EMRİNİZ OLUR SAYIN BAŞSAVCI ..
Gerek Milletvekilliği, gerek Parti Yöneticiliği,gerekse Bakanlık yaptığım dönemlerde beni rahatsız eden konulardan bir, bazı bürokratların kendilerini reklam etmeleri ve yaptıkları kamu hizmeti karşılığında bazı tesislere isimlerini verdirmeleri idi
Bazı Kamu görevlileri de, sorumlu oldukları işlerle ilgili beyanatlar verir, yalaka cinsinden basın da, bürokratın cafcaflı bir resmini koyar ve vıcık vıcık yağ koyan bir röportaj ortaya çıkar. Türkiye’nin en önemli şehirlerinden olan İzmir’in Başsavcısı Emin Özler’in tayini Kocaeli’ne çıkmış. Kendisini ne gördüm ne de tanırım. 7 yıldır İzmir’de görev yapmış, bir kez bile basında kendi reklamını yaptığını görmedim. Kendisine bundan sonraki yaşamında sağlık ve başarılar dilerim. Emin Bey, İzmir’in hafızasında her zaman bir “Beyefendi” olarak kalacaktır. İzmir’e ise, 5 yıldır Diyarbakır’da görev yapan Başsavcı Sayın Durdu Kavak atandı. Gelir gelmez, Çalık Grubunun sahibi olduğu “Yeni Asır” Gazetesinde tam sayfa röportajını okuduk. (Yeni Asır Gazetesi- 21 Haziran 2011 ) Sayın Başsavcı, İzmir’in “Önemli bir organizasyon” olarak değerlendirdiği EXPO 2020’ye adaylığı konusunda da değerlendirmelerde bulunmuş!.. İnsanları, “tarak dişi” gibi birbirine eşit olarak gören Sayın Başsavcı; Kürtçenin terör örgütünün elinde önemli bir argüman olduğuna dikkat çekmiş ve Madem ki Sayın Başsavcı Basınla ilişkilerini çok önemsiyor, o zaman biz soralım Sayın Başsavcı cevap versin, biz de sizlere duyuralım; *Sayın Başsavcı, görev sürenizce Diyarbakır’da değişim yaşandığını söylüyorsunuz. Diyarbakır’da ki değişimden neyi kast ediyorsunuz? Habur’da ki teröristlerin yargılanıp serbest bırakılması bu değişimlerden biri mi? İzmir’in de değişim içine gireceğini söylüyorsunuz. Lütfen söyler misiniz, biz nasıl bir değişim geçireceğiz? * Halen yürürlükte olan Anayasa ve yasalarımız, eğitim dilimiz olarak Türkçeyi kabul ediyor ve başka bir dilde eğitime izin vermiyor.(Anayasa Md 42) order misoprostol online *Madem ki eğitim dilinin Kürtçe olmasını öneriyorsunuz, Diyarbakır’da görevli olduğunuz zaman görülmekte olan KCK Davasında, tutuklular için niçin Kürtçe savunma hakkı verilmedi?.. *Sizin Terör örgütü PKK ve onun yan kuruluşları olan DTK-BDP gibi örgütlerin sabırla “dilim-dilim” yutma politikasını uyguladıklarını bilmeniz gerek. Önce Kürtçe Kurs, sonra Kürtçe Eğitim, Demokratik Özerklik, ayrı bayrak ve bölünme!… Doğru değil mi?.. Bizi lütfen aydınlatır mısınız? *250 yıldır, millet olarak uğraştığımız Kürtçülük-Bölücülük probleminin bölge insanının büyük bir kısmı tarafından reddedildiğini, bu bölücü ve dış destekli hareketin esas amacının, Barzani denen eşkıyanın önderliğinde kurulacak “Büyük Kürdistan” olduğunu örgüt dokümanlarından okumuş olmanız lazım. Bu konuda da bizleri lütfen aydınlatır mısınız? *BDP’de birleşecek olan milletvekilleri, TBMM’de yapacakları yemin için; “Milletvekili yemini ırkçı, faşizan ve Türk şoven anlayışına göre hazırlanmıştır. Kürsüden o yemini okuruz, ama bağlı kalmayız” diyorlar. Sizce bu kişilere, Kürtçe eğitim hakkı verilse, bunlar inanarak bu yemini okurlar mı? İzmirliler, hiç kimsenin etnik kökenine, Allah rızası için yapılan inanç ve ibadetine, düşüncelerine, konuşmalarına karışmaz. İmbat gibi devamlı olarak demokrasi rüzgarı eser bu şehirde. Güzel İzmir’e güzel Diyarbakır’ımızdan hoş geldiniz, Sayın Başsavcı… Not: Başsavcı Kavak, bu beyanını 21 Haziran Salı günü yaptı. Bugün 23 Haziran Perşembe. Sayın Başsavcıdan sözlerinin çarpıtıldığına dair bir açıklama bekledim, fakat göremedim. Demek ki, Cumhuriyetin Başsavcısı ülkenin bu kritik ortamında, Anayasamızın yasakladığı bir eylemi savunabiliyormuş!… Sağlık ve başarı dileklerimle 23 Haziran 2011 Arabanızla giderken görürsünüz; “Vali Bilmem kim Barajı” veya “Bürokrasiden Bilmem ne efendi Okulu” gibi.
