Bodrum Gündem

HALİKARNASOS’DAN,  MYNDOS’A…Reyhan Bayındır Gönenç Yazıları…

reyhan-bayındır-gönenç-bir-yazı-yazmak-istiyorum-11Bir meydandayım. Meydanın tam ortasında  at üstünde bir Atatürk heykeli var.  Atatürk’ün elinde de bir zeytin dalı. At şaha kalkmış, zeytin dalı göğe doğru uzanmış…

Meydanın dört bir yanındaki  kocaman kocaman tabelalarda; Edirne Ciğercisi, Tekirdağ Köfte, Adana Ocakbaşı, Kafkas Lokumu yazıyor. Yok öğle camlarda ufak tefek  yazılar değil bunlar, dev tabelalar üstüme üstüme geliyorlar! Zincir Amerikan hamburgercilerde kalan yerleri doldurmuş…

Bu kavşaktan her geçişimde,  bir rüyada olmayı diliyorum.

Ama değilim; Bodrumdayım, Myndos Meydanın’da.

Meydana bu ismin verilmesi bir rastlantı değil.

Antik kentlerin kapıları, açıldıkları yönde yer alan yakınındaki antik kentin ismi ile anılır. Halikarnasos  kentinin batısındaki kapının ismi de, bu nedenle Myndos Kapısı’dır.

Halikarnasos’un Myndos’a açılan kapısı…

Çok haksızlık ettin, orada Myndos Çarşısı var sakın demeyin bana!

Myndos Kapısı’dan Halikarnasos’a doğru ilerliyorum, Antik tiyatroyu geçince bu defa, Often, Regnum yazan dev harflerden oluşan sözcükler batıyor gözüme, bir şey anlamıyorum.

Bodrum mimarisi iki katlı, beyaz badanalı bina olmalıdır diye biliyorum. Kapkara mermerlerle kaplı yapılar karartıyor içimi. Paşa Tarlasın’da pembe cumbalı bir ev bile görüyorum.

Rüya olmasını diliyorum, ama değil…

Bayramın gelişi ile sosyal medyada yazıp çizmeğe başladık.

Bodrum’a gelirken Yokuşbaşında stresini bırakın, trafik canavarı olmayın, sizin bize zaten bir faydanız yok! Süper marketten alış verişinizi yaparsınız, lüks evlerinize gidersiniz;  ya da beş yıldızlı bir otele konuşlanıp, her şey dahil yer içer Bodrum’a bir şey bırakmadan, Bodrum’u görmeden çeker gidersiniz!  Bodrum’a  faydanız yok, zararınız var! Hart ve hurt!

İyi de,  bunları söyleyen eyy Bodrumlu, bu günlere gelinmesinde senin hiç mi günahın yok!

Buradaki  Bodrumlu’yu da açmam gerek. Bodrum’lu olmak için burada doğup büyümek yetmez ve de gerekmez. Bodrumluyum demek için; bu toprakların tarihini bilmek, kültürünü benimsemek ve bu kültüre uygun yaşamak gerekir.

Bir taşı eksilse, denizine bir kazık çakılsa içi sızlar BODRUMLU’nun…

Bodrumlu doğulmaz, Bodrumlu olunur!

 

 

 

Eyy Bodrum’lu;  sen kendi değerlerine, kültürüne sahip çıkmazsan el gelir senin topraklarında hamsi festivali de yapar, zeytinyağlı dolmana fıstıkta koyar. Bir de aşağılar seni ‘ayyy ben geldiğimde kek nedir bile bilmezlerdi’ diye.

Niye,  çünkü kıymalı-çökelekli görülmemiş su böreğini kendine sakladın diye!

Saraylı tatlını, un kurabiyeni, turunç reçelini lokantalarına taşıyamadın diye!

Kerimoğlunu, Sepetçioğlunu, çökertmeyi yalnızca düğünlerinde oynadın,  bir Bodrum Türkü Evi yapmadın diye!

Dükkanını, otelini , tekneni kendin işletmeyip, kiraya verdin diye!

Bakmadan duramadığın, görünce huzur bulduğun, taptığın KALE’nin duvarlarını reklam panosu olarak kullanmalarına ses etmedin diye!

Yok, insan ne yaparsa kendi yapar ve kendine yapar!

Bodrum’un bu günlere gelişine tek neden biz BODRUMLULARIZ!

Önce şapkayı önümüze koyalım…

Sonra da yerel yönetimlerin hakkını yemeyelim bu günlere gelişimizde,  bunlara sonsuz destek oldular.

Bodrumludur diye seçtiğimiz canlar, bizi yönlendirmek bir yana kültürümüzü lime lime edip, köpeklere attılar!

Kumbahçe’de, iki katlı, beyaz badanalı, mavi kapılı, sakız tipi bir evde açtım gözlerimi. Komşu bahçenin bahçıvan kızı Fatma abla beni sırtına bağladı mandalin ağaçlarını sularken. Büyüdüm, mandalin ağaçlarının altına Giritli Melek teyzemin dokuduğu yolluklardan kendime ev yaptım. Kış geceleri  mandalin kasalarına mandalinler dizilirken, kavrulmuş susamlara bandım incirimi. Lüksün ışığındaki gölgelerle uyudum, ocak başlarında. Hikayeler dinledim.

Ben bu topraklarda sevgiyi tattım. Hoşgörüyü, insana dini inancı ne olursa olsun insan olarak bakmayı  öğrendim.

Denizin, limon çiçeğinin, hanımelinin, fesleğenin kokusunu tattım.

Buz gibi kuyu suları ile yıkandım.

Ve ben büyüdüğüm  Bodrum’u geri  istiyorum sizden!

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

  1. erdil ünsal dedi ki:

    Almanaklara geçmiş turizm cennetini, Eskişehir’in dörtbiri kadar Bodrum’a katkı sağlamayan yapamayan, 8 adet yeldeğirmenini, Çarşı Kilisesini, tabanı kılıç balığı mozaği ile döşeli Bitez Gara klisesin, onaramayan bir Belediye ve STÖ olan belde Bodrum. Bütün etkinlikleri Istanbul ve Ankara’dan gelen sonradan Bodrum’u mesken tutmuş kesim canlı tutuyor. Yerli halkı göremiyorsunuz. ÇYDD Bodrum şubesi 350 talebeye sponsorlar kanalıyla burs sağlıyor. Sponsorların % 95 dışarıdan gelip Bodrum’a yerleşmiş emekli kişiler ve bunlar Bodrum’lu yerli halkın çocuklarını okutuyorlar. % 5 lik kesim ise bir kaç hayır kurumu ve Ticaret Odasına ait. Hadi Hamsi Festivaline..

  2. Sibel Savaci dedi ki:

    Kaleminize sağlık.. ne güzel ve doğru yazmışsınız..
    Ülkemizde her şehrin ve farklı değerlerinin uğradığı durum bu.. Bizler ne zaman kendi değerlerimizi, geleneklerimizi saygı ve güvenle sabirla,severek uzerine katarak, geliştirerek sürdürürsek, diğerleri de buna sahip çıkıp değer verecektir sanırım.
    Iş te de gelenekte de özenti ve fırsatçılık, hemen vazgeçme öz değerleri harab ediyor. Yok ediyor.. Saygılar