahipleri  olarak görenleri, sadece karşıdan seyrederek eleştirenleri, 90 yıllık çınarın ortak paydasında buluşamayanları ‘’ben varsam var olsun, yoksam gerisi tufan’’ buy cheap Lithium anlayışıyla hareket edenleri  hatırladıkça ve düşündükçe içim gerçekten çok acıyor. Şundan artık adım gibi eminim. Bu memleket , bu parti  ne çektiyse hep kendisini “çok seviyorum, onun için en iyisini ben bilirim, partinin 40 yıllık üyesiyim, öz partili benim” diyenlerden  çekti.

CHP ve diğer tüm siyasi partilerin (HDP hariç) il, ilçe ve genel merkez, yönetimleri dahil yine erkek egemen anlayış içinde hareket ederek kadınlarımızı ve gençlerimizi devre dışı bırakmışlardır. Türkiye Cumhuriyetinde 84 yıllık bir mücadelenin sonunda sadece 37 kadın Belediye başkanıyla bugün ülkemiz temsil ediliyor. HDP VE BDP dışındaki tüm partiler kadın adaylarını hiçe saymışlardır.

(2014 seçimleri ve kadın konusunu ayrıca sayılarla yazacağım.)

Türkiye’nin aydınlık yüzü CHP’nin kalesi Muğla’da kadın belediye başkanı hiç yoktur. Muğla Büyükşehir belediye meclisinde 63 üyeden bir tane CHP’li kadın meclis üyesi yok. Bodrum da ise yaşanan sonuçta sandık  sandık diye diye sandık sonuçlarını gelecek ikballerine göre keyfi  değiştiren, üyelerin iradesine hiç saygısı olmayan, kendilerini  tesadüfen geldiği kadrolarda oraların sahibi sanarak   her şeyin hakimi olduğunu sananlarca , kadınlarımızın son sıralara konarak dolgu maddesi görüntüsü  verilmesini  sağlayanlarla ‘’varlık içinde ,birlik içinde,özgür biçimde’’ yaşayacağımız bir Türkiye’yi  nasıl yaratacağız kaygısı  tüm benliğimi sarmış durumda.

30 mart  yerel seçim sürecinde ve sonunda gerçeklerle yüzleşmek ve acilen gereğini yapmak gibi sorumluluklarımız olduğunu bilmemiz gerekiyor. 2014 yerel seçimlerinde de yerelde ve genelde sosyal demokrasinin tüm değerleri çiğnenmiştir. Politikada insan kirliliği ,inançsızlık,güvensizlik plansızlık ,samimiyetsizlik en yüksek seviyeye çıkmıştır.

Önce insan olarak, sonra bir partili  gözünde önemli olan nedir?

Siyaset adamı , partili kimdir, nasıl olmalıdır, bütün bunları sorgulamak ve görmek bugün çok önemli bir duruma gelmiştir. Siyaset hedefe ulaşmak için her şeyin mübah olduğu bir davranış biçimi asla olmamalıdır ve bu düşünceyle hareket edenlerden acilen kurtulması gerekir. Bugün siyaset yapıyorum diyen insanlar bir an düşünsünler .Kimler ne kadar söyledikleri sözlerin arkasında durabiliyorlar.Birlikte yol yürüdükleri arkadaşlarının ,yoldaşlarının gözlerinin içine bakarak konuşabiliyorlar.

Bir Cumhuriyet öğretmeni ve kadını olarak yıllardır haykırdığım değerlerin 30 Mart 2014 seçiminde bir kez daha kendilerine siyasetçiyim diyen bir gurup ve kişilerce tekrar görülmemesi , dikkate alınmaması, tüm kadroların kişisel küçük çıkarlar için kilitlenmesi, gerçek değerlerin üretenlerin ve üretimlerin acımasızca bir kalemde çizilmeleri ,hatta yok sayılmaları şahsımı ,ülkesinin ve çocuklarının geleceğiyle ilgili kaygıları olanları bir kez daha yaralamış ve düşündürmüştür.

Bir umut rüzgarı beni ve benim gibi düşünenleri yine aldatıp geçti sanki. Bazen umutlarımın yavaş yavaş yok olduğunu düşünüyorum. O zaman içimi bir ürperti kaplıyor. Kalbim çarpmaya başlıyor. Ve yaşadığımı hissediyorum. O zamanda yine düşünüyorum. Diyorum ki toplumu, kurumları yönetenler barış, beraberlik ve sevgi dilini öğrenmeye ve konuşmaya mecburdurlar. Kendileri gibi düşünmeyenleri anlamak ve algılamak zorundadırlar. Yoksa asla gerçek başarıyı ve huzuru yakalayamazlar.

