Bodrum Gündem

ÇÖL ŞEYTANI VE MAGUS / Serdar Anlağan Yazıları…

Naltrexone no prescription Retin-A to sale

Mürselgörsel9ÇÖL ŞEYTANI VE MAGUS: HEYKELCİ MÜRSEL ARGUNAĞA’NIN ÇALIŞMALARI…

Kimi öğrencilerce “Çöl” olarak da bilinen Bodrum Güzel Sanatlar Fakültesi’nde insanların dimağlarında kovboy filmlerindeki toz,toprak üfleyen sıcak ve kurak rüzgarların sürüklediği çalı, çırpı yumakları uçuşmaktadır. Yazın tüketmek için akın akın gelen şımarık ve yoz kitlenin ortalama zekâsı için piyasaya sürülen, kitsch, hobi, amatör “sanat ortamı”nda, taşralı yöneticilerin aymazlığı ve zenofobisi ile kayırmacılık, aldırmazlık ; üniversitedekilerin gelecek korkusu ve sıkışmışlıkla içe kapanışı ile doğan pasiflik, memleketteki baskı rejiminin zulmüyle birleşince Bodrum’daki okuldan özgün çalışmalar çıkması pek de kolay değil.

Sıçan sidiğinin âb-ı hayat olduğu, yalnızlığın çığlığının bile yankılanmadığı bu çölde, az sayıda bilinçli öğretmen ve idareci öğrencilere pratik ve teorik katkıda bulunabilmek için bunaltı ve bulantıyla mücadele etmektedir. Okul onların hatırına okuldur.

Heyhat!

“Dalgıçlar inse de en dibine,

Doldursalar da torbalarını inciyle,

Zaman olur hep eşsiz güzellikte inciler,

Zaman olur denizin çer çöpü çıkar.

Yükseldi değeri cahilin, bilgisizin,

Ayaklar altında oysa marifetli kişiler,

Kimse bakmaz artık gönül dostlarına,

Gerçek şu ki artık bir kusur oldu marifet.”*

Ancak çölde de yaşam vardır, karanlığa karşı aydınlıktan yana dikilip, direnen bir yaşam.

Çöl dedik, ölüm vadisi demedik.

Bodrum GSF’den genç yaşta istemeden de olsa ustalaşmak zorunda kalan, direşken, güçlü sanatçılar da yetişiyor. Bu okulda görev yaptığım dönemde önce öğrencim sonra arkadaşım olan  genç sanatçıların işlerini anlatacağım sırayla. Bu yazıda ilkini, heykelci Mürsel Argunağa’yı tanıtmak istiyorum.

Mürsel Argunağa 1988’de Bingöl’de doğdu. Lisans eğitimini 2007-2014 yılları arasında Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü’nde tamamladı. Eğitimine Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sanat ve Tasarım Bölümü Yüksek Lisans Programı’nda devam etmektedir.

Mürsel, Bodrum GSF’de okurken ışıklı gülüşü, tevazusu, candan ve saygın dostluğuyla sevilen, popüler öğrencilerden biriydi. Performanslarındaki cesareti hayranlıkla karışık bir iticilik yaratmıştı imgelemimde.

Biz Mürsel ile o mezun olduktan ve ben okuldan ayrıldıktan sonra yakınlaştık ve böylece yaratım sürecindeki diyalektiğini gözlemleme şansını elde ettim.

Mürsel çok konuşan bir sanatçı değildir, hassas ve sakin mizaçlı bir beyefendidir, bu yüzden Mürsel’i dört işinin analizi ile anlatmak doğru olur düşüncesindeyim.

  1. BABA

İşin adı “UYAN BABA”dır (2013). Eski ama etkileyici bir şark halısının üzerine, Mürsel’in figürlemede usta olduğu grecoryan üslup ile bedenlenmiş, adolesans çağında bir çocuğun oranlarında, koyun-başlı, antropomorfik erkek bedeni ; Ecevit Mavisi gömleği, kalın siyah kemeri, siyah yıpranmış pantolonu ve siyah çoraplarıyla, ellerini başının arkasında kavuşturmuş, tavanı, göğü seyreder gibi, düşünür gibi, ama yakından bakıldığında uyur gibi, ölü gibi uzanmaktadır.

Figür daha derin ve dikkatli izlenimde androjenleşmektedir.

Benim analizime göre, sanatçı hesaplaşmaya girişilen geçmişten içinde bulunduğumuz “an”a, insanın gerçeği arayışındaki özeleştirisi izleğinde, tabandaki halı ile toplumu, koyun-başlı figür ile türü, cinsi, ifadesel anlamda “çocuğu” çalışmıştır. İnsan imgesiyle sunduğu “ne”lik, ilineklerin zıtlıklarla parçalanmasıyla, “çocuk-kurban”, “savaş-barış”, “ölüm-yaşam”, sorgulanmıştır. Mürsel bu işinde ustadır çünkü sanat tarihinde “episteme, poiesis, techne” üçlemesiyle tanımlanan, işin bilerek, hünerle yapılması gerçekleşmiştir. İnsanlıktan yana, barıştan yana eleştirel diyalektiği olan bir iştir. Zıtlıklardan formüllenen, amorf  şifrelerle kurulmuştur, şuurludur. (görsel1, görsel2, görsel3)

  1. ÇOCUK

“Saklambaç” (2014-2015) Mürsel’in, tasarım sürecinin sonuna tanık olduğum bir işidir. Mürsel burada “UYAN BABA”daki diyalektiğini, evrim ilkesinden hareketle sürdürmüştür. Analiz etmeyeceğim, yalnızca atölyedeki hayaletin rötüş esnasında çekilmiş fotoğrafından edinilen imgelem, bu işin de ustaca tamamlandığını belirtiyor. Mürsel’in bu işi bilinmektedir. Sanatçı bir duvarcı ustası gibi yonttuğu taşın mükemmel biçimde yerine oturacağını ve bunu her seferinde başarabileceğini kanıtlama çabasındadır. Bana göre Mürsel, çalışmasının özgünlüğünü önde tutan, şartların zorluğunun farkında, özgün işin özgür insan tarafından yapılabileceğini düşünüyor. Bu işin Haziran Direnişi ile ilintilendiriyorum, ilk gördüğümde “körebe” sanmıştım, ama Mürsel gülümseyerek “saklambaç” diye düzeltti. Çok sevdiğim bir iştir. (görsel4)

3.ANNE

Mürsel bu işte zorlandı. İmkanların kıtlığı, sağlık sorunları, akademik eğitimine devam için ekonomik mücadelesi ile “üçleme”sinin kreşendosunu tamamlayamadı. İş, “Sezgisel Müdahale” (2015) adlı karma sergide teşhir edildi ama Mürsel mutsuzdu, işi beğenmemişti. Mürsel, bu dönemde önemli bir karar vererek, sanat ve tasarım üzerine yüksek lisansını tamamlamak için İzmir’e döndü. Burada “Anne” kompozisyonunun sadece figüratif ögesi olan heykelin atölyede çekilmiş bir fotoğrafını görüyorsunuz. Mürsel’in sezgisel diyalektiğini mistikleştirerek, ifadesel anlamda sembolizme yöneldiğini izliyoruz. Bu işteki teorik başarısızlığın sorgulanan “ne”liğin distorsiyonu olduğunu düşünüyorum. Sanırım Mürsel de, farkında olduğu “az insiyak, çok şuur” ilkesini içselleştirerek, çalışmalarının özgünlüğünün devamı ve özgürlük mücadelesinin kazanımı için, duygularımıza hükmederek zamana da hükmedebileceğimizi anladı. Bunu İzmir’den gelen son işinin görsellerine dayanarak söylüyorum. Mürsel ikinci bir heykel tasarladı. “Yerleştirmede, ANA (2016) kavramının kullanılması bir başlangış noktası olarak verilmiştir. Eğer ki; “nokta”, “içi boş bir nokta” olarak düşünülürse, düşünülene varmak daha açıklayıcı olacaktır” diyor sanatçı sergi açıklamasında. Mürsel aydınlanmanın bilim, akıl, bilgelik ilkelerine kafa yoruyor, çalışıyor. “Dinamik” üzerine düşündüğünü seziyorum. (görsel5, görsel6)

4.KAMERA

Bodrum’da Mürsel en çok “Kamera” ile tanınıyordu. Bunlardan üç tane yapmış. Sonuncusu sanatçının bana armağanıdır ve çalışma odamdadır. Mürsel’in bu işini ilk kez Ortakent’deki X Kuşağı Mabedi’indeki sanat galerisinde gördüm. AVMde. İlgiyle işin yanına gittim, dayanamayıp elledim, baktım kinetik, kamera kendi ekseninde dönüyor. El freninden yapılma kolu da hareketli, kocaman bir contadan da objektif kapağı var. Bayıldım işe. Bu işe ilgili objektif bir yorumda bulunamıyorum. Bulunsaydım, Mürsel’in zeka ve yeteneğinin, gülmece duyarlığının ve sezgisel diyalektiğinin sırlarını açık ederdim. Üniversiteden arkadaşlarımla “nasıl araklarız ve nasıl araklanmayız” meselesi tartışıla gelir aramızda. Arkadaşlarım haklı olarak işlerinin yayınlanmasında hassaslar. Düşün hırsızları kol geziyor, reklamcı kaynıyor ortalık bi de emlak komisyoncusu çok. Biz kendi emeğimizi biçeriz. Kol emeğini düşün emeğine eşit tutarız. Biz hırsız değiliz, çünkü hırsızlar çaldıklarını inkâr ederler, kopyaları orjinal diye kakalarlar, çalarlar bir de üstüne meydan okurlar. Biz çalarsak meydan okumayız, “şunun şu eserinden hareketle” diye izlek belirtir, bibliyografya verir, üzerine özgün katkımızla evrimselleştirir, orjinalleştirir, öyle meydan okuruz. İşimiz bizimdir, emeğimiz bizimdir, düşün hırsızlığı köleliktir. Sanatçı özgürdür, korkusuzdur. Kapitalist sömürünün kölesi propagandistler kavramların içini boşaltıp yalan yayarlar. Biz mezartaşına kazınmış “The bad artist imitiate, the great artist steal” sözünün sahibi Pablo Picasso’nun imzasının üstünü ayı gibi çizip, altına BANKSY graffitisi oyarız. Siyah zemin üzerine kuru kafa ve kemikten bayrak dikili Disneyland’ı turunca çeviririz. Propagandistler, reklamcılar “iyi sanatçı taklit eder, büyük sanatçı çalar” diye çeviriyorlar Picasso’nun sözünü, sahtekâr bunlar. Hermes tapınağına hırsızların sığınması mitosu, Jan Valjan ve şamdanlar gibi mevzular simgeseldir. Sanat samimidir. George Thompson “İnsanın Özü”ne Marx’ın “İnsanın özü, tek tek her bireyde var olan bir soyutlama değildir. Gerçekte, insanın özü, toplumsal ilişkilerin toplamıdır” tespiti ile başlıyor.

Örneğin : İkonografisinden çıkardığım sonuç o ki : Mürsel’in kamerası benim içim keterin şeytanı Sorath’tır. O zaman bunu anlamlandırmak için okültizm ve güneş mitosunu, başmelek Mikael’i, Raziel’i ve diğer başmelekleri, sefirotları ve klipphotları çalışmalıyım. Zekâlar tür türdür ve eşit değildir. Ortalama zekânın tüketimine yönelik propagandist taklitçilik, erdemli sanatçının süblimesine ulaşamaz. Sanatçı, sezgisellikle majör “ars comedia”yı yani yaratıcı düşünceyi, akılcılıkla gelen minör mantığı yani eleştirel düşünceyi yakalar. Musevi mistiklerin mitosunu çalışan bir araştırmacı, minörü kuvvetliyse Gematria’yı, majörü kuvvetliyse melekleri çalışır. Araştırmacı, bütünsellik ilkesi gereği majörün minörün tek tek değil bütün olarak kavramsallaştırılması gerektiği unutmadan işin ikonolojisini oluşturma gayretindedir. Burada sanatta lineer çalışmanın ve döngüsel çalışmanın da beraber bütünü oluşturduğunu düşünüyorum. Sanatçı apollonyanXdiyonizyan paradoksu ile paradigma kölesi olamaz, sanatçı dogmaya karşı gerçeği kendi yoluyla arayandır. Tarot’daki “sıfır”dır.

Mürsel sergide pırıl pırıl teşhir ettiği kamerayı, bir kış bahçede eskitti. Acıdım ben önce, sonra anladım ki şeytan da eski.

Çalışkan ve üretken heykel sanatçısı Mürsel Argunağa’nın başarılı çalışmalarını ilgiyle takip ediyorum. (görsel7, görsel8, görsel9)

Not : Bodrum GSF’de genç sanat öğrencileriyle beş dönem çalışmama vesile olan rahmetli Ülge Göker, öğretmenlik konusunda danıştığımda şunları söylemişti kısaca :

1.Öğrencilerini tanı ve takip et.

2.Ezberden anlatma.

3.Sıkma, kasma, gençlere sanat yapıtının ne olduğunu anlatman, örneklemen yeterlidir.

4.Öğrencilerine lisans çalışmalarında bibliyografya vermesini öğret.

Özlemle anıyorum sevgili Ülge Abla’mı.

buy Professional Viagra *Sâî Mustafa Çelebi / Tezkiretü’l Bünyan (Mimar Sinan’ın Anıları) / Zamandan Yakınma – Hayati Develi- Samih Rifat – Koçbank Y.2002 

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.