VİZYON, CÜZDAN ve VİCDAN…

Hiçbir yönetici ekonomik su kullanımı ya da alternatif su kaynakları konusunda doğru ve ileriye yönelik projeler üretmek ve teşvik etmek konusunda çaba harcamamaktadır.

  cheap Generic Viagra

Halkına su getirme projelerini anlatarak oyalayan yönetimler küçük uygulama ve teşviklerle çözüme katkıda bulunmayı akıl edememişler ve hala edememekte ısrar etmektedirler. Büyük proje hayalleri ile hüsrana uğramaya devam mı edeceğiz?

Türkiye’nin onlarca üniversitesi hatta yurtdışındaki üniversiteler dahi, davet edilip araştırma yapmak ve önermelerde bulunmak için can atmaktadırlar.

Çağımızda bilgiye ulaşmanın kolaylıklarını kullanmak, ekipler oluşturmak ve Sivil Toplum Kuruluşlarıyla birliktelikler oluşturup sorunları çözmek hiçte zor değildir.

En büyük yanlışı kanalizasyonlara gri su denilen lavabo, duş, mutfak, bulaşık ve çamaşır sularını vererek yapıyoruz. Az bir maliyetle geri dönüştüreceğimiz gri suları tekrar kullanma suyu olarak kullanmak yerine lağım ile karıştırarak hem bir kaynaktan yoksun oluyoruz hem de arıtılması çok daha zor bir atık haline getiriyoruz.
Viagra online  

Geri kazanılmış atık suların kullanılması konusunda öncülük eden St. Petersburg’ta 1990 lı yıllarda 7.000 kullanıcıya günde 79.000 m3 geri kazanılmış su tahsis edilmiştir. Tahsis edilen su bahçe, park ve beysbol sahalarının sulanmasında, yangınla mücadelede ve soğutma suyu olarak endüstrilerde kullanılmaktadır.

Güney Kaliforniya’da 2010’lu yıllarda geri kazanılacak atık su miktarının yılda 740 Milyon m3 olması beklenmektedir.

Kurak/yarı kurak bir bölgede bulunan Tunus’ta 6.500 ha tarım alanı geri kazanılmış atık su ile sulanmaktadır. Bu alanı gelecek yıllarda 20.000 hektara çıkarmak planlanmaktadır.

200.000 kişinin yaşadığı Limassol’da 1995 yılından beri yılda 3,5 Milyon m3 kentsel atık su geri kazanılarak kullanılmaktadır.

İsrail’de atık suların % 65’inden fazlası geri kazanılarak kullanılmakta olup, bu oranın önümüzdeki on yıl içinde % 90’ın üzerine çıkartılması planlanmaktadır.

Çin’de birçok kentte kentsel atık su geri kazanma ve yeniden kullanma projesi hayata geçirilmiştir. Beijing kentinde 2008 yılı sonunda geri kazanılan atık su oranı % 50’ye çıkartılmıştır.

Arjantin, Brezilya, Şili, Hindistan, Japonya, Meksika, Peru, Kuveyt, Birleşik

Arap Emirlikleri ve birçok ülke atık suları geri kazanarak çeşitli amaçlar için kullanmakta olup Türkiye’de bu konu gündeme yeni gelmektedir. Bu konuda ilk büyük ölçekli uygulama İstanbul’da yapılacaktır.

Atık sularını arıtmadan hunharca denize boşaltan Bodrum’da da yapılması hiçte zor değildir. Önermek, planlamak, projelendirmek ve istemek gerekir. Bunu Sivil Toplum Kuruluşlarıyla paylaşıp merkezi yönetimlere kamu baskısı oluşturarak hayata geçirmeyi sağlamak gerekir. İşte bizdeki eksiklik budur.

Yağmur suyundan eskiye oranla neredeyse hiç yararlanamaz hale gelmekteyiz. Konutlarda küçük düzeneklerle çatı suyunu depolayarak basit ve ucuz su elde etme yöntemini muhakkak hayata geçirmeliyiz. Alanı geniş olan mekânlarda yüzey sularının yönlendirilerek depolanması daha da temiz ve ucuz bir su sağlama yöntemidir. Konut sahibi olurken bu konuyu muhakkak düşünmeli ve uygulamaya koymalıyız belediyelere muhtaç olmadan yaşamanın yolunu bulmak gerekiyor artık.

Kullanacağı suyu elde etmek ve atık suyunu geri kazanmakta ki yöntemler ve önlemler konusunda halkını bilgilendiren, teşvik eden ve yardımcı olan yönetimlere ihtiyacımız her zaman vardı, ancak şimdilerde daha da fazla var.  

Yarımadamızda kurulan konut siteleri ve büyük otellerde geri kazanım sistemleri kurulması ve işletilmesi zorunluluğu getirilmiş olsaydı, su sorunumuzun birçok kısmı çözülmüş olurdu.

Bizimki gibi denize yakin bölgelerde yerleşenlerin yeraltı sularını hesapsızca kullanması sonucunda yeraltı suyunun tuzlanması ile çekilen su sıkıntısı, özellikle buharlaşmanın yağıştan fazla olduğu bölgelerde toprakta tuzlanma yaratması ve şehirlerde hesapsızca kullanılan suyu sağlayabilmek için doğaya verilen zararlar, suyu elde etme ve kullanış biçimimizin temelden yanlış olduğunu gösterir.

Teknolojiden yoksun atalarımız su sorunlarını yağmur suyunu biriktirmek ve yer altı sularını verimli kullanarak gidermişlerdir. Kullanma suyu için Bodrum’un her yerinde yüzlerce su sarnıcı (Kümbet) ve her evin bahçesinde bir kuyusu vardı. İçme suyu doğal kaynaklarımız da dâhil yarımadamızda ki her türlü su kaynağını turizmden para kazanma sevdasıyla, geleceği düşünmeden ve planlamadan kirlettik.

Bu öngörüsüzlük hala devam etmeye diretmektedir. Kimi yöneticiler ve onların akıl hocaları küçük ya da kişisel çıkarlar uğruna suyu yetersiz yarımadamızda, su canavarı golf tesislerine izin vermekte diretmektedirler. Bodrum’a yapılacak bu en büyük kötülüğün yanı sıra köylüye yapılan vicdansızlığa da ön ayak olacaklardır.

Tarım köylüleri; tarımdan kazandığı ile geçinemeyecek duruma sokulduktan sonra, tarım alanı ya da yeşil alan diye yapılaşma izni verilmeyen arazilerini satmaya mecbur kalmışlardır. Yok pahasına satın alınan bu tarlalar golf bahanesiyle yapılaşmaya açılıp rant kapısı haline getirilecektir.

Tarlasına ya da bahçesine bir ev yapma izni verilmeyen yoksul köylü yoksul olmaya devam edecek, buna sebep olan ve çanak tutanlar vicdanı rahat yaşamaya devam mı edeceklerdir?

Ben ve benim gibi düşünenler buna göz yumacak bir vicdana sahip değiliz, sonuna kadar mücadeleye devam edeceğiz.

purchase Lithium Sağlıcakla kalın saygılarımla.