Bodrum Gündem

BODRUMDAN SİVİL ANAYASA TALEPLERİ…

02.06.2011
0
A+
A-

Günümüzde devletin siyasi bir organizasyon olduğu ve siyasi bir felsefeye dayandığı gerçeğini kabul etmeyen veya bilmeyen oluşumların anayasacılık yapma şansı olamaz.

O nedenle yeni anayasa çalışmalarının birinci basamağı ; devletin felsefesini  değiştirmek olmalıdır.Felsefesi sakat olan bir anayasanın ruhu da sakat olur.


     Anarşizm dışındaki siyaset felsefelerinin tamamı devletin varolması gerektiği hususunda hemfikirdirler.Muhafazakarlık,liberalizim,faşizm,sosyal demokrasi,sosyalizm vb.siyasi felsefelerin sadece devlete biçtikleri roller ve devletten beklentileri farklıdır.


     Hume-Menger-Smith-Hayek ekolüne göre,toplumsal düzen ve onun aygıtı devlet,bireyleri ne zaman,niçin ve nasıl davranmaları gerektiğini ve bu davranışların muhtemel sonuçlarını belirler.Devletin misyonu budur.Bu misyon,toplumsal düzenin kendini yenileyerek yaşamına devam etmesine mani değildir. purchasing Plavix online


     Bu nedenle yeni anayasa çalışmaları siyasi düzenin ve devletin sınırlarını belirleme rolünü de üstleneceğinden önemlidir.Bu sınırlar toplumun tüm  katmanlarını ve bireylerini ilgilendireceğinden demokratik anayasayı  hazırlama yöntemleri de demokratik olmak zorundadır.


     12 Haziran’dan sonra ön yargılar ve siyasi kaprisler nedeniyle anayasa çalışmalarının sabote edileceğini ve buradan  kaos yaratma çabalarının şimdiden görmemek biraz saflık olur.İşi kolaylaştırmanın bir yolu,anayasayı asker-sivil herkesin elinde  oyuncak olmaktan kurtarıcı  gelişmiş,ileri demokrasiye geçmiş ülkelerin anayasa hazırlama yöntemleri  TÜRKİYE’nin bu süreci daha az sancılı geçirmesini sağlayabilir.


     Yeni anayasa çalışmalarında,”toplumun sosyal düzeni”yerine,”devletin siyasal düzeni”ni yerleştirmeye çalışan,insan hak ve özgürlüklerini tanımayan totaliter sistem izleri hiçbir yoruma kapı aralamayacak şekilde titizlikle ayıklanmalıdır.


     Devleti kutsallaştıran,bürokrasiyi putlaştıran,lideri tanrılaştıran görünen ve görünmeyen tüm tabular kaynağını toplumun temel dinamiklerinden alan SİVİL  ANAYASA  ile ancak yıkılabilir.


    O nedenle otoriter ve totaliter siyasi felsefelerin ve kadroların demokratik  ve sivil bir anayasa yapımına katkı sağlamaları beklenmemelidir.Bu art niyetleri ve karanlık senaryoları da halka anlatmak gerekir.Aksi takdirde bir yığın emek ve gayretle anayasa çalışmalarına katkı sağlayan kişiler ve kurumlar dezenformasyon sonucu mızıkçılıkla yaftalanır,bölücülükle suçlanır  ve bir elli yıla daha bu ülkenin yeni anayasaya kavuşması ertelenir.Bu tehlikeli tuzağa dikkat çekiyorum.


     Adalete,ahlaka,halka ve kendimize saygımız varsa “sivil-demokratik-anonim” anayasa taleplerimizi ısrarla dile getirmek milli bir görevdir.


      Sonuçta anayasa kutsal kitap değildir,ancak o kadar güzel hazırlanmalı ki,en az yüz yıllık ihtiyacı karşılasın.Yani her önüne gelen,aklı estikçe mıncıklamamalı anayasayı.


      Yol yakınken Anayasanın tartışılmaz maddeleri bile tartışılmalıdır.Tartışmak Cumhuriyeti yıkmak,ülkeyi bölmek değildir.Eğer tartışılamaz maddelerde uzlaşacaksak,buna ihtilal komitesinin kurduğu komisyonlar değil,SİVİL İRADE,yani parlamento ve halk karar vermelidir.


     order Premarin online Menderesi asan darbeci zihniyetin ürünü olan ve silahların gölgesinde yazılan mevcut anayasada  bir vatandaşlık tanımı var.66. maddeye göre  “Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes TÜRK’tür”


     Bir edebiyatçı,bir asker ve bir hukuk öğrencisi olarak bu tanımdan iki yorum çıkarıyorum;


a ) Türk olmayanlar Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlanamaz.


b)Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk olmak veya Türkleşmek zorundadır.Yani Türk olmayanların vatandaş olma hakkı yoktur.


     Anayasanın bu maddesi bile yaşadığımız etnik sorunların sebebi olarak yeter de artar.Yani bir anaysa nasıl olur da bölücülüğe prim verir,nasıl olur da asimilasyona yeşil ışık yakar.


     Dolayısıyla bu tanımın tehlikesi ve çağdışılığı bir yana,böyle bir tanımlama topluma ve   milli birlik-beraberlik projelerine ne fayda sağlayacak.


