Mecburi Gizlilik..
Saklı Hayatlar
(İnsan farklılıklardan korktuğu ve kabul edemediği için öfkeye ve yok etmeye teslim olur.)
Saklı Hayatlar (İnsan farklılıklardan korktuğu ve kabul edemediği için öfkeye ve yok etmeye teslim olur.) Ben filmi izledim ve çok beğendim…beğendim çünkü bir acı,bir dram ve yaşanılan şiddet ancak bu kadar gözünüze sokulmadan,ancak bu kadar kanırtmadan ve ancak bu kadar Alevi anlayışından bakılarak bu kadar naif anlatılabilirdi…acının naifliği biliyorum tuhaf çünkü Alevilerin öyküsü gerçek ve çok derin bir acı.Naif çünkü Aleviler tüm çektikleri acılara rağmen asla onlara yapılan haksızlıklara karşısındakilerin tepkisini vermedi,film bunu da sorguluyor bir sahnede,Gerçekten düşünüyorum da acaba neden onlara yapılanlara aynı karşılığı vermediler,acaba çok acı çektikleri için mi? Eğer gerçek acıdan geçtiyseniz ve o acı ile yaşamayı öğreniyorsanız ve sizin varoluşunuz insan sevgisi ile tanımlanıyorsa sanırım acıtamıyorsunuz ve sanırım o acı empati yapabilmeyi öğretiyor ve o yüzden belki de ‘incinsende incitme’…Şiddet yalnızca darp etmek,şiddet yok etmek değildi üstelik en çok onlar yok edildi,silahsız,savunmasız,en çok onlar asıldı,en çok onlar yakıldı…ama bana kalırsa en büyük şiddet onlara nefes alacak alan vermemekti,kendilerini yaşayacakları alan daraltıldı yaşayanların en büyük travmasıydı bu şiddet,kendilerini özgürce yaşama alanları ellerinden alındı,hep bir şeyler kaldı boğazlarında düğüm,kendilerini ifade edemeyişlerinin düğümü,bir yanları hep tutuk,eksikmiş gibi yaşatılmaya zorlandılar ama yinede eksiklenmediler…film bunu öyle güzel bağırtısız anlatıyor ki,HZ.ALİ’nin resmini evinde,yatak odasında asmaktan korkan bir kadının hissettiği şiddet,ruhunuz yaralanıyor,Ramazan ayının gelişinin güçlüğü bir Alevi için,sızlıyor içiniz,şiddetin başka bir resmi ve duruşu,bir topluma uygulanan manevi şiddet,gizli gizli ibadet eden bir halk…onlar özgürce en iyi şartlarda ibadetlerini ederken,Aleviler bir ormanın içinde kuytu yerlerde en zor şartlarda kendilerini ve ibadetlerini gerçekleştirmeye çalışıyorlar tüm baskılara rağmen.Onlar ne ibadethanelerinde nede sofralarında kadını ayırmıyor cinsiyetinden sebep,yaşamda olan her şeyi birlikte hissederek yaşıyorlar,onları ayıran topluma,insanlara inat .Çorum’dan göç etmek zorunda kalan bir Alevi ailenin öyküsü Saklı Hayatlar…AŞK öyküsünün içinde kimlik çatışmalarını anlatan,inceden inceye kendinizle yüzleşmenizi sağlayan bir film,sunni bir babanın toplumun kuralları ve dayatmaları ve inançları ile babalık duygusu arasında sıkışmışlığını ,öfkesini ve çaresizliğini de izliyorsunuz ve duyduğu öfkenin kendisini de vurduğunun resmi…film çok güzel işlenmiş,bence gidin ve izleyin… Ve diliyorum ki,umuyorum ki böyle filmler hep yapılsın,geçmiş yaşanmışlıkları anlatan filmler yapılsın,yapılsın ki yüzleşelim,film en güzel,en keskin şey kendimizle yüzleşmenin ve barışmanın,özgürlüğün en iyi yolu tüm öteki gördüklerimizle.Hiç bir inanç,hiçbir kimlik,hiçbir ırk ve hiçbir fikir bir diğerinin yaşama alanını elinden alamaz,almamalı.