Bodrum Gündem

ŞU PLAN DEDİĞİMİZ / Fikret Karataş yazıları…

ŞU PLAN DEDİĞİMİZ / Fikret Karataş yazıları…
BODRUM-DA-İMARA-AÇILAN-YERLER

Bodrum Yarımadası İmara açılan yerler…

Bodrum Yarımadası 1/25000 ölçekli çevre düzeni planı Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yapılıp Haziran başında gönderildi. Planlar Belediyelerimizce yasanın tanımladığı şekilde halkın inceleyeceği yerlere asıldı. Bir aylık süre ise iki gün sonra dolacak. (Kimilerinde doldu.)

Yurttaşların ilgililerin plana itirazları derlendi, önümüzdeki bir hafta içinde Bakanlığa gönderilecek.

Bu konuda Belediyeler salt toplayıp kendi itirazlarıyla beraber gönderecekler.

Planın bu aşamasında belediyelerin itirazları ötesinde hiçbir söz ve eylem hakkı yok. Bu husus Bakanlığın 01.06.2007 tarih ve 96610 sayılı mektubunda;

“… plana yapılan askı itirazlarına ilişkin Belediye Meclis Kararı alınmaksızın ve herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın, Bakanlığımıza iletilmesi hususunda…” tümcesiyle yargı dozunda anlatılmıştır.

Bugüne dek bazı medya bölümü ve basın toplantısı aracılığı ile siyasal parti temsilcileri ve konunun içinde ve dikkatle izleyicisi olan teknik örgüt temsilcilerince dile getirildi.

Andıklarımızın yaklaşımı ve anlatımlarında örtüşen kısımlar pek az oldu.

Teknik adamlar ilmi söylem, siyasiler politik lisanla anlattılar planı.

Plan olgusunun mutfağında ve organizasyonunda karınca kararınca hizmet verip katkıda bulunan biri olarak biz de birkaç cümle söyleyeyim istedik.

Bakanlık planı hazırlarken Belediyeler Birliği’nin Sayın Semra Kutluay’a hazırlattığı planı altlık olarak kullandı. O altlığın alt yapısı ise Belediyeler Birliği ofisinde Sayın Mazlum Ağan ile Sayın Mehmet Tosun bilgisi dahilinde hazırlandı. Bu Başkanları ise diğer Başkanlar görevlendirdi.

Bakanlık plan yapma yetkisini aldıktan sonra çalışmalara başladı. Bu arada Danıştay önceki 2003 planı hakkında iptal kararını verdi.

Bakanlık plan hazırlığının sonunda Birliğe 18 adet boş pafta gönderip bunlara halkın ve Belediyelerin tercihlerinin işlenmesini istedi. Bunun üzerine Ankara’da hazırlanan plan 18.04.2007 tarihli üst yazıyla Bakanlığa sunuldu.

İşte bu altlık olarak Bakanlık tarafından kullanıldı. Salt detaylar değiştirildi. Diğer taraftan plan açıklama raporu ve plan hükümleri notlarının ise sadece üst kapağı değiştirildi.

Bakanlığın plan yapma donanımı olmadığı için Birlik planının kaynağı olan program da Bakanlıkça kullanıldı.

Bu da yetmedi bilen insan azlığı nedeniyle Sayın Semra Kutluay ofisinin çalışanlarından bu programın yaşama geçirilmesinden de yararlanıldı.

Bakanlığın gönderdiği plan ile birlikte hazırlattırılan plan arasında çok büyük fark Bakanlık planı ile “Plan açıklama raporu ve plan hükümleri” arasında kabul edilemez çelişkiler vardır. Plan notları talihsiz bir kopya olarak önümüzdedir.

Belediyelerin taleplerinin %90’ının üzeri kapatılmış, bazı Belediyeler gazaptan sıyrılırken özellikle Ortakent’e Bakanın gazabı işlenmiştir.

Bu durum ise plan açıklama raporu ile plan bütünlüğünü tamamen bozmuş, anlatılması güç çelişkiler çıkmış orta yere.

Plan Bodrum’a ulaştıktan sonra üzerinde çeşitli kişi ve kuruluşlarca inceleme yapıldığı söylenerek konuşmalar, programlar yapılmıştır.

Bu program ve beyanlarda plan içeriği, sunulan ile onaylanandan ziyade karşıt pozisyonlar alınıp siyasal inançlara göre taraflı olarak anlatılmıştır.

