KİTAP # KAHVE # BODRUM … Nuran Yüksel Yazıları…
İki gün boyunca Bodrum Eski Kilise meydanında Bodrum da yaşayan ve yazan yazarlarla ve kitaplarıyla beraberdik. Benim için ilk kitabım ”YÜRÜYÜŞÜMDEN İZLER ”in standının başında oturup okurları beklemek farklı bir duygu oldu. Bu kadar zor ve heyecanlı olabileceğini hiç düşünmemiştim.
sezon başlamış sayılırdı. Sokak hareketliydi, insanlar meydandan sürekli gelip geçiyordu. Etkinliği bilen ,hatır için gelen arkadaşlar her zaman olduğu gibi yazarları ve kitapları yine yalnız bırakmadılar. Heyecanımıza ve coşkumuza ortak oldular. Ancak öylesine büyük kalabalıklar vardı ki çevresinde neyin olup bittiğinin farkında değillerdi. Önümüzden geçerken kafalarını dahi çevirmeden ilerliyorlardı. Meydanda kilisenin önünde üzerlerinde kitap dolu stantlar hiç ilgilerini çekmiyordu .
Üstat SENECA ”kitapsız yaşam kör sağır ve dilsiz yaşamaktır ”demiş. 21. yüzyılın 2. yarısında ve cumhuriyetin neredeyse asırlık döneminde kör, sağır ve dilsizlerin yaşadığı bir ülke ye mi dönüşmüştük yoksa. Bildiğim bir gerçeği meydanda yazar arkadaşlarımla, kitaplarımızın yanında beklerken bir kez daha görmüştüm. Önümüzden gelip geçen ilgisiz, umarsız gelip geçen kalabalıkları izlemek çok acıydı
son yapılan istatistikler ülkemizde bir kişinin günde 6 saat televizyona zaman ayırdığını internete bağlanma süresinin 3 saat olduğunu kitap okumak için ayırdıkları zamanın sadece 1 dakika olduğunu söylüyor. Ülkemizde kitap okuma oranı binde bir dünyada kişi başına düşen kitap harcaması 1.3 dolar iken Türkiye’de 25 cent imiş. Çocuklarımıza kitap hediye edilme sıralamasında ise Türkiye 180 ülke içinde 140.sırada
Bu acı gerçekleri bildiğimiz için kitap-kahve etkinliğinin 3. günü Akçaalan çocuk kütüphanesinde çocuklarımızla yazarlarımızı buluşturduk. Çocuklarımız kitapların içindeki masallarla, oyunlarla, değişik yaratıcı atölye çalışmalarıyla coştular. Köpük balonları yakalamak için koşmaları ve çığlıkları görülmeye değerdi. Armağanları olan NUTUK’lar ellerinde zıplayarak, el sallayarak ”gene gelin” der gibi bakışları her türlü olumsuz gerçek ve düşünceleri silmiş, yorgunluğumuzu unutturmuştu.
evet…. onları hiç bir zaman unutmayacak ve yalnız bırakmayacaktık.
evet… etrafımızda üç maymunu oynayan çok insan var. Ancak insan olmanın, yut sever olmanın sorumluluğu büyük. Bugün çok geç olmadan çocuklarımızın aydınlık geleceği için KÖR,SAĞIR , DİLSİZ OLARAK YAŞAMAMAYI ÖĞRENMEK VE ANLATMAK zorundayız. Bunun için YAZAR olmamız da gerekmiyor. Yeter ki okuyalım. Okuyalım ki gerçekleri görebilelim. Okuyalım ki en azından YAZAN olabilelim. Geleceğe doğru notlar düşebilelim.
Bodrum da yaşayanlar olarak Bodrum u ve çocuklarımızı popüler kültürün hızlı sarmalı içinde kaybolmalarına izin vermeyelim.
Anneler, babalar, öğretmenler, özellikle yönetim kadrolarındaki yöneticiler lütfen bilgiye, emeğe saygı göstermeyi öğrenelim. Aydınlık bir gelecek adına yapılan özellikle gönüllü çalışmaların imardan ,fen çalışmalarından , çok daha önemli olduğunu görelim.
Unutmayalım ki ; okuyan düşünen ve üreten insanı yaratmanın yolunu açacak çalışmalardan daha önemli bir çalışma yoktur.