Bodrum Gündem

Kise Bükü Gerçeği..

Son günlerde tartışmaların üzerinde odaklandığı Kissebükü tartışmalarında Duran Öztürk ve STKların konu ile ilgili basın açıklamaları.

Kise Bükü Gerçeği..
05.08.2010
0
A+
A-



Kise Bükü hepimizin bildiği gibi Yarımadamızın en bakir koyu, Mavi yolculuğun güzergahının kalbi, ormanla denizin buluştuğu ve maviyle yeşilin kaynaştığı cennetimizdir. Cennet koyumuz bu özellikleri ile bizlerin gözbebeğidir.  Yarımadamızın  akciğeridir. Özellikle son beş yıldır bu bölgemiz yağmacı sermayenin özel hedefi olmuştur. Orman arazilerimizin turizme tahsis adı altında imara açılmasında ülkemizin en önemli stratejik bölgelerinden birisi Kisebükü olmuştur. Ancak Bodrum’un kendi geleceğine sahip çıkma bilinci ve iradesi, Ankara kararlarını alt etmiş ve bölgedeki 3 orman arazisinin tahsisi hukuken iptal edilmiştir.  


 


İlk büyük saldırıda başarısız olan sermaye Kisebükü ile ilgili yeni planlar geliştirdi. Bölge farklı karakterlerde SİT özelliği taşımaktadır. Tarihsel olarak Leleg uygarlığının en önemli geçidi olmuştur. Tarihsel yerleşim bölgede hala inadına dimdik ayaktadır. Bağımsız arkeologların milli park olsun dediği Kisebükü ile ilgili yine ülkemizde tarihi ve kültürü korumakla görevli bir kurumdan çıkan kararlarla yağmalama hesaplarının ardı arkası gelmiyor. 2002 yılından bu yana bölgedeki 141 ada, 34 parseldeki taşınmazda Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu üzerinden gerçekleşen ciddi imar oyunları ile yağmanın eşiğine gelinmiştir. 2002 yılında doğal park olan alan, 2. derecede arkeolojik SİT alanı idi. Daha sonra arazi 3. derece arkeolojik sit alanına dönüştürüldü. Nurol firması sunduğu dosya ile Muğla Anıtlar Kurulu araziyi arkeolojik sitten çıkarıp, 1. derece doğal sit alanına çevirdi. Son olarak Araziyi satın alan Azeri BBK firması yine Muğla Anıtlara dosya sunarak araziyi 2. derece doğal site düşürdü. 2. derece doğal alanlarında imar uygulanıp uygulanmayacağına, yani yapılaşmaya Anıtlar Kurulundan görüş alınarak karar verilir.


 


Ne hikmetse süreç içinde gerçek bir tarihsel değeri adım adım imara hazırlayan aynı Anıtlar Kurulu 4 günde turizm tesisi yapılmasında sakınca yoktur görüşü beyan etti. Böylelikle ilk yapılaşmanın önü açılmak istendi. Oysa yöre köylülerinin evlerinin çatılarını onarmasına dahi izin verilmezken, yaşayanların evlerine tek çivi çaktığı için ağır ceza mahkemelerinde yargılanması sağlanırken, Bodrum’da binin üzerinde vatandaşımız Muğla Anıtların suç duyurusu neticesinde yargılanması söz konusu iken bu çifte standarda kayıtsız kalmamız beklenemez.  


Oysa Kisebükü o denli hassas koruma altında olması gereken bir koy ki; halen bölgede dalış yasağı vardır. Aslında söz konusu olan imar oyunu Nurol’un sattığı ve Azeri BBK firmasının satın aldığı parselle sınırlı değildir. Yani önümüzdeki süreçte hedeflenen tüm Kisebükü’nün bütünsel olarak beton cehennemine dönüştürülmesidir. purchase Topamax


 


