HEDEFİMİZ İLERİ AMA HANGİ YÖNE?

Yıllardır görülmemiş bu büyük daralma tam da global ticaretin ve global büyük sermayenin ülkemize gelmeyi planladığı sıralarda oldu.

Yüzde 12.2 daralan bir dünya ticareti neticesinde ülkemize gelen yabancı sermaye girişi %45 azaldı. Bunu beklemiyorduk. Tam tersi ciddi bir yabancı sermaye girişi hayal ederek bununla dış ticaret açığımız kapatmayı düşünüyorduk.

Bu yıl dünya ticaretinin %10 artması bekleniyor ama hala bizim dış ticaretimizde ilk dört aylık sonuçlar iç açıcı değil.

İhracatımız yüzde 11.3 oranında artarak 35 milyar 663 milyon dolara yükseldi, Ankara bunu büyük puntolarla medyaya pompaladı ama dikkat edilmesi gereken başka bir rakam daha var: İTHALAT:

Aynı süre içinde ithalatımız ne yazık ki %36 artışla 53 milyar 263 milyon dolar seviyesine ulaştı ve böylece ticaret açığımız da, dört aylık dönem için 17 milyar 660 milyon dolara yükselmiş durumda.

Şimdi gündemimizde başka sorular varken ticaret sanki geri plana atılmış gibi ama biz İsrail ile uğraşırken gene gözümüzden kaçan bir olay gelişti.

Güneydoğu komşumuz İran Merkez Bankası dolar ve altın almak için 45 milyar Euro satmaya karar verdim. Üç aşamalı satışın ilk aşaması başlamış bile. İran eylül ayında elinde bulunan rezervlerin büyük bir bölümünü dolara çevirecekmiş.

İnanılır gibi değil. Biz neredeyse Amerikaya savaş ilan edecek derken komşunun yaptığı aslında ders alınacak bir olay.

Purchase Retin-A  

İran Merkez Bankası bu kararı niye aldı? Çok açık: global finans krizi Amerika′dan sonra Avrupa′yı yakmaya başladı. Bodrum Gündem olarak bizim de haftalardır yazdığımız gibi dolar karşısında hayli değerlenmiş bulunan euroya artık İranlı mollalar bile güvenmiyor.  

Biz ne yapmalıyız? Yabancı sermaye gelmiyor, dış ticaret açığı büyüyor. Ekonominin hala iyiye gittiğini iddia edebilir miyiz? İplerin başkalarının elinde olduğunu görmüyor muyuz?

Acaba büyük güçler dolar ve euronun eşitlenmesini mi planlıyor? İyi düşünmemiz lazım. Hedefimiz hep ileri ama hangi yöne?  Zor ve çok pahalı bir satranç oyunu.