     Eğer oraya illaki bir tanım konacaksa  Prof.Özbudun’nun yaklaşımından yararlanmalıdır.Özbudun’a göre; “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı Türk olmayan da herkesin hakkıdır.” Biz insanların yaratılış gerçeği olarak etnik kökenlerini yok saymadan da,onları asimile etmeden de,birlik ve beraberliğimizi,kardeşliğimizi koruyabiliriz.Hatta güçlü devlet olmanın yolu asla vatandaşını yok etmekten geçmez.


     Deveye sormuşlar,” neren eğri? “ diye, o da cevap vermiş; “nerem doğru ki” Alın size mevcut anayasadaki bir başka çarpıklık;


     Demokratik çağdaş ülkelerde bir başka örneği olmayan,yargıda çift başlılık sorunu.Sivil yargının karşısında “ASKERİ YARGITAY” ve “ASKERİ YÜKSEK İDARE MAHKEMESİ”bu çağda Türk hukuk sisteminin ayıbıdır.Sivillere ayrı,askerlere ayrı yargı işletemezsiniz.


     Alt rütbeli bir askeri hakim,üstü ve sicil amiri bir generali adil bir şekilde yargılayamaz.Burada yargı bağımsız olma özelliğini kaybeder,dolayısıyla hukuk biter.Eğer yeni anayasa  bu ayıbı kaldıramazsa,öğretmen ve işçiler de ayrı ayrı yargı talebiyle karşınıza çıkarlarsa ne yapacaksınız?


      Seçtiği vekiller vasıtasıyla halk,yasama hakkını TBMM’ne devretmiştir.Ancak TBMM’nin bu hakkı başka bir kuruma devretme yetkisi hukuken yoktur.Ne demek istiyorum? Yargının tüm kurumları,”kural koyucu” geleneğinden vazgeçmelidir.Modern hukuk sistemlerinde yargı kural koyucu değildir,yasamanın koyduğu kuralları en ideal şeklide tatbik eden bir kurumdur.27 Mayıs kalıntısı bu ve benzeri” hukuk tümörleri” yeni anayasa ile birlikte kökünden kazınmalıdır.


     Anayasa mahkemesi , çıkarılan kanunların anayasaya uygunluğunu inceler.Dolayısıyla Anayasa Mahkemesinin başkan ve üyelerinin en az üçte ikisi anayasa hukukçularından,kalan da ülkenin başarılı ve deneyimli hakim ve savcılarından seçilmelidir.


     Niçin konulduğu (!) ve kime hizmet ettiği (!) belli olmayan “devrim kanunları”gibi baskı aracı olarak kullanılmaya müsait ve yoruma açık hususlar yeni anayasa ile birlikte tarihe karışmalıdır.Ayrıca,anayasanın başlangıç ilkeleri gibi bağlayıcı,dayatmacı ifadelerle yeni anayasa yeniden vesayet altına sokulmamalıdır.


     Türkiye yeni anayasayı hazırlarken,başta İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi başta olmak üzere,imza atarak kendini yükümlülük altına soktuğu onlarca anlaşmalara ters düşmeyecek bir anayasa hazırlarsa,ileride başımız ağrımaz.Böylece hem yaşam kalitemiz,hem de demokrasimiz yükselir.


buy metoclopramide online      Yeni anayasa bir partinin veya bir grubun hazırladığı imajını asla vermemelidir.Tüm Türkiye’nin ortak eseri olmalıdır derken,teamüller ve yasalar gereği bu çalışmanın sorumlusu,risk yüklenicisi,modaratörü şüphesiz AK PARTİ iktidarı olacaktır.Aksi taktirde kimin öncülük yapmasını isteyeceğiz? Askerin mi,muhalefetin mi? Evvela iktidarın bu öncü rolünü kabullenmemiz lazım.Ondan sonra bu çalışmalara katkı sağlamanın formülleri üzerinde çalışmalıyız.Taa Bodrum’dan gazete köşesinden benim katkı sağlamaya çalıştığım gibi…


     Türkiye’yi en az 50 yıl geriye götüren,krizlere,sorunlara ve kaos ortamına davetiye çıkaran darbelerden,darbe teşebbüslerinden,çetelerden kurtulmak istiyorsak değişimin önünü açacak 2012 anayasasını hem desteklemeliyiz,hem de katkı sağlamalıyız.Yeni,sivil,modern,çağdaş-çağcıl,demokrat,Türkiyemize yakışır bir anayasa yapmak sadece anayasacıların elinde değil,hepimizin elinde.Velhasıl yeni sivil anayasa ile ERGENEKON farelerinin sığınacağı tüm delikler tıkanmalıdır.


     Bu konuda şehir şehir tüm Anadolu’yu dolaşarak halkın talep ve beklentilerini toplayan YAP ( Yeni Anayasa Platformu) ve Bodrum’da anayasa çalışmalarında öncülük eden Bodrum Demokratik Düşünce Platformu’nu  (BDDP) yürekten kutluyorum.


     Gelecek 100 yıllık anayasa ihtiyacımızı karşılayacak bir ANAYASA temennisiyle hedef 2112 diyorum.İnancı,düşüncesi,yaşam tarzı,etnik kökeni ve siyasi görüşüne ne olursa olsun herkes bizim insanımızdır.Onlarla barış içinde,kardeşçe,ilelebed,birlikte yaşama şansımız işte bu anayasa ile mümkün olacaktır.


     Hoçakalın…


Ahmet KARATAŞ


([email protected])

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.