Kisebükü basit bir çevre sorununun ötesine taşmıştır. Kisebükü’nün tarihsel-kültürel kimliği ile bu denli hoyratca oynayan Muğla Kültür Ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu hakkında suç duyurusunda bulunulmuştur. Kisebükü’nün orman yapısında, arkeolojik dokusunda, doğal siluetinde, toprağında, taşında hiçbir değişim olmamıştır. O bölgede bir deprem ya da bir afet yaşanarak niteliğinde bir değişim gerçekleşmemiştir. Bundan dolayıdır ki; 2002’de Anıtlar’ın dosyalar, evraklar, kağıtlar üzerinde bölgede yaptığı tüm değişimlerin yok sayılması, tekrar 141 ada 34 parselin arkeolojik sit karakterine kavuşturulması gerektiğini düşünüyoruz. Muğla Kültür Ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kuruluna sesleniyoruz: “Söz konusu arazi kağıt üzerinde de aslına döndürülmelidir.  Tarih, kültür, doğa, çevre ve yaşam sahipsiz değildir”.   


Yatırıma değil yağmaya karşıyız.                                         

 

Duran ÖZTÜRK

 


 


 


GÖRÜŞLER:


 


‘Bu tesis yapıldığında gidin bakalım o koydan denize girebilir misiniz?’ Viagra without prescription


 


Bodrum Deniz Ticaret Odası : Beş yıl önce Çanakkale’den Antalya’ya kadar kıyı envanter çalışması yaptık. Deniz turizminde kullanılan 294 bakir koydan sadece 104 tanesinin kaldığı, gerisinin site, villa ve oteller tarafından yağmalandığı ortaya çıktı. Yatırıma karşı değiliz. Sadece yatırım yapacak ve izin verecek kurumların planlamayı çok iyi yapması önemli. Yatırıma değil yağmaya karşıyız. Çünkü kıyılarda yapılan turistik tesislerin arasında bir tane iyi örnek görmedik. Bodrumlu denizciler ve deniz turizmi temsilcileri olarak buraya yapılacak tesisin Gökova’da mavi yolculuğun başladığı en önemli koylardan birinin daha kaybedilmesi olduğu görüşünü savunuyoruz. Kissebükü’ne tesis izni veriliyorsa o zaman Kleopatra (Sedir) adasına da izin verilebilir. Köylülerin yapılmasını istediği otel iki yıl sonra hizmete girecek. Tüm köylülere söylüyorum, Anayasa’da haklarınız var, bu tesis yapıldığında toplanın gidin bakalım o koydan denize girebilecek misiniz? Sahilleri beton yığınına çevirdikleri gibi yapılan hiçbir tesisin bulunduğu koydan vatandaş denize giremiyor.


 


Buy Topamax on line ‘Betona gelen turistte para var ama esnafa bir faydası olmuyor’


 


Mavi Yol : Bodrum’da yeterince beton yapı var. Betona gelecek turistte para var, ama esnaf bu paradan faydalanamıyor. Bu alan bütünü daha önce birinci derecede arkeolojik sit alanıydı. 1993’ten sonra sistemli şekilde üçüncü dereceye düşürüldü ve bir bölümü imara açıldı. Mavi yolculuğun birinci ayağı Kissebükü’dür. Milyonlarca tekne uğramıştır buraya, en güzel şekilde hizmetini almıştır, istihdam sağladığından yerel ekonomiye de katkısı olmuştur. Ve olduğu gibi bırakıp gitmiştir burayı. Ama gidin bir de otel olan yerlere bakın.”


 


Yarımada İzleme Komisyonu :  Cennet koyun beton yığınına çevrilmemesi için 35 sivil toplum örgütü ile birlikte düzenlediğimiz eylemleri karadan ve denizden şiddetini artırarak sürdüreceğiz. Konuyu gerekirse AİHM’e götürürüz. Burada siz beş yıldızlı, yedi yıldızlı, 17 yıldızlı tesislerin yapılmasına izin verirseniz, bu koyları tamamen kaybederiz. Burada 200 milyon dolarlık tesis yatırımından bahsediliyor, ama öbür tarafta kaybedilecek 10 milyar avroluk bir yat sektörü var. Bu durum Bodrumda  yaklaşık 85.000 yatak kapasitesi bulunan ve yıllık % 31′lik doluluk oranıyla çalışmakta olan mevcut turizm isletmelerini yok edeceği gibi  imara açılmak istenen Kissebükü nü tamamının betonlaşmasının yolunun açacaktır. Ayrıca dünya turizmine kazandırdığımız mavi yolculuk zaman içinde yok olup bitecektir.


 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.