Bodrum Gündem

BU TUFA SON TUFA YAĞMALAYIN…

 

ali_dizdar_bodrum_gundemBodrum Yarımadasında 5. AVM açıldı 6.sı yolda…

 

Her bakkalın yanına zincir marketlerden birisi açılıyor…

 

Hiç mi insafınız yok, hiç mi vicdanınız sızlamaz. Yuhhhh, çüşünüz, bu ne yahuuu, bu kadarı da olmaz artık dedirten uygulamalarla karşı karşıyayız.

 

Savaş sonrası işgal edilen şehirler yağmalanıp değerli ne var ne yok her şey alınır, türlü eziyetler yapılıp genç ve güçlü olan kadın, erkek, satılmak üzere götürülür gerisi kılıçtan geçirilir, o şehrin yeniden kurulması istenmiyorsa yıkılır yakılırdı, filmlerde seyrederdik. Yüzümüzde garip bir ifade, içimizde tiksinti, görüntüleri lanetlerdik. Film çıkışı bu vahşetin bir süre etkisi sürer, yenilginin kaçınılmaz sonuçları içimize korku salardı. Her ne kadar filmin sonunda intikamı alınsa bile.

 

Bodrum’un başına gelenler neredeyse tıpkısının aynısı, bundan sonraki aşamada eski barbar uygulamaları terk eden işgalciler günümüz taktikleri gereği TEHCİR (Zorunlu Göç) uygulayabilirler.

 

DİKKAT !…. ŞEHRİN TÜM DEĞERLERİNİN YAĞMALANMASI TAMAMLANMAK ÜZERE…

 

Yaşanası bir mekan yapmak için cenneti yok etmek, turizm yapacağız hırsıyla turizmi yok etmek.

 

Çağdaşlaşmayı tarif edemeyecek haldeyiz ve çağdaşlıktan korkar hale geldik. Paranın insanı canavarlaştırdığını ve cahilleştirdiğini görerek öğreniyoruz.

 

Eski Başbakan yeni Cumhurbaşbakan bir zamanlar Bodrumu teftiş edip bu ne rezillik yıkın bunları dedikten sonra bırakın yıkmayı daha da beter yağmalanmaya başladılar.

 

“Beter olsunlar” niyazında bulunmuş olmalı ki bu niyaz emir gibi anlaşılmış görünüyor. Gereğini yapıyorlar, zaten ne bekleyebilirsiniz ki yaptıkları yapacaklarının teminatıdır.

 

Bir zamanlar çaktırmadan, kıyıdan köşeden, ayyuka çıkarmadan oldubittiye getiriyorlardı. Şimdi ise göstere göstere, tepkileri hiç umursamadan vahşice işe giriştiler.

 

“BU TUFA SON TUFA YAĞMALAYIN” borusunu öttürüp hücum ediyorlar.

 

Bodrum’da yaşayan ya da Bodrum’a gelenlerin Milas – Güvercinlik – Bodrum yolunda kıyılarına atılan imzayı, vahşi yapılaşmayı görmeyenimiz, Vah… Vah… Vah… dövünmeleriyle yolculuk yapmayanımız yoktur.

Yaptığı kaçak dolgu, ihlal ve kaçakları nedeniyle Güvercinlik – Pina Yarımadası üzerindeki tahsis oteli iptal edip yıkmak yerine yanına iki tane daha beter binalara izin vermeyi seçtiler. Üstelik doğayı, dokuyu hunharca tahrip ederek.

 

Yetkililer yoldan geçen yolcular gibi SEYREDİYORLAR ve SEYREDİYORLAR…

 

 

Tabiat kelimesinin anlamını değiştirdiler. Tabiat dediğinizde tesisler külliyesi akla gelmeli.

Usuluk Tabiat Parkı fotoğrafında görülen KIR EVLERİ aymazlığı Mahkemece (ÇED olumlu raporu ve inşaat ruhsatları ) İPTAL EDİLMESİNE rağmen önceden işgali gerçekleşmiş, arada kalan küçük bir arsanın satışı telaşına düştüler.   PES BE BİLADER BU KADAR DA PİŞKİNLİK OLMAZ…

 

Usuluk Tabiat Parkında yapılan bu yapılar artık yasal da değildir yıkılmasını bekliyoruz…

 

Türkbükü, Göl, Yalıkavak sahillerinde kaçak ve nizami olmayan onca iskelenin arasından bir yol bulup denize açılmak isteyen vatandaşı engellemek için kalan iki-üç boşluğu ihaleye çıkarıp iskele yapılması için 30 yıllığına kiraya veriyorlar.

