Bodrum Gündem

BODRUM, BASKETBOL VE NUR GENÇER RÖPORTAJI

15.04.2014
0
A+
A-

Ortaokula başladığım seksenli yıllarda televizyonda bir gençlik dizisi başladı : “Beyaz Gölge”. “Koç Rivs” ve ezilen sınıftan, “renkli derili”, serseri kenar mahalle çocuklarının okuduğu “Kartır Lisesi”nin basketbol takımının maceraları, bu sporu öyle tanıdık. Okulum, Ankara Kocatepe Mimar Kemal Ortaokulu ve Lisesi kentin ilk kapalı spor salonu olan yerlerindendi ve tam anlamıyla “The Wall” filmindeki üçbin kişilik kıyma makinası gibiydi. Okulun tüm hücreleri 12 Eylül Faşizmi’nin baskısı altında inliyordu. Ekşi ekşi kokan leş gibi, karanlık soyunma odalarında, çocuklara hayvan gibi muamele eden güya öğretmen-faşistlerin uydurma beden derslerinde, bakımsızlıktan çürüyen spor salonunda vakit geçirmemek adına her yıl babama “beden”den rapor aldırtır, bu eziyetten kurtulurdum.

Basketbolu, tanıdığım en erdemli, kâmil ve kıymetli insanlardan biri olan saygıdeğer Mimar Behçet SİNKİL’in emeği ile vücut bulan Antalya, Tekirova’daki “Ankaralılar Sitesi”nin nizami, açık hava basketbol sahasında yazları oynardım. Arkadaşlarla yorgunluktan geberinceye kadar basket oynardık, sonra denize girerdik. Havada uçan kuşların düşüp öldüğü, kışın görüş mesafesinin bir kaç metreye düştüğü seksenli yılların meşhur “Ankara Hava Kirliliği” içinde büyüyen çocuklar olarak yazları üç ay Tahtalı Dağı’nın eteklerinde, bal gibi suları olan, fıstık çamı ormanının denize eteklendiği, deniz kaplumbağalarının yumurtladığı altıbuçuk kilometrelik Tekirova koyundaki tatil, cehennemden cennete gitmek gibiydi bizim için, gün sayardık. Şimdi oralarda ellibin yatak sayılı oteller var, ağaçlar kesildi, yıldızlar görünmüyor, her yer mafya, mütevazi Ankaralılar Sitesi, “Rus” zenginlerinin sonradan görme kitsch villalarına dönüştü, basketbol sahasında ise kimse oynamıyor.

Milli takımı bilirdik, Kara Mehmet, Erman, Aytek, Emir ve Efe beşlisinin Balkan şampiyonluğunu hiç unutmuyorum. Efes’i tutardım ama Eczacı hep şampiyon olurdu. Tanıdığım basketçiler iyi okullarda okuyan doğru dürüst insanlardı, özenirdik. Ama anlattım ya, benimki gibi daha orta birde dayak yememek için dövüşmeyi öğrenmek zorunda olduğunuz, kabadayı görünmek için orta üçte ciğerlerine çeke çeke sigaraya başladığınız bir devlet okulunda basketbol gibi teknik, zekâ ve taktiğe dayalı, karmaşık bir sporu öğrenmeniz için bir “Koç Rivs” yoktu. Kolejle maç yapardık, yüze onbeş yenilirdik. Bizim itler, dövmek için kolejli çocukları kovalardı.

Sporu disiplin ile 85-92 yılları arasında ağırlıklı olarak Boğaziçi Üniversitesi Dağcılık Klubü BÜDAK ile ama ferdi lisansla yaptım. Dağcılık hala en sevdiğim spordur, melankolik insanlar için tedavi edicidir. 95’te Fransa’da iş yaptığımız mimar, beni Uluslarası Pierre De Coubertin Olimpiyat Komitesi’ne üye yaptı “bir gün işine yarar” demişti, spor lobisine dahil olmanın çıkar sağlayacağını kastederek herhalde. Bu vesile ile Sinan ERDEM ile tanışmış, daha sonraları Yalçın İPBÜKEN’in talebi ile Olimpiyat Evi için bilâbedel bir “Olimpiyat Meşalesi” heykeli tasarlamıştım, çöpe gidenlerden. Bir de karım, öğretmendir, sınıfındaki çocuklara olimpiyatları başlatan Baron Pierre De Coubertin’in ilkelerini öğretmişti İstinye Meslek Lisesi’nde. Sadece 100 İsviçre Frangı bağışladığım bu değerli komiteye hala üyeliğim sürüyor mu bilmem ama arada bir mektup gönderiyorlar sağolsunlar.

