Bodrum Gündem

27 MAYIS NEDİR? NE DEĞİLDİR?

07.06.2011
0
A+
A-

27 Mayıs Cuma akşamı Bodrum KENT TVde Ayhan Ongunun AÇIK GÖRÜŞ programına katıldım.

                                       

 

         Rahmetli Menderes’in
bakanlarından Arif Demirer’in oğlu Mehmet Arif Demirer,Menderes hükümetinin
özellikle ekonomide  ve dış politikada  yaptıklarını belgeleriyle ortaya koydu.Darbeyi
gerektirecek bir durum olmadığını,erken seçim kararı almış bir hükümete karşı
darbe yapmanın altında yatan gerçek nedenlerin bilinmesi gerektiğine vurgu yaptı.

         Muğla Barosu Başkanı Av. Mustafa İlker Gürkan
Fethiye’de tecavüz edilen kadının davasından geldiği için programa biraz geç
katıldı.Bir hukuk adamının 27 Mayıs’ı taparcasına savunması ve içİne düştüğü
çelişkiler doğrusu beni şaşırttı.

         Hem solcu,hem sosyalist,hem sosyal
demokrat,hem çağdaş ve dahi hem de CHP’li olacaksınız,tüm darbelere ve anti
demokratik müdahalelere karşı olduğunuzu önce beyan edeceksiniz,ardından da 27
Mayıs darbe değildir,devrimdir deyip avukatlığına soyunacaksınız.Yapılan
işkenceleri,idamları,kanunsuzlukları meşru göreceksiniz.Olacak şey değil, kulaklarıma
inanamadım.Bu çağdışı,gerici zihniyeti hiçbir mantık ve hukuk kuralıyla izah
edemezsiniz.Hele işkenceleri ,faşizan baskıları iyi bilen,dava arkadaşlarını
gencecik yaşlarında idam sehpasına kurban veren bir aydına çifte standart
doğrusu hiç yakışmadı.

         Asla Türk ordusunu temsil etmeyen 38 kişilik
bir çete,hem de Anayasayı ihlal ederek,(Anayasayı değiştirme hakkı 1924
Anayasasında 102/2 ve devamı maddelerde sadece TBMM ‘ne verilmiş iken ve 1924
Anayasası hala yürürlükte iken )seçimle iş başına gelmiş ve suçu ispatlanmamış meşru
bir hükümeti alaşağı edecek,sudan 
bahaneler ve  isnad edilen
suçlarla insanları zindanlara atacak,işkencelerden geçirecek,T.C Başbakanını ve
Bakanlarını hakaretler edecek,aşağılayacak,savunma haklarını ellerinden alacak
ve idam edecek.Bunun adı DARBE olmayacak,öyle mi Mustafa Bey? Sevsinler senin
avukatlığını ve solculuğunu.Yazık hem de çok yazık.12 Eylül’e,12 Mart’a,28
Şubat’a nasıl karşıysak ve eğer samimiysek tüm darbelere de karşı olacağız.Sayın
avukatım,içine düştüğün bu  halinle Deniz
Gezmiş ve tüm işkence görenlerin kemiklerini sızlattığının farkında mısın?

        Sizce teammüden işlenmiş 27 Mayıs
cinayetine darbedir demek ve bu uğurda hukuk mücadelesi vermek Fethiye’de ki 6
tecavüzcüyü savunmaktan daha mı zor?Tıpkı Fethiye’de yaptığınız muhteşem
(!)savunmada olduğu gibi Menderes ve arkadaşları için de hafifletici nedenler
bulamaz mıydınız?Mesela yaşları küçüktü,darbe günü Ankara’da
değillerdi,Menderes’in aile yapısı idam 
öncesi prostat muayenesi yaptırtmaya müsaitti gibi…

        Ayrıca hiçbir hukuki dayanağı olmayan Milli
Birlik Komitesinin ve Yüksek Adalet Divanının Türk milletini temsil etmediğini
bilmek için sanırım hukukçu olmaya gerek yok.Haa bilmeyen hukukçular varsa o
ayrı mesele…Ne yapalım kader bu,demokrasinin gayri meşru çocuğu 27 Mayıs’ı
aklama görevi de size düştü sayın avukatım.