 

Kamuya ait ve açık olması gereken kıyıları işgal edenlerden ceza olarak tazminat yani ecrimisil alıp işgaliyeye son vermesi gereken devlet ecrimisili kira gibi algılatıp göz yummanın karşılığı haraç toplamayı peşkeş çekmeye dönüştürüyor yavaş yavaş. ABİCİM ÖNCE KAÇAKLARI BİR KALDIRSAYDIK…

 

Basında yayınlanan bu görüntüleri tekrarlıyorum ki unutulmasın, hafızamız çok zayıf çabuk unutuyor ve kanıksıyoruz. Bu haramzadelik göz önünde durmalı.

 

Yarımadamız kıyılarının neredeyse külliyesi kaçak iskelelerle dolu biraz daha gayret ederlerse iskeleden iskeleye geçerek yarımadayı dolaşabileceğiz. İzni alınıp yapılan ancak yoğun itirazlarımıza mazhar olan Paşatarlasına yapılan iskelenin sahibi vefat edince mirasçıları duyarlılık gösterip iskeleyi söktürdüler. Alkışlanası bir durum. Ara sıra böyle iyi şeyler kendiliğinden oluyor da intihara meyilli olmaktan kurtuluyoruz.

 

Ancak Halikarnas Diskonun sahibinin, işletmenin önünde yapmaya kalkıştığı kaçak iskele halkın itirazlarının yoğunluğu ve baskıları nedeniyle Kaymakamlıkça durdurulmuştu. Ardından seçim çalışmalarına da hız veren mevcut belediye iskele ayaklarını söktürmeye başlattı. Helal Olsun nidalarıyla sökümü seyrederken seçim bitti söküm de bitti.

 

Yeniden seçim kazanan belediyemiz bu kaçak iskele ayaklarını ne hikmetse denizden sökemiyor. Bir dahaki seçime koz olarak mı saklıyor, başka bir hesabı mı var bilemiyoruz ancak bu çirkin manzaraya da sürekli yüzümüz ekşiyor.

 

Bodrum Yarımadası’nda iskele görüntüleri yasal mı değimli tartışmasına bile gerek bırakmıyor. Sık sık bu iskelelerin durumunu yayınlıyorum şimdi de TORBA SAHİLLERİNDEN birkaç örnek vereyim istedim.

 

 

Bunu gördüğü halde inadına yasal olmayan yerde ve şekilde güya yasal iskele yapma girişimleri son hızıyla devam ediyor. Kumsal bir plajda iskeleden denize girmek neden istenir, kuma basmak ayaklarınıza zarar mı veriyor, yoksa içimizde tahtırevan özlemimi var. Halk plajı diye övündüğümüz plajda yapılması yasal olmayan iskelelere ne için ihtiyacımız var. Ortakent-Yahşi Halk plajının kumsalında iskele yapmayı isteyen paragözler ve izin vererek intikam peşinde olanlar yasaları çiğniyorlar. İzinli olabilirler ancak yasal değiller.

Olayın kısa özeti : İşgal ettiği sahille yetinmeyip daha fazla müşteri sığdırmaya çalışan işletmelerin açgözlülüğü ve buna prim veren yönetimler.

 

Bodrum turizme soyunduğundan bu yana Yalıkavak – Gökçebel Tilkicik Koyları otellere, sitelere satıldı, kıyıları işgal altında. Yinede birkaç doğal alanımız var diye avunuyorduk. Bunlardan birisi Mera alanı idi. İstek üzerine bir kıyak yapıp önce Mera kanununu değiştirdiler ardından imara açıp Mera alanını turizm ikinci konut alanına çevirdiler. Bonus olarak ta kıyıya marina izni verdiler. İhalesi peşkeş çekme faslının oyunlaştırılmış kısmıydı.

İŞTE BASINDA ÇIKAN HABER…….

“Yalıkavak Mahallesi, Gökçebel Mevkisi, Tilkicik Koyu’ndaki, 400 bin metrekarelik yat limanı, turizm tesisi ve konut imarlı arazi, Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından ihaleye çıkarıldı. Biri yabancı iki şirketin katıldığı ihaleyi, Yönetim Kurulu Başkanı Azeri işadamı Mübariz Mansimov’un yaptığı Palmali Group Company, 370 milyon TL artı KDV ile kazandı.

 Bodrum’daki Tilkicik Koyu’ndaki yat limanı, turizm tesisi ve konut imarlı 400 bin metrekarelik arazinin ihalesini Palmali Group Company kazandı. İhaleyi kazanan grup çevrecilerin tepkisini çeken marina projesinden vazgeçip, çevreye duyarlı kalınarak, ilçenin mimarisine uygun villa ve otel tesisi yapılacağını bildirildi.” Professional Viagra without prescription

 

Vay be marina yapmaktan vazgeçmiş helal olsun diye düşünüyorsanız yanılırsınız… Birincisi bu alan marina yapılacak büyüklükte bir yer değil. İkincisi yer olarak marina konuşlanmasına uygun değil. Üçüncüsü zaten Yalıkavak marinanın sahibi ( satın aldı ) bir başka marinaya ihtiyacı yok. Dördüncüsü zaten orasını dışarıdan kum taşıyarak kendi otelinin (Palm-Life) plajı olarak dizayn etmiş yıllardır kullanıyor ve bu plaja şiddetle ihtiyacı var. Gerisi fasafiso.