Oğlum büyüdükçe, basketbol yeniden hayatıma girdi, spor yeniden gündemime geldi. Özgüveni olan, paylaşımcı, empati kurabilen, takım oyunu ile organize olabilen, otokontrollü ve bedensel ve ruhsal disiplin sahibi, örneğin konsantrasyonunu yönetebilen, sağlıklı çocuklar yetiştirmek için bu sporun uygun olduğunu düşünüyorum. Oğlumu “basketçi” olarak yetiştirmeye çalışıyorum, belki bir gün olimpiyatlara katılabileceğini hayal ediyorum ama önemli olanı yani sporun sevgi ile, insan sevgisi ile temellendirildiğinde mutluluk verdiğini, unutmuyorum. Çocuklar sevgi ile spor yapınca mutlu oluyorlar.

Çocuklar sporu ancak sporculardan öğrenirler. Biz şanslıyız, çünkü oğlumuzun okulundaki koçu gerçek bir sporcu, dostumuz Serdar SUSMUŞ. Çocuklara basketbolu sevdiriyor, takım olmayı öğretiyor. Serdar SUSMUŞ vasıtasıyla “Nur Ağabey”i, Nur GENÇER’i tanıma şansını bulduk.

Nur GENÇER’in geçmişine baktığımızda, Şişli İktisadi Ticari İlimler Akademisi, Türkiye Basketbol Federasyonu Genel Koordinatörlüğü, Basketbol A Milli takımlar İdari Menajerliği, TBL’de 8 şampiyonluk, TVL’de 17 Bayan Türkiye şampiyonluğu, 9 erkek şampiyonluğu, Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) üyesi, TMOK Fair Play ödülü ve Dünya Fair Play Davranış Şeref Diploması sahibi, FIBA Teknik Komiserliği ana başlıklarını görüyoruz. Nur GENÇER, evli ve çocuk sahibi, İngilizce, Almanca, Sırpça, orta düzeyde İtalyanca, İspanyolca ve Rusça bilir.

Nur GENÇER’in Bodrum’da yaşıyor olması büyük bir şans. Sporun sevilmesine ve yaygınlaşmasına ömrünü adamış böyle bir spor uzmanının bilgisi ile Bodrum’lu çocuklar ufuklarını yitirmeyebilir yeni ufuklar kazanabilirler, başarılı sporcular yetişebilir. Nur GENÇER ile soru-cevap üzerine bir röportaj yaptık. Basketboldan anlamayan ama sporcu bir çocuk yetiştirmeye çalışan bir baba olarak aklıma gelenleri sordum.

SORU 1 : Nur Ağabey, basketçi deyince artık o incecik, oyunu amatör bir ruhla zarif oynayan, centilmen sporcu tipi yerine, dev gibi, kaslı, acımasız ve rekabetçi, tehditkâr bakışlı canavar gibi adamların akla gelmesi ; orta yuvarlağa ve boyalı alana bile reklam alınması, takımların isimlerinin dahi reklam verenden sonra söylenmesi, kısaca bu sporun bu kadar kapitalistleştirilmesi üzerine ne düşünüyorsunuz? Sizin, Sırpların basketbol deneyimleri üzerine çok bilginiz var bizimle  paylaşır mısınız?

