Bodrum Gündem

ALİ DİZDAR DÜNYA SULAK ALANLAR GÜNÜ ÖNEMLİ TESPİTLERİ…

YAZARIMIZ ALİ DİZDAR KÖŞESİNDE, TÜRKİYE VE BODRUM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ BİR KONU OLAN SU KONUSUNU YORUMLAMIŞTIR.

ALİ DİZDAR DÜNYA SULAK ALANLAR GÜNÜ ÖNEMLİ TESPİTLERİ…
01.02.2010
0
A+
A-


SULAK ALANA SULANMAK

Türkiye’de son 40 yılda Van Gölü’nün 3 katı büyüklüğüne denk sulak alanı kendi elimizle yok ettik. Verimli topraklarımızı da hızla kaybediyoruz.

Kurutulan sulak alan ve çevresinde, su rejiminin bozulması, kuraklık, iklimin sertleşmesi, çölleşme ve erozyon gibi pek çok olumsuzluk yaşanır.

Bu yaşananlara birkaç örneği sizlere sunuyorum. Bu örnekler DOĞADER’in Sulak Alanlar Günü nedeniyle yayınladığı bir yazıdan alınmıştır.

1- AVLAN GÖLÜ     ( 850 HEKTAR) :     Bulunduğu yer ANTALYA (Elmalı)

Tarım arazisi elde etmek amacıyla 1970 li yıllarda tamamen kurutulmuştur

Ancak aradan daha 20 yıl geçmeden, su rejiminin bozulması, iklimin sertleşmesi, çölleşme ve tarımsal verimin düşmesi nedenleri ile çevredeki 37 köyün muhtarı ve belediye başkanı 3000’e yakın yöre insanının (toprak dağıtılan köylülerin tamamı dahil) imzasıyla Avlan Gölü’nün yeniden oluşturulması için Çevre Bakanlığı’na başvurmuşlardır.

2001 yılında tahliye kapakları kapatılmış ve gölde yeniden su tutulmaya başlanmıştır. Avlan Gölü, yöre insanının talepleri doğrultusunda yeniden oluşturulmasına karar verilen ilk sulak alandır.

Abdullah ŞEYHOĞLU (Elmalı köylüsü) : Bana da tarla verdiler eski göl yatağından. Düdenler kapatılınca şimdi su altında kaldı, zarar gördü. Varsın görsün, ben bu haliyle memnunum. Göl yatağındaki tarlam su altında ama elma bahçem iyi durumdadır. Elmalı halkının tamamı böyle düşünüyor. Bu göl olmazsa, Elmalı ovasında yaşanmaz.

2- SEYFE GÖLÜ      ( 9350 hektar ) :    Bulunduğu yer KIRŞEHİR (Mucur-Boztepe) Prozac price

Gölün suyu donmadığı için bütün kış boyunca yüzlerce kuş türü çok kalabalık gruplar oluşturur, bazı yıllar alandaki kuş sayısı yüz bini geçerdi.

DSİ tarafından “Mucur – Seyfe Ekoloji Koruma Projesi” ile 1990 yılında başlayan uygulamalar nedeniyle çevredeki tüm sulama ve içme suyu talepleri bu kaynağa yönelmiş ve bentle tutulan sular çevredeki tarım alanlarının sulanmasına verilmiştir. Bu güne kadar, yasal veya yasa dışı yüzlerce kuyu açılmıştır.

Seyfe Gölü tamamen kurumuşturÇöle dönen göl tabanından yazın oluşan hortumlarla havalanan tuz, çevresindeki tarım alanlarına saçılmaktadır.

Ziya Çetiner  (Seyfe Köylüsü):  “Dedem derdi ki, Bütün Türkiye’ye kıtlık gelse Seyfe’ye gelmez. Şimdi önce Seyfe’ye geldi kıtlık.”

Hasan AYAZ ( Seyfe Köylüsü) :  “Göl varken sanki Akdeniz iklimi vardı burada. Sonbaharda çiftçi yağmur yağacağını falan düşünmezdi. Toprağı sürer ekerdi. Yağmur yağmasa bile yemyeşil olurdu her taraf. purchase Viagra Seyfe Gölü, oldu Seyfe Çölü. Seyfe Köyü de oldu bir harabe, hiçbir hayat kalmadı ne suyunda, ne de havasında. Gökyüzünde kuşlar tespih gibiydi, flamingolar dizi diziydi burada. Anadolu’nun mavi boncuğuydu Seyfe. Artık yok. Seyfe Köyü öldü.”

İrfan GÖKBAYRAK  (Seyfe köyü eski muhtarı) :  Çiftçinin suçu yok mu? Bizim de suçumuzda var tabii, suyu bilinçli kullanmıyoruz, hor kullanıyoruz. Ben de çiftçiyim. Pancar ekiyorum. Pancar çok su ister. 5 saat su yetiyorsa, 7 saat suluyoruz. Babalarımız, dedelerimiz mezarlarından kalksalar var ya, vallahi kafayı bozarlar. Bizi değnekle kovalarlar. Ne yaptınız siz, diye!”

3- GAVUR GÖLÜ   ( 7125 hektar ) : Bulunduğu yer KAHRAMANMARAŞ ( Türkoğlu ) order Colchicine online

1952 yılında sıtma ile mücadele etmek ve toprak kazanmak amacıyla kurutulmasına karar verilmiş ve kurutma işlemi 1966 yılında tamamlanmıştır.

