ÜÇ ELMA

Kralın halkı ise hem bu durumdan hem çok sıkıntılıymış hem de ses çıkaramıyormuş. Çünkü kral halkına yemek ve yatacak yer sağlıyor, kışın yakacak yazın buz gibi şerbetler dağıtıyor, ceplerine de üç-beş kuruş harçlık sıkıştırıyormuş.

Gel zaman git zaman, kral ve yılanları doymak bilmez bir hale gelmişler. Sürekli taze beyin ister olmuşlar. Ülkenin ileri gelenleri başbaşa verip düşünmüşler; ne yapsak ne etsek de bunlardan kurtulsak?

En sonunda dahice bir plan yapmışlar. Saraya götürdükleri beyinlerden bir bölümünü oradan tekrar kaçıracaklar ve bir ordu kuracaklarmış. Bu orduyu, içlerinden en kültürlü, en güçlü ve en sözü dinlenen Demirci Kava eğitecekmiş. Gün gelince de donanımlı beyinler kralı alaşağı edip diğer taze beyinlerin heba olup gitmesini engelleyecekmiş.

Çalışmalar başlamış. Hergün 3-5 beyin kaçırıyorlarmış. Kaçırılan beyinler felsefe, matematik, belagat ve geometri ile donatılıp, nur dolu insanlar haline getiriliyormuş.

Derken bir gün, eğitim gören bu taze beyinlerden biri, Kral′a gidip, sofrasında oturabilme kaydı ile arkadaşlarını ispiyonlamasın mı?

Hemen kral ve yılanları toplanmışlar. Neler yapacaklarını konuşmuşlar. Önce bir tahkikat komisyonu kurulmuş. Bu komisyon, ülkedeki hangi taze beyinlerin bu çalışmada olduğunu incelemeye başlamış. Fakat kiminle konuşsalar bu oluşumun içinde olduğu ortaya çıkıyormuş. Tabii yılanlar da hemen yiyorlarmış o beyni. Beyinler yavaş yavaş kaçmaya başlamışlar ülkeden. Bakmış ki yılanlar olacak gibi değil, yakında yiyecek taze beyin bulamayacaklar, hemen ülkenin sınırlarına demirden bir dağ yükseltmişler. Kimse çıkamıyormuş artık o dağdan. Demirci Kava′nın elini kolunu da kesmişler ki demirden dağı birgün eritip çıkamasın dışarı.

Ülkede kral artık daha da mutluymuş. Yılanlar da. Halk da. Çünkü artık kışları eskisi kadar soğuk yazları da eskisi kadar sıcak olmuyormuş. Kral iyi ki şu demirden dağla kapatmışmış sınırları. Ülkenin ileri gelenleri de artık yılanlarla beraber sofradaymış. Hatta içlerinden biri limon üretimine başlamış, beyinlerin üzerine sıkılsın diye bol bol. Çok kazançlı işmiş canım bu limon işi..! Olan zavallı Demirci Kava′ya olmuş.

Gökten üç elma düşmüş. Birini kral almış, birini anlatan ben aldım, birini de siz okuyuculara attım.