 

 

Tilkicik’te çeşit çeşit ihlal, ihmal, suistimal, dehşet, vahşet, uygulamalarını bulabilir ve görebilirsiniz. Nadir doğal kalan yerlerden bir diğeri üzerinde tepinenler inşaatlarını; çıkacak hafriyattan kurtulmanın yollarını da hesap ederek planlayıp kurguluyorlar. Hafriyatlarını kıyıya yığıp son kalan doğallıklar da yok ediliyor.

 

Hafriyatı denize ya da ormana kaktır hem yeni alanlar kazan hem hafriyattan kurtul, çifte ikramiye.

Bu usul artık sorgulanmıyor. Çünkü Yarımada da hafriyat dökülecek yer tespit edilmiş değil.

 

Oh oh ne iyi ediyorsunuz. Benim karşıma hafriyatımı ne yapacağım sorunuyla gelmeyin de ne yaparsanız yapın. Anlayışlı yetkililer varken bu usul tavan yapıyor…

 

Yum gözünü dolgu yapacağım anlamında bir özdeyiş…

“ İNŞAATTEN ÇIKAN HAFRİYAT TESİS İÇİNDE KULLANILACAKTIR ”

 

Pina Yarımadası’nda denize yapılan dolgu kamuoyunda büyük tepkilere neden olmuştu, şimdilerde yapılanların hiçbir farkı yok, ha deniz ha orman ne fark eder.

 

Bodrum’un en güzel manzarası Antik Tiyatro’dan görülebilirdi inşaat yoğunluğu nedeniyle eskisi kadar güzel değil artık bu görüntü. Bunu fark eden girişimci arkadaş daha yüksekten bu görüntü daha yavuz olur üstelik iyi para da getirir diye yıllardır sakınılan GÖKTEPE sit alanına, antik tiyatro alanının üzerine villalar konduruyor, izin almak o kadar kolayken yapmamak aptallık. İnşaat kazılarında bilinen 11 adet kaya mezarı çıktı, villalar nekropol alanına yapılıyor ama kimsenin umurunda değil.

 

SİT te neymiş. VURUN KEPÇEYİ

 

Değirmenler tepesinde yeni trend TURİZM VİLLALARI yapmanın yolu birkaç aşamada hallediliyor. Önce ikinci derece doğal sit alanını ne gereği var deyip üçüncü dereceye düşürüp yapı yapma olanağı kazanılıyor sonra belediye imar komisyonunu kafalayıp meclisten yapılaşma iznini %1,5 tan % 9 a yükselttin mi kim tutar seni ondan sonrasına zaten kimse karışmaz.

 

 

Minik Haremten Koyu çoğunlukla küçük teknesi olanların günübirlik geldikleri ya da bot ile gelip denize girilebilen çok isteyenlerin yürüyerek dahi gelebildiği, henüz temiz, Bodrum’a yakınlığı ile çabuk ve kolay ulaşılabilir çok işlevsel bir KOY idi.

 

Ancak… Aaaaaa… Burada bir koy var halk gidip gelip kullanıyor, yazıklar olsun, derhal müdahale edelim, halkın denize girmesi yasaklanmalıdır. Bir otel yaptık yetmedi, villalar da yapalım kıyıyı da halka kapattık mı tamamdır kararı alındı

 

Hücum borusunu duyan geliyor sanki programlanmış gibi, içgüdüsel bir davranış gereği saldırıyor, adı yağmacı olduğu için saldırmaya mecbur.   Meslek Odaları ve Mavi yol Girişimi Platformu’nun 2009 yılında başlattığı Gölköy AKDENİZ GÖLÜ SULAK ALANI ve alanda yer alan endemik GÖLKÖY HURMALARINI koruma projesi çalışmaları, öncülüğünü yapan Peyzaj Mimari Hülya Yolcubal vefat edince bir süre duraklamıştı. Geçtiğimiz günlerde ilgili bakanlık yetkililerinin, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Akademisyenlerinin, Bodrum Belediyesinin ve Tema Vakfının da katılımıyla daha da genişleyip güçlenerek yeni ve iyi bir kurtarma çalışması başlatıldı. Sevindik heyecanlandık işler tam rayına girdi diye düşünüyorduk ki…

 

Muğla Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü, Gölköy Sulakalanında, Bergama Prestij Jeotermal Enerji Maden İnşaat Turizm Ticaret A.Ş. firmasına Jeotermal Kaynak Arama izni verdiğini öğrendik, hem de “ÇED gerekli değildir” kararıyla birlikte. Sulak alanın ortasında sondaj kuyusu jeotermal kaynak bulunursa sulakalana ne olacağı konusunda durumu açıklamak mümkün değil…

 

Denizde boğulmakta olan kişiyi kurtarıp “niye denize düştün lan” deyip ölesiye dövmeye benziyor.

