Bodrum Gündem

KURTULUŞ SAVAŞINI NİYE YAPTIK ?..

28.06.2011
0
A+
A-

Devlet Adamı: Aklı, eğitimi, birikimi, deneyimleriyle önüne gelen meseleleri yorumlayacak…


Devlet Adamı: Aklı, eğitimi, birikimi, deneyimleriyle önüne gelen meseleleri yorumlayacak, ileride ülkenin başına gelebilecek problemleri sezip çözümünü hazırlayacak, uzmanlığa saygılı, danışmayı ve medeni ölçüler içinde tartışmayı kabullenen, karşıt  görüşleri olgunlukla karşılayabilecek, ülkesinin geleceğine yön verebilecek dünya görüşüne sahip, zarif üsluplu, kul hakkı yemeyen,  kibar ve gözü tok insan demektir.


Uzun yıllardır bu nitelikte kişiler tarafından yönetilmediğimiz, ve çok az sayıdaki  ciddi devlet adamlarımızın kıymetlerini bilemediğimiz için bugün başımız büyük belada!.


Orta yerde “Devlet Adamı” olmayınca, devletin ve devleti yöneten siyasi iradenin yapması gerekenler bir takım gerilla eskilerine, dış örgütlerin paralı adamlarına, cemaatlere ve sepet kafalı bazı zavallıların eline kalıyor!..


Dün,  Kod adı Osman Öğretmen olan gerilla eskisinin ve cemaatin sözcüsünün  önerilerini yazmıştık. Şimdi izninizle değerlendirmemizi yazalım;


*103 sayfalık “Dağdan İniş” isimli rapor için çok sayıda kişi ve kurum ile görüşülmüş. Özellikle dış temaslarda, raporu hazırlayan kişiyi,  Türk İstihbarat Teşkilatının yeni müsteşarının yönlendirdiği açık olarak görünüyor. Bugün için bu probleminin çözümünden birinci derecede sorumlu ve yetkili iki kişinin görüşü alınmamış. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve TSK Genelkurmay Başkanı.
Hem Başbakan Erdoğan’ın bu konudaki fikirlerini, hem de eski gerillanın dediği, “TSK’ nın  PKK’yı yenemediğini” hangi Genelkurmay Başkanının söylediğini öğrenmeye Türk Milletinin hakkı vardır diye düşünüyorum…


*Ayrıca bu konunun tarihi derinliklerini, gerçeklerini ve dış ülkelerin bu konudaki etkilerini  çok iyi bilen tarih uzmanlarının fikirlerinin alınmaması büyük eksiklik. Örneğin; Prof Halil İnalcık-Prof İlber Ortaylı- Büyükelçi Bilal Şimşir bu konunun yaşayan yüzlerce yıllık hafızalarıdır.


*Eski gerilla olan kişi, raporda kavramlar konusunda bilerek çok ciddi yanlışlar yapmıştır, amacı bu yanlış kavramları Türk toplumunun aklına sokmaktır.
Örneğin; PKK Terör Örgütünün başı için sürekli olarak “Tutuklu” ve “Tutukluluk Hali” kelimelerini kullanmaktadır. Öcalan “tutuklu”  değildir,  yargılanmış, cezası kesinleşmiş ve son olarak da mahkumiyet kararı AHİM tarafından onanmış ve ömür boyu ağır hapse mahkum edilmiş bir “Hükümlüdür.”
Öcalan’ı çözümün “Partneri- Ortağı” ve “Siyasi Aktör” olarak  takdim eden gerilla eskisi yazarın amacı, teröristbaşının üzerindeki 40 bin insanımızın kanını temizlemek ve onun serbest bırakılmasına yol açacak yeni bir kimlik kazandırmaya çalışmaktır.


* Eski gerilla olan gazeteci işi öylesine ileri götürmüştür ki, dünyanın “Terör Örgütü” kabul ettiği PKK’nın terör örgütü olarak değil,  son “Kürt İsyanının” silahlı gücü kabul edilmesini istemektedir. Ayrıca, PKK’nın yaptığı katliamları ve uyuşturucu kaçakçılığını da, isyanın haklı bir gerekçesi saymaktadır. Terör Örgütü PKK’nın başının, orta vadede serbest bırakılması ve federal bir yapıya geçecek “Demokratik Özerklik” talep edilmekte, sonunda bölünmeye gidecek bu yol, terörün bitmesi için tek yol olarak gösterilmektedir.


