AĞUSTOS BÖCEKLERİ SUSMUYOr…
Mevsim normallerinin çok üzerinde seyreden sıcaklardan mıdır, nedir; şu günlerde ağustos böcekleri hiç susmadan ötüyorlar.
Hava kurşun gibi ağır, öyle bir nem var ki, nefes alamıyor insan.
Bir yanda hiç ara vermeden sürdürülen terör, öte yanda terörü önleme yerine, göz yumanların arsız suskunluğuna karışan HAYIR çığlıkları!
PKK nın Hantepe üs bölgesine yaptığı saldırıda gencecik askerlerimizin öldürülmesini bir savaş filmi gibi izleyenlere inat, yakalanan teröristlerin üzerlerinde çıkan kroki, resim ve belgelere rağmen önlem almayarak İskenderun’ da askerlerimizin şehit olmasının ardından timsah gözyaşı dökenlere inat, ağustos böcekleri susmuyor!
Peki; kendine aydın diyen, solcu, demokrat geçinenler niye susuyor?
Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana statükonun siyasi kanadı gibi görev yapan, asker-sivil bürokrasi ve yüksek yargıyla birlikte bir seçkinler koalisyonu oluşturan CHP ne yapıyor?
AKP karşıtlığı üzerinden sürdürdüğü muhalefet tarzını değişime muhalefet yapmaya dönüştürerek ilkesiz bir hayır kampanyasıyla referanduma koşuyor.
CHP yönetiminin parti içi iktidarını sürdürebilmesi için böyle bir politika izlemesi pek yadırgatmıyor beni, ancak kitle tabanına, evet diyenleri düşman gibi gösterme çabası gelecek için çok tehlikeli bir girişim.
HOŞGÖRÜ, KATLANMAKTIR………………………
Demokrasinin evrensel değerlerinden biri hoşgörüdür. Hoşgörünün toplum içerisinde kabul görmesi de insanların birbirlerine tahammül etmeleri, bir birlerine katlanmalarıyla ancak mümkündür.
Ancak görünen o ki, CHP yönetimi tüm kampanyasını, niye hayır denmesi üzerine değil, evet diyenlerin ne kadar düşman ve hatta hain olduğu üzerine kurmayı yeğlemektedir.
Toplumda zaten var olan kutuplaşmayı körükleyerek, kendi kitle tabanını cemaate dönüştürmeye çalışan CHP yönetimi, doğal olarak kendi gibi düşünmeyenlere de tahammül gösteremiyor.
Çok yakın zamana kadar partide Genel Başkandan sonra en güçlü ve yetkili biri durumunda olan Eşref Erdem için, salt referandumda “ evet “ diyeceğini açıkladığı için söylenen sözlere, yapılan açıklamalara baktığımız zaman düşünceye saygı, karşıtlara tahammül ve hoşgörünün bu parti için ne kadar uzak olduğunu çok açık görebiliyoruz.
Değişimin öncüsü ve sürükleyicisi olması gereken bir partinin şu son günlerde aldığı pozisyon ve izlediği politikalar gerçekten hayli düşündürücü.
Genel Başkanlığıyla birlikte partide bir heyecan ve beklenti yaratan Sayın Kılıçdaroğlu’ nun referandumun hızlı trafiği içerisinde söyledikleri de bizim tespitlerimizi doğrular nitelikte.
“Başbakan görevi bırakır, AKP hükümeti iş başından giderse terör bir günde sona erer.” Buyurmuşlar.
12 Eylül generallerinin söylemlerini, yaptıklarını anımsatan bu sözlerin ardında yatan niyet, büyük olasılıkla “ Ulusal Mutabakat Hükümeti”
Cumhuriyet Halk Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi, Tuncay Özkan Partisi, Demirel destekli Demokrat Parti ve hatta biraz Milli Görüş ve Erbakan desteği. Hele birde Doğu Perinçek katılırsa, bir bakarsınız BDP ye de birkaç bakanlık verilir. Hazır Doğan medya grubu da arkasında!
Buyurun size Ulusal Mutabakat Hükümeti………………..
Heronlar PKK lıları tespit ediyor, genelkurmay susuyor…………….
Kılıçdaroğlu, sihirli bir formülle terörü bir günde sona erdiriyor, geçmişte bazılarının yaptığı gibi, CHP içerisindeki herkes susuyor…………….
İnegöl’ de, Dörtyol’da iç savaş provaları yapılıyor, yine derin devlet devrede; bizim aydınımız, demokratımız siyasi partilerimiz, Sivil Toplum Kuruluşlarımız susuyor.
Bütün bu suskunluk içerisinde ağustos böcekleri hiç susmuyor……………..
Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar