Bodrum Gündem

KADIN ve ŞİDDET

20.11.2010
0
A+
A-

Merhaba Dostlar…


Bugün sizlere “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” ile ilgili bir paylaşımda bulunmak istiyorum.


İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 2. maddesi. “ Herkes ırk, din, dil, renk, CİNSİYET, siyasal ve diğer bir inanç, ulusal ya da toplumsal köken, servet, doğuş ya da herhangi başka bir durumdan dolayı ayrıma uğramadan bu bildiride ilan olunan bütün hak ve özgürlüklerden yararlanma hakkına sahiptir” der.


 25 Kasım 1960 tarihinde Dominik Cumhuriyeti’nde Trujillo Diktatörlüğüne karşı muhalif bir hareketin üyesi olan ve cezaevindeki eşlerini ziyaret ettikten sonra tecavüz edilerek Dominik Cumhuriyeti gizli polisi tarafından öldürülen Minerva, Mario Teresa ve Patria Mirabel  kız kardeşlerin  anısına ilan edilen 25 Kasım’ da dünyanın her yerinde yüzlerce kadın örgütü ve sendikalar kadınlara ve kız çocuklara yönelik şiddete son verilmesi ve her türlü şiddetten uzak yaşama haklara saygı gösterilmesi için etkinlikler ve eylemler örgütledi. Bu eylem ve etkinliklerin başarısı üzerine 1999 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda, 25 Kasımın birleşmiş milletler takviminde resmi bir tarih olarak yer alması kabul edildi.


Kadına yönelik şiddet nedir?


Pekin Deklarasyonu kadına yönelik şiddeti şöyle tanımlar; “ Kadının fiziksel, cinsel, veya psikolojik zarar görmesiyle veya acı çekmesiyle sonuçlanan veya sonuçlanması muhtemel olan, bu tip hareketlerin tehdidini baskıyı ya da özgürlüğün keyfi engellemesini de içeren, ister toplum önünde ister özel hayatta meydana gelmiş olan, cinsiyete dayalı her tür şiddet anlamına gelir” der.


 Kadına yönelik şiddet, kadınla erkek arasındaki tarihsel güç ilişkilerinin eşitsizliğinin bir sonucu ve kadının insan haklarının ve temel özgürlüklerinin yasal ihlalidir, bu hangi sınıf, kültür ve konumlarda olursa olsun bütün toplumlarda var olan bir gerçekliktir.


 Eşitsizliğin her geçen gün belirginleşerek arttığı bir dünyada biz kadınlar var olmaya-yaşamaya çalışıyoruz. Bir tarafta teknolojik ve bilimsel gelişmeler, sanayi ve endüstrideki üretim artışları ve iletişim patlaması yaşayan bir dünya, diğer taraftan milyonlarca işsiz insan,  temel gıda, güvenlik, su, barınma, sağlık hizmetleri, eğitim, kültür, bilgi, enerji ve ulaşım gibi temel kaynaklara dahi ulaşamayan insanlar. Bu gün adım adım daha çok zenginleşen toplumlarda daha fazla yoksullaşan insanların paradoksunu yaşıyoruz. İnsanlık sınırlı kaynakları kullanırken zenginlik üretmekten geri kalmıyor. Ancak bu sınırlı kaynaklara ve zenginliğe evrensel olarak ulaşılabilmesi bunların eşit dağılımı ve sorumlu bir şekilde yönetimi ile ilgili ciddi sorunların olduğunu kabul etmek lazım.


Kadınlar bu çarpık gelişmenin acısını çeken insanların çoğunluğudur.


Kadınlar dünya nüfusunun yarısını oluşturuyorlar ve çalışma saatlerinin üçte ikisi kadınların üzerinde ancak gelirin sadece yüzde onunu kazanıyorlar ve dünya üzerindeki zenginliğin sadece yüzde birine sahipler. Ülkemizdeki kayıt dışı çalışanların da büyük bölümünü kadınlar oluşturuyor. Buna ilave olarak ise işe önce erkek alınır, işten çıkarılmalarda öncelik kadınlarındır. Çalışan kadınların üçte ikisi ücretsiz aile işçisi olduğu için herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna bağlı değil. Mutfak masrafları her geçen gün dağ gibi büyürken ücretler her yıl daha da küçülüyor. En temel ihtiyaçlarını dahi temin etmekte zorlanıyorlar.