Örneğin gönüllüler adına konuşan plan yerine katı atık olgusundan, partiler adına konuşanlar ise “Daha ne isteniyor?” havasında olaya yaklaşmış, Bakanın “Koruma – Kullanma” söylemi iktidar partisinden olanların dilinde pelesenk haline gelmiştir.

Danıştay’ın eski planla ilgili olarak verdiği iptal kararı içeriği gerçek bir yol gösterici olmasına karşın planı yapan Bakanlık Danıştay kararı karşısında dikilmiş, adeta o karara kafa tutup yok saymıştır.

Bu yazı Birlik planının yapan Semra Kutluay Şirketinin yazılı ve bilimsel incelemesine göre kaleme alınmıştır. Olanak bulunursa 31 paragraftan oluşan bu inceleme bu gazetede yayınlanabilecektir.

Bu planında yaşama geçme şansı görülmemektedir.

İtirazlara önem verilerek istemler yerine oturtulmadan emrivaki yapılacak olursa 2003 yılında yapılan çevre düzeni hakkında verilen “Yürütülmesinin durdurulması” kararı bu plan için de kader olacaktır.

Ancak AKP’nin iktidarını yitirmesi ve Ali Dibolara, hortumculara, pipetçilere ve rantiyecilere dost olmayan yeni bir yapılanma HALK’ın istemlerine uygun gerçekçi bir planı gündeme getirebilecektir.

Herhalde Koruma Kullanma safsatası Bakanın ortaya attığı laf salatasından öte bir anlam taşımayacak, Türkiye’de Ali Dibo nüfusunun birinci sırayı aldığı yer Bodrum Yarımadası olacaktır.

Bu laf AKP Milletvekili adayı tarafından önceki günlerde yapılan bir toplantıda “Koruma – Kollama” olarak kullanılınca inanmadan yapılanın yanılışının bir yerlerden mutlaka taşacağını kendimize bir kez daha yineledik. Kim korunup kollanacak. Söyleyene değil söyletene bak.

AKP iktidarı Bodrum Yarımadası halkına plan yerine pilav ikram etti.

Ali Dibo’lar, rantçılar, hortumcular, pipetçiler, haramzadeler ellerinde kaşıklar bekliyorlar.

SALDIRMAK İÇİN!…

06.07.2007

okluk koyu muğlaYukarıdaki yazım Alp Arbak kardeşimizin gazetesindeki köşemde 06 Temmuz 2007 tarihinde yayımlandı. Yanlış anımsamıyorsam ikinci kez de ilgisi nedeniyle alıntı olarak yayınlanmış olabilir.

Şimdi neden gündeme geldi?

Geçmişi iyi bilirsek geleceği daha iyi yönlendirebiliriz düşüncesiyle…

Bodrum’daki Özyurtlar bütünü içinde (hısım akraba dahil) Bodrum’un sosyal, siyasal ve ekonomik yapısı ile toplumsal olgulara ilgi duyup çeşitli görevler üstlenenler bu ilgi ve tutumlarında ısrar etmişler bu nedenle de olumlu hizmetler sunmuşlardır. Zaman, zaman Bodrum’u fuarlar aracılığı ile yurt dışında da temsil etmişlerdir.

Bunlardan biri olan BODER başkanı Sn. Halil Özyurt, Okluk koyunda başlatılan yıkım, işgal ve kural ile plan tanımazlıkla ilgili genelleme yaparak: “Biz bu koyların emanetçisiyiz. Gökovada otel istemiyoruz…” demiş, bu çıkış tarafımızdan da çok olumlu karşılanmıştır. Yaklaşımları da teşekküre değer bulunmuştur.

Özyurt kardeşimiz böyle söylerken aynı yerdeki olay için Marmaris Çevreciler Derneği Başkanı Ahmet Kutengin bey, Okluk koyunda yatırıma karşı olmadıklarını, ancak şantiyenin büyüklüğünün kendilerini ürküttüğü belirtip doğaya zarar verilmesi halinde karşısında olacaklarını söyledi.

Şantiyenin büyüklüğü bir şeyler söylemiyor mu?

Karşı konacaktır “Lakin o zaman vakit çok geç olacak!”

Bize göre bu bir başlangıç. Bu değerlendirme zamanında Bodrum’da da yapıldı ve “Bodrum’da yatırım yapan büyük firmalara yardımcı olmak görevimiz.” İlanından sonra taşınmaz tarla tapan arsa sahibi halk %7,5 yoğunluğun mahkumu olurken kural ve plan tanımazlar devasa yapıları dikiverdiler. (yıkımlar nedeniyle bu konu ilerde tarafımdan incelenerek gündeme taşınacaktır.)

