Bodrum Gündem

KOYLARINA HALEL GELMİŞ MEMLEKETİMİN…

03.07.2010
0
A+
A-

Kılıç kalkanla ganimet avına çıkamadığımız ve tüm teknolojik gelişimlerde dışa bağımlı kılındığımız bir dönemde, fakirliğe mahkum edilen bu memleketin yaşayanları

Altın yumurtlayan tavuk misali dört elle sarıldığımız “TURİZM” olgusu ile, doğasını yitirmeden kullanacağımız yöremizde, fazla kafa patlatmadan küçük yatırımlar la bile yüksek gelir sağladığımız bu sonsuz kaynağı, hunharca ve geleceği düşünmeden kullanma arzumuz yüzünden kaybediyoruz.


Bodrum’un kuzeyindeki Bozcaada’ya kadar olan koyları devlet malı deniz yemeyen domuz sloganıyla lüpletenlere bizler de afiyet olsun dilekleriyle karşılık verince, elde kalan Gökova ve Göcek koylarında sıkışıp kaldık.


Günden güne artan sahil otelleri, sahil evleri ve yatlarımızla tüm pisliğimizi denize boşaltma cahilliği sonunda DAMA dedi.


Haydi  bakalım çıkın işin içinden… Hangi bilinç düzeyi ile bu soruna çare bulacağız… purchase Furosemide


Koylarda neredeyse bağlamaya yer bulamaz haldeyiz ve hala hangi koya ne oteli yapsak diye gayret edenler var. Bu devlet politikası ve halkın boşvermişliği ile kalanlarıda kaybedeceğiz korkusuyla yaşıyoruz.


Dur deyin bu tecavüze!  Dur deyin bu boşvermişliğe!


Göcek koylarının berrak, sakin ve sessiz denizine eşlik eden benzersiz yeşilliğinin verdiği zevkin sarhoşluğu ile uyuşup, “aman dikkat kaybediyoruz” diye yalvarıp yakardığımızda bizlere kulak asmayanlar, kağıt üstüne yazdıkları koruma önlemleri ile günah çıkarma gayretindeler.


Göcek’in nefis kumsalını kente dönüştürenler, yetmezmiş gibi marinalarla (6 Adet) doldurduktan sonra, marinalara bağladıkları tekneleri kovamayacakları için dışarıdan gelen teknelere baskı uygulama planları yapıyorlar, sefasını sürmeye devam edenler eziyeti az kirleten teknelerden çıkartmaya bakıyor, kabahatı günlük gezi tekneleri üzerine atıyorlar.


Doğal ve bakir koylarımız var diye böbürlenerek kendimizi kandırıyoruz. Neredeyse her koyda bir tesis yapma furyası devam ediyor.


 


Göcek koylarından “Ayten Koyu’na marina yaptık, Boynuz Bükü’nde (1), Bedri Rahmi Koyu’nda (1), Sarsala Koyu’nda (2), Hamam Koyu’nda (1), Binlik Koyu’nda (1), İç Göbün Koyu’nda (1), Tersane Koyu’nda (1) ve Göcek Adası’nda 1 koyda günübirlik yerleşik tesis var.  Zeytin adası özel mülk olmuş,  “GİRİLMEZ” levhası ile donatmışlar adayı, koca bir yazlık kompleks yapılmış. Domuz Adası’nda eskiden beri var alan özel tesis ve yazlık mevcudiyetini sürdürüyor. Göcek ve koylarına daha büyük ne kötülük yapabilirsiniz ki? Koyların yarıdan fazlasında denize girmek risk teşkil ediyor. Suyun bulanık ve kirliliğinden birkaç metre dibi görünmüyor.


 


Hamam Koyu’nda tekneyi bağladığım bir küçük girintide henüz kıyıdan yol geçmemiş ve deniz dibi henüz görünüyor iken dipte kuzu gibi yatan kamyon tekerleği buraya nasıl atılmış olabilir düşüncesi çok moral kırıcıdır.


Buy Natrexone Yatlara getirilen Mavi kart uygulaması henüz fiyasko dönemini yaşıyor, alınan önlemler uluslararası deklerasyona dönüşmeden, uygulanabilir önlemler sıkı denetimlerle desteklenmezse bu kirlenmenin önü alınamayacağını herkes biliyor.


Allergies

Geç te olsa alınan bu önlemleri kurgularken denizcileri işin içine dahil etmediğimiz sürece de çabalarımız boşa gidecek gibi görünüyor. Bölgesel önlemler değil tüm koyları kapsayan geniş önlemleri, uygulannması kolay ve çabuk yerel önlemlerle geliştirmeliyiz.


Alınan önlemleri yatsıyor değilim, teşekkür ediyorum ancak buz dağının görünen yüzünü bile teşkil etmiyorlar. Ağaca bağlanmasın diye baba yerleştirmek, koylara çöp konteynerleri koymak, demirlemeyi önlemek için bazı koylara şamandra sistemi kurmak gerekli ancak kirlenmeye çare değildir.


Karadan denize akan kirliliği görmezden gelip suçu yalnızca teknelere yönlendirmek en büyük yanılgı ve haksızlıktır. Kıyıda yaşayanların nüfusu denizde gezenlerden kat kat fazladır. Karada yaşarken ürettiğimiz atıklardan kurtulmak için denizi kullandığımız gerçeğini yok saymak soruna çare aramaktan çok suçlu aramakla oyalandığımızı gösterir.


Yıllardır bas bas bağıran raporlarla kayıt altına alınan “GÖKOVA KİRLENİYOR” haykırışlarına kulak verin. Bodrum’dan denize boşalttığınız her damla atık Gökova’ya doğru yola çıkıyor. Bilhassa kıyı kentlerinde oteller, siteler ve belediyelerin sıvı atık arıtma istasyonlarının tam arıtma sistemine geçmesi gereklilik değil zorunluluktur. Göcek’i gördükten sonra Gökova’nın korunması iki kere önem içermektedir. Her geçen dakika aleyhimize tıklamaktadır.


İçtiği suyun petini çöpe kadar gidip atmaya üşenip denize fırlatan bilinç düzeyinin, arabada içtiği sıvının kutusunu pencereden yol kenarına fırlatandan farkı yoktur.


Koyda ya da marinada, gece kimse görmez düşüncesiyle tanklarını denize boşaltan bilinç düzeyinin, vidanjörlerle aldığı sıvı atığı ormana boşaltandan farkı yoktur,


Temizlemeyi değil, kirletmemeyi öğreten eğitim sistemine geçmeliyiz ki gelecek kuşaklardan umutlu olalım.


Yapay kalp, protez kol bacak gibi kafalara da programlanmış bilgisayar yerleştirilecek düzeye gelene kadar çok çalışmamız lazım çooook!


Sağlıcakla kalın, saygılarımla.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.