BENCE OLDUKÇA ANLAMLI, DERİN VE CEVAPLAMASI ZOR BİR SORU… HER ŞEYDEN ÖNCE BURADA DA EN ÖNE ÇIKAN KONU, EĞİTİM, ANCAK ALIŞILMIŞ, SIRADAN EĞİTİM DEĞİL, NİTELİKLİ, ÇAĞDAŞ, BİLİM VE TIB’BIN TÜM DESTEĞİ ALINMIŞ BİR EĞİTİM… ASLINDA HER DEVİRDE AYNEN SİZİN TARİF ETTİĞİNİZ OYUNCU TİPİ VE ACIMASIZLIK VARDI, ANCAK YILLAR BASKETBOLDA TEKNİĞİN, ZERAFETİN YERİNİ GÜCÜN ALMASINI ÖNLEYEMEDİ… YAKLAŞIK 30 YIL ÖNCE ÜNLÜ BASKETBOL ANTRENÖRÜ Kİ TÜRK MİLLİ TAKIMINI DA ÇALIŞTIRDI, BOGDAN TANJEVİÇ İLE YAPTIĞIMIZ BİR SOHBETTE BEN DE AYNI GEREKÇELERLE OYUNCU TİPİNİN GÜCE DAYALI, BASKETBOLUN ZARİF, İNCE, YUMUŞAK YAPI VE DOKUSUNU KAYBETTİRDİĞİNİ, ÖZELLİKLE AMERİKALI ZENCİ OYUNULARIN ATLETİK YAPILARI VE İRİ CÜSSELERİ İLE AVANTAJ SAĞLADIKLARINI  SÖYLEDİĞİMDE  “DAHA DUR BAKALIM BİR DE AFRİKA GELİYOR, ASIL SERT VE İRİ CÜSSELİ  ZENCİ IRK ORADA, ONLAR DA BU REKABETİN İÇİNE GİRECEKLER” DEMİŞTİ.

BU KONUŞMA GERÇEK OLDUĞU GİBİ, ZENCİ IRKIN FİZİK GÜCÜNE ULAŞMAK İSTEYEN, PAZARDA YER KAPMAK İSTEYEN BİRÇOK BASKETBOLCU, KADIN, ERKEK YAPTIĞI ÜST DÜZEY ÇALIŞMALARLA KÜÇÜK DEVLER HALİNE GELDİLER VE SİZİN TARİFİNİZE UYGUN BASKETBOLCULAR YARATILDI. TABİİ BU OLUŞUM REKABETİ KÖRÜKLEDİ, GELİŞMEYİ O YÖNDE ETKİLEDİ, KAZANMAK ÇOK ZORLAŞTI, EKONOMİK FAKTÖRLER ÇOK ÖNE ÇIKTI… TABİİ Kİ SAHALARIN ORTASINA DA REKLAMLAR ALINDI, BİR FORMA, ŞORT 7-8 BÖLÜME AYRILIP ÜSTÜNE YAZILAR YAZILDI…

TABİİ BÜTÜN DÜNYADA KAÇINILMAZ BİR OLGU OLAN PARASAL İHTİYAÇ VE DESTEK BASKETBOLUMUZDA DA KENDİNİ GÖSTERDİ, TÜRKİYE’DEKİ DURUMU SIRBİSTAN VEYA ESKİ YUGOSLAVYA İLE KARŞILAŞTIRMAK MÜMKÜN DEĞİL, BÜTÜN DEMİR PERDE ÜLKELERİNDE OLDUĞU GİBİ SPOR DA DEVLET TARAFINDAN YÖNLENDİRİLİYOR, YÖNETİLİYORDU… BUGÜN DAHİL TÜM ZAMANLARDA EN İYİ OYUNCULARIN BELGRAD’DA OYNAMASI GEREKTİĞİ, EN ÜST DÜZEY TAKIMLARIN ORADA KONUŞLANMASI DEVLET ELİYLE DÜZENLENİYOR, HER HANGİ BİR BÖLGEDE, ŞEHİRDE YENİ YETİŞEN PARLAK BİR GELECEĞİ OLAN BİR SPORCU YEMEK, YATAK, SAĞLIK VE EĞİTİM İMKANLARININ EN ÜST DÜZEYDE SAĞLANDIĞI SIRBİSTAN BÖLGESİNE  ÇEŞİTLİ LEGAL VEYA İLLEGAL YOLLARLA YÖNLENDİRİLİYORDU…

KAPİTALİZM VEYA KARA PARANIN BİR GÜÇ OLUŞTURMADIĞI ORTAMDA MİLLET, VATAN, BAYRAK, ZAFER, ÜLKE BÜTÜNLÜĞÜ GİBİ KAVRAMLARA ÖNEM VERİLEREK ÖNCE BASKETBOL, SU TOPU VE DİĞER SPORLARIN MİLLİ SPOR OLMASI SAĞLANMIŞTI.

