SEYRETMEKTEN VAZGEÇ…

order Lasix Birkaç aykırı görüş ve deklarasyon haricinde bu propagandalar arasından en iyisini seçmekle de şartlanan kandırılmış bir toplumu oluşturuyoruz.  

Bilinçli bir toplum oluşturamadığımız sürece de bu böyle devam edecektir. Bu bilinç, toplum örgütleşmediği sürece de oluşmayacaktır. Bunu bilen otoriteler örgütleşmeyi tu kaka ilan etmiş ve olduğunca zorlaştırmışlardır. Örgütleşen topluluklara da kıpırdayacak hal bırakmamaya özen göstermektedirler. Koyun gibi güdülen topluluklarda at koşturmanın rahatlığını asla kaybetmek istemezler. Boşuna söylememişler “Hak verilmez alınır” diye, bizler dayanışmadıkça onların dayatmalarına razı olur kahve köşelerinde sürekli de eleştirir dururuz. 

Demokratik bir yaşam kalitesine kavuşmak için seçileceklere deklere edeceğimiz isteklerimiz olmalı insanca yaşam için gerekenleri bir bir hatırlatıp sunulanın değil gerekenin ortak akıl oluşmasını sağlamamız gerekiyor. Nasıl bir kentte nasıl yaşamak istediğimizi söylememiz gerekiyor. Söyleyemediğimiz ve isteyemediğimiz sürece bize kentimizde insanca yaşamayı dar edeceklerdir. 

Yönetime getirdiğimiz kişilerin Kentimin yaşam kuralları, tarihsel dokusu ve halkın yaşam alanları üzerinde istediği gibi değişiklik yapabilme cesareti olmamalıdır. Yapılan planlar ve koyulan kurallar zırt pırt değiştirilmemelidir. Hem de birisi istiyor diye asla.  order Premarin online

Bizler ne zaman olması gerekenleri deklere edip istemeyi becerirsek o zaman kişilerin değil toplumun çıkarlarını gözeten yönetimleri oluşturabiliriz.  

                  ***                     ***               *** Proscar without prescription

Dünyanın başka bir yerinde yaşıyor olsaydınız Bodrum’u görmek için nedeniniz ne olurdu diye düşünün bir kere. Hasankeyf’e, Efes’e, Nemrut Dağı’na, Kapadokya’ya, Venedik’e ya da Roma’ya neden gitmek isterseniz Bodrum’a da benzer bir değer için gitmek istersiniz her halde. Sırf barda bira içmek ya da diskoya gitmek için gitmezdiniz, ya da kendi yaşadığınız şehrinize benziyor diye tercih etmezdiniz değil mi? 

Kimsenin modern bir Bodrum özlemi yok, bozulmamış doğasında ki güzellikleri ve yöresel değerlerini yaşamak ve tarihten kalan yaşam formlarını görmek isterler.  

O güzelim Cumhuriyet Caddesi’ndeki eski oluşumu yok edip, her isteyenin kafasına göre oluşturduğu, sözüm ona modern ve yeni görünüm, müşteri girişini ya da kazancınızı  ikiye mi katladı? Biraz istatistik yapıyor olsak bunların farkına varabiliriz. 

Kuşadası’na, Marmaris’e ya da Antalya’ya benzeyen Bodrum’a neden ihtiyaç hissedelim ki? Bodrum’un yüzlerce modern lokantası meyhanesi sinek avlarken, bu milletin; balıkçılar sokağında, sokağın ortasına geleneksel tahta sandalye ve masalarda oturmayı seçerek salaş lokantaları dolduruyorsa verdikleri mesajı iyi algılamalıyız.  

Turizm için yaptıklarınız turizmin tanımına uymuyor.     

Turiste hizmet edeceğiz diye halkımızın varlığını unutuyorsunuz. 

Sorgulayan toplum bireyi olmaktan vazgeçmeyelim. Seyretmekten vazgeçip katılım sağlamak gerek. 

Sağlıcakla kalın saygılarımla.