Bu talepler ile, Sevr anlaşmasında emperyalist devletlerin isteklerini üst üste koyun, ikisi de aynısının tıpkısıdır. O zaman bu gerilla eskisine ve onu öne süren iç ve dış güçlere sormak gerekmez mi?..
Biz, Türk Milleti olarak çoluk çocuk, kadın erkek, yaşlı genç, niçin Kurtuluş Savaşını yaptık? Niçin Çanakkale’de bu milletin yetişmiş tüm yedek subaylarını, eğitim görmüş tüm gençlerini ve yüz binlerce evladını şehit verdik?
Madem bölünmeyi kabul edecek, ABD-İsrail’in kuklası olacak ve
Büyük Kürdistan” adlı devletin kurulmasına izin verecektik, neden dedelerimiz  
“Misak-ı Milli” sınırları diye ülkenin dört bir yanını kanlarıyla suladılar? 
O zaman da böyle sapık fikirliler yok muydu? Elbette vardı. Büyük Atatürk ve silah arkadaşları bizleri  “kulluktan-kölelikten”  vatandaşlığa, özgürlüğe  kavuşturmak için bunları ellerinin tersiyle ittiler ve tarihte ki son Türk Devletini kurdular.


Bu iş çözülmesin mi, elbette ki çözülsün. Tüm tahriklere, korkutmalara, seçim hilelerine rağmen vatandaşlarımızın sadece % 5-6 sının oyunu alabilen bu Kürtçü-Bölücü hareketi öncelikle ülkeyi yönetenlerin iyi analiz etmeleri gerekir.


Dünyanın hiçbir ülkesinde, elinde silah olan terör örgütüyle müzakere yapılmaz. Yaparsanız ihanet içindesiniz demektir. Önce silahlar bırakılacak ve Türk Milletinin bağımsız yargısına teslim olunacak.
Devletin ve vatanın bölünmezliği, Üniter yapı, Cumhuriyetimizin nitelikleri kabul edilecek. Demokrasimizin standartları, sadece bir etnik köken, sadece bir bölge için değil, tüm insanlarımız için en ileri düzeye getirilecek, herkes bu güzel ülkenin yasalarına saygılı olacak ve her mücadelesini demokratik platformlarda, kırmadan, yıkmadan, yakmadan   Viagra prices alma mücadelesi verecek.


Olmuyor mu, istemiyor musun, ille de Türkiye’yi ve tüm değerlerimizi teslim almak mı istiyorsun, şiddet ve ölüm tehdidiyle %5 i, % 95’e hakim kılmak mı istiyorsun, son Türk devletinin bölünmesini mi istiyorsun, o zaman elinden geleni ardına koyma ve başına geleceklere de şimdiden razı ol…


AKP ve onun Genel Başkanı Başbakan Erdoğan’a açık çağrımdır;
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak, lütfen televizyona çıkınız. Yeni yapılacak Anayasa’da neyi murat ettiğinizi açıkça, madde madde anlatınız, Öcalan ile yapılan görüşmelerde hangi aşamaya geldiniz? Nasılsa Türk Milleti size inandı ve her iki kişiden birinin oyunu aldınız, artık seçim korkunuz da yok. Siz sustukça, fikirlerinizi Türk Milletinden sakladıkça, bu kişiler cesaret bulacak ve milleti bölmeye, ayrıştırmaya devam edecekler.
Siz susmaya devam ettikçe, Türk Milleti sizin düşüncelerinizi nasıl öğrenecek?…


TSK Genelkurmay Başkanına açık çağrımdır;
Bir gerilla eskisi, Soros destekli bir vakıf kanalıyla şanlı Türk Ordusuna hakaret ediyor, aşağılıyor. Sizin söyleyecek bir sözünüz yok mu? Omuzlarınızdaki rütbeleri, babanızın evinden getirmediniz. Onları size Türk Milleti verdi. Türk Ordusunun haysiyet ve şerefini koruyamayacak durumda iseniz o koltukta ne işiniz var? Niçin korkuyorsunuz? Olsa olsa siz de Hasdal’daki  komutanlarınızın yanına gidersiniz. İnanın öylesi, bu durumunuzdan daha iyidir…


Gelelim Cemaatin Sözcüsüne;
Hatip Dicle’nin milletvekilliğinin düşmesini, Kürt meselesini çözülmemesini, Ergenekon-PKK işbirliğini, derin devletçiliği hepsini Ergenekon terör örgütü denilen dava üzerinden askere bağlamışsınız?  Başyazarı olduğunuz Zaman Gazetesinde devamlı olarak Türk Ordusuna saldırıyorsunuz, yıpratmaya çalışıyorsunuz.  Siz nasıl bir insansınız, nasıl bir cemaatin sözcüsüsünüz ?
Bu ne bitmez, tükenmez kin ve nefrettir. Bir insan kendi ordusundan bu kadar mı nefret eder?  Size söyleyecek lafım şudur; “Allah sizi ıslah etsin”… buy Viagra Gold online


Sağlık ve başarı dileklerimle


28  Haziran 2011


order methotrexate
Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.