Sonuç olarak; nerde ve nasıl olursak olalım, yapılan tüm kötülüklere, yapılan tüm yanlışlıklara ve haksızlıklara rağmen umudumuzu asla yitirmeyelim. Gençlerimize, çocuklarımıza ve halkımıza hep güvenelim. Hayata sımsıkı sarılalım. Hayattan ve kötülerden asla korkmayalım.

DİRENELİM!

Unutmayalım:

“KÖTÜLERİN VE YALANCILARIN ASLA YANSIMASI OLMAZ’’

NURAN YÜKSEL

CHP GEÇMİŞ DÖNEM MECLİS ÜYESİ

EĞİTİMCİ

ETİKETLER: ,
Yorumlar

  1. Bitez Yalı Esnafı dedi ki:

    Sevgili nuran yüksel ne güzelde yazmışsınız.
    kimi yerde çok anlamlı,kimi yerde çok boş
    – yazdıklarınızda sanki kendinizi anlatmışsınız partinin içerisindeki kangren, insanları kullanmaya çalışan bir yönetici yapınız var,

    ”’ben varsam var olsun, yoksam gerisi tufan’’ anlayışıyla hareket edenleri hatırladıkça ve düşündükçe içim gerçekten çok acıyor. Şundan artık adım gibi eminim. Bu memleket , bu parti ne çektiyse hep kendisini “çok seviyorum, onun için en iyisini ben bilirim, partinin 40 yıllık üyesiyim, öz partili benim” diyenlerden çekti.”
    sanırım bunlardan birisi sizsiniz,,
    Çünkü BİTEZ ne çektiyse sizin kompleksli CHP li tavırlarınızdan çekti.
    Saygılar….

  2. AK PARTİLİ dedi ki:

    sayın nuran yüksel…bu ülke maalesef sizin gibi at gözlüğüyle yaşayanlardan dolayı sıkıntı yaşıyor.chp li bodrumun nasıl geriye gittiğini ve bu güzel yarımadanın nasıl kaos yaşayacağını hep birlikte göreceğiz.keşke oy vermeseydim diyenlerin sayısı 31 marttan itibaren artmaya başladı bile.siz hala başbakana saldırdığınız müddetçe yarımada daha geriye gidecek.bence bodrum kaybett.

  3. bitez köy kahvesinden selamlar dedi ki:

    sayın nuran yüksel hanım sizin partinize dananıza atatürke olan bağlılığınızı şüphesiz hepimiz biliyoruz bundan kimsenin şüphesi yok bu demek değildirki başkalarından fazla bu özelliklere sahibim anlamına gelmez.eskilerin bu partinin üzerindeki 40 yıllık ibaresini kullanırken hemen sizi hatırladım artık sizde şu elinizi bitezin üzerinden bi çeksenizde insanlar bir nefes alsalar başkanlık olmadı neyse meclise koymak istediğin arkadaşımızıda rezil ettin sonra sıra muhtarlığa geldi sanki iyi bir muhtarımız yokmuş gibi o hanım arkadaşıda rezil ettin sen bitezin üzerine doğmuş bir kara bulutsun chp senden kurtulmalıdır

  4. Ortakentten de selamlar dedi ki:

    Bir de 29 mart 2009 seçimlerinde ailece kimi nasıl desteklediğinizi,kimlere şiir yazdığınızı,çoçuklarınızın kimlerin konvoyunda bayrak salladığını aynı içtenlikle yazabilseniz sizi daha iyi Bodrumda herkes tanıyabilecek ama nerde sizde o yürek?

  5. ANASOL-D dedi ki:

    Sayın Yüksel.. Asıl sorgulanması gereken ” İzmir’de neden 6 ilçenin kaybedildiği değil,neden kıyı şeridine hapsolduğumuzdur” Ülke maalesef İzmir’den veya Muğladan oluşmuyor.
    Bunu anlayamayanlar ve Beyaz Türk kompleksli söylemleriyle partiye dar bir alana sıkıştıran sizlersiniz.Bu parti Anaplısıyla,Dp lisiyle, Mhp lisiyle birlik içinde Türkiyenin merkez partisi olur.Yoksa sürekli anamuhalefete mahkum olcaktır.Şirin beldemiz Bitez’den elinizi çekerek biz gençlerin önünü açar ve YENİ CHP için bir adım atabilirsiniz…