Gavur Gölü geniş ve korunaklı sazlıkları, açık su yüzeyleri, subasar ormanları, geniş çayırlıkları ve tatlı su bataklıkları ile uygun yaşam ortamları sağlamaktaydı. Ilıman iklim koşulları, zengin besin varlığı ve kuş göç yolları üzerinde kilit bir noktada bulunmasının sağladığı avantajlar başta su kuşları olmak üzere yaban hayatı bakımından Türkiye’nin en önemli sulak alanlarından birisi idi.

Kurutulan sulak alanda diğer alanlarda pek fazla görülmeyen bir olay oldu. Göl tabanındaki geniş turbalık alanlar yanmaya başladı. Öyle ki Kahramanmaraş Belediyesi bu yangınları söndürmek için itfaiye araçları aldı. Özel itfaiye ekipleri oluşturdu. Ama söndürmek mümkün olmadı. Toprağın içten içe yanması yıllarca devam etti. Bir çok yerde nerdeyse 1-1,5 metre kalınlığında toprak kayıpları oldu.

1990’lı yılların ortalarında Gavur Gölü’nün yeniden oluşturulması yönündeki istek ve çabalar yoğunlaşmıştır. 2005 yılında yapılan “Gavur Gölü Restorasyon Toplantısı” sonucu geçmişte yapılan müdahalelerle hidrolojik yapısı bozulan Göl’ün geri kazanılmasının artık mümkün olamayacağı ancak küçük bir modelinin oluşturulabileceği sonucuna varılmıştır. Büyük Göl olarak adlandırılan alana yıl boyunca su bulunduracak şekilde sulak alan ekosistemi oluşturma çalışmaların başlatılmasına” karar verilmiştir.   Bu gün yaz aylarında tamamen kuruyor…

Kemal GÜÇLÜ (Sanayici ve çiftlik sahibi ) :  “Ne anlatayım? Burası öyle anlatmakla bitecek gibi değil. Her gün üç-dört kamyon balık avlarlardı. Binlerce ton balık Suriye’ye ihraç edildi. Akşam saatine yaklaştığı zaman yaban ördekleri yayılmak üzere kalkarlardı. İşte o zaman iki dağın arası ördekle dolardı. Bu gölde bir bıldırcın olurdu, bitip tükenecek gibi değil. Ben burada doğdum büyüdüm. Bu gölün o günlerini yaşadığım için bugünkü haline bakıp bakıp kahroluyorum. Eskiden millet camız beslerdi burada. O kadar çok camız vardı ki, akşam olup da gölden çıktılar mı tutulurdu her taraf. Demiryolunun oralar simsiyah olurdu camızlardan.

Kanallar tamamlanınca su çekildi. Su çekilince yazın toprakta bir yanma başladı. Toprak yanar mı? Valla cayır cayır yanıyor. İnanılacak gibi değil. Her yer duman olurdu. Aşağı yukarı bir adam boyu toprak yandı. Bazı yerlerde hala yanıyor. Vatandaş şimdi bu toprağı satıyor. Binlerce yılda oluşan Gölün orijinal toprağı, kamyon kamyon İstanbul’a gidiyor, başka illere gidiyor çiçek toprağı olarak. Ne yapsın vatandaş satmazsa zaten yanıyor.”

Çok örnek var bunlara benzer ders almak için ancak ders almak bize has bir durum değil mi ki? umursamadan benzer hataları yineliyoruz.

BODRUM – GÖLKÖY AKDENİZ GÖLÜ ve AKDENİZ KOVALIĞI sulak alanı belediyece bataklık gerekçesiyle ve futbol sahası yapmak için kurutulmak istenmiş ve dolgu başlatılmış ancak çevreciler yetişip geçte olsa durdurtmuşlar uygulamayı, kurusun diye gölün suyu drenajla denize açılmış ve yaz aylarında içeride deniz suyu hakim olduğundan tuzlanma artmaktadır. Etrafındaki yapılaşma yavaş yavaş içine doğru ilerliyor. Dünyada sadece 5 yerde benzerlerine rastlanan, sulak alandaki endemik hurma ağaçlarına yapılan zulme yürek dayanmaz.

MİLAS –TUZLA SULAK ALANIN ortasından şehirlerarası yol geçirdik. Sulak alan üzerindeki yol kenarlarında çeşitli yapılaşmalar ufak ufak büyüyor. Sulak alan üzerine hava alanı yaptık. Etrafında yapılaşma aldı başını gidiyor ve sulak alana doğru iniyor. Onca direnmemize rağmen sulak alan üzerine golf sahası yaptılar ve bu golf sahası yapılaşmayı teşvik ediyor. Bunca etki yetmiyormuş gibi sulak alanın ana damarı mazı çayının suyunu kesiyorlar bentler yaparak.  Bir Musibet Bin Nasihatten Evladır… Atasözünü doğrulatmak uğruna.

Islah edilmesi gereken doğa değil insandır. Sulak alanlara sulanmaktan vazgeçin.

Sağlıcakla kalın saygılarımla.

NOT  :  2- 8 Şubat tarihleri arasında Mavi Yol Girişimi’nin Sulak Alanlarımız Fotoğraf Sergisi, Bodrum Belediyesi Meclis Salonunda, ziyaret etmeyi ihmal etmeyin.  
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.