Bodrum Gündem

Mehmet Kocadon: Bizim Verilemeyecek Ne Cevabımız, Nede Hesabımız Olamaz…

Mehmet Kocadon Özel Röportajı. Sokakta konuşulan her soruyu sormaya çalıştık. Hepsine samimi ve net cevaplar verdi. Eksikler vardır soramayı unuttuklarımızda.

Mehmet Kocadon: Bizim Verilemeyecek Ne Cevabımız, Nede Hesabımız Olamaz…
26.07.2011
0
A+
A-


 

 

 

Hedefim 2024…


Kocadon: Bizim verilmeyecek cevamızda, hesabımızda olamaz…


Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon, başkan seçildiği 29 Mart 2009’dan bu yana hep söyleye geldiği gibi farklı bir başkanlık yürütüyor. Bodrum’da en çok konuşulan isim olduğunu  yaptırdığı anketler ile tescillemiş. Öyle ki Bodrum esnafının 10 kişisinden 8’i en çok onu konuşuyor. Son dönemdeki eleştirilere  kızmak yerine kendisini geliştirdiğini ve yol gösterdiğini ifade ediyor. Eleştirilmediği ve konuşulmadığında sorun olduğunu söyleyebilecek kadar özgüvene sahip.

 

RÖPORTAJ : Fatih Bozoğlu/Bodrum Gündem

 

Başkan Kocadon’a Bodrum sokaklarında konuşulanların yanı sıra  dedikoduları  biz sorduk, o da   her zamanki gibi soruları açık yüreklilikle yanıtladı. Bazı sorularımıza politik cevap vermeyi de ihmal etmedi. Şimdi gelelim röportajın detaylarına;

 

Son dönemde hakkınızdaki   eleştirilerde bir artış var. Muhalif sesler yükselirken,  fanatik Kocadoncular da meydanı boş bırakmıyor. Haber sitelerinde sizinle ilgili  neredeyse  yorum savaşları yapılıyor. Sizi nasıl etkiliyor bu eleştiriler ve savunmalar?


MEHMET KOCADON: Çünkü Mehmet Kocadon halkla iç içe yaşıyor ve demokrasiye inanıyor. Seveni kadar  sevmeyeni olması da doğaldır. Çünkü demokrasiye inanıyorsak her zaman muhalefet karşımızda olacak. Genelde insanlar muhalefetten korkar, ben beslenirim. Zaman zaman başarılı olmak, başarılara imza atmak insanın hafif gözlerini köreltir. İşte orada muhalefet devreye girer.  Siz muhalefeti dinlerseniz, düzgün bir çizgi çizersiniz. Onun için ben muhalefete inanırım ve muhalefetten beslenirim.  Ben her zaman şunu söylüyorum; karalama noktası olmadıktan sonra, şahsıma saldırı olmadıktan sonra her türlü eleştiriye açık bir insanım.


Bazen eleştiriler sertleşiyor, kızıyor musunuz eleştirenlere?


MEHMET KOCADON: Tabii olacak bunlar. İnsanın olduğu yerde her şey olur. Bunu her zaman kabullenmek lazım. Biz topluma hizmet için buradayız.  Topluma hizmet ederken bunu eleştirenler de olacak, alkışlayanlar da. Onun için muhalefetin olmasında her zaman fayda vardır.  Muhalefetin olmadığı yerlerde bu iş diktatörlüğe kadar gider.  Sonrasında telafisi güç ya da mümkün olmayan şeyler ortaya çıkar ki buna artık ne Türkiye, ne de Bodrum  müsaade etmez.


Sorularımıza önce biraz hafiften başlayalım. Özellikle çocuklar, gençler ve engellilere yönelik çalışmalarınız oldukça yoğun. Üstelik bu konuda övgü de alıyordunuz. Neler yaptınız kısaca anlatabilir misiniz?


MEHMET KOCADON: Gençlerin ve çocukların bana karşı müthiş bir sevgisi var. Engelli vatandaşlarımızın da. Çünkü  ben engelli vatandaşlarımızla çok uzun süredir çalışıyorum. Yahşi Engelliler Uygulama Okulu önemli bir noktadır benim için. Onların yanında kendimi çok mutlu hissediyorum. Hiçbir şey beklemeden müthiş bir sevgiyle bana sarılmaları beni mutlu ediyor. 


