Bodrum Gündem

BİR BİLİM İNSANI DAHA TÜRKİYE’NİN GURURU OLDU… MÜMTAZ İŞCAN

Prof. Dr. Mümtaz İşcan, 2016-2018 yıllarını kapsayan 2 yıl süre için Avrupa Toksikologlar ve Toksikoloji Dernekleri Federasyonu (EUROTOX) Yönetim Kurulu Başkanlığı’na seçildi. Prof. Dr. Mümtaz İşcan ile Bodrum’daki evinde bir röportaj gerçekleştirdik.

Çiçek Bozoğlu/Bodrum Gündem

Türkiye’yi yurt dışında temsil eden bilim insanlarımızın başarılarına bir yenisi daha eklendi. Bu yıl 52. Kongresini İspanya’nın Sevilla kentinde gerçekleştirecek olan Avrupa Toksikologlar ve Toksikoloji Dernekleri Federasyonu’nun (EUROTOX) Yönetim Kurulu Başkanlığı’na bir Türk bilim insanı olan Prof. Dr. Mümtaz İşcan seçildi.

31 Avrupa ülkesinden ulusal Toksikoloji Derneklerinin oluşturduğu ve yaklaşık sekiz bin civarında üyesi olan EUROTOX’a dünyanın çeşitli bölgelerinden 50 farklı ülkeden bireysel üyelikler de mevcut.

Bu yıl Türkiye’de yapılması planlanan EUROTOX kongresi, ülkemizde yaşanan olaylar gerekçe gösterilerek 4-7 Eylül tarihlerinde İspanya’nın Sevilla şehrinde gerçekleştirilecek. 52. Si yapılacak olan kongrede Toksikolog Prof. Dr. Mümtaz İşcan, 2018 yılına kadar EUTOX’un başkanlığını yürütecek.

Prof. Dr. Mümtaz İşcan ile Bodrum’daki evinde bir röportaj gerçekleştirdik. 1952 Edremit doğumlu Prof. İşcan,  1987 yılında kurulan Türk Toksikoloji Derneği’nin 12 kurucu üyesinden biri. Derneğin başkan yardımcılığı da dahil her kademesinde uzun yıllar görev yapan Prof. Mümtaz İşcan 2001-2007 yıllarında EUROTOX üyeliği sonrasında 2007 yılında 25 bin üyesi olan Dünya Toksikoloji Dernekleri (IUTOX) Yönetim Kuruluna seçildikten ve orada altı yıl çalıştıktan sonra 2014 yılında Edinburg’da yapılan EUROTOX toplantısında derneğin ön başkanlığı için seçiliyor.

EUROTOX Başkanlığına Varan Macerasını Kendisinden Dinleyelim.

Bu başkanlık için öneri bana Avrupa’dan geldi.  Dönemin EUROTOX başkanı ve seçilmiş ön başkanı  bana bu konuda öneri getirdiler, seni başkan olarak görmek istiyoruz diye.  Bu tip olaylarda siz bir misyon yüklüyorsunuz kendinize, elçi gibi davranıyorsunuz.  Avrupa ve dünyada insan ve çevre sağlığında çok önemli söz sahibi olan bu bilim dalını temsil eden Uluslararası Derneğin Başkanlığı bir Türk toksikolog olarak çok onurlandırıcı bir pozisyon.

Bir Türkü Böylesi Önemli Pozisyona Önermeleri Büyük Bir Olay Değil Mi Sizce De ?

Bu güne kadar olan verimliliğimiz, güvenirliliğimiz sayesinde bu durumlara geldik, yoksa Avrupa bizi kolay kolay içine sindiremez ve bunları görüyoruz.  1995 senesinde Prag’da ki EUROTOX toplantısında delege olarak bir dakika konuşmak istediğimi söyledim. Çünkü 2001 yılındaki toplantıyı Türkiye’de yapmak istiyorduk.  Önce hayır  sonra evet dediler. Daha sonra da başkan vaktimiz yok diye izin vermek istemedi.  Ama ben oturduğum yerden kalktım ve bir dakika konuştum.  Bizi görmezden gelen, küçümseyen o arkadaşlar daha sonra çok iyi arkadaşlarımız oldu. Bu 20-25 senelik bir serüven aslında.  İlk sekiz senesi bayağı sancılı geçti ama sekiz sene sonra bu insanlar bizim ne yapabileceğinizi gördüler. Biz takım olarak bu işe girmiştik. O takım ruhu ile geldik buralara ama bireysel çabalarımız da çok fazla. Takım dayanışması bizim bu işlerde verimli olmamızı sağladı.  Burada bizim ne kadar dürüst, yararlı, güvenilir olduğumuzu gördüler ve ondan sonra da yol açıldı.

Türkiye’deki Sistem Bilim İnsanı Yetiştirmeye Elverişli mi?

