Bodrum Gündem

ANADOLUYU VERMEYECEĞİZ…

21.03.2011
0
A+
A-

Manisa Turgutlu Çaldağda nikel madeni işletme hakkını alan …

Manisa Turgutlu Çaldağ’da nikel madeni işletme hakkını alan İngiliz European Nickel Madencilik, çiftçisinden sanayicisine, siyasetçisinden hukukçusuna, akademisyeninden sivil toplum örgütlerine kadar tek yürek olan halkın mücadelesi ve direnişi karşısında pes etmek zorunda kaldı.  Firma, orman tahsisleri yenilenmediği, proje finansmanı sağlayamadığı ve ilgili kuruluşlarla işbirliği gerçekleştiremediği için 10 Aralık 2010 tarihinde Londra Borsası’na yaptığı açıklama ile yatırımlarını Filipinler’e kaydıracağını açıkladı.


Böylece, TEMA Vakfı’nın da bileşenlerinden biri olduğu Turgutlu Çevre Platformu TURÇEP şemsiyesi altında bir araya gelen farklı dünya ve siyasi görüşten kişi ve kurumlar, Gediz Ovası’nı tahrip edecek vahşi madencilik girişimini, daha çevresel tahribatlar ve felaketler yaşanmadan önlemiş oldu. Eğer European Nickel Madencilik, Çaldağ’da nikel madenini işletmeye açsaydı; 


– 15 yılda, 800.000 adet tanker dolusu asit anlamına gelen 16 milyon ton sülfürik asiti açıkta kullanacak,


– Binlerce ağaç kesecek,


– Yer altı ve yerüstü su varlığının tamamını kullanarak zehirleyecek, buy cheap Viagra


– Dünyaca ünlü Sultaniye üzümü, zeytin ve mısır başta olmak üzere tarımsal üretimi ortadan kaldıracak,


– Doğanın ve insanların sağlığı bozulacak,


– Sonuç olarak tüm canlıların yaşama hakları ellerinden alınmış olacak, ülkemizin en önemli tarım alanlarından biri yok olacaktı.


Manisa Turgutlu Çaldağ’da 2007 yılında yerelde TURÇEP tarafından başlatılan mücadelede,  TEMA Vakfı’nın yerelde, ulusalda ve uluslararası arenadaki desteği, mücadelenin ve direnişin etkisini arttırdı. TEMA Vakfı tarafından açılan davalarda, orman tahsisleri iptal ettirildi.


Yurt çapında TEMA Vakfı’nın başlattığı Tarım Arazilerine Birlikte Sahip Çıkıyoruz “ GEDİZ OVASI HİROŞİMA OLMAYACAK” başlıklı imza kampanyasında binlerce imza toplandı.  


Bilgi ve deneyimlerini esirgemeyen bilim adamları ve uzmanlar, İzmir, Manisa ve Manisa’nın Turgutlu, Akhisar, Salihli, Gölmarmara ve Urganlı ilçeleri’nde kahve toplantıları dahil pekçok farklı toplantı ve etkinlikte köylülere madenin doğa ve insan sağlığı üzerindeki etkilerini anlattı, KKTC’de benzer bir felaketin tanıkları ülkemize gelerek yaşadıklarını aktardı. Türkiye’nin en bereketli ovası olan Gediz Ovası’nda felaketi engellemek için uzun süredir mücadele eden Turgutlu halkı başta olmak üzere, Türkiye’nin dört bir yanından duyarlı bireylerin, grupların, kurumların desteği kilit rol oynadı. Bölgedeki Ticaret Odaları ve Borsaları ile Ziraat Odaları ve yerel STK’lar ve her görüşten yereldeki siyasi parti temsilcileri, yerel kuruluşlar, esnaf, yerel ve mülki amirler, yerel ve ulusal basın mücadeleden hiç vazgeçmedi.  Son noktada Çevre ve Orman Bakanlığı yetkililerinin orman tahsisini yenilememeleri Çaldağ’da büyük  felaketi engellemek adına katkı sağladı. 


Mevzuatta da belirtildiği üzere, doğal alanlarda gerçekleştirilecek faaliyetlerin neden olacağı etkileri ve bunlara karşı alınacak önlemleri ortaya koymak amacıyla hazırlanan ÇED raporları maalesef amaçlarının dışına çıkarak, işletmelerin sadece izin alabilmek için hazırladıkları bir belge durumuna gelmiştir. Bu durum, Manisa Çaldağ örneğinde de açıkça görülmektedir. Bilim adamları tarafından ortaya konan, Çaldağ’daki madencilik faaliyetlerinin insan ve çevre sağlığı üzerindeki olası etkilerine ve yaşanan örneklere rağmen ÇED Raporu’nun onaylanması bu sürecinin tekrar gözden geçirilmesi gerektiğinin kanıtıdır.