Bazen yollar konusunda engellilerden eleştiri alıyorsunuz.


MEHMET KOCADON: Özellikle Bodrum’a geldiğimde yol çalışmalarımızda bütün engelli arkadaşlarımla ilgili tedbirlerde aldık,  almaya da devam ediyoruz. Bunu ilk defa da sizinle paylaşıyorum. Bodrum’un şehir içi taşımacılığında 50 tane minibüsünü değiştiriyoruz.  Niçin değiştiriyoruz? 2012 yılında şehir içi taşımacılıkta engelli rampası bulunmayan araçlar çalışamayacak.  Biz bunu bir sene önceye alıyoruz. Çocuklarımızla ilgili yaz okullarımız devrede.  Şu an 610 tane çocuğumuz var yaz okullarımıza devam eden. Basketten tutun, tenise, yüzmeye kadar her branşta 610 tane çocuğumuza kurs veriyoruz.  Gençlerimizle sık sık caddelerde buluşup konuşuyoruz.  Onlar parkların biraz daha düzenli ve konser alanlarının da olmasını istiyorlar.  Bodrum’da çok amatör sanatçımız var, çok da hoşuma gidiyor. Hiç değilse gitarını, saksafonunu alsın yarım saat, bir saat konser versin  benim de en büyük hayalim. Şimdi Mahfel meydanında bunu gerçekleştiriyoruz.  Çaldığı müzik aletinin çantasını önüne koysun ve müziğini yapsın. Bu dünyanın her yerinde var. Hiç değilse bu amatör ruhlu kardeşlerimiz de kendilerini gösteriyorlar, reklamını yapıyorlar.  Bir gün bir konserde yer alır,  hem kendine ekonomik fayda da sağlar.


Ya kadınlara yönelik çalışmalar?


MEHMET KOCADON: Sizin de yakından takip ettiğiniz SEKAM var.  SEKAM başlı başına büyük bir projemiz bizim.  SEKAM’da önemli olan mümkün olduğu kadar aile ekonomisine katkı sağlamak.  Bu kadınlarımıza yönelik bir çalışma. Kadının her türlü derdine; hukuktan tutun, psikolojik desteğine, eğitimine kadar, oraya gelen çocuklarına satranç öğretmeye kadar  hepsini devam ettiriyoruz.  Oldukça yoğun bir talep var. Daha sonra da ürettikleri malzemeleri Gümbet Kafeteryanın orada Pazar kurarak satıyorlar.  Yine Cemil İpekçi ile beraber Bodrum Belediyesi Tasarım atölyesini devreye  soktuk ki,  göreceksiniz bu da Bodrum ekonomisine büyük bir katkı sağlayacak.  Bu projeyi valilikler destekledi Türkiye’de. Ama ilk defa Türkiye’de bir belediye Cemil İpekçi’ye destek veriyor.


Mahfel’den bahsetmişken siz çocukluğunuzda eriştiniz mi? Hasan Subaşı amcadan öğrendiğimize göre çok özel bir yer orası. Sizden öğrenelim Mahfel’i.


MEHMET KOCADON: Oradaki arazi belediyemize ait bir araziydi. Yıllardır süren, kamuoyunu düşündüren, rahatsız eden bir otelimiz vardı. Geçen sene oteli yıkıp meydanı açtık.  Herkes rahatladı, o sokak bir nefes aldı.  Sık sık o sokağın düzenlemesi için gittiğimde belli yaş üstündeki büyüklerimiz teşekkür ettiler ve bir ara burasının “mahfel” olduğunu söylediler.  Ben de mahfelin ne olduğunu bilmiyorum tabii. “Mahfel” ne demek, ne yapardınız burada? İşte dediler haftanın iki günü askeri bandosu gelip konser verirdi, burada toplanılırdı. Çok da hoşuma gitti. Bodrum’un belli bir yaş üstü insanı buranın “Mahfel” olduğunu biliyor. Çok da güzel bir kafeterya açtık ve adını da Mahfel koyduk. Mümkün olduğu kadar Bodrum’u geçmişiyle buluşturuyorum. Hedeflerimden bir tanesi de bu.