Ne yapmış bunlar? Barajı-okulu kendi paralarıyla mı yaptırmışlar, yoksa Devletin-Milletin parasıyla mı yaptırmışlar? Tabii ki Devletin- Milletin parasıyla. Yani, bunlar görevlerini yapmışlar. Görevlerini yaparken de maaşlarını almışlar, devletin lojmanında oturmuşlar, devletin arabasına binmişler. Peki o tesislere isimleri kimler koymuş, gene kendileri !… Tam bir komedi..
Başsavcı Kavak; Diyarbakır’ın yaşadığı değişim gibi İzmir’in değişim içine gireceğini, EXPO’nun bunu tetikleyeceğini ve değişimin de önüne geçilemeyeceğini belirterek, “İzmir’e geldiğimizde var olan değişime ayak uydurup çalışırsak biz de kendimizi başarılı sayarız ama gerisine düşersek de bunu başarısızlık sayacağız” demiş…
“Ana Dilde Eğitimin” Kürt sorununa çözüm sağlayacağını da söylemiş.
Örnek olarak da, bir dönem açılan ve ardından kapanan Kürtçe Kurslarını gösteren Kavak, “Devlet aslında bu kurslar aracılığıyla Kürtçe konuşulmasıyla ilgili korku duvarını yıktı. Aynı korku duvarının, eğitim sisteminde olduğunu ve bunun da yıkılması gerektiğini düşünüyorum. Kürtçe eğitim hakkı verilse, hatta devlet bunu sübvanse etse, bir süre buna ilgi olabilir ama sonra bu ilgi hızla azalır ve böylece terör örgütünün elindeki argüman alınmış olur. Biz de yıllarca bu örgüt bunu kullanmış boşu boşuna korkmuşuz diye hayıflanırız” dedi…
Siz, birinci görevi buy Phenergan Disulfiram online Anayasamızı ve yasalarımızı korumak olan Cumhuriyetin Başsavcısı olarak yasalara ve Anayasamıza aykırı bir işlemi basın yoluyla önerirseniz, PKK Terör Örgütünün siyasi temsilcisi olduklarını açıkça söyleyen BDP ne yapmaz?
*PKK Terör Örgütünün Avrupa’nın en büyük uyuşturucu-insan ve organ kaçakçısı olduğunu artık Uluslararası kaynaklardan da öğreniyoruz. Bunlara Kürtçe eğitim hakkı verilmediği için mi tüm dünya gençliğini zehirliyorlar ve öldürüyorlar?
Fakat Türkiye’nin bütünlüğüne, Atatürk’ümüze, çağdaş değerlerimize, Demokratik Lâik Sosyal Hukuk Devletimize dokunulmaya kalkıldığında, aziz vatanımız üzerinde çirkin hesaplar yapılmaya başlandığında işte o zaman, “Zeybek” oynamaya başlarız..
Haydi bunu anladık. Peki, bu ülkede Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu, Barolar Birliği, İzmir Barosu, Hukuk Fakülteleri, Siyasi Partiler ne iş yaparlar? Niye varsınız, niçin varsınız, ne işe yararsınız?…
Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar