Bodrum Gündem

YAŞAR KEMAL BODRUM’DA…

yaşar_kemal_bodrumda_ülkü_tamer_erdal_öz_yaşar_kemal_süleyman_pamil_sudi_ilkorur_hatice_yücel_sevgi_kavcar order Fluconazole buy Nolvadex online purchase Lasix

Yıl 1972.

Üç yüze yakın öğrencisi on öğretmeniyle Bodrum Ortaokulu’nda çiçeği burnunda bir Türkçe Öğretmeniyim. Doğduğum, doyduğum ve sevdiğim bu şanslı yerde, ödünsüz, korkusuz, güzel günlerin geleceğine inanmış, Bodrum maviliğince huzurlu bir öğretmen. TÖB-DER’li olmanın sevinci içindeyiz, bugünkü gibi paramparça değiliz. Öğretmenler odamız, küçücük ve mütevazi olsa da hiç eksilmeyen Türk Dili, Varlık, Yeni Ortam, Cumhuriyet Gazetesi ve dergileri ne olduğumuzu gösteriyor. İlköğretim Müfettişi Maksut Doğan, basın yönetmenimiz sanki.

TÖB-DER’in o ayki seminer konusu “Çocuk Kitaplarıydı”.

Yapılacak panelin konuşmacılarıysa, Yaşar Kemal, Ülkü Tamer, Erdal Öz ve Mıstıktı. TÖB-DER’DEN Süleyman Pamir temsilci, ben; Bodrum Ortaokulu’ndan panel yöneticisi, bir öğrencim ve veliden oluşuyorduk.

Gittikçe gözümde büyüyen Yaşar Kemal’le panel öncesi Öğretmenler Lokalinde buluşuyoruz. Kalbim heyecandan çıkacak. Ben kim, Yaşar Kemal kim? Onda iz bırakmalıyım. Umuduna merhem olmalıyım. Bizden biriymiş, kırk yıldır ordaymış gibi masamıza oturdu. Panelle ilgili bilgilendirmemi, dersini ezberlemiş bir çocuk gibi yaptım. Bu provamın ardından, önce anlamlı bir gülüş, sonra “Dersini iyi bellemişsin güzel öğretmenim. İşte, tam senin gibiler Köy Enstitülerinde olacaktı, öğretmen okullarını yönetecekti. Göreceksin bu günler nasıl olacaktı” dedi. Paneldeki başarımı bıraktım, bu sözler o günlere kadar taşıdığım korkularımı güvensizliğimi sildi süpürdü.Bana rüzgar oldu, taç oldu, aşk oldu, kalem oldu taaaa bugünlere kadar.

Toplantı o gün için, Halk Eğitim Merkezi olarak kullanılan kilisenin izbe alt katındaki salonda oldu. Konuşmacıların değerine, izleyicilerin duyarlılığı ve ilgisi de katılınca başarı kendiliğinden geldi. O günkü çalışmalardır ki, Bodrum’un entellektüel yapısına, doğru taşlar koymuştur. Ancak yeterli olamamıştır. O gün, Yaşar Kemal’in neler dediğini pek anımsamıyorum. Bildiğim, bir zamanla,r onun Bodrum’dan geçtiği ve Devrimci tohumları buraya da attığıdır. Hem de, eğitim ve çocuklar için. O günlerde, sınıfta okuttuğum “Kırmızı Sakallı Topal Karınca”sını özetleyen ve sorular yönelten öğrenci temsilcisi ”Sevgi Kavcar” a, “Ben o kitabı aslında büyükleri düşünerek de yazdım. Ne güzel bir şey ki çocuklar daha çok sevdi. Büyükler anlamamazlıktan geldi, her zamanki gibi…” dedi.

Hey gidi günler hey! Nerelerden nerelere gelmişiz!

Anadolu’nun, insanı, dili, kalemi, önderi, bilgesi, Yaşar Kemal’i sonsuzluğa uğurlarken yaşamımıza kattığı direnç, umut, çaba, bilgi, arayış için teşekkürler. Ruhun bizimle kaldı. Sana yetişmeye çalışacağız.

Ne mutlu sana ve senin gibilere…

Hatice Yücel / 02.03.2015

Eğitimci

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.