Doğamız, Manisa Turgutlu Çaldağ’da tek ses, tek yürek olununca insan eliyle oluşacak doğal tahribatların yaşanmadan önlenebileceğini kanıtlayan herkese minnettardır. Ancak tehlike henüz geçmemiştir. TURÇEP, bölgede konunun takipçisi olacağı gibi, Çaldağ’da elde ettiği bilgi ve deneyimlerini Türkiye’nin farklı şehirlerindeki sorunlu yörelere ve uluslararası alana aktarmaya devam edecektir.


Yıllardır bıkmadan usanmadan kanun koyucu ile yaşadığımız topraklardaki doğa ve doğal varlıkların korunması adına adeta köşe kapmaca oynayan , ara satırlara saklanmış yasa ve yasa tekliflerine karşı  bile uyanık duran bu topraklarının örgütlü çevre bilinci Turgutlu Çaldağda görevini yapmıştır.


21.Mart Orman Haftasında yüreğimiz hep buruktur,coşkuyla orman haftası kutlu olsun demek gelmez içimizden,Çaldağ için verilen örgütlü mücadele sonunda bugün ÇALDAĞ’I ÇALDIRMADIK diyebilen çevre bilinci  örnek olabilecek deneyim ve mücadelesi sonunda bir nebzede olsa Orman Haftası Kutlu Olsun demeyi hak etmektedir.


Cumhuriyetimiz boyunca politika ve politikacıların hiç rahat bırakmadığı hep rant kapısı olarak gördükleri doğa ve doğal kaynaklarımıza yakın gelecekte yeni saldırılar beklemektedir.Seçim öncesi aklını kullanıp  şimdiden oy peşinde koşmaya başlayan politikacılar bu istemlerine ara vermiş,seçim sonrasına kadar ertelemiş askıya almışlardır.


Bu sistem ve bu düzenden,doğa ve doğal kaynakları korumanın dışında başkaca hiçbir beklentisi olmayan örgütlü çevre bilinci ise mücadelesine ara vermeden devam etmektedir.


Türkiye Su Meclisinde “Su Manifestosu” başlığında bir araya gelen onlarca sivil oluşumlar ve bireyler şimdi çok önemli bir eylemin arifesindedir.  


“Anadolu’yu Vermeyeceğiz” sloganıyla organize edilen Büyük Anadolu Yürüyüşü, Doğu Karadeniz’de Senöz Vadisi’nden, Ege’de İzmir’den, Akdeniz’de Antalya’dan, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde Hasankeyf’ten, Marmara’da Edirne’den,  Doğu Anadolu’da Erzurum’dan, Batı Karadeniz’de Kastamonu Loç Bölgesi’nden başlayacaktır.


*Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanun tasarısının derhal  geri çekilmesi, Xenical order


*Akarsuların satılmasına neden olan ve sayısı 4 bini bulan HES ve barajların durdurulması,


*Sayısı 40 bini bulan maden ruhsatlarının iptal edilmesi,


*Nükleer enerji projelerinin durdurulması,


*2B (orman vasfını yitirmiş arazi satışı) yasa tasarısının geri çekilmesi,


gibi doğa üzerinde kalıcı yok edici faaliyetleri durdurmak için çevre bilinci Nisan ayında Ankara ya yürüyecektir.


Doğamızın hassas ve kadim dengesinin korunmasını, sağlıklı ve mutlu bir yaşamın birinci şartı olarak gören ve insan olarak vicdani sorumluluğumuz olarak düşünen herkesin bu yürüyüşe destek vermesi gelecek için  yaşam hakkının korunması için çok önemlidir.


Ülkemin toprakları üzerindeki doğa ve doğal kaynaklarını daima yılmadan,usanmadan uzun solukla korumayı yaşam biçimi olarak kabul eden çevre bilincine Türkiye Su Meclisi’ ne Büyük Anadolu Yürüyüşü  21 Mart Orman Haftasında kutlu olsun.


 ANADOLU’YU  VERMEYECEĞİZ.  


Generic Cialis

 

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.