Bodrum Gündem

ADANA MAVRASI / Fikret Karataş yazıları…

ADANA MAVRASI / Fikret Karataş yazıları…

fikret-karatas-bodrum-gundem-yaziları-6

Geçen seçimlerde “püskevit” dedi ve laf çok tuttu. Adana ve Osmaniye’de püskevitle ilgili söyleşiler gerçekleştirildi.

Bu seçimlerde de “Adana Mavrası” dedi ama tutmadı, lafa yüz veren olmadı. Çünkü söyledikleri çok ciddi laflar ile mavranın içeriği 18o derecelik açı.

Bizim için iki söylem de yabancı değil.Püskevit, iki büsküvi arasına yassılaştırılmış lokum konularak yapılan büsküvit sandviçi ki, Güney, Orta ve nispeten de Güneydoğu da bilinir sevilir ve tatlı olarak küçükler tarafından çok yeğlenirdi.

Mavra ise gevezelik, palavra, afaki konuların bir araya gelinerek şaka ile karışık dillendirilmesi.

Bu söylemleri seçim propagandası esnasında dillendiren eski Adanalı, şimdi Osmaniyeli Sayın Devlet Bahçeli.

Enteresan bir yapı ve huya sahip. Aynı şekilde garip bir otorite anlayışı var. Sayın Bahçeli rahmetlik Alpaslan Türkeş’in yetiştirmesi ama biz huylarını ve olaylara yaklaşımlarını pek örtüştüremiyoruz.

Şimdi şu mavra lafını içeriğine bir bakalım dedik.

Bu bir şaka olgusudur. Samimi arkadaş ve dostlar arasında yapılır. Ustalarına rastlarsanız tadından yenmez.  Bir araya gelen insanlar bir konuyu ortaya atıp soyut olguları somutmuş gibi sunma becerisidir. Konu konuşulur ve şaka, söylem sona erdiğinde ertesi gün hatırlanmaz, yenileri sıraya girer.

Aslında güneyde olduğu ölçüde Egede de yapılır mavra. Bodrum’da da hası yapılırdı. Çeşnisi biraz değişik fakat kulvarı güneydekine benzer bu şakanın. Şimdilerde yok. Stresi alır, onun yerine mutluluğu, neşeyi koyar.

Sayın Bahçeli o denli ağır, gerçek , ve ciddi laflar edip konunun öznesine saldırdı ki, böyle bir davranışın afaki, soyut içerikli mavra ile benzeşmesi bilenler için kabul edilemez bir durumdur “Adana mavrası değil!” lafı herkesçe  “Elbette olamaz!” yanıtıyla karşılandı.

Bahçelinin seçim propagandası esnasında söylediklerinin hepsinden haz duyduk doğrusu. Hepsi de doğruydu. Özellikle Tayip için söylediklerinde bir tek yanlış kelime kullanılmadı, siyasal polemik konusu yoktu.

Onun için Tayip 17-25 Aralık ismiyle anılmalıydı,

Soyguncuların, hırsızların , yolsuzluk ustalarının koruyucusuydu,

“Ver Bilal’i, al iktidarı !” diyordu.

Ensesinde olduklarını nereye kaçsa getirilip hesap sorulacağı vurgulandı hem de özenle ve dikkatle.

Kaçak saray ona dar getirilecekti.

Ve daha nice laflar, saldırılar…

Seçim bitti laf kesildi.

Sayın Bahçeli şimdi ciddi şeyleri bıraktı kim kimle konuştu haberi olmadan onu araştırıyor. Şimdi Adanalılar bu olguyu yakında “Mavra” sınıfına aktarabilir.

Hükümet olma konusundaki tutumu hiç anlaşılmadığı gibi onay da görmedi. Bu gidişle görmeyeceğe de benziyor.

KOOLİSYON İÇİN MHP ÖDÜN MÜ VERECEK VEYA ERKEN SEÇİM Mİ İSTEYECEK?

Ecevit’le birlikteliğinde erken seçim zorlaması 13 yıl ülkeyi baş belasının yönetimine mahkum etti. Partisi baraj altında kaldı  sonraki dönemde de 50 milletvekiline çok şükür dendi.

Ezelden beri tanıdığımız ülkücüler artık yok. Varsa da sesleri kesilmiş görünüyor. Tek adam yönetimini kınayanların tek adam olma lüksleri olmaz elbet. Ülkücüler ve ülkücü gençlik MHP’nin can damarlarıdır. Biz öyle biliyoruz. Zamanında da öyle gördük çünkü.