MAREŞAL TİTO 1975 DE ZAGREP’DE DÜNYA ŞAMPİYONU OLAN BASKETBOL MİLLİ TAKIMINI KUTLAMAK İÇİN DAVET ETTİĞİ TÖRENDE, “SİZLER İÇİN NE YAPABİLİRİM? NELER YAPILABİLİR?” SORUSUNA “BASKETBOL TOPU VE AÇIK HAVA BASKETBOL SAHALARI” CEVABINI VEREN YÖNETİCİLER HEM YUGOSLAVYA’NIN, HEM BALKANLAR’IN, HEM AVRUPA’NIN BASKETBOLDA DÜNYA LİDERİ OLMA YOLUNU AÇMIŞLAR, HEM DE GELİŞEN ŞARTLARDA SIRP KÖKENLİ OYUNCULARIN YUGOSLAVYA DIŞINDA PAZARLARA ÇIKMALARINI, NBA DAHİL DÜNYANIN EN ÜST DÜZEY LİGLERİNDE YER ALMALARINI SAĞLAMIŞTIR.

BU ARADA MAREŞAL TİTO, DERHAL ÜLKENİN MÜMKÜN OLAN HER YERİNE KURALLARA UYGUN, KALİTELİ AÇIK HAVA BASKETBOL SAHALARI YAPILMASINI EMRETMİŞ VE JAT’A (YUGOSLAV HAVA YOLLARI) AİT BİR UÇAK TAMAMEN BOŞ BİR ŞEKİLDE AMERİKA’YA GÖNDERİLMİŞ VE 35.000.- (OTUZ BEŞ BİN ) BASKETBOL TOPUNUN ÜLKEYE GETİRİLMESİNİ SAĞLAMIŞTIR. ASLINDA BU NOKTADA TÜRK BASKETBOLU KONUSUNA GİRMEMİZ GEREKİR ANCAK ÖNCE BİR YAŞANMIŞ FIKRA SONRA DA YAŞADIĞIMIZ GERÇEK BİR ÖRNEKLE BU SORU VE CEVABINI BİTİRMEYİ DÜŞÜNÜYORUM…

“ADAMIN BİRİ, HAMSİNİN 99 ÇEŞİT YEMEĞİ OLUR DEMİŞ, ARKADAŞI, HADİ CANIM, SAY BAKALIM DEDİĞİNDE DE, BİİİİR, REÇELİ DİYE BAŞLAMIŞ, ARKADAŞI, TAMAM YETER SAYMA “DEMİŞ…

TÜRK BASKETBOL MİLLİ TAKIMI İSTANBUL’DA DÜNYA İKİNCİSİ OLDUĞUNDA, BAŞBAKAN R.T.E’Yİ ZİYARET EDEN MİLLİ TAKIMIMIZ, İSTEYEREK VEYA İSTEMEDEN YAKLAŞIK 10-15 SPOR SALONU YAPILABİLECEK BİR KAYNAĞI PRİM OLARAK ALMIŞLAR VE O PARANIN DAĞILIMI BU GÜN DAHİ AÇIKLANMAMIŞTIR…

ARTIK, SÜRÇÜ LİSAN ETTİYSEM AFFOLA…

SORU 2 : Çocukların her birini birey olarak kabul eden ve her birinin karakterinin kendine özgü olduğunu, öğrenme süreci ve yönteminin değişkenliğini benimseyerek, öğretmen değil rehber anlayışıyla şekillenen çağdaş alternatif eğitim sistemini önerenler arasında, basketbolu “rekabetçi” olduğu için reddedenler var, sizce basketboldaki rekabet çocuk için zararlı mıdır? Basketbol çocuğun bireysel yeteneklerini köreltip, onu sürü üyesi mi yapar gerçekten?

