Geleceğin Bütün Çiçekleri, Bugünün Tohumları İçindedir…

Nasıl ki bizde, bizden önceki kuşağın yanlışlarının ve doğrularının sonuçlarını görüyor ve yaşıyorsak. Bu zincir hep böyle devam edecektir, kuşkusuz.   

Bu gün ektiğimiz tohumların sağlamlığı, geleceğin sağlamlığı olacaktır.

Ülkemizin ekonomik ve sosyal yapısı, dip yapmışken, iş insanlarından, emekliye kadar, kadın, erkek, beş yaşındaki çocuklar bile ekonomik ve sosyal sıkıntılardan ezilmiş, bunalmışken yarına nasıl güvenle bakabileceğiz?

Turizm için geçmişte yapılan doğru ve yanlış yatırımlar bu günü sıkıntıya sokuyorsa eğer, yarın için biraz daha dikkatli ve sorumlu düşünmek mutlaktır. Geçtiğimiz hafta bodrum gündemine damgasını vuran, yeni turizm seçeneklerinden biri olan “Golf Turizmi” oldu. Belediye Meclisi toplantısı kalabalık bir katılımcı ile hareketli anlar yaşandı. Golf’e evet diyenler, hayır diyenler hep bir ağızdan demokratik bir ortamda, kendi görüşlerini savundular.

1.450 dönümlük bir alanı yatırım yapmak için alan şirket, kim ne derse desin, ister evet, ister hayır, oraya golf tesisini yapacaktır kanısındayım. Bu gün olmazsa, yarın mutlaka yapacaktır. İşte tam bu noktada B planını devreye sokmalıdır. Yani çevreye zarar vermeyecek ve o bölgeyi betonlaşarak yok etmeyecek, bir tesis yaptırmanın yöntemlerini bulmak gereklidir. Golf turizmi için yıllık 2 milyar dolarlık bir Pazar var, bu çok önemli elbette. Hem ülkemiz için, hem de Bodrum için.

Lakin; Buraya yatırım yapacak şirkete, bir Kızılderili Atasözünü ilke edinmelerini tavsiye ediyorum;“Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak.”

Elbette, biz Bodrum’lulara da tavsiyedir, aynı zamanda.

Bu arada önümüzde kontrolsüz ve hızla büyüyen iyi/kötü bir örnek olan Antalya, onlarca yıldızlı büyük tesisten bıkmış, boğulmuş geleceği için kaygılar artmıştır. O nedenle Bodrum büyümek yolundaki, yatırımlarını yaparken dikkatli adımlar atmalıdır. Çok bina, çok tesis, kaliteli ve çok turist anlamına gelmiyor. Avrupa’da bir çok örneği var, büyük tesisleri yıkıp yerine kaliteli butik oteller, pansiyonlar yaparak ve yavaş şehir olarak, turizm gelirlerini artıran. Buradan yola çıkarak, bir Çin Atasözü, Bodrum geleceği için karar verirken yol göstermek için söylenmiş sanki; cheap Aciclovir “Kalabalık kümeste, az yumurta olur”

Bodrum iki kere, üç kere, çok kere düşünerek karar vermelidir, geleceğine. “Tüh be! keşke büyümeseymişiz” demek şansımız da lüksümüzde yoktur.

10 – 20 yıl, daha öncesini bilenler ve Bodrum’da doğup büyüyenler, nasıl geçmişe özlemle bakıp yad ediyorlar, işte o nedenle, çok kere düşünmemiz gerekiyor.

Dikkat edin, burada doğan büyüyen veya uzun yıllardır burada yaşanların ağız birliği edercesine anlattıklarına, Belediyenin oradan, şimdi ki marinaya kadar olan o kıyıda denize girerlermiş, oyunlar oynarlarmış. Bu ortak geçmişe sahip olan, yani evet diyenlerde, hayır diyenlerde, şöyle ciğerden bir acı “ahhhhh!”  çekip, geçmişteki o günleri özlemle anıyorlar. Bu ortak nokta çok önemli, bu ortak nokta Bodrum’lu olmaktır, Bodrum’u sevmektir, Bodrum için kaygı duyabilmektir, Bodrum için iyi şeyler olsun diyebilmektir, bunu hiç unutmamak lazım. cheap Valtrex

İdari, ekonomik, sosyal, politik veya ekolojik hangi açıdan bakarsak bakalım, Bodrum yavaş ve emin adımlarla büyümelidir. Geri dönüşü olmayan kararlar, yarınımızı etkileyecektir, beyazımızı, yeşilimizi, mavimizi etkileyecektir. Binlerce yıl öncesinden bırakılan Bodrum değerlerini, bizde gelecek kuşaklara evlatlarımıza bırakabilmeliyiz. Sözümüzü herkesin bildiğini düşündüğüm bir Kızılderili Atasözü ile bitirelim;

”Bize bu dünya atalarımızdan miras kalmadı, çocuklarımızdan ödünç aldık.”