KÜRTLER SORUNUNU ULUSCU VE MİLLİYETÇİ BİR YAKLAŞIMLA ÇÖZEBİLİRLER Mİ?
Bir topluluğun ulus olarak adlandırılabilmesi için;
Toplulukta ortak bir dilin konuşulması,
Topluluğun tarihsel geçmişe sahip olması,
Şimdi bir arada yaşayan bu topluluğun, gelecek için de bir arada yaşama inancında olması,
Topluluktaki bireylerin birlik ve beraberlik içinde, ortak duyguları paylaşması,
Toplulukta kültürel ortaklık bulunması gereklidir.
generic Retin-A
Bir topluluğun ulus yani millet olmasını siyasi olarak ifade etmesine de milliyetçilik denir.
Ülkemizde bu tanıma uyan Türkler ve Kürtler vardır. İşte bu gerçek ışığında iki ulus Amasya Tamimi, Erzurum ve Sivas Kongreleri süreçlerinde bir araya gelmiş, birinci meclisin, 1921 Anayasasının ve kurtuluş savaşının temel iradesini oluşturmuş ve kurtuluş savaşını beraberce kazanmıştır.Ve 1924 Anayasası ile de Türkler,Türk milliyetçiliği politikaları ile de Kürt halkını ortak iradenin dışına itmiş, asimilasyon ve baskı zulüm dönemi başlamıştır.
Şimdi bence Kürtlerin Kürt olmalarından kaynaklanan sorunlarını çözebilmemiz için ,bu konuda çözüm önerisi olan herkes ,çözüm önerilerini ortaya koymalıdır,ortaya konulan bu önerileri de enine boyuna konuşabilmeli tartışabilmeliyiz.
Kürt sorunu aynı zamanda Türk sorunudur.Kürt sorununun çözülmesini isteyen herkes bu ülkedeki Türk sorununun da çözümüne,çözüm üretmek zorundadır.
İlk önce Türkler ve sonra da Kürtler bu sorunlarının çözümüne de yönelik bu önermelerini kendi aralarında her türlü dayatmadan baskıdan ezberden uzak özgürce konuşabilmeli tartışabilmeli, sonrada bunu beraberce de yapabilmelidirler.
Konuşmalarımız, kendi çözüm önerilerimizi , birbirimize dayatmak, kabul ettirmek birbirimizi teslim almak için olmamalıdır. Konuşmalarımız iki halkında yaşamlarının gerçeklerini anlamak için olmalıdır.Ama bunu yaparken insanlığın ortak birikimini de gelişkinliğini de yönelişlerini de ısrarla dikkate almalıyız.
Sorunu üreten değerlerle anlayış ve bakış açılarıyla sorunun ne olduğunu anlamak çözüm üretmek ve çözmek mümkün değildir.
1924 den beri Türk ulusçu, milliyetçi politikalar uygulanıyor ve bu gün geldiğimiz yer burasıdır. Kürtler yıllarca işte bu Türk ulusçu milliyetçi politikaların dayatılmasından zorla kabul ettirilmeğe çalışılmasından çok acılar çektiler.
Şimdide Türklerle de beraber yıllarca acı çektikleri bu ulusçu ve milliyetçi politikalardan, Kürt ulusçu milliyetçi yaklaşımlarıyla Türkleri de kendilerini de kurtulabilirler mi ?Kürtler kendi sorunlarını çözerken Türk sorunlarını da çözebilirler mi? Türkiye’de varsayılan yaklaşık 20 milyon Kürt nüfusunun büyük çoğunluğu Kürt bölgesi olarak ifade edilen bölgenin dışındadır yani batıdadır ve bu bölgede Türklerle Kürtler epeyce iç içe geçmiş ve kaynaşmış durumda beraber yaşamaktadırlar..
İsteğimiz barış içinde hak ve özgürlüklerimizi kullanarak insanca yaşayabilmektir.
order Aciclovir
Ulusçu ve milliyetçi uygulamalar, Kürt sorununu çözemediği gibi Türk sorununu da çözememiştir, Türklere de büyük acılar yaşatmıştır..
Ulusçu ve milliyetçi uygulamaların bu günkü anlamı, insanların belli bir zaman aralığındaki bir kısım ihtiyaçlarını, yaşam tarafından aşılmış sınırlı yaklaşımlarla çözme yaklaşımıdır.
Halbuki sorunlarımızın kökten kalıcı çözümü, insanı, bireyi, hak ve özgürlüklerini temel alan bir demokrasiyle mümkündür. buy Cialis super active
Bu demokraside de şimdiki gibi insanlar kutsal ulusçu milliyetçi bir devlet anlayışın kontrolünde emrinde olmayacaktır. Tersine devlet birey in hizmetinde ve Türkiye sınırları içinde yaşayan tüm insanlara da eşit mesafede olmalıdır.
Bu da ülkemiz sınırları içinde yaşayan insanlarımızın ortak mutabakatıyla oluşturulacak demokratik bir anayasa ile mümkündür.
Dikkatlice bakarsak dünyada hızla ulusçu ve milliyetçi yaklaşımları etkisizleştiren, etnik kökenleri,sınırları piyasaları aşan,hatta giderek ortak dilleri bile çoğaltan, insanı,hak ve özgürlüklerini temel alan, birleştirici özgürleştirici yeni yaşam biçimleri ortaya çıkmaktadır.
Gelmekte büyümekte çoğalmakta olanda bu düşünce konuşma davranış ve yaşam biçimlerimizdir. Çözümlerimizin de bu düzlemde gerçekleşeceğini umuyorum.Bu değerler ayrıştırıcı çatıştırıcı kavga ettirici öteleyici savaşçı değil ,birleştirici zenginleştirici mutlulukları çoğaltıcı ve barışçıdır.
İsteğimiz barış içinde hak ve özgürlüklerimizi kullanarak insanca yaşayabilmektir.
Dikkat ediyorum ,Kürt kökenli arkadaşlarım Türklerin ulusçu milliyetçi yaklaşımlarına, biz Türklerin bir bölümü gibi çok sert bir biçimde karşı çıkıyor.Çünkü 1924 anayasasında Kürtleri dışlayan ulusçu ve milliyetçi bir yaklaşım uygulandı.Çünkü bugün yaşamın geldiği yerde ,ulusçu ve milliyetçi yaklaşımları temel alan yaklaşım ve çözüm biçimleri yerine bireyi ve bireyin hak ve özgürlüklerini temel alan yaşam ve çözüm biçimleri öne çıkıyor.
Hele hele bu kadar iç içe geçmiş ve batıya da dağılmış bir Kürt halkı varken bunu çözüm üretirken görmemek ve milliyetçi ve ulusçu ayırımları öne çıkarmak,Kürt sorununu çözmek yerine ,Türk sorununu kışkırtıp büyütmez mi?
Çözümlerimiz yeni sorunlar çatışmalar üretmemelidir.
Türkiye’deki sorun sadece Kürt sorunu değil ,ayni zamanda Türk, Birey temelinde hak ve özgürlükler ve DEMOKRASİ sorunudur.
Hepsini birlikte ele alıp ürettiğimiz çözümler bizi istediğimiz sonuca daha hızla yaklaşacaktır.