Bodrum Gündem

AYNAYA BAKMAK…

Birini tanımak için ne yaparsınız?

Birini tanımak için ne yaparsınız?

Google’a bakabilirsiniz örneğin. Nereye ne yorum yapmış, resmi varmı, vs. bulabilirsiniz. Yetmez ise iletişim içinde olduğu kişilerle temasa geçersiniz. Sorar, soruşturur, referans almaya çalışırsınız. O da yetmez ise, birebir tanışır, arkadaş olur, tanımaya çalışırsınız. Sofraya oturur içki içer, hatta daha da iyi tanımak için belki kısa bir tatil yaparsınız. Yine de tam olarak “tanıdım” diyemeyebilirsiniz.

Peki, birilerini tanımak için bu kadar uğraşan bir kişi, acaba kendini tanımak için bir ihtiyaç hissediyor mudur? Anadolu erenlerinin en önemli sözlerinden biri; “Kendini bil..!“dir. Aynaya sadece dış görünüşlerinin “dışarıya çıkmak” için uygun olup olmadığını görmek için bakanlar, kendilerini tanımadıkları gibi buna ihtiyaç da duymazlar.

Ergun Zoga üstâdın çeşitli konulardaki yorumlarını içeren “İnsanımsılıktan Kurtuluş” diye bir kitabı vardır. Kitap elbette ki birçok konuda okuyana ışık tutuyor; ancak sırf kitabın ismi bile insanı tefekküre yöneltiyor.

“Bitki”, “hayvan”, “insan” ayrımına bir ek getiriyor Zoga: “İnsanımsı”

Bir “insanımsı”, ancak kendini tanımaya çalıştığı, kendi kendini geliştirmek için çabaladığı ve “her ne kadar ulaşamasa da mükemmelliğe erişmek” için uğraştığı oranda “insan” vasfını kazanır. Bu hiç bitmeyecek bir uğraştır; zira ölüm bir bitiş değil, yepyeni bir başlangıçtır aslında…

Toplum olarak da ancak kendimizi tanımaya çalışmak ile ilerleme sağlayabilir, daha müreffeh bir gelecek yaratabiliriz. Bu ülkenin yapıtaşları, sadece kendi iktidar ve para hırslarını yonttukları ölçüde aralarından su sızmayacak hale gelirler ve güvenle yarına bakabilirler.

Bu minvalde, yapılan yanlışları söylemek, eleştirmek ve düzeltilmesini talep etmek, topluma ayna tutmak olarak algılanmalıdır. Bu da engellenmesi gereken değil, ancak teşekkür edilmesi gereken bir davranış biçimi olabilir.

Dilim döndüğünce aynayı tutmaya çalışacağım.

İsteyen bakabilir, isteyen görebilir.

Takdir okuyucunundur…

28 Eylül 2010 / İstanbul

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.