Bodrum Gündem

HESler , Dereler, Cansuyu , BODRUM… (Sabahattin Efe Yazısı)

Enerji açığını kapatmak gayesiyle, Anadolunun kılcal damarları olan derelerinin tamamına yakını, üzerlerine hidroelektrik santral ( HES) yapılması amacıyla özel şirketlere satıldı.

HESler , Dereler, Cansuyu , BODRUM… (Sabahattin Efe Yazısı)
26.05.2011
0
A+
A-

HES’ler , Dereler, Cansuyu ,  BODRUM

          Enerji açığını kapatmak gayesiyle, Anadolu′nun kılcal damarları olan derelerinin tamamına yakını, üzerlerine hidroelektrik santral ( HES) yapılması amacıyla özel şirketlere satıldı. Sayısı 2000′in üzerinde olan bu santraller hayata geçmesiyle birlikte Anadolu′da akan tüm dereler, borular ya da tünellere hapsedilmiş olacak. Böylece coğrafyanın insanı, kültürü ve inancı biçimlendiren binlerce yıllık sürekliliği de kesintiye uğrayacak. Bir bakıma özel şirketlerin daha çok kar elde etmeleri uğruna Anadolu′nun belleği bir çırpıda silinecek.

 

           Karadeniz′den Ege′ye, İç Anadolu′dan Akdeniz′e tüm akarsu kaynakları üzerine hazırlanan binlerce HES projesi, ne getirip ne götüreceği hesaplanmadan, oldu bittiye getirilerek rant furyasına kurban ediliyor. HES  (Hidro Elektrik Santralı ) yapılarak akarsu yatağının onun suladığı havzalarda yaşayan , o su ile tarlasını, bahçesini sulayan ve ürettiği ile ailesini geçindirmeye çalışan insanlar göç ediyor,  ağaçlar , ormanda yaşayan hayvanlar, çiçekler, böcekler, derede yaşayan balıklar yok oluyor.

       Bodrum’un akarsu deresi var mı ?, HES’ lerin Bodrum’a zararı var mı ?

       Bodrum’un  gürül gürül akan derelerini birazdan anlatacağım…

Öyle her dereye HES kurmuyorlar , dört beş derenin suyunu boru hatları ile tek bir yere topluyorlar, çünkü dereler toptan satılmış, kendi aralarında değiş tokuşlar yapıyorlar. Köylülere iş vereceğiz diyorlar. Rize Tosköy santrali 4 vadinin suyunu bir noktaya topluyor. Çayeli Senoz deresinde açık kanalla yapılan santral doğayı mahvetti. Dereleri tünellerle topladıklarında vadiyi öldürüyorlar. Köylü önce bu işleri hükümet yatırım zannetti, Rize Andon vadisi köylüsü Hafız Kazım ineğini sattı, mahkemede santralı durdurdu.
         İkizdere Cevizlik Santrali’nin Bakanlık imzalı ÇED raporunda, 150 lt/s cansuyu bırakılması yeterlidir yazıyor. Bu korkunç bir hata, saniye 150 lt ile dere akmaz ki, toprağı dahi doyuramaz,  yani öylesine gözü dönmüşlük söz konusu, mahkeme 2850 lt cansuyu bıraktırdı, normalinde olması gereken ise 5400 lt, yeterli cansuyu bırakmadıkları için bütün balıklar öldü. Derelerimizi özel sektörün inisiyatifine terk ettik
.

       Anlaşıldı  çansuyu önemli bir kavram, Bodrum’un cansuyuna ihtiyacı var mı ?

       Bodrum‘un durumu daha da içler acısı, cansuyu değil  acil su gelse yine yetmez, az sonra  ….

          Doğudan batıya Akdeniz′i Torosları nimetleriyle emziren,  Tanrıların, bilgelerin ve söylencelerin beslendiği Anadolu′nun yaşam kaynağı nehirler, HES′lerle birer birer tarihten siliniyor. Aslında kaybolan ortak belleğimiz. Tanrı Apollon′u, önce yaratıp sonra sularıyla tarihe gömen bilge nehirlerin akışına HES kelepçesi vuruluyor. Karadeniz′den Ege′ye, İç Anadolu′dan Akdeniz′e tüm akarsu kaynakları üzerine hazırlanan binlerce HES projesi, ne getirip ne götüreceği hesaplanmadan, oldu bittiye getirilerek rant furyasına kurban ediliyor. 

           Köyceğiz, Yuvarlakçay’da HES’e karşı verilen mücadelede yüzlerce ağaç kesilmeye başlanınca  köy halkı gece gündüz derenin kenarında  bekledi, dört kişinin açtığı davada dereyi  hukuk kurtardı, Muğla İdare Mahkemesi,  endemik bitki türü olan sığla ağaçlarının yok olma tehlikesi, su gözelerinin ters  basınç  etkisiyle komşu vadilere kaçacak olması, kanyonun hidrolojik ve morfolojik yapısını olumsuz yönde etkilemesi ve çevredeki yerleşim yerlerinin içme suyu ihtiyaçlarının tehlikeye girecek olması , ÇED raporu olmadığından telafi edilemez zararlara uğrayacağından yürütmeyi durdurdu.

          Peki  nerede Bodrum’un  dereleri artık oraya gelelim !

 

          Bodrum’un binlerce akarsu deresi vardır, gürleyerek çağlayanlar gibi akarlar,  eline bir çatal değnek alan çağlayanın aktığı yeri bulur,  yüksekten akan suyun çekim gücü değneği zıplatmaya başlar, artezyen sondajı oraya vurulur. Tabiatın bağrını delen  artezyen borusu suyu bulunca durur, denizaltı periskopu gibi alçalıp yükseltilebilen dalgıç pompa suya kaçacak yer bırakmaz, yüzlerce metre aşağıda kayaların kırığında çakılların içinde bulduğu suyu yeryüzüne atmaya başlar.

          30 seneden beri Bodrum’un her yerini,  Ankara’dan ikinci konut imarına açtılar, bu yarımadanın suyunun olmadığını bile bile yapsatçı müteahhitler dağlarını , mandalin bahçelerini  kalitesiz konutla doldurdular, köylüleri de işe aldılar, yaptılar sattılar başka yerlere gittiler.

          Bodrum’un olmayan suyu, yeraltı kaynakları hovardaca kurutuldu, yer altının azıcık suyu bu kadar insana yetmedi.  Döviz açığını turizmle kapatalım derken,  sitelere gereksiz ağaçlandırma ve bilinçsizce sulama yapılırken artezyenler kireçli tuzlu su vermeye başladı, kimi yerde cansuyu dahi kalmadı, yarımada çölleşme tehlikesi altında,  yeraltının jeolojik yapısı bozuldu. 

          İkizdere vadisi de Bodrum yarımadası da rant furyasından kurtulamadı. Dayayın kulağınızı bir artezyen kuyusu borusuna,  su sesinden başka çığlık çığlığa bir uğultu da duyarsınız , Tabiat Ana bağırıyor “ Yeter artık her şeyimi aldınız, tuza kirece boğdunuz , yeter artık  rahat bırakın beni “ diyor.

 

Sabahattin Efe

e-posta: [email protected]

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.