Bodrum Gündem

YUNAN SEVDAMIZ… Yiğit Girgin Bodrum Gündem yazıları…

“Ekonomide ilk ders kıtlıktır. Buna göre ihtiyaçları

karşılamakta kullanılan her şey kıttır. Siyasetteki

ilk ders ise ekonomideki ilk dersin dikkate alınmamasıdır.”

Thomas Sowell (Dr. Mahfi Eğilmez’in – “Örneklerle Kolay Ekonomi” kitabından

Turizm nedir?

TDK: Bir ülkeye veya bir bölgeye turist çekmek için alınan ekonomik, kültürel, teknik önlemlerin, yapılan çalışmaların tümü.

Arz-talep dengesinin böylesine bozulduğu bir turizm ülkesinde Köşe yazarlarının bir restoranı yazarak parlattığı günlerden, ülkeleri yazıp parlattığı günlere geçtik, hayırlı olsun!

Sezon başından beri yazmak istediğim bir başlık, kuru kuru yazılmıyor tabi, iyi etüt etmek ister ve ne zaman “Yunan Adaları” ve benzeri bir şey duysam içim artık cız etmeyi geçti, yapılan haksız eleştiriler hep aynı. İşini düzgün yapan turizmcinin verdiği çabanın karşılıksız kalması üzüyor beni, sanki ilginç bir kıyım yapılmak istenircesine yazılıp çiziliyor, kimse de “ya arkadaş bu iş nasıl olur da böyle olur?” diye düşünmüyor!

Senede birkaç defa ben de gidiyorum karşı kıyıya fakat sanırım benim kaçırdığım baya bir şey var ki, değerli ulusal basınımız bu açıkları yakalayıp her seferinde karşı kıyıyı şişiriyor. Farklı bir açıdan bunları değerlendirmekte fayda var. Nedir onlar?

  • Ucuz

Bizim burada EURO=4.10 TL sizin orada ne kadar? Vize maliyeti kişi başı 500 TL’ye yaklaştı, bilet desen 100 TL, yemek yedin içtin 100-150 TL arası, gelirken çikolata, içecek derken 150 TL daha 50 TL de çarşıda harcayın yaklaşık 850-1000 TL arası maliyet, diyelim ki vizeniz var bu maliyet kişi başı 350 TL altına düşmesi zor, 2 kişi 700-800 TL yarım gün içerisinde harcadınız. Bu fiyata adaları ucuz bulanlar, ege kıyılarında bu fiyata ortalığı ayağa kaldırıyor! Değerli köşe yazarları daha fazla rakamlardan bahsediyor, sanırım onlar özel yatla gidenler…

Bodrum-Datça çift yön 80 TL bir deneyin, pişman olmazsınız!

  • Tarihi, Temiz, Doğal

Makilik alanı seven vatandaşlarımız olacak ki doğasına hayran kalanlar bile olmuş. Semtlerin pazarları varken süpermarketlerden alışveriş yapıp doğallığı savunmak? Yazlığını aldığın bölgenin ve bilhassa kendi ülkenin tarihini bilmeyip, başka bir ülkenin tarihini “tarihi inanılmaz korumuşlar” diye savunmak?

  • Genel Kalite ve Servis Kalitesi

Kalite nedir? Restorana girince neredeyse sipariş vermeden yemek gelsin de yiyelim diyoruz! Adalarda çalışan ara ki bulasın. Buldun, sipariş alsın diye bekle de gelsin, sanırsın sokaklar altından, topraktan da elmas, yakut fışkırıyor.

  • Rahat, Özgür, Güvenli

Bu konu biraz hassas, ülkenin siyasi bakış açısı değiştikçe, insanlarımızın karışıklık yaşadığı doğru ama ege kıyılarında bu konudan şikâyet edene henüz rastlamadım, hatta çöpünü sokağa atana “hop hemşerim çöpünü çöpe at” demeyecek kadar rahat olduk! Allah kimseyi yurt dışında polisle muhatap etmesin, hele ki adalarda! Gişe görevlisi koymuyorlar zorluk çıkartmak için, her seferinde sefer zamanlarından yüzlerce insan memnuniyetsiz oluyor.

  • Vergi yükleri

İşletmeleri korumak bizim işimiz değil de o sahilde oturduğunuz sandalye ve masalara ne kadar “işgaliye” ödeniyor diye merak edip sorarsanız, işletme sahibi açıklamaktan memnun olacaktır. Yiyecek-içecek maliyetlerini yazmıyorum zira hepimiz canlı şahidiyiz, bir de çalışan maliyetini eklerseniz belki matematik daha sağlam olur.

  • Yatırım maliyetleri

Bu konu da ilginçtir ki, değişik rakamlarda hava paraları aldı başını gitti, eskiden ailenin kızına değersiz diye kalan sahil kesimi şimdi en değerli alan oldu, komşuda böyle olduğunu düşünmüyorum, bu her nasıl ki işletmeciyi bağlarsa da yaşamsal döngüde tüketiciye yansıdığı için yük dağılıyor.

Pazara bile gittiğinizde bile elma ile armudu ayrı koyuyorlar, lütfen objektif değerlendirmeler yapınız. Gelişimini tamamlamış tam AB üyesi statüsünde ve standartları oturmuş bir ülke ile gelişmekte ve AB üyesi olmak için çabalamaktan helak olmuş bir ülkenin kıyısını karşılaştırmak pek doğru olmuyor. Yok illa kıyaslanacaksa klasik olarak Çeşme-Bodrum var, o daha güzel.

“İğneyi kendimize, çuvaldızı başkasına!” İnanın en az sizler kadar üzgünüm, egenin kıyısında deniz kenarında oturup bedava kahve içemediğim için ama olmuyor…

 “İnsanı yaşat ki devler yaşasın… “(Şeyh Edebali’nin Osman Bey’e nasihati)

9 Eylül İzmir’in Kurtuluş Destanı tekrardan hepimize kutlu olsun!

Görüş ve öneriler; [email protected]

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.