Şunu açıkça ifade etmek lazım; Türkiye’de eğitim istediğimiz gibi değil. Bir Avrupa, bir Amerika düzeyinde değil, bunu kabul etmek lazım.  TÜBİTAK ve üniversitenin kendi fonları var ama alabileceğiniz projelere destekler çok kısıtlı.  Bu kısıtlı desteklerle bir şeyler yaparsınız ama bir Amerika veya Avrupa ile yarışmak mümkün değil, bugün gerçekçi olmak lazım.  Ama hep bireysel çabalarla, ilişkilerle yurtdışında burslara başvurduk. O şekilde kendimizi geliştirebildik. Türkiye şartlarında kalsaydık benim bu duruma gelmem mümkün değildi.  Oralarda Türk imajı farklı. Sizi Türk’ten kabul etmiyorlar, inanamıyorlar sizin Türk olduğunuza, çünkü Avrupa’ya giden ilk Türkler işçi sınıfı idi.

Toksikoloji Bizim Çok Da Bildiğimiz Bir Terim Değil Aslında. Nedir Toksikoloji?

Toksikoloji Bilim dalının genelde tanımını yapmak gerekirse şöyle yapılabilir;  fiziksel, kimyasal ve biyolojik etken maddelerin insanlar ve çevre üzerindeki olumsuz etkilerini irdeleyen, bunların oluşmasını önleyen ve oluştuğu zaman da bunları düzelten bir bilim dalı. Geniş bir perspektifte. Bu günlük yaşamda kullandığımız ilaçlar dahil, alkol ve sigaradan tutun çevrede kullandığımız, daha doğrusu tarımda kullandığımız kimyasallar (tarım ilaçları), kozmetikler içinde bulunan kimyasallar, besinler içine katılan katkı maddeleri  ve yine endüstride kullanılan yetmiş bine yakın kimyasalın bizde oluşturabileceği yan etkiler. Kaldı ki ilaçlar dört bin kimyasalı barındırıyor bu yetmiş bin kimyasalın içinde.

Çünkü bir çok endüstriyel kimyasalları biz yaşamımızda kullanıyoruz. Bunların içinde bulunan kimyasalların güvenirliğini, insana ve çevreye ne kadar olumsuz etkili olabileceğini, bunları kullandığımız zaman, bizler bunlara maruz kaldığımız zaman oluşabilecek riskleri ortaya koyma adına çok önemli. Genelde biz toksikologların yaptığı iş, bahsettiğim bu kimyasalların riskini belirler. Bize ne kadar zararlılar veya biz bunları hangi koşullarda kullanabilirsek ancak o zaman biz güvenli bir konumda oluruz. Bunu saptamak, bunların hangi koşullarda kullanılacağını belirlemek. Toksikolojinin ve biz toksikologların amacı bu. Toksikologlar Avrupa’daki çeşitli kuruluşların raporlarına imza atma yetkisine sahipler. Türkiye’de bunlar yavaş yavaş olmaya başladı ama henüz istediğimiz boyutta değil.

Son Olarak Bodrum Aşkınız Nereden Geliyor?

Çok seneler sonra ilk defa geldim. Yetmişlerin ortasında gelmiştim, o zaman üniversite öğrencisiyim.  O günden bu yana çok büyük değişiklikler var tabii. Gerçekten yaşanası bir yer.  Deniz, yeşillik… Gerçi yeşillik fazla kalmamış fakat yine de bir tek koya hapsedilmemiş, yarımada içinde çok farklı yerlerin olmuş olması. Son yıllarda izlediğim kadarıyla çok büyük kültürel etkinliklerinin fazlaca olması insanı acaba burada daha uzun süre oturabilir miyim düşüncesine sevk edebiliyor.  Bunu zaman zaman aile içinde konuşuyoruz. Bazı arkadaşlarımız tüm yıl boyunca burada kalıyor. Onlarla konuşmalarımızda İstanbul, Ankara’da yaşadığımız gibi bir ortam bulabileceğimizi ifade ediyorlar. Bunu yaşayıp görmek lazım.

PROF. DR. MÜMTAZ İŞCAN’IN ÖZGEÇMİŞİ

Prof. Dr. Mümtaz İşcan, 1952 yılında doğmuş olup bir kız çocuk babasıdır. Lisans derecesini 1975’te Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nde ve Doktora derecesini Ksenobiyotik Metabolizması  konusunda 1982 yılında aynı fakültenin Farmasötik Toksikoloji Anabilim Dalı’nda almıştır.

