Bodrum Gündem

GÜZEL AYDINLIK…

06.02.2011
0
A+
A-

Anadolulu ozan Homerosun İlyadası Troya Savaşlarını anlatırken bir çok mitoloji kahramanını da özellikleri ve öyküleriyle tanıtır bize.



Bunlardan biri de Troya Kralı Priamos ve karısı Hekabe’nin kızı Paris ve Hektor’un kız kardeşi  Kassandra’dır. Kassandra, geleceği görme yetisine sahiptir. Bu yetiyi ona armağan eden güneş tanrısı Apollon, kendisine teslim olmayan Kassandra’ya kızarak onu cezalandırır. Kassandra geleceği görecek ama buna kimseyi inandıramayacaktır. Troya savaşları öncesi bütün olacakları, Troya’yı nasıl bir yıkımın beklediğini çevresindekilere anlatır ama kimse ona inanmaz. Kassandra’nın bu acıklı öyküsü gerçekleri anlatan ama sesini duyuramayan, sözünü dinletemeyen günümüz aydınının da öyküsüdür bir anlamda. O aydınların en yüreklilerinden, en inatçılarından birinden, bir çağdaş Kassandra’dan söz etmek istiyorum bugün. 6 Şubat 2009 da yitirdiğimiz Prof. Dr.Türkel Minibaş’tan.


 


Necati Cumalı “Anlam” şiirinde söyle diyor.


“Sen ne türlü desen


Söz dinleyenden alır anlamını


Öyledir görüntü de


Bin kişi denize bakar


Denizi görür biri 


 


O denizi görendi. Denizi, deniz gibi engin gözleriyle gördü, hem de “Gözucuyla” bakarak. Denizi görmekle kalmadı. Yaşamı boyunca başkalarına da denizi göstermek için çabaladı.


Neler yoktu ki o gördüğü denizde! Herkes için yaşanası bir dünya umudu, kadın hakları, çocuk hakları, işçi, emekçi sorunları, dünya üzerinde olup bitenler,savaşlar, çevre sorunları, küreselleşme kıskacında yoksulluğa itilen halklar, emperyalizmin beslediği terör, terörün beslediği odaklar.Kısacık yaşamına sığdırdığı “Azgelişmiş Ülkelerde Kalkınmanın Finansman Politikaları ve Türkiye”, “Çağ Atlatma Serüveni 1453-1980” ,”Bu Kez Düşmanın Adı Terör” adlı kitapları, “Çalışmaya Hazır İşgücü Olarak Kentli Kadın ve Değişimi” ve “Türkiye’de Yolsuzluğun Sosyo-Ekonomik Nedenleri Etkileri ve Çözüm Önerileri” başlıklı ortak çalışması ile para, kalkınma, Türkiye Ekonomisi, uluslararası yatırımlar, küreselleşme, yolsuzluk ekonomisi, kadın ve cinsiyetçilik içerikli yayınlanmış makaleleri yanında kadın ve çocuk üzerine çalışmalar da yapan Prof. Minibaş bir yandan İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak görev yaparken diğer yandan aynı üniversitenin Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi’nde de çalışıyordu.


 


Bildiklerini öğrendiklerini insanların hizmetine sunmak için çalıştı, çalıştı, çalıştı. Aklıyla, bilgisiyle, birikimiyle, yüreğine oturttuğu insana doğruları anlatmayı görev bildi. Dünya Bankası’nın “Çalışmaya Hazır Kentli Kadınlar Projesi”nin sürekli danışmanlığından “İzmit-Adapazarı Bölgesinde Depremden Etkilenen Sanayi Kuruluşları ve Yolsuzluk Ekonomisinin Etkileri” konulu projelerine, İMKB Başkanlık Ekonomi Danışmanlığından, İMKB ve İzmir Ticaret Odası’nın eğitim programlarına öğretim üyeliğine, Hava Harp Okulu’nda Türkiye Ekonomisi ve Kamu Ekonomisi derslerine yaşamın her alanındaydı. Birçok televizyon ve radyo kanalında da ekonomi programı gerçekleştirdi. 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı’nın “Küreselleşme” ve “Toplumda Kadın Katılımı Özel İhtisas Komisyonu”nda görev yaptı.1991’de I.Ulusal Çocuk Kurultayı’nı düzenledi. Bir dönem Yapı Kredi Çocuk Yayınları danışmanlığı, Kültür Bakanlığı Yayın Komisyonu üyeliği yaptı. Umut Çocukları Derneği’nin çalışmalarına gönüllü destek verdi. Türkiye Korunmaya Muhtaç Çocuklar Vakfı Mütevelli Heyet Üyesi,  Türk Kültür Vakfı, Türkiye Avrupa Vakfı, Türkçağ Vakfı, İstanbul Mülkiyeliler Vakfı,  Sosyal Demokrasi Vakfı gibi vakıfların da kurucu üyesi olan Prof. Minibaş,Bilim Sanat Eserleri Meslek Sahipleri Kuruluşu’nda iki dönem Yönetim Kurulu Üyeliği ile çok sayıda sivil toplum ve demokratik kitle örgütüne üye olarak katkıda bulundu.


 


Onu önce Cumhuriyet gazetesinde “Gözucuyla” adlı köşesinde yazdığı yazılarıyla tanıdım.


Ekonominin en karışık konularını bile, neden sonuç ilişkileriyle, ilgisiz gibi görünen olaylar arasındaki bağlantılarla net ve anlaşılır anlattığı yalın ve kapsamlı yazıları, birçok kavramı kolay algılamamı sağlamıştı.Ama onu yakından tanımam Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği sayesinde oldu. ÇYDD Genel Başkan Yardımcılığı sırasında daha çok şey paylaşma olanağı bulduğum Türkel Minibaş’ı yakından tanıyabilmiş olmanın onuru ve mutluluğu, bunun çok geç olması ve kısa sürmesinin hüznüyle  karışıyor. “Çağdaş Yaşam, Türkiye Cumhuriyeti’nin yaşam biçimidir” diyen sesi hala kulaklarımda. Onun ÇYDD de çok başarılı çalışmalar yapmasının, herkesçe benimsenmesinin ve sevilmesinin ardında kişiliğinin yanında Çağdaş Yaşam’ı en iyi anlayan ve anlatanlardan bir olması yatıyor.Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin 20. yılı için kaleme aldığı ve derneğin felsefesini çok güzel yansıtan yazısındaki şu dizeleri de paylaşmak istiyorum


Kurtuluş Savaşı’ndan sonra yeni bir ilk daha oluştu dersem abartmış olmam. Bu, “BEN” den “BİZ” e giden yolun açılımıydı. Tuğlayı taşıyanın da koyanın da finanse edenin de kendini eşit görmesiydi. Daha da önemlisi, gençliklerinde politikayla uğraşmamış kitlelere yurttaşın devletini, demokrasiyi sorgulatmayı öğretmesiydi.” Lamisil at low prices


 


Gençlerin sevgilisiydi. Tanıştığım öğrencileri yıllar sonra da sevgi ve hayranlıkla söz ediyor ondan. ÇYDD Gençliği ise ondan çok şey öğrendi. Sormayı, sorgulamayı, insana değer vermeyi, dostça paylaşmayı, haksızlıkların, karanlıkların üstüne kararlılıkla gitmeyi, tüm bunları yaparken gülebilmeyi öğrendi. Birçok genç arkadaşım onu örnek alarak yaşamını, onun deyimiyle “merdiveni doğru duvara dayamayı” bilerek sürdürecek. Onun katıldığı toplantılar, konferanslar da bambaşka olurdu. Öyle çarpıcı örneklerle, öyle güzel anlatırdı ki konuyu, zamanın nasıl geçtiğini anlamazdık. Bodrum’da katıldığı toplantılardan birinde, sanırım, yerel yönetimlerin yeniden yapılanması ile ilgiliydi. Dışardan Anayasamıza yapılan müdahalelerden, eleştirilerden söz ediyordu.Ülkemizin geleceğiyle ilgili millet olarak duyarsızlığımız çok üzmüştü onu. Söyledikleri bugün gibi aklımda.


Anamıza küfrederler, cinayet işleriz, Anayasamızı değiştirmeye kalkarlar, aldırmayız


 


Ardından Sevgili  Türkan Saylan’ın  onun köşesinde yer alan yazısı Çağdaş Yaşam’lı herkesin onu ne çok sevdiğini nedenleriyle birlikte anlatıyor.


“Türkel, her olaya, olguya ilkönce tersten, daha doğrusu birçoğumuzun göremediği yönden bakıp “durun bakalım” diye sarsardı insanı! Sonra konuyu tartışmaya açar, ortak noktanın bulunmasını sağlardı. Yani, “her denene baş eğmeyin, doğruyu siz kendiniz araştırıp düşünerek bulmaya çalışın” demeye getirirdi ki bundan herkes çok yarar görmüştür.
Sadece çok başarılı bir bilim kadını, sonuna kadar bir Atatürk kızı ve toplum savaşçısı değil o tam bir insandı da. Giyimi, kuşamı, ilginç takılarıyla, sarındığı rengarenk giysileri, bakımlı makyajı, manikürü ile tam bir kadındı, etrafına ışık saçan. Onun için hem çok sevildi, hem de çok sayıldı.”


 


Türkan Hoca’nın anlattığı gibi, bu ışık saçan kadını çok güzel tanımlayan Necati Cumalı’nın şiiriyle bir kez daha sevgi ve özlemle anıyorum.


 


GÜZEL AYDINLIK


 

buy Accutane online

Akdeniz göklerinden


Köpüklerden, limon çiçeklerinden


Gözlerimde kalan


Güzel aydınlık


-Nesrin′i bir defa öptüm


 


Beyaz badanalı odam


Annemin yüzüne, soframıza


Gençlik hülyalarıma düşen


Güzel aydınlık


-Ümitsiz kaldıkça seni düşündüm


 


Biz fakirdik ama iyi insanlardık


Bolluk yıllarında da


Felâket günlerinde de

cheap Viagra

Seni yanı başımda gördüm


Güzel aydınlık


Tatlı aydınlık


Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.