ÖNCELİKLE   YILLARINI SPORA VERMİŞ, ALT YAPILARA VE ALT YAPI EĞİTİMİNE BİRİNCİ SIRADA İNANMIŞ, YER VERMİŞ BİR KİŞİ OLARAK BU SORUNUN CEVABI BENİM İÇİN DAHA BAŞLANGIÇTA HAYIR. BASKETBOL VE SPOR ÇOCUĞUN BİREYSEL YETENEKLERİNİ KÖRELTMEZ, ONU SÜRÜ ÜYESİ YAPMAZ, AKSİNE SADECE   SPORTİF DEĞİL TÜM YETENEKLERİNİ KEŞFETMESİNE YARDIMCI OLUR, HAYAT İÇERİSİNDEKİ YÖNÜNÜ BELİRLEMESİNE YARDIMCI OLUR.

NE YAZIK Kİ YILLARINI SPORA VERMİŞ BİR KİŞİ OLARAK ANCAK 66 YAŞINA GELDİĞİM BİR DÖNEMDE ÇOCUĞUN ÖNCELİKLE SPORDA  VE DİĞER TÜM BAŞLIKLAR HALİNDE GELİŞMESİNE EN ÖNEMLİ ENGELİN EBEVEYN VE EBEVEYN OLDUĞUNU KEŞFETTİM.

SPOR, SPORDA EĞİTİM VE GELİŞME BAŞLIĞI ALTINDA  KONUYU İRDELERSEK, HER ÇOCUĞUN HAYATININ ÖNEMLİ BİR BÖLÜMÜNDE REKABETÇİ BİR ORTAMA GİRECEĞİ KAÇINILMAZ BİR GERÇEKTİR, BU SPORTİF ALANDA  OLABİLECEĞİ GİBİ, SANAT’IN, BİLİMİN, TEKNİĞİN HER ALANINDA DA OLABİLİR.

ÇAĞDAŞ ALTERNATİF EĞİTİM SİSTEMİNİN NE OLDUĞUNU TAM OLARAK BİLMİYORUM ANCAK SPORUN ÇOCUĞUN GELİŞİMİNDE ÇOK ÖNEMLİ BİR ROL OYNAYACAĞINI, OYNADIĞINI BAZI YAŞANMIŞ TECRÜBELERLE BİLİYORUM VE EMİNİM. ANCAK ÖĞRETMEN DEĞİL REHBER ANLAYIŞINA İNANAN VE BENİMSEYEN EBEVEYN, ANNE, BABA, ABLA, AĞABEY, DAYI, AMCA, BABANIN VEYA ANNENİN YAKIN ARKADAŞI, KUCAĞIMIZA DOĞDU DİYENLER BU “REHBERLİK” İŞİNİ UZMANLARINA, ANTRENÖRLERİNE BIRAKIRLARSA YUKARIDA, SORUDA  BELİRTTİĞİNİZ ENDİŞE VERİCİ DURUMLAR OLUŞMAYACAKTIR.

SPOR KONUSUNDA EBEVEYN TARAFINDAN KABUL EDİLEREK YARATILACAK BU ORTAM BENCE ÇOCUĞUN TÜM ALANLARDA DA YAŞANTISINI  VE GELECEĞİNİ OLUMLU ETKİLEYECEKTİR. ÇOCUĞUN SPORA VEYA BASKETBOLA BAŞLAMASIYLA YAKLAŞIK BİR 10-12 SENE AİLE İÇİN ZOR GEÇECEKTİR. HEM YOĞUN REKABETÇİ BİR ORTAMI FARK EDİP, HEM DE ÇOK ÖNEMSEMEZ, İLGİLENMEZ GİBİ DAVRANMAK KOLAY OLMAYACAKTIR.

BURADA, BENCE ÖNEMLİ KONU EBEVEYNİN ÇOCUĞUN ÜZERİNDEN KENDİ SIKIŞTIRILMIŞ, TATMİN OLMAMIŞ SPORTİF DUYGULARINI, İSTEKLERİNİ YAŞAMAMAK, OLAYI AKIŞINA BIRAKMAKTIR.

