Bodrum Gündem

Doksan’dan Üç Gol..!

21.04.2014
0
A+
A-

İstanbul’un geleceğini etkileyecek üç proje olan 3. Köprü, 3. Havalimanı ve Kanal İstanbul’un hayata geçirilmesi halinde meydana gelebilecek bilimsel etkiler konuşulurken, son dönemde arka arkaya doğal varlıklarımızı olumsuz etkileyecek yasal düzenlemeler ile karşılaştık.

Önce Milli Parklarla ilgili yönetmeliğe ekleme yapıldı.

Sonra,Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği değiştirildi.

Ve Orman Kanunu ile ilgili yeni bir yönetmelik değişikliği ile de devam edildi.

Bu düzenlemelerin içine girmeden önce kısaca İstanbul u etkileyecek üç proje için TEMA Vakfı  ve on altı bilim insanının katkısıyla  ve yedi aylık bir çalışma sonucunda oluşturulan bilimsel bir  rapor hazırlandı,kamuoyu ile de paylaşıldı.
İstanbul’un yaşam destek sistemleri olan kuzey ormanları, su havzaları, tarım ve mera alanları, yer altı suları ile biyolojik çeşitlilik üzerinde oluşturacağı tehditler rapor ayrıntılarıyla belirtildi.

Bu rapor ile mevcut durumun  tespiti yapıldı,değerlendirildi ve sonrasında,projelerin hayat geçmesi  halinde  meydana gelecek etkilerde;
Projeler ile yok edilecek değerlerin maliyetleri, yaratılan değerlerden daha yüksek olacaktır başlığı ile sıralandı.Özetle ; ( İstanbul’un geleceğini etkileyecek Üç Proje bilimsel bir kitap  niteliğinde [email protected].tr adresinden  ulaşabilirsiniz)  

·3. Havalimanı ve 3. Köprü için doğrudan kesilecek orman alanı 8.715 hektar alan olacak. Bu da yaklaşık 8 bin futbol sahası kadar alana karşılık geliyor.

·Köprüler insan değil, araç taşımaya devam edecek. Projeksiyonlara göre 2023’de zirve saatte her 3 köprü de tıkanacak.

·3. Havalimanı kapsamında planlanan pist, apron, üst yapılar vb. ünitelerin hafriyat çalışmaları ile doğal orman alanları, canlı yaşamı barındıran yaklaşık 70 adet büyüklü küçüklü göl, gölcükler ve özellikle Terkos Gölü’nü besleyen dereler, tarım alanları ve mera alanları zarar görecek.

· İstanbul önemli kuş göç yollarından biri üzerinde bulunmakta olup, kuş göçü Terkos Gölü ve Belgrad Ormanı üzerinden geçmektedir. Kuş göç yolları üzerine kurulan projeler sonucunda kuşların yaşam alanları tahrip olurken, uçak kazalarının yaşanma riski artacaktır.

· Türkiye’nin 122 önemli bitki alanından biri olan Terkos-Kasatura kıyıları Kanal İstanbul projesinden olumsuz etkilenecektir. Projeler, İstanbul’un flora ve faunasında tahribata sebep olacaktır.

· Tarım arazileri hızla yapılaşmaya açılarak, yoğun bir tarım arazisi kaybı yaşanacaktır.

· Kanal İstanbul önemli miktarda tarım arazisini sulayabilecek bir potansiyele sahip Silivri, Çatalca ve Büyükçekmece ilçeleri altında yoğunlaşmış yeraltı suyu havzalarına zarar verecek.

· Uluslararası sözleşmelerle koruma altına alınan alanlarda yapılacak projeler ile Büyükçekmece Gölü, Küçükçekmece Gölü, Terkos Gölü, Ömerli havzası ve Batı İstanbul meraları zarar görecek.

· Karadeniz sahilindeki Kilyos kumulları, Ağaçlı kumulları, Alibeyköy Barajı çevresindeki Batı İstanbul meraları, Terkos havzası, İstanbul Boğazı, Şile kıyıları, Ömerli havzası ve Pendik vadisi gibi önemli doğa alanlarındaki ekosistemler de zarar görecek.

· Doğrudan ekonomik getirisi olan tarım ve orman arazilerine ilişkin kısa dönemli ekonomik değerler dikkate alınırken, diğer ekosistem fonksiyonları doğrudan bir ekonomik değer taşımadığı için dikkate alınmamaktadır  gibi her biri diğerinden önemli  tespitler bu rapor ile ortaya konmuştu.

