Bodrum Gündem

BABA…

fatih-bozoğlu-babalar-günü-BG-Dergi-yazıları

Baban giderse;

Başı dumanlı dağın gider

Atan gider, sırtın gider

Çınar ağacın gider yaslanacak yer bulamazsın…

Baban giderse

Darda sana yetişen elin gider

Aklın gider , canın gider

Şu dağlanmış yüreğinde

Çocuk kalan yanın gider

Baban giderse

Öpülecek elin gider

Bayram gider…

Can Yücel’in bu dizeleri adamın yüreğine oturuyor âdeta. Aynı “Ben bu dünyada en çok babamı sevdim…” şiirindeki dizeler gibi. Ahmet Biçer ile söyleşimiz sırasında “Ben bu dünyada en çok babamı sevdim…” şiirinin dizeleri arasında duygu ve özlem dolu

bir yolculuk yaptığımızda ikimizin de göz pınarlarından sadece tek bir damla yaş düşüvermişti.

Can Yücel’in dizelerinde baba demek, özlem demek…

***

Mavi gözlü dev, koca şair Nazım ise;

“Baba!

her yılbaşında

sana söyleyecek

bir tek

sözüm var: ‘Seni ne kadar çok seversem o kadar

çok olsun ömründen geçen yıllar…’

Baba!

Babam, ağabeyim, kardeşim, arkadaşım!

Ne zulüm, ne ölüm, ne korku

başımı eğemez!

Yalnız senin elini öpmek için

eğilir başım…”

Nazım için baba önünde başını eğdiği yegâne insan demek…

***

Sabahattin Ali ise yeşil mürekkepli kalemi ile babasını kaybetmenin

acısını dizelere şöyle dökmüş;

“Allahım!.. İşte bugün,

Şu zavallı ömrümün

En matemli bir günü.

Elim böğrümde kaldım,

Ben bugün haber aldım:

Babamın öldüğünü.

Bitti hayatın tadı,

Bu haber bırakmadı,

Dudağımda tebessüm.

Kalbim oyuldu yer yer,

Aman Yarabbi, meğer

Ne acıklı imiş ölüm…”

Sabahattin Ali için baba demek, dudağındaki tebessüm demek…

***

Buram buram Anadolu kokan Halk Ozanı Hasan Hüseyin’in dizelerinde ise baba demek, beş yüz yıllık meşe ağacının kökünden sökülürken çekilen acıyı çeken ama ağlayamayan adam demek…

“Gördüm babaların ağlamasını

Dalları düğüm düğüm

Gövdesi kahve falı

Bir zeytin ağacını köklemek var ya

Sökmek var ya sarp yamaçtan ardıcı

Kazma vurmak beş yüz yıllık meşeye

Acısı duymak var ya kopmanın

Babaların ağlaması işte o

Babaların ağlaması öyle zor…”

***

ridvan_bozoglu_1Babamı kaybettiğimde bahardı. Emekçi, nasırlı ellerini son kez tuttuğumda içimden bir şeyler akıp gitmişti onunla birlikte.

Benim için de baba demek özlem demek,

baba demek önünde eğildiğim yegâne adam demek,

baba demek dudağındaki tebessüm demek…

Benim için baba;

500 yıllık meşe ağacının sökülürken çektiği acıyı çekerken bile ağlayamayan adam demektir baba.

Bababmı, Yaşam Ustamı özlemle anıyorum…

***

sabahattin-efeBodrum Gündem yazarlarından Sabahattin Efe’yi de bahar ayında kaybettik. Bodrum’un Bitez’in BeyEFEndisiydi. İyi bir hukukçuydu. Titizdi. Yazılarını hazırlarken, yazının

kurgusundan, imlâsına, bütünlüğüne ve gündeme uygun olmasına kadar bir çok noktasına dikkat eder, yayına öyle hazırlardı. Zamansız ölümü hepimizi çok derinden üzdü.

Lâkin en çok üzülenler, aslan gibi iki evlâdı ve hayat arkadaşıydı. Nede olsa ateş düştüğü yeri yakar. Hayat arkadaşı Şadiye hanım ve küçük evlâdı Egemen gözyaşlarını dökerek babalarının acısını yaşarken, büyük evlâdı Fırat ise gözyaşlarını içine atıp, babasına son görevini yapabilmenin telâşını yaşıyordu. Kim bilir ne fırtınalar kopuyordu içinde.

Can babanın dizelerinde olduğu gibi;

“Şu dağlanmış yüreğinde

Çocuk kalan yanın gider…”

İşte Fırat’ında o çocuk yanı yok olmuş, tüm babasını kaybedenler gibi, büyüyüvermişti…

Nur içinde ol Bodrum’un beyefendisi Sabahattin Efe…

Babalar günü kutlu olsun…

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.