SON OLARAK DA TECRÜBELERİME GÖRE ÇOCUK YAŞTA BAŞLAYAN SPOR VE TAKIM ARKADAŞLIKLARI ÇOCUĞUN TÜM HAYATINDA ROL OYNAMAKTADIR,  İŞ HAYATINDA, TİCARETTE BAŞARILI OLAN BİR ESKİ TAKIM ARKADAŞINI ÖRNEK ALMAKTAN, HEDEF YAPMAKTAN  TUTUN DA BERABER İŞ ORTAKLIĞINA VARAN, İŞİNDE DESTEK ALMAYA KADAR VARAN, EMEKLİLİKTE AYNI ORTAMLARI PAYLAŞMAYA KADAR VARAN NİTELİKTE BİR DOSTLUK KAVRAMI OLUŞMUŞTUR.

SORU 3 : Bodrum’un açık havada yapılacak basketbol ve plaj voleybolu açısından çok uygun olduğunu söylüyor, ünlü bir koçun “beş senede bir yıldız oyuncu çıkarabilirseniz, başarılısınız” sözünü hatırlatıyorsunuz. Elbette, başta gelen çocukların fiziki ve manevi anlamda sporcu disiplini almalarını sağlamak ama gerçekten de Bodrum’dan dünya çapında bir basketçinin çıkabileceğini hayal etmek de çok güzel. Bu sporu yaygınlaştırmak ve yetenek öğüten değil yetenekleri ortaya çıkaran bir sistem önermek üzerine çalıştığınızı anlıyorum, burada hayal kırıklığı yaşadığınızı düşünüyorum, hayal kırıklığınız var mı? Bodrum’da sesinize karşılık bulabildiniz mi?

ÖNCELİKLE ŞUNU RAHATLIKLA SÖYLEYEBİLİRİM Kİ BODRUM’DA SPORTİF ANLAMDA HİÇ BİR KARŞILIK ALAMADIM, ÇOK ÇOK ÖNEMLİ, ÇARPICI, MORAL BOZUCU HAYAL KIRIKLIKLARI YAŞADIM. TAMAMEN VİZYONSUZ, ÇAĞDAŞ DÜNYAYA KAPALI, YAPMAYAN VE YAPTIRMAYAN, BENİM OLSUN KÜÇÜK OLSUN MANTIĞI İLE YÜRÜTÜLEN BİR SPOR OLGUSU VAR BODRUM’DA.

EN SON YAŞADIĞIMIZ YEREL SEÇİMLERDE ADAY OLAN İKİ BELEDİYE BAŞKAN ADAYININ SÖYLEMLERİNDE, PLAN VE PROGRAMLARINDA NE BİR SPORTİF VAAD, NE BİR SPORTİF VİZYON GÖRDÜM. KONUŞTUĞUM BİRÇOK KİŞİ DE HER İKİSİNİN DE SPORTİF ANLAMDA BİRÇOK BENZERLİK GÖSTERDİKLERİNİ, EN ÇOK GALİBA SPOR OLARAK KABUL ETTİKLERİ DEVE GÜREŞİ İLE YAKINEN İLGİLENDİKLERİNİ VURGULADILAR.

KAZANANIN DA KAYBEDENİN DE YOLLARI AÇIK OLSUN… BU DURUMDA ÇOK İYİMSER OLMAK VEYA ÜMİT VERMEK PEK MÜMKÜN DEĞİL. SOSYAL YAPI VE OLGUNUN GERÇEK DÜNYA, ÇAĞDAŞ DÜZENLER İÇİN SPOR VE SANAT BENCE EN UYGUN, EN ÖNEMLİ, ETKİLİ, DENENMİŞ YOL VE ÇÖZÜMDÜR. İŞİM GEREĞİ GEZDİĞİM AŞAĞI YUKARI TÜM AVRUPA SAHİL BELDELERİNDE, BODRUM BENZERİ YERLEŞİM BÖLGELERİNDE GENÇLİĞİN EĞİTİMİ, SOSYAL YAŞANTININ GÜZELLEŞTİRİLMESİ VE DÜZENİ İÇİN SPOR İLE SANAT EL ELELE  EN BİRİNCİ YOL, ÇÖZÜM OLMUŞTUR, GÖZLEMLERİM BUNU GÖSTERMEKTEDİR.