Ve şiddetin ekonomik boyutunu hayatın her alanında hissediyorlar. Cialis online


Yukarıdaki anlatımlarımın dışında kadına yönelik şiddetin birde cinsel boyutu vardır. Kadına yönelik şiddetin evrenselliği ve yaygınlığı korkutucu boyutlara ulaşmış durumda. Aile içinde yaşanan şiddet kapitalizmin de etkisiyle meşrulaşırken dünyanın birçok ülkesinde ilkel çağdışı uygulamalarla o toplumların bir kültürü olarak gösteriliyor.


Örnek mi? Başlık parası, kadınların kapanmaya zorlanması, kız çocuklarının seks turizminde kullanılması, bekaret kontrolü, Güney Afrika’nın bazı ülkelerinde kadın sünneti, İran vb. ülkelerde kadına uygulanan recm cezası vs… Kadına yönelik şiddet dayak, tecavüz, ensest ilişki, duygusal baskı, kız çocuklarının hor görülmesi, cinsel kölelik gibi biçimler alırken savaş ve silahlı çatışma durumlarında sistematik tecavüz, kölelik, rehin alma, gebeliğe zorlanma şeklinde de olabiliyor. Ayrıca gözaltında cinsel taciz ve tecavüze de uğrayabiliyorlar.


 Uluslararası Af Örgütü “evde ve toplumda kadına yönelik şiddet eylemlerini; doğası ve ağırlığı bakımından işkencenin uluslararası standartlarına uygun olarak tanımlar ve devletler etkili koruma sağlama sorumluluğunu yerine getirmemekte başarısız olduğu için devletin sorumlu olduğu işkence olarak niteler.”


Şiddet bütün kadınları etkiliyor ama yoksulları farklı etnik kimlik taşıyan mülteci, göçmen, yaşlı ve engelli kadınları daha çok etkiliyor.


Birleşmiş Milletler raporları ve Uluslararası Af Örgütü dünyada ki her 3 kadından birinin cinsel ve fiziksel şiddete uğradığını açıklıyor.


 


Bütün dünyada kadınlar bedenlerine saygı gösterilmesini, şiddetin bütün biçimlerinin ortadan kaldırılmasını ve bu konuda somut adımlar atılmasını istiyor. Ülkeler yasalarında ve eylemlerinde kadına yönelik şiddetin her biçiminin temel insan hakları ihlali olduğunu, herhangi bir gelenek ve dinden dolayı meşru görülemeyeceğini tanımalıdırlar. Bu doğrultuda eylem planları, etkin politikalar, Uluslararası Sözleşmelerin imzalanması ve uygulanması, ayrımcılığa ve şiddete mağruz kalan kadınların iltica haklarının kabul edilmesi gibi somut adımlar atılmalı, çekince konular uluslararası sözleşmelerdeki maddeler koşulsuz kabul edilmeli ve gerekli yasal düzenlemeler hayata geçirilmelidir.


 Biz kadınlar şiddete son vermek için nelere ihtiyaç olduğunun bilinceyiz. Kadın hakları eğitimi, hizmetlerden yararlanabilme, kadına yönelik şiddet eylemlerinin suç kabul edilmesi, kamu hizmeti ve yasal hizmet veren personelin eğitimi, rapor mekanizmalarının kurulması, halk eğitimi, medyanın kullanımı ve kadına yönelik şiddetin ortadan kaldırılmasıyla ilgili etkinliklere hükümet bütçesinden yeterince pay ayrılması gibi…


order Robaxin online VE BİZ KADINLAR GELECEĞİN ELLERİMİZDE OLDUĞU İNANCIYLA,  MÜCADELEMİZİ BÜTÜN EŞİTSİZLİKLER YOK OLUNCAYA KADAR SÜRDÜRECEĞİZ…


Xenical order  


Sevgiyle Kalın


 


Kaynakça: KESK bültenleri


 

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.