Bodrum Gündem

TÜRKİYENİN ÖZLEDİĞİ CHP…

12.02.2011
0
A+
A-

Prof.Baskın Oran,nev-i şahsına münhasır,özgün ve dobra bir akademisyen.


     Her türlü tehdide ve Ergenekon patentli bariyerlere rağmen,topal aksak da olsa demokratik iyileşme ve sivilleşme sürecine ciddi katkıları olan cesur yürek bir bilim adamı.Konjoktörün kendisine doğaçlama yüklediği “öncül” misyonundan dolayı onun söylemleri statükoyu zorluyor,hatta fincancı katırlarını bile ürkütüyor..Ancak,Baskın Hoca’nın sivri dilli üslubunu yadırgamamak lazım.Çünkü onun bildiklerini biz de bilseydik okuduklarını biz de okusaydık,belki hoca az bile konuşuyor derdik veya kafayı yerdik.


     Onun özellikle Hrant Dink’le ilgili hassasiyetini iyi okumak gerekiyor.O,Hrant sosyalist olduğu için değil,sadece insan olduğu,hukuken mağdur edildiği için,Türkiye’nin bir değeri olduğu için bu davanın yılmaz takipçisi.Diğer yandan üniversite kapılarında yıllardır mağdur edilen başörtülü öğrenciler için de özgürlükler bağlamında yasakçılara karşı aynı demokrat tavrı koyabilmiş bir insandır Baskın Oran.


    Onun çoğu sol gruplar tarafından eleştirilmesi, protesto edilmesi,solun çapak bağlamış gözünü açma gayretlerindendir.Çünkü bugünün solcuları hayatı tanzim etme yetisini kaybetmiş,rüyayı gerçek hayata tercih eden bir acziyet içindeler.


     Baskın Hoca benim “Hepimiz Ermeniyiz Demiyorum Ama Hrant’ı Seviyorum” ve “ Hrant Dink Türklüğü Aşağıladı mı?” başlıklı yazılarıma katkı bağlamında Hrant’ın güya Türklüğü aşağıladığına hükmedilen yazısının tamamını bana göndermiş. Okudum ve tekrar kahroldum.Derin planın gereği hedef tahtasına konulan Hrant Dink’in o yazısından Türklüğü aşağıladığı hükmünü çıkarabilmesi için insanın aklen ve hukuken malül,ayrıca Türkçeden de yoksun olması gerekir.


     Cumhurbaşkanı’nın konuya müdahil olması,gecikmiş olsa da sevindirici.Başka Hrantları Ergenekon ejdarhasına kurban vermemek için,Hükümetin demokratikleşme sürecini gevşetmemesi,hatta hızlandırması gerekiyor.Çünkü bu canavar tamamen etkisizleştirilmeden Türkiye’ye huzur yok.


        Aslında Hrant’ı mahkum eden erk de gayet iyi biliyor ki; O Türkiye düşmanı değildi ve Türklüğü aşağılamamıştı.Ama çabalar boşunaydı.Çünkü Ergenekon davasına intikal eden darbe planlarından ve Donanma’da zuladan çıkan belgelerden de anlaşılacağı gibi Hrant,darbe zemini oluşturmak amacıyla Kaos Eylem Planı kapsamında çoktan ölüm listesine alınmış.Nitekim CHP’li Süheyl Batum,darbe planları suya düştüğü içindir ki TSK’ya “kağıttan kaplan” suçlaması yapmıştır.Çünkü CHP geninde varolan darbelerle iktidar olma veya darbelerden nemalanma geleneği tarihinde ilk defa akamete uğradı.Beyefendinin rahatsızlığının nedeni bu olsa gerek.Yanlış yapanları fırsat bilip,TSK’yı külliyen yıpratmaya çalışmak,zan altında bırakmak ülkeye zarar verir.


    Bu ne cüret,bu ne pişkinlik anlamıyorum.Hem sosyal-demokrat geçineceksin,hem de iktidar olmak için halka yaslanmak,sandığa güvenmek yerine askerden medet umacaksın,olmayınca da ağız dolusu hakaretler yağdıracaksın.Yetmedi bir de Ergenekon sanıklarını yargıdan kaçırmak için milletvekili yapacaksın.Olacak şeyler değil bunlar.


      Topamax online Anlaşılan o ki;1940’tan sonra CHP’nin genleriyle fena  oynanmış. Statükocu, darbeci, dayatmacı duruşuyla CHP Atilla İlhan’ın deyimiyle neo-faşist bir parti olmuş çıkmış. Order Furosemide


     Aslında solun çırpınışlarını, çaresizliğini, özellikle yenileşme ve özgürlükler karşısındaki ürkekliğini anlamıyor değilim.Ama kirpi refleksi sürekli bir yaşam tarzı haline gelirse çağdışı ve etkisiz kalma kaçınılmaz oluyor.Umarım samimi solcular “Ashab-ı kehf” uykusundan Ergenekon meselesiyle uyanırlar.


     Liberalizmin; özellikle geç dönem 20,yy’dan bu yana, soğuk savaş sonrası boşluğu iyi değerlendirerek, evrensel bir forma bürünüp baskın bir fenomen olarak düşünce dünyasını dizayn etmeye çalıştığını söyleyebiliriz. Ancak bu yeni süreç solu başta kendisini ve dünyayı yeniden anlama ve açıklama gayretinden alıkoymamalıydı. Sol, sloganlara sıkıştırılacak kadar acze düşürülmemeliydi.


     Artık sol ideoloji, liberalizm ve batılı paradigmanın modernlik anlayışı arasındaki ilişkiyi anlamak zorundadır. Zira Batı liberalizmi,sekülarizm ve Batılı siyasi kurumsal yapılarla birlikte  anlam ifade eder.Bir başka deyimle Liberalizm ile sosyalizm aynı kaynaktan beslenir.Bu tarihsel gerçeğe rağmen Türkiye solu,Batılı paradigmaları takip etmeden de modern kurgu içerisinde kendine rahatlıkla yer bulabilir.Çin’in,Japonya’nın bulduğu gibi.O halde sol kendine şu soruyu sormalıdır:”Kendi kültürel ve geleneksel değerleriyle de var olmaya devam etmek hiç mi mümkün değil?” İdris Küçükömer’in,  Nabi Yağcı’nın ve Baskın Oran’ın çırpınışları hep bu sorunun cevabını aramak içindir.


     Sol,özellikle CHP darbelerle değil,halkın onayıyla iktidar olmak istiyorsa bu soruya kulak vermelidir.Bu kucaklaşma Türkiye’nin de hayrına olacaktır.CHP kendi duruşunu ve durduğu noktayı yeniden sorgulamalı ve 13 Haziran’da kendine bembeyaz bir sayfa açmalıdır.Bu kudret sol’un damarlarında dolaşan “sahte sol” kandan boşalacak kanın yerine geçecek “gerçek çağdaş sol” da mevcuttur. buy Accutane


 

Hoşcakalın…
Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.