ASLINDA  BENİM GÖREBİLDİĞİM KADARI İLE BODRUM MEVCUT SPOR TESİLERİYLE, DOĞRU, DÜZENLİ, EHİL ELLERDE YÖNETİLMESİ  KAYDIYLA HİÇBİR BENZER BELDEDEN AŞAĞI DEĞİL HATTA BAZI KONULARDA FAZLASI DA VAR.

ANLADIĞIM KADARIYLA ÇOK CİDDİ SAYILARDA GÖÇ ALAN BU BÖLGEDE BİRÇOK DEĞERLİ SPOR ADAMI DA YERLEŞİK DÜZENE GEÇMİŞ DURUMDA, AMA KISIR DÖNGÜYE RAZI, YAPMAYAN VE YAPTIRMAYAN ZİHNİYET BU İNSANLARDAN BİLE ÇEKİNİYOR, ONLARIN BİR ENVANTERİ BİLE YAPILMASI ÇABASI GÖSTERİLMİYOR. BU KADAR OLUMSUZLUĞUN İÇERİSİNDE İLERİYE DÖNÜK ÜMİT VERMEK, İYİMSER OLMAK ÇOK ZOR.

ANCAK BODRUM’A YERLEŞMEMİN BEŞİNCİ YILININ SONUNDA, TANIDIĞIM  BİR ESKİ BASKETBOLCU KARDEŞİMİNİN ÖN AYAK OLMASI VE İNANAN, SPORU SEVEN BİR GURUP, KÜÇÜK BİR GURUP, İNSANLA BİRLİKTE, BODRUM TURGUTREİS BELDESİNDE, TEMELİ ALT YAPI ÇALIŞMASINA DAYANAN EĞİTİM AĞIRLIKLI, NİTELİKLİ, ÇAĞDAŞ SPOR ÇALIŞMALARI, VOLEYBOL, BASKETBOL DALINDA EKİPLER OLUŞTURMAYI DÜŞÜNMEYE, PLANLAMAYA BAŞLAYABİLDİK.

ÇALIŞMALARIMIZIN TEMELİNİ NİTELİKLİ, ÇAĞDAŞ, ALT YAPI SPOR EĞİTİMİ OLUŞTURACAKTIR, BU KONUDA ÜMİTLİ OLDUĞUMU SÖYLEYEBİLİRİM…

SORU 4 : Oğlumun düzenli olarak basketbol antrenmanlarına başlamasından sonra çok iyi anladım ki bu iş Bodrum’da ehil ellerde değil. Basketbol okulu adı altında, koç titri ile sporu en düşük seviyede dahi temsil edemeyecek kişilerin ailelerden hem para aldığını hem de çocukların varsa yeteneğini törpülediğini gördüm. Buna karşıyım ve müsamaha gösterilmemesinden yanayım. Tanık olduğum bir başka yanlışlık ise, bazı koçların isimlerini duyurmak ve daha çok para kazanmak için çocukları bağıra çağıra aşırı zorlamaları, pedagoji sözcüğünü dahi işitmemiş bu cahillerin elinde yine hassas yeteneklerin harcanması. Şimdi sizin sportif yönetiminizde, Hakan YÖRÜKOĞLU ve Serdar SUSMUŞ’un da katılımıyla yeni bir spor okulu projesi başlıyor, aslında bunun bir okuldan da öte daha geniş bir girişim olduğunu da anlıyorum, bize umut verebilir misiniz?

BENCE BODRUM, BASKETBOL, SPOR VE EĞİTİMLERİ KONUSUNDA TÜM TESPİTLERİNİZ YERİNDE VE DOĞRU. ANCAK BODRUM, MARMARİS, POLATLI, BÜNYAN, AKÇAKOCA, ÇAYELİ, GEMLİK, MENEMEN, POZANTI, SİLİFKE VE BENZERİ  HER YER AYNI DURUMDA, NE BİR PLANLAMA, NE BİR POGRAM NE DE BİR DEVLET POLİTİKASI VAR, SPOR  BIRAKIN EHİL ELLERİ HİÇ BİR YETERLİ, EĞİTİMLİ, DUYARLI, KONUNUN UZMANI ELLERE TESLİM EDİLMEMİŞ, MEVLAM KAYIRA DENMİŞ… TABİİ Kİ BODRUM DA BUNUN DIŞINDA KALAMAMIŞ.

