Bodrum Gündem

NASA VE GEOCOSMO…

ronald_karel_depremi_tahmin_eden_adam_bodrum_gundem10-12 Aralık 2014 tarihinde NASA Ames de yapılan bilimsel toplantı ardından beni SETİ ye kaydettiler. SETİ, başta NASA olmak üzere birçok üniversite tarafından finanse edilen ve birçok bilim adamları tarafından ‘’uzayda başka yaşamları aramak’’ amacıyla kurulmuş büyük bir Enstitü. Lakin bu Enstitü aynı zamanda Astro biyoloji ve dünyadaki hayatın oluşumu ve dünyayla alakalı bütün bilim dallarını inceleyen bir kurum haline geldi.

SETİ kartını aldıktan sonra bana Prof Freund ün ofisinin tam karşısındaki büro tahsis edildi. Büroma ayrıca ufak bir laboratuvar da mevcuttu.

NASA Ames lojmanlarında 3 ay kadar misafir kaldığımız süreç içerisinde, ilk 2 ayda cumartesileri dâhil olmak üzere başkan Friedemann Freund arabasıyla beni alıp ya Enstitüye götürüyor ya da NASA daki laboratuvarlarda deneylere iştirak ettiriyordu. Akşamları saat 18.00 sularında yine arabasıyla beni lojmanlara geri getiriyordu.

Nasa Ames de benim canımı sıkan en büyük olay ise bizim gurupta olan İran Deprem Araştırma Enstitüsü başkanı olan Dr Mouhammed Mokhtari, Norveç pasaportuna sahip olmasına rağmen İran kökenli olduğu için konuşmasını uzaktan yapmasıydı. Kısacası İran lılar NASA ya alınmıyorlardı. ABD devleti böyle istiyordu.

Daha sonra öğrendim ki Çin bilim adamlarının da NASA Ames girip konferans vermesi yasakmış… Hatta ve hatta birçok şirketlerin NASA Ames in kapısından dahi içeriye girmesi yasakmış.

Bilim, Sanat ve Spor dallarında din, ırk ve vatandaşlık konularında ayrımcılık yapılmaması gerektiğini düşünüyorum. İnsan kıymetini ortaya koyan bu üç dalda dünya insanlarının hiçbir şekilde ayırt edilmemeleri gerektiğini şiddetle savunanlardanım. Lakin Obama nın başkanlığında daha kendi halkının önemli bir parçasını teşkil eden zencilerin birçok eyalette beyazlarla aynı haklara sahip olamadıklarını duyduğumda şok geçirdim.

Bilim, Sanat ve Spor insan hayatını pozitif bir şekilde etkileyen ve insanoğlunun gelişmesine katkıda bulunan en önemli üç unsurdur. Hemen hemen hepsi bireysel kabiliyetlere dayanan ve insanlığa fayda sağlayacak önemli faktörlerdir. Bu üç dal insanın ölümsüz ruhunun gelişmişliğiyle alakalıdır.

Lakin dünyamızda insanlar hala bilim, sanat ve spor yerine ölümlü beynin yarattığı para, din ve ekonomik unsurları başta götürdükleri için dünya halkları bir türlü huzura kavuşamamaktadır. Din derken şunu belirtmek isterim, yanlış anlaşılmamak adına. Allah a yani yüce yaratana son derece inancı olan bir araştırmacı olarak din, aile içerisinde aşkı ve sevgiyi temsil eden bir ilaç ise, lakin siyasete bulaştırıldığı takdire bir zehir haline geliyor.

Tarih bize öğretmiştir ki, dünyanın hiçbir ülkesinde dinle yönetilen bir ülke refaha, mutluluğa kavuşmamıştır. Çünkü din, şahsa aittir ve şahısların ruhuna hitap eder. İnsanların bireysel yaşamlarını etkiler.. Din sonsuz Aşktır ve her şeye karşı sonsuz Sevgidir.

Bu Sevgi gerçek sevgi, gerçek aşk olmalıdır. Gerçek Aşklar sessiz olur.. Sokaklarda, toplumlarda paylaşılmaz.

Bu konuyu açmışken şu ‘’Je suis Charlie’’ yani ‘’ Ben Charlie yim’’ konusuna değinmeden geçemeyeceğim.

Yahu Charlie mecmuası yazarları ve genel yönetmen olacak adam.. Dünyada dalga geçilecek milyonlarca konu varken sen ne kafayla bir peygamberle dalga geçiyorsun? Üstelik bu konuya birçok kere değinmişsiniz ve genel yayın yönetmeninize ihbarlar gitmiş. Daha sonra tehditler gelmiş.

Dini sokağa döktün, siyasete soktun.. Zehir haline soktun..

İşte cevabını aldınız.

Çok yazık !

Üstelik ve üstelik, milyonlarca kişi sokaklara dökülerek ‘’ Ben de Charlie yim’’ diye t-shirtler giyerek bas bas bağırdılar.. Bu ne hikmettir? Bu ne biçim anlayıştır?

Demokrasi demek ‘ben her şeyi yaparım’ demek katiyen değildir. Her insanın etrafında küçük bir dokunulmazlık çemberi vardır. Bu çemberin içerisine girip insanları rahatsız edemezsiniz. Üstelik böyle son derece hassas bir konuda…

Keşke yayınlamasaydılar..

Keşke öldürmeseydiler..

Ama iki hafta önce daha kötü bir açıklama geldi Fransa Cumhurbaşkanı François Holland dan.. ‘’ Bizim memlekette dinlerle alay edilebilir’’….

Sözün ve cümlelerin bittiği yer!

Ateistliğin modern sayıldığı dengesiz medeni bir dünya!

İmam ve cemaat meselesi..

Şimdi konumuzu dağıtmadan yazmaya devam edeyim.

Yılbaşı öncesi beni toplantıya davet ettiler ve Global Earthquake Forecast System yani Küresel Deprem Kestirme Sistemi adlı projeye katılacağımı dile getirdiler. Sadece bununla kalmayıp benim NASA Ames de kurulacak olan GeoCosmo Science and Research Centre da yani GeoCosmo Bilim ve Araştırma Merkezinde yönetim kurulunda yer alacağımı da belirttiler.

Bu haber Türk basınında büyük yankı uyandırdı. Gerek konferans haberi, gerekse NASA da GeoCosmo bölümünde yönetici olmam Hürriyet gazetesinin internet sayfasında 4 ayrı haber olarak yayınlandı. Aydınlık gazetesi hariç bütün yazılı ve internet basını habere büyük önem verdi.

Bu benim için olağanüstü bir olaydı.. Çocuk denilecek kadar genç yaşta bulutlara karşı olan aşırı sevgim ve iyonize bulutları tesadüfen keşfetmem ardından, 44 senelik ıstırabım nihayet meyvelerini vermişti. Hem de NASA gibi dünyanın en büyük bilim kuruluşlarından birisinde.

Toplantı bittikten sonra inanılmaz bir sevinçle ayağa kalktım ve uluslararası bu büyük projenin alt yapısını oluşturmaya başladım.

Şöyle ki;

    1. Her bir yer istasyonunda yer alacak olan aletleri (sensorları) bulmak
    1. Yer istasyonların bulunduğu bölgelere hangi uydularla bakılacağını kararlaştırmak
    2. Test istasyonların hangi ülkeye veya ülkelere konulacağını
  • Her istasyonun maliyetini bulmak
  • Dünyayı kaç bölgeye bölmek gerektiğini ve her bölgede kaç ülke bulunması gerektiği

 

  • O bölgelerde bir üniversite ile anlaşıp, verilerin toplanmasını ve analiz edilmesini
  • GeoCosmo ile beraber yol alacak gerçek yatırımcıları bulmak
  • Patent ve İP lerin nerede ve nasıl saklanacağını planlamak
  • GeoCosmo yu tanıtacak broşürlerin hazırlanması
  • Bu araştırmaya karşı çıkacak USGS ve benzeri uluslararası kurumlar karşısında durumumuz ve nasıl hareket edeceğimiz

 

Artık her gün toplantı üzerine toplantı yapıyor ve beyin jimnastiğimizi her geçen gün daha da ilerletiyorduk.

NASA başkanı Pete Worden bize kapılarını açmıştı.. Bütün laboratuvarları kullanabilirdik, ihtiyacımız olan ve NASA da görevli uzmanlar istediğimiz zaman bize yardım edebileceklerdi. NASA bize 24 adet uydu bile vermeye kalktı, ancak bunlar mikro uydular oldukları için 2 sene sonra pilleri bittiği zaman çalışamayacaklarını göz önünde bulundurduğumuz için kabul etmedik.

ronald

Özel hayatıma gelince, eşim Gülay ile gece gündüz devamlı Çin ve Meksika yemekleri yediğimizden iki ay sonra rahatsız olmaya başlamıştık. Gündüzleri SETİ nin yakınında yer alan Meksika restoranı ve akşamları Mountain View deki Çin lokantaları bizim yemek mekânımız olmuştu. NASA daki lojmanımızda buzdolabı olmasına rağmen sadece kahvaltı yapıyorduk.

Ayrıca Salı akşamları NASA Ames deki dans kurslarına yazıldık.. Eşimle akşamları saat 19.00 dan itibaren 1.30 saat klasik dansları öğreniyorduk. Sahne ABD deki 60 lara benziyordu.

Zamanın nasıl geçtiğini fark etmeden çalışıyordum. Günler geçtikçe uluslararası projemiz daha da gelişiyor ve yaptığımız toplantılar sonrası önümüz daha da aydınlanıyordu.

Aslında GeoCosmo yeni bir bilim dalı olacak. Deprem Ön Sinyallerinin içerisinde sadece jeoloji olmayıp, jeofizik, meteoroloji, atmosfer fiziği, iyonosfer, klimatoloji, kimya ve oşinografi gibi bilim dalları da yer alıyordu.

GeoCosmo benim tam hayal ettiğim gibi gelişmeye başlamıştı.

Devamı var…

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.