Ne olacak şimdi koalisyona olur verilirse?…

“17- 25 Aralık Tayyip’in adı sayın Cumhurbaşkanım mı olacak

Tayyp’in isteğine göre Anayasa yapılıp evet mi denecek

Adalet bildiğini okusun mu denecek,

Adı değiştirilip Apo istemleri başka masada mı görüşülecek,

Lafın kısası, seçim alanlarında ünlenenler soğutucuya gömülecek?….

Böyle olursa, partiye de, ülkücülere de oy veren yurttaşlara ve hatta onurlu, dürüst tek adam tipindeki Sayın Bahçeli’ye de yazık, Hatta ülkeye de yazık olur!

Tayyip’e “Evet “ demektense CHP+MHP+HDP koalisyonuna evet demek daha gerçekçilik olur.

Güneyde, mavra konusu ciddiye alındığında, alana “De git işine! “ deniverir.

TUHAF OLGULAR…

Yukarıdaki yazının yayım yeri, “Bodrum Baskısı” tarihi ise, 25.06.2015. Neden yayımladı:

Anlatalım:

Bodrum MHP ilçe Başkanlığı görevine atanan rahmetlik dostum ve arkadaşım Nedim Sancar’ın oğlu sevgili Cengizhan Sancar’la ilgili bu sitede yayınlanan haberdir.

Sancar, Bodrum Belediye Meclisine MHP den seçilen ve Bahçeli’nin ilçe örgütünde yaptığı operasyondan çok rahatsız olup partiden istifa eden dokuz arkadaşı için:

“MHP’nin Bodrum Belediye oylarıyla Bodrum Belediye Meclisine seçildiler. Yaklaşık 4 aydan bu yana bağımsız olarak meclis üyeliği yapıyorlar. İstifalarını iki ay önce genel merkeze ulaştıran bu arkadaşların siyasi etik ve ahlak olarak meclisteki görevlerinden istifa etmeleri gerekiyor…”

Sevgili Sancar’ın Genel Merkez emir ve politikası doğrultusunda gösterdiği kabul nedeniyle böyle bir istekte bulunması yadırganamaz elbet. Ancak bu istemde bulunurken onların aldığı oyların da analizi gerekmez mi? Hatta bu analiz MHP’nin yerel seçimlerde aldığı tüm oyları da gündeme getirmez mi?  Getirir doğrusu.

Söyleyiverelim dilerseniz; Bu oyların içinde, halinden şikayetçi ve adaylarını beğenmeyen CHP seçmeninin, Seçilenlerden bazılarının önceden de arkasında olan ANAP’lıların, DYP’lilerin,  kısmen AKP’lilerin oyları epeyce yer tutar. Bu oyların toplamı da, MHP’nin oylarından fazla veya en azından ona denk olduğunu düşündürmesi gerekir.  Bu konuda MHP kamusunun göstereceği yolun belirlenmesi daha önemli değil mi?

Bunun dışındaki yaklaşımlar Yakın geçmişte,  “Başkanlık federasyon demektir. Bu da Türkiye’yi bölünmeye götürecektir. Tayip Erdoğan usulü Başkanlık sistemi Türkiye’nin bölünmesinin reçetesidir. Demokrasinin idam fermanıdır. “ deyip buna benzer laflar eden Bahçeli için de geçerli olması gerekmez mi? Bu aşamada “İstifa” eden her kim olursa olsun Bahçeli’nin “idam fermanı ve bölünme reçetesi onayını reddetmektedir.

Bu konuda 15 milletvekili ve MHP seçmeninin %70 İ Bu tarih itibariyle Bahçeli’ye karşıtlığını ilan etmiştir. Bu da ona verilen oyların geri alınması olarak değerlendirilebilir.

Bize göre onun makamına yakışacak onlarca dürüst, sözünün eri, politikayı bilen, örgütüne, seçmenine ve halkına saygı duyacak lider adayı var. MHP,  CKMP (Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi)  olarak kuruluşundan bu yana ilk kez böyle bir Genel Başkan felaketiyle karşılaşmıştır.

Mavra olgusunu çok iyi bilen biri olarak şakanın, sarakanın, takılmanın ve gülmecenin böyle tehlikeli ve devasa boyutlarda Bahçeli tarafından ciddiye  çevrilmesinin şokunu yaşayan MHP’lilerle birlikte  ben de yaşadım.

Dilerim kısa sürer bu aykırı mavra ve sahibine HALK:

“De git işine!…” deyiverir.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.