              Sayın Mustafa Gürkan’a bir teklifim var.Eğer
her şeye rağmen ben artık tüm darbelere karşıyım diyebiliyorsanız,olası hukuk
ve demokrasi katliamlarının önüne şimdiden geçmek için gelin birlikte bir eylem
yapalım.

        12 Haziran seçimlerini kim kazanırsa
kazansın,1924 Anayasasını çiğneyerek 27 Mayıs darbecilerinin çıkarttığı tüm
kanunların ve Yassıada kararlarının tümden yok sayılması (KEELLEM YEKUN)için
TBMM Başkanlığına birlikte müracaat edelim.Tıpkı benim bir grup arkadaşla
birlikte 12 Eylül darbecilerinin yargılanması için Bodrum Cumhuriyet
Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduğum gibi.

         order Tadalafil Size
solculuk ve Atatürkçülük dersi verecek değilim ama,Türkiye’de devletin despotik
niteliğinin,sivil toplumun ve demokrasinin gelişmesi önünde duran en büyük engellerden
biri olarak durduğunu gören İdris Küçükömer’e gelin bir kulak verelim;

       “Türkiye’deki sağ sol,sol da sağdır,Türkiye’nin
solcuları gericidir ve halkı yönetilecek koyun olarak görürler.”

      “1960 Anayasası gerici ve anti demokratik
bir anayasadır.”

      “Emperyalizm son defa,solcularla halk
tabanını bağdaşmaz kamplar olarak karşı karşıya getirerek Türkiye’yi istediği
gibi politik,ekonomik,militer eğitim modelleriyle milletimiz üzerindeki
tahakkümünü sürdürmek için her yolu denemiştir.”(Düzenin Yabancılaşması)

       Atilla İlhan ise 27 Mayıs darbesiyle
Atatürkçülüğün bağdaşmadığını  (HANGİ
SOL?) kitabında şöyle açıklar;

      “27 Mayıs’tan sonra bir moda peydahlandı,
Ordunun yönetime müdahalesi ATATÜRKÇÜLÜK sayılıyor.Ama şimdiye kadar neden  ATATÜRKÇÜLÜK sayıldığını ispatlayabilen
çıkmamıştır.Çıkamaz  da ondan.

        Neden mi, benim bildiğim Mustafa Kemal
Paşa,oldum olası,Ordunun değil yönetime,siyasetin en ilkel şekline bile
müdahalesine karşıdır da ondan.”

       “Bilmem merak edip 27 Mayıs’ı yapanların
yaşantısını  izleyenleriniz oldu mu? Ben
hayli araştırdım…MBK’yı yapanlar hep “ATATÜRKÇÜ,”hep Atatürk adına işe
girişiyorlar ama yaptıkları işin hiç de Atatürkçü olmadığının farkında
değiller.Mustafa Kemal Paşa mı askeri komİtacılığı onaylayacak?Ne münasebet ,Enver
Paşa’nın baskınına en fazla karşı çıkan o…”

       “27
Mayıs çoğulcu olmak isteyen tabanın kendiliğinden iradesine dayanan bir meclis
rejimine karşı ,eski İNÖNÜ merkeziyetçi diktasının batıcı ve otoriter özlemleri
içerisinde bulunan bürokrasilerin bir tepkisidir.

       “27 Mayıs ilericisi,şu halde;halkla
ilişkisi olmayan,onunla iş görmek istemeyen,doğrudan bürokrasinin gücüne
dayanıp darbeyle iktidara oynayan bir küçük burjuva radikalidir.”

         Atilla İlhan üstad da böyle görüyor 27 Mayıs’ı
,solcu geçinen çakma solculara ithaf olunur.

        O
halde 27 Mayıs,devrim midir,ihtilal midir ,halk hareketi midir,darbe
midir,eşkıyalık mıdır  takdiri ve yorumu
her zaman olduğu gibi size bırakıyorum.Kısmet olursa 27 Mayıs’ı irdelemeye
devam edeceğiz.

  Hoşçakalın…

[email protected]

.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.