Kazandığı Burslar:

1988–1989 yılları arasında Amerika Birleşik Devletleri, New York eyaletinin Rochester kentinde, University of Rochester, School of Medicine and Dentistry, Department of Biophysics’te misafir araştırmacı olarak  hem ve steroid metabolizması üzerinde araştırmalar yapmıştır. European Science Foundation tarafından sağlanan Toxicology Fellowship  award’a iki kez (1986 ve 1991 yıllarında) layık görülmüştür ve Finlandiya’da Oulu University Department of Pharmacology and Toxicology’de Prof. Olavi Pelkonen ile ksenobiyotik metabolizması (Sitokrom P450’ler- CYP’ler) ile DNA adductları ve CYP’lerin gen ekspresyonlarının regülasyonları arasındaki ilişki üzerinde çalışmıştır. Finlandiya’da aynı bölümdeki çalışmalarını, 1997’de TÜBİTAK BAYG-C desteği ve 1998’de Finnish TEKES Fellowship ile CYP’lerin kanserli ekstrahepatik insan dokularında ekspresyonları üzerinde sürdürmüştür. Bunun yanı sıra, 1987 yılında ABD’de New York (Albany) School of Pharmacy’de Klinik Eczacılık konusunda deneyim kazanmıştır.

Ödülleri :

Prof. Dr. İşcan, 1991’de TÜBİTAK Sağlık Bilimleri alanında Teşvik Ödülü, 1993’te Sedat Simavi Vakfı Sağlık Bilimleri Ödülü ve 1997 yılında Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Teşvik ödülünü almıştır. 2006 yılında Amerikan SOT/AstraZeneca  Travel Fellowship ödülünü almıştır.

Akademik Dereceleri:

Asistan (1977–1982), Doktor (1982–1986), Yardımcı Doçent (1986–1987), Doçent (1987–1993), Profesör (1993- ).

Lisans düzeyinde, F. Toksikoloji dersleri; Lisansüstü düzeyde ise Toksikolojide İleri Konular, Pestisitler, Biyokimyasal Toksikoloji, Ksenobiyotiklerin Metabolizması ve Genetik Toksikoloji derslerini vermektedir. 17 Y.Lisans ve Doktora tezi yönetmiştir. Bilimsel araştırmalarını sürdürmektedir.

Bilimsel İlgi Alanları:

Biyokimyasal ve Moleküler Toksikoloji; Ksenobiyotik toksisitesinin biyokimyasal mekanizmaları; CYP’ler ve GST’lerin ksenobiyotiklerin toksisitesi, detoksifikasyonu ve kanserdeki rolü; ilaç ve diğer ksenobiyotiklerin metabolizmasında ve hastalıkların oluşumunda ve ilaca yanıtta genetik bireysel farklılıklar; akciğer knserinde kemoterapide  ilaca yanıt ve yaşam süresinde ilaç metaboliz eden enzimlerinin  gen polimorfizmlerinin önemi, eserbest radikaller, antioksidan enzimler ve karsinojenezis. İnsan ve çevre sağlığı risk değerlendirmesi.

Üye Olduğu Dernekler ve Faaliyetleri:

Prof. Dr. İşcan, Türk Toksikoloji Derneği, Ankara Farmasötik Bilimler Derneği, Türk Biyokimya Derneği gibi ulusal derneklerin yanı sıra,  European Societies of Toxicology (EUROTOX) and International Union of Toxicology (IUTOX), Amerikan Toksikoloji Derneği (SOT) gibi uluslar arası derneklere üyedir.

Prof. İşcan birçok uluslar arası bilimsel dergiye (örn. Pharmacogenetics, Environmental Health Perspectives, Comparative Biochemistry and Physiology, Part C. Comparative Pharmacology, Toxicology and Endocrinology, Human and Experimental Toxicology, Journal of Andrology, International Journal of Risk Assessment and Management, Environmental Toxicology and  Pharmacology, Cell Biology and Toxicology) ve ulusal dergilere danışmanlık yapmaktadır.

Ayrıca Toxicology ve Toxicology Letters gibi SCI kapamımdaki  uluslar arası dergilerde misafir editörlük yapmıştır. Ayrıca Toxicology Letters (2004-  ) gibi uluslar arası ve Turkish Journal of Pharmaceutical Sciences (2004- ) ve diğer birçok ulusal bilimsel dergilerin Yayın Kurulu’nda görev almaktadır:

Türk Toksikoloji Derneği kurucularından olan Prof. Mümtaz İşcan Dernek Yönetiminde 1991-1993 yıllarında üyelik, 1993–1997 yıllarında Genel Sekreterlik ve 1997–2001 yılları arasında Başkan yardımcılığı görevlerini üstlenmiştir. Türk Eczacılar Birliği’nde Bilimsel Komite üyeliği (1989–1991) ve Sağlık Bakanlığı Pestisit Komisyonu üyeliği (1994–1996), Deterjanlar ve Temizlik Ürünleri, Tıbbi Cihazlar Teknik Komitesi üyeliği (1998–2010), Tıbbi Amaçlı Bebek Mamaları Bilimsel Kurulu üyeliği (2005-2008), Sağlık Bakanlığı  Zehir Danışma ve Kontrol merkezi Bilimsel Danışma Kurulu üyeliği (2006- 2009). ve Ankra İl sağlık İdaresi Knnser Kontrol danışm kurulu üyeliği (2007- 2010) yapmıştır.

 

 

 

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.