BENİM HATIRLADIĞIM 70’Lİ YILLRDA DAHİ BODRUM’DA BASKETBOL VARDI, TUNCER CANTEZ İSİMLİ ÇOK ÇAĞDAŞ, MODERN GÖRÜŞLÜ, FENERBAHÇELİ K.TUNCER BODRUMA YERLEŞMİŞ VE BODRUM’A MODERN BASKETBOLU GETİRMİŞTİ.

SONRAKİ YILLARDA BİR ÇOK KALBÜRÜSTÜ BASKETBOL ADAMI VE ANTRENÖRÜ, NUR GERMEN, GÖKHAN TAŞTİMUR, FARUK AKAGÜN, HAKAN YAVUZ GİBİ İSİMLER BODRUM’A GELDİLER VE ARKALARINA DAHİ BAKMADAN KAÇTILAR, YEREL BİRKAÇ ÇOK BİLİR, BELEDİYENİN DE DESTEĞİ İLE KIZ – ERKEK TAKIMLARI KURDULAR, ÇOK PARALAR HARCADILAR, AMA SONUÇ HÜSRANLA BİTTİ….

EN SON YİĞİT ÖZMEN VE MEHMET TÜMER’İN DE ÇABALARI SONRASINDA BASKETBOL UYUMAYA BIRAKILDI…

KISACASI ANCAK FIRSAT VERİLİR VE NİTELİKLİ, ÖZGÜN BİR ÇALIŞMA YAPILABİLİRSE, YETKİ VE SORUMLULUKLAR DOĞRU VE EHİL KİŞİLERE BİR ARADA VERİLİRSE ARTIK SON DURAK DİYEBİLECEĞİM TURGUTREİS’DEN SİZLERE BİR ÜMİT VEREBİLİRİM…

nur gençer cheap Cialis Soft order Paxil buy propranolol

ETİKETLER: ,
Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

  1. Gonca İnanç Yolaç dedi ki:

    Merhaba ; benim de oğlum Bodrum sporda basketbol oynamaktadır önce Marmara kolejinde başladı fakat çocuklar bir yere kadar gele bildiler bir yerden sonra bir potada takılı kaldılar arlarında çok ümit veren basketbolcu gençlerimiz var ama kendilerini bir türlü bir ileriye taşıyamıyorlar belediye imkanları ve koçların diğer programları bu çocukları burada bir kısır döngüye soktu hepsi basketbolu bir ileriye taşıma heveslisi ama imkanları yok destek göremiyor ve ancak haftada 3 gün antıraman yapa biliyorlar bu gençleri destekleyelim herkes biz velilerde taşın altına elimizi sokalım basketbolu bu cennet köşesinde dünyaya duyuralım harika bir röportaj olmuş sevgi ve saygılarımla

  2. Berkay dedi ki:

    Zevkle okudum, Nur Gençer gibi bir hayat ve basketbol hazinesinin düşüncelerini, Türkiye’deki ve Bodrum’daki bazı basketbol gerçeklerini daha iyi anlamamıza yardımcı olan çok güzel bir söyleşi olmuş,teşekkürler ve emeğinize sağlık Serdar Bey

  3. Feridun Kolankaya dedi ki:

    Ben Bodrumspor un formasini hem altyapi hem de A-takimi seviyesinde gurula tasidim. O zaman Bodrum da bu spor a gonul vermis bircok amator ruhlu baskebolsever vardi ve bunlardan birisi de Sayin coachim Tuncer Cantez di. Onun idaresinde genclerde Mugla Sampiyonu olduk ( Burda hemen sunu ekleyeyim Mula sampiyonu olmak hem rakipleri hem de hakemleri yenmek demek cunku Mugla da Bodrum a karsi inanilmaz bir hazimsizlik var)guzel bir generasyondu ve sonra ne oldu hepimiz lise biter bitmez yurdun 4 bir tarafina universitelere dagildik. 3 buyuk sehrin avantaji bu iste. Ben gittim Ankara da oynadim, Barbaros gitti Istanbul da oynadi, bir kismimiz Izmir de bir kismimiz Bodrum gecelerinde. Iste bu Bodrum um dezavantaji.