Bu üç projeye yönelik  tespitler ve  etkileri  sebepleri sonuçları ile doğa adına bilimin, hukukun,sivil –demokratik toplum örgütlerinin ve yöre halkının dinamizminde gelecek için tartışılırken kanun koyucu maalesef bildiğini okumaya devam etmektedir.

Önceki yazımda Eyvah seçim süreci  başladı,öncesi ve sonrası için yine doğa adına ürküyorum demiştim,yanılmamışım.Milli Parklarımızın,Sulak Alanlarımızın ve yıllardır yazboz tahtasına dönen Orman Kanunumuzun başına gelenlere bak,seçim sürecinde.

Yine ve yadırgamayacağımız  satır arası yasa değişiklikleri ile doğal varlıklarımızın üzerinde yeni endişeler in doğmasına sebep olacak düzenlemelere gidildi.

1-) Retin-A without prescription Mart ayında,Türkiye de en yüksek koruma statüsüne sahip olan  milli parklarımızın geleceğin de;  yönetmeliğindeki üç maddelik değişiklik ile “ kamu yararı görülen,yapılmasının zorunluluk olduğu ileri sürülen her türlü yapıya ” izin verilmesi yolunun  açılması ve yapılaşmaya ve yatırıma engel niteliğindeki gelişme planı şartının aranmayacağı ” düzenlemeleri  mevcut 40 milli parkımız için tehdit  niteliğindedir.

2-)Nisan ayında,Sulak Alanlarımızın Korunması Yönetmeliği değiştirildi,gelecekleri tehlikeye girdi.Değişiklik ile sulak alanların “korunma statüsü” düşürüldü,Koruma kalkanı daraltıldı.Sulak alanların içme suyu,kullanma ve sulama amaçlı altyapı projelerinde kullanılmasının önü açıldı.Ayrıca sulak alanların etrafında yapılacak yapılar için getirilen minimum 2500 metre sınırı kaldırıldı.

3-)Orman Yasası’nın 16,17 ve 18’inci maddelerinin uygulanmasına ilişkin yönetmelik değişikliği yine Nisan ayında Resmi gazete de yayınlandı.Yeni yönetmeliğe göre,orman alanlarında enerji üretim santralleri,petrol ve doğalgaz boru hattı ve arama tesisleri kurulabilecek.Haberleşme tesisleri,yer altı depolamaları,güvenlik tesisleri,eğitim ve spor tesisleri,yol ,liman,havaalanı,demiryolu .tünel gibi ulaşım tesisleri de yapılabilecek.

Ayrıca,orman alanı içersinde bulunan kamuya ait tesislerin üçüncü şahıslara kiralanabilmesi,daha önceki yönetmelikte Devlet İdaresi ibaresinin Kamu İdaresi olarak değiştirilmesi,izin verilen alanların denetimini daha önceden kamu yaparken şimdi Serbest Yeminli Bürolara devri,  ormanlarımızın özellikle “istenen yatırımı yapma” konusunda savunmasız bırakıyor.

Üzüntülüyüm ,

Ve bizler 1-2 gün sonra 23 Nisan Çocuk Bayramımızı kutlayacağız.Gençlerimize ,çocuklarımıza ve geleceğimize bırakacağımız  en zengin miras  doğal varlıklarımız değil midir?Geri dönülmesi imkansız tahribatlara yol açan yasalar ile bu haklarından bıkmadan, ders çıkarmadan günü birlik rant yaratma hırsı ile  mahrum ediyoruz .Sağlıklı yaşam sürmelerine şimdilerden izin vermiyoruz.Adeta geleceklerinde  bir bedel ödemelerine sebep oluyoruz.

Bugün den yarınlara yaşanabilir bir gelecek kurma yolunda üzüntülüyüm. Brand Viagra 100MG

Endişeliyim,

Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda  Milli Parklarımız,Sulak Alanlarımız ve Ormanlarımız gibi doğal varlıklarımız,bu topraklarda yaşayanlar adına,egemenlik hukuku gereği hükümetlere ,bizleri yöneteceklere emanet edilmedi mi?

Bizim geleceğimizi kararlaştırıyorsunuz,endişeliyim

Kızgınım,

İnsan kendi kalesine gol atar mı? Atmaz.Yinede arada kazara atıldığını görüyoruz.Gülüyoruz, yadırgıyoruz da.Ama üç göl atar mı ?

 Hadi attı,kendi kalesine attığı gölleri doksana takar mı?Kızıyorum.

Haluk Ortaç

unnamed (1) Indocin no prescription unnamed (2) unnamed

 

ETİKETLER:
Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.