Anayasa ilgili oylama iktidarın istediği gibi çıkarsa bu saldırının ölçüsü kaçmış boyutlarda tüm körfez ve Muğla genelindeki koylara bulaşacağından kimsenin kuşku duymaması gerekir diye değerlendiriyoruz. Çünkü 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planının başına gelenlerden sonra, yani son 10 yılda bu yıkım, işgal ve iç etme olgusu gün geçtikçe, yıl geçtikçe hız vitesini yükseltti.

Geçen yıllarda Tayip Erdoğan’ın Tekne ile Bodrum ve Gökova köylerini gezdikten sonraki uygulama kararının ilk örneği de Okluk Koyunda görülüyor. Bu gezi, 2007 yılı Ağustosunda zorunlu olarak Yarımada Belediyeler Birliği Genel Sekreterliğinden ayrılmam nedeniyle, Yarımadanın şansı olarak değerlendirdiğim Belediye Başkanlarımızın işlerinin bitirilme aşamasının saptanması olmuştur. O Başkanların 2009 yılında işlevlerine son verilmesi Yarımadanın sonunun belirlenmesinin başlangıcı olmuştur.

Zaten bu aşamadan sonra plana dur diyecek mahkeme de sanala havale edilmiyor mu?

Her aykırılıktaki dip not bundan böyle, “Devamı var, devamı gelecek…” vurgulu olacak elbet. 11 Belediye uygulaması bilinçli ve planlı olarak bitirilmeseydi yarımada gerçek kimliğinden hiçbir şey yitirmeyebilirdi.

Bunun önünü kesmek elbette olanaklı.

Anayasa oylamasındaki “HAYIR!” ve Demokratik yollardan İktidarı “Al aşağı etmek”

Anımsatarak öneririz!…

devlet bahçeli bodrumda (66)BAHÇELİ’NİN  ASKERLERİ…

Ülkü Ocaklarının yani Milliyetçi Gençliğin, MHP yapısında çok büyük önemi vardır.  Bu ocak oluşturanı rahmetlik Başbuğları Alpaslan Türkeş tarafından şöyle tanımlanıp değerlendirilmiştir:

“Ülkücü gençlik fikirlerinde terbiye ve saygı olgusuna uygun olarak Hür, Emre karşı da itaatkardır.”

Onun ölümüne dek bu uygulama olumlu olumsuz aşamalarıyla aynen uygulanmış ve yaşama geçirilmiştir.

Bahçeli yönetiminde ise bu ocak yanlış tanımlanmış ve piyasadan bir çok hareketten ayakları kesilmiş, bu günlerde örneği görüldüğü şekilde de statik hale getirilmiştir.

Bu günlerde kuruluşun Genel Başkanı büyük oranda tehdit içeren bildiri yayınlamış hem ayrı düşüncede olanlar hem de kendi mensuplarına adeta “Emre itaat” komutu verilmiştir. Bu partiyi iyi tanıdığımızı daha önce de söyledik. Bu yakışmadı. Sayın Bahçeli’nin Bunca zaman AKP ve Tayip Erdoğan ile Başbakanlık yapmışlara saldırıları tüm karşıtlarca saygı ile karşılanırken aniden dönüşe destek vermek umarız ki Ülkücü Gençliği yıpratıp zora sokmaz.

Biz demokratız ve her fikre saygı duyarız!.. Ancak insanların ağzını büzmek güç aracılığı ile olmuyor elbet Ne demiş Namık Kemal:

“Çalış idraki kaldır, Muktedirsen Ademiyetten.”

Milli gazetenin 2 Şubat tarihli sayısının ilk sahifesindeki “Kılçık” başlığı ile Bahçeliye şu göndermede bulunulmuş:

“Bir çığlık ki, anlamsız.

Taşımıyor hak sesi,

Bizden istenilen ses,

süzülen bayrak sesi.

Bahçeli Bozkurt’laşıp diş gösterdiği zaman

Ondan hatıra kalan,

Ensene şaplak sesi…”

algernon_sidneyTEK ADAM…

İngiliz Algernon Sidney’e “Tek adam” yönetimini sormuşlar.

Yanıtı: “Bir ulusu tek kişinin idare edebileceğine şu şartla inanırım: O adam ayaklarında çizme, elinde kırbaç, o ulus sırtında semerle doğarsa!”

Doğru tanıma kadı emmin ne desin!…

Bodrum / 04.02.2017

Yorumlar

  1. Nasiri dedi ki:

    Paça kaptırılmış.o paçadan kurtulacak iyi bir pehlivan lazım.