Bodrum Gündem

PERFORMANSININ ÜSTÜNE ÇIKMAK…

Bu deyimi ilk duyduğumda bana çok anlamsız gelmişti.

PERFORMANSININ ÜSTÜNE ÇIKMAK…
03.04.2010
0
A+
A-

O zaman 16 yaşındaydım ve antrenörümüz bize yarışta dişimizi nasıl sıkacağımızı öğretmeye çalışıyordu. Eski efsane kürekçi ve antrenör (Köfte) Ahmet Yavaşoğlu’na göre yarışın içinde bir an gelecekti ki beyin bir hedef belirleyip her türlü emniyet tedbirini bir kenara atıp adalelerin kopmasını, ciğerlerin patlamasını göze alarak sonuna kadar küreklere asılmamızı emredecekti. Çok geçmeden 19 yaşında katıldığım ilk Avrupa Şampiyonasında bunu yaşadım. Gençliğin verdiği güçle iki günde kendime geldim ve o an çektiğim güçlüğü unuttum ama 23 yaşında yaşadığımı hala unutmam.


 

treatment of impotence

O yıl Cumhuriyetin 50. kutlama törenleri arasına Ankara Mogan gölünde uluslar arası bir kürek yarışı düzenlenmişti. Bulgar ve Yugoslav milli takımları rakip olarak geldiler. Her iki takım içinde de kısa süre önce yapılan dünya şampiyonasında finallere kalmış tecrübeli ve çok güçlü ekipler vardı. Ben bir saat arayla iki yarış çekmek zorunda kaldım. Dört tek dümencili yarışında Bulgarlar birinci olurken biz ikinciliği Yugoslavlara kaptırmamak için olağanüstü bir çaba gösterdik ve gümüş madalyayı kaptık. İkinci yarışım iki tek dümencili teknesindeydi. Yarışın ortasına kadar üç tekne başa baş bir mücadele verdik, sonra dünya üçüncüsü olan Yugoslavlar bir tekne kadar öne çıktılar. Biz Bulgarları geçebilmek için dişimizi sıkıp tempomuzu biraz daha yükselttik. Son beş yüz metreye girildiğinde kafamın içinde Bulgarlara karşı müthiş bir hınç belirdi ve galiba işte o zaman beynim bütün emniyet sübaplarını kapattı. Son metreleri hatırlamıyorum. Sadece dümencinin verdiği tempoyu duyabiliyordum. Son iki yüz elli metrede hatırladığım tek şey şu son kırk küreği çekip işi bitirmekten ibaretti. Yarış bittiğinde ciğerlerimden kan kokusu geliyor ve gözlerimin önünde yıldızlar uçuşuyordu. Birkaç salise ile gümüş madalyayı kazanmıştık. Gözlerimin önündeki gri bulutların arasından Bulgar teknesine baktığımda onlar da aynı durumdaydılar. Performansımızın üstüne çıkmıştık. Uluslar arası bir dostluk yarışı için kendimizi neden bu kadar hırpalamıştık bilinmez…


 


order Premarin Aradan yıllar geçip bir anonim şirketin yönetici koltuğunda otururken hayatımın ne kadar değiştiğini düşünmüştüm. Artık yılda bir iki kez kıran kırana yapılan yarışlar değil her gün ter döküyordum. Her sabah işe gelirken içimdeki heyecan tıpkı bir şampiyona öncesindeki ısınma turlarındaki gibiydi. Günün ilerleyen saatlerinde meydana çıkma ihtimali olan konsantrasyon bozuklukları, dinlenme ve beslenme eksiklikleri verilen kararları etkileyebilirdi. Şirketin başı olarak benim hata yapma lüksüm yoktu.


 


Bunun üzerine Ratzeburg Kürek Akademisinde aldığım sporcu beslenmesi kitaplarımı açtım. Önce kilomu 125’ten tekrar spor yaptığım yıllardaki gibi 90’a düşürdüm. Beslenme ve dinlenme konseptimi değiştirdim. Şimdi benden beklenen yılda bir kez altın madalya değil, her gün doğru kararlar vererek şirketi uzun ömürlü ve başarılı yönetmemdi.


 


Yıllar önce antrenörümün dediği gibi performansımın üstüne çıkabilmek için hedefler koymalı ve onlara ulaşabilmek için bütün gücümü kullanmalıydım. Almanya’da aldığım üst düzey şirket yönetimi eğitimlerinde aynı konu başka tabirler kullanılarak anlatılınca kendi kendime “ben bunu daha önce de yaşadım” demiştim.


 


İdeal bir yönetici her gün işe gelirken “dünden hazırladığı” planlarını gözden geçirir. Tıpkı bir yarışa hazırlanırmış gibi olası taktik değişikliklerini ve etkenleri hesaplar. Daha sonra gün içinde karşısına çıkacak olan her türlü olumsuzluğu önceden planlamış olmanın verdiği özgüvenle masasına oturur.


 


Bunu yaşıyor musunuz? Yoksa hala bir planınız yok mu?


 


 


Yazarın bütün Sektörel Yorumları ve Makaleleri www.celalgursoy.wordpress.com blogunda yayımlanmaktadır.  


  buy Cialis


  

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.