Bodrum Gündem

YUVARLAKÇAY…

10.02.2010
0
A+
A-

Ordu Üniversitesi – Ünye İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi salonunda düzenlenen panelde konuşan Yıldız Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Beyza ÜSTÜN:



“Türkiye′de bulunan ve enerji üretimi yapılabilecek seviyedeki tüm su kaynaklarına sermaye çevreleri adeta parsel parsel sahip oluyorlar. Türkiye her ne kadar su kaynakları açısından çok zengin görünse de son yıllarda başlayan HES′lerle büyük tahribat görmektedir. Su havzalarının paraya dönüştürülebilir olmasına karar verildiğinde katliam da başlamış oldu. Yeşilırmak Havzası′nda 101 tane HES kuruluyor. Bunlardan bir kısmı hayata geçti, bir kısmı halkın yatışmasını beklemekte. HES′lerin hayata geçtiği yerlerde dereler kuruma noktasına geldi. Can suyu veriliyor. Bizim bildiğimiz can suyu insanlara ölüm döşeğinde verilir. Bu da derelerin ne duruma düştüğünü açıkça ortaya koymakta” demiştir.


 


Bilim insanlarının, su ve su kaynaklarımız konusunda yıllardır, yapılanlar ve yapılması gerekenler konularındaki yoğun ikazlarına, bilime saygısı olmayan otoriteler kulak tıkamaktadırlar. Paradan başka düşüncesi olmayan ticaretçiler ile halkı mahkemelik edip sonra da ne olacak bakalım diye seyre dalmaktadırlar.


 


buy Strattera 40 mg Yuvarlakçay’ı yatağından alıp borularla santralın kurulacağı yere kadar taşıyabilmek için 2,5 kilometre boyunda, 60 metre eninde yol açmak amacıyla binlerce ağacın kesildiğini gören, duyan herkes Yuvarlakçay’ı, doğasını ve yaşamını kurtarmaya koşmuştur.


 


Bu bölgede rüzgâr ve güneş enerjisiyle elektrik elde edilebilecekken doğa katliamının ne anlamı var, “O bizim yaşam kaynağımız, ölürüz de suyumuzu vermeyiz” diyen, köylüler, çevreciler, siyasi parti temsilcileri ve sivil toplum örgütleri, Yuvarlakçay Koruma Platformu kurmuşlardır.


 


6 Şubat Cumartesi günü Yuvarlakçay’ı kurtarma çabalarına destek vermek için dayanışma yemeğine Ortaca’ya gittik. Nöbetçileri nöbet yerinde ziyaret edip destekleyerek biraz da moral verdik.


 


Danıştay’a dava açıp sonuçlanana kadar hukuki süreci beklerken, tecavüzcülerin tecavüze devam etmelerini önlemek için Yuvarlakçay’ın kaynağına kamp kuran civar köylüler 55 gündür nöbetteydiler hem de yılın en soğuk bu günlerinde, hayat damarları olan suyu kesip hidro elektrik santraline kaynak yapacak olanlara engel olmak için. cheap Ventolin


 


Çocuk, genç, olgun, yaşlı ve ihtiyar kadın erkek herkes oradaydı. “Suyumuzu alırlarsa nasıl olsa öleceğiz, bari nöbette şimdi öleyim daha iyi” diyordu yaşlı kadın.


“Eskiden olduğu gibi elektriksiz gene yaşarım ancak susuz yaşayamam” diyordu adam.


  Cytotec without prescription


Su Boşa Akıyor diyenlere sesleniyordu bir genç kadın “Su boşa akmaz yettiği yere akar”.


 


Bir başka kadın hayıflanıyordu “ Keşke iki gün önce yetişebilseydim de şu ağaçları da kurtarabilseydim”


 


Bir çocuk, elindeki taşla yere çakmaya çalıştığı devrilen pankartta şöyle yazıyordu “Çocuklarımın Geleceğine Dokunma”


 


Sandras dağlarından süzülüp gelerek yerden fışkıran ve 14 bin kişiye can veren bu temiz suya gözünü dikmiş olan paragözlerin, doğayı ve insan haklarını katlettikten sonra üretecekleri elektriğin ne önemi olabilir ki, elektrik üretmekten çok suyu satmanın hesabını yapıyor oldukları kabak gibi ortadayken.


 


Suyuna göz dikmiş düşmana karşı yapılacak tek şey savunmaktır. Başkaca çaresi olmayan köylünün haklı direnişi suyunun başında nöbet tutması kadar olağan ve haklı bir durum olamaz.


 


Bu durum sadece suyu kesilecek köylüyü değil hepimizi ilgilendiriyor,


 


Suyu gasp ederek herkesin eşit ve parasız erişme serbestliğini gasp ediyorlar,


Suyu gasp ederek tarımı öldürüyorlar,


Suyu gasp ederek köylüyü göçe zorluyorlar,


Suyu gasp ederek doğal yaşamı kurutuyorlar,


 


İnsanlık suçu işliyorlar buna kayıtsız kalamayız, uzakta duramayız, 48 yıllığına izin almış olmaları onları haklı çıkarmıyor üstelik bu hükümet 55 gündür nöbet tutan bu vatandaşları uzaktan seyrediyor.


 


55 gündür nöbetteki köylüsüne 57 gündür eylemde ki işçisine zulmeden partisine, kıytırık nedenler bulup mehdiye düzen yağcılar biraz utanırlar mı acaba?


 


Sevgili dostlar facebooktan desteklemek yeterli değildir. Bu şapka çıkartılacak azimli direnişe elimizden gelenin en iyisini yapmalıyız.


 


Sağlıcakla kalın saygılarımla.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.