 

Mezun olan mimarlara “Mimar olacaksan git Bodrumda bir deneme inşaat yap” diyorlar olmalılar ki Kafasına göre inşaat yapmak moda oldu, şehrin dokusuna saygılı olmak, koyulan kurallara uymak, turizm ile geçinen bir yörenin ihtiyacı olan yapılaşma nasıl olmalıdır, örneklere bakarak kurgulamak ve hatta göz zevkini bozmak bile umurlarında olmuyor. Bir zamanlar Bodrum evlerini ile dünyaya çalım satıp hava atıyorduk, kartpostallarda kaldı…

 

 

Belediyedeki beyler ne yapıyor diye merak edenlere:

 

Bol bol denize girip kıyıdan denize atılan öteberiyi topluyorlar kıyıda işletmesi olanların hayır duasını almakla meşguller. Ayrıca isteyene yani önemli kişilere istediği izni vermekle meşguller. Mesela Gündoğan’da tren vagonlarına benzetilerek yapılan, kaçakları ve ihlalleri nedeniyle açılamayıp 7 yıldır mahkemelerde sürünen Fikret Orman’a ait otele bir celsede izin verip yasallaştırmakla meşguller.

 

 

Kissebükü’nü koruma uğraşlarımız 10 yılı aştı. KİSSEBÜKÜ – ADALIYALI da otel yapmak için türlü dalaverelerine bir yenisini eklediler. İmar planlarında Koy’un göbeğine, SİT alanına şahsa özel turizm tesis alanı işareti koydular, itirazları ortadan kaldırabilmek adına. YEMEZLER BEYLER YEMEZLER…

Kissebükü hakkında bilgi edinmek ve destek olmak için buy topamax Lasix online www.kissebuku.com adresine lütfen uğrayınız.

 

Nerde bu devlet? Yetkililer uyuyor mu? Bu memlekette BASIN ne yapıyor? Diye sorup durmayın bir işe yaramıyor.

 

Yapacaklarımız şunlar :

 

1…Taşeron kullanmayacağız,

 

2…İhaleyi başkasına yıkmayacağız,

 

3…Evimizin önünü başkası süpürecek diye beklemeyeceğiz,

 

4…Bu hükümetten kurtulacağız…

 

Facebookta güneşin batışını ya da gökkuşağı fotoğraflarını yayınlayıp vay be ne güzel memleket diyerek ne kendinizi ne de bilmeyenleri kandırmayın.

 

Seçtiğiniz belediye başkanı her bakkalın yanına bir süper market açılmasına izin vererek yerel esnafı imha harekatına yardım ediyor. Başta da dediğim gibi 5. AVM açıldı 6. Yolda…

 

Gördüğünüz olumsuzlukları beğenip, lanetleyip, yorum yazarak gaz çıkarıp rahatlamaktan vazgeçin çünkü sıra bize geldi. Ya bu yapılanları ve olumsuzlukları TEŞHİR edeceğiz ve mücadele edip durduracağız.

 

Ya da TEHCİR…… Seçim sizin…

 

Saygılarımla iyi keyifler.   Ali Dizdar 26.05.2015

ETİKETLER:
Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

  1. Ali Dizdar dedi ki:

    Camış Yuva yapmış söğüt dalına,
    Yavrısını sinek gapmış gördün müüüüü…

    Amanin… yandım!

    Bedavamı zandın para vidim aldım
    Diridine diridine diridine bandım.

    Zengin otel yapmış deniz gıyıma,
    Naha teşmiş dağlarımı gördün müüüüü…

    Amanin…Yandım!

    Bedava mı zandın dahsis vidi gapdım,
    Diridine diridine diridine bandım….

    Herkes gözün digmiş goylarıma,
    Gıyıları kimler gapmış gördün müüüüü…

    Amanin…Yandım!

    Bedava mı zandın göz yumdula gaptım,
    Diridine diridine diridine bandım.

    Ormanımı otlağımı payleşmişle,
    Darlamı dabanımı kimler gaptı gördün müüüüü…

    Amanin… yandım!

    Bedavamı zandın , ucuz ucuz aldım,
    Diridine diridine diridine bandım.

    OOOOOOOOhhhhhhhh yalaaaaaaaa…

  2. birol oymaklı dedi ki:

    belediye başkanı olmayınca böyle oluyor. pardon biri başkan varmı dedi??????? ha o sudan mevzularla uğraşan şahıs diyorsanız fark etmiyor.