Bodrum Gündem

BATINİLİK..

04.03.2011
0
A+
A-

Batıni (ezoterik)öğretilere , felsefede Panteizm (Doğatanrıcılık )denilir.
Tek Tanrılı dinlerdeki yaradan-yaradılan ikilemi Panteizmde yoktur.

Varolan herşey Tanrıdan kaynaklanmıştır ve onunla özdeştir. Evren ve Tanrı birdir. Evrenin tümü sevgi üzerine kurulmuş-tur.  Asıl olan iyilikdir.
Tanrı yaradan değil, varolandır. Tanrı, hem değişmeyen, hem değişen, hem zaman içinde, hem dışında; hem sonlu, hem de sonsuzdur.
Tanrısal Nurun bir parçası olan ruh hiçbir zaman ölmez ve yegane amacı ayrıldığı ana kaynağa, yani Tanrıya dönmektir.
Bunun yolu, evrensel bir yasa olan evrimdir Aslolan ruh ve ruhun evrimidir. Madde onun kullanıp attığı, zaman içerisindeki varoluşunun ifadesidir.
İnsan, Tanrısal varoluşun bilinen en üst düzeydeki ifadesidir. Tanrısal, mutlak irade ruh içinde saklıdır, insanda kişisel irade olur.
İnsan, kişisel iradenin gerektiği, iyi ve kötünün savaştığı alandır. cheap Generic Viagra
Ruh-can-beden üçlüsünden oluşan insan, Tanrıdaki  öz-cevher ve hayat ile özdeşdir.
İnsan tanrısal bir olgudur, ya da “ben Tanrıyım” demek doğrudur. Ancak, Tanrı insan değildir. Çünkü Tanrı, tüm varlıkların, evrenin tümüdür.
Tanrısal bilincin artması ancak üst düzeyde bir öğretiyi algılayabilecek, seçilmiş insanların eğitilmesi ile mümkündür. Bu öğreti semboller, simgesel anlatımlar ile binlerce sene korunarak, uygarlıktan uygarlığa aktarılmıştır.
Alevilik… Order Furosemide
Alevilik özünde bir din ya da inanç sistemi değildir, bir öğretidir. Alevi öğretisinin temeli “nur” ışık teorisidir. Evrenin oluşumu ve yaşamın ortaya çıkısı, arştaki nur’dan başlatılır.
Ezelde “yedi kat arşta asılı kudret kandilinde” bir nur vardı. Büyüdü, tüm
varlık bu ışıktan südûr etti (fışkırdı). Aslı bir olan varlık, sayılamayacak kadar çok farklı şekilde gözüktü.
Bütün Alevi ozanlarınca dile getirilen nur teorisine göre yer, gök, her ne var ise bu kaynaktan hayat buldu. Önsüz ve sonsuz olan Hakk’tır, gerçektir.


“Ta ezelden kandildeki nurdayım / Binde bir can eremedi bu sırra”
(Dermanî).
“Katre idim şimdi ummanlar oldum/ Arştaki kandilden nurdan gelirim”
(Kul Nesimî)


purchase Clonidine

Alevi cemleri, çerağ uyandırılarak (ışık yakılarak) başlar. Ancak cemin bitişinde çerağ söndürülmez, “sır” edilir. Çünkü ışık, Alevi öğretisinde asli varlıktır, gerçektir, delildir.
Cem bir ibadet değildir. Cem, batıni bilgileri canlı tutmaya yönelik bir kutsama ritüelleri dizgesidir. Cem, sosyal, hukuksal, kültürel, estetik, bir platformdur. Cem’in temel öznesi, öğretinin temelinde var olan “nur” dur (ışık). Hayat gibi cemin başlaması için de ilk şart ışıktır. Aleviler yaratılmışın tamamını yaratanın kendisi olarak görürler. “yaratılış”, önsüz ve sonsuz mutlak varlığın, kendini çoklu şekillerde göstermesidir.
Görünen-görünmeyen her şey, O’nun şekilleri, sıfatlarıdır. Alevilikte “yaratılış ” tek Tanrılı dinlerdeki anlamda değildir.Tek Tanrılı dinlere göre evren ile Allah arasında öz bakımından ayrılık vardır. Bunlara göre
Allah varken, başka hiçbir şey yoktu. Tanrı’nın  ‘‘ol ’’ emriyle her şeyin bir anda meydana gelmiştir. Allah, yarattıklarından hiçbirine benzemez.
Varlık geçici, Allah Mutlaktır…
Alevi öğretisine göre Tanrı tarafından yaratıl-mış ne varsa onunla eş niteliktedir. Çünkü yaratılan, yaratanın bütün özelliklerini yansıtır. Yaratılan, yaratanın görüş alanına çıkmasın-dan, kendisini görünür hale getirmesinden başka birşey olmadığı için, ikisi arasında öz ayrılığı yoktur.
Öyleyse yaratılanla, yaratan eş varlık düzeyindedir, birbirinin iki ayrı görünüş türüdür. Yaratılan evren, bir ışık ve sevgi yumağı olan, yaratan Tanrı’da vardır. Tanrı ve yarattıklarının tümü bir varlıktır.
Evrende var olan her şeyin özü “hava, toprak, ateş ve su” olmak üzere dört unsura dayalıdır. İnsan yeryüzünde vücut bulan Tanrısal yansı-madır. Tanrınınkendisini bilmesi için insana, özellikle de Kamil İnsana ihtiyacı vardı. Çünkü, Tanrısal Nur ile birleştiğinde deneyim-lerinden , düşüncelerinden yararlanarak Tarısal bilincin artmasını sağlayacak biricik varlık, insandı.


Alevilik’te binlerce yıldır var olan, bilinen “nur” nazariyesi ve varolmayı içeren “südur” bilgisini son asırlarda  içinde yaşadıkları  ortodoks Sunni ve Şii  ortamda, egemenlerin baskısı yüzünden, açıkça ifade edememiş, bu gerçeği, sembolik ifadelerle, simgesel anla-tımlarla sınırlı sayıda aydınlanmış bir azınlığa zincirleme olarak aktara gelmiş. Geniş Alevi kitleleri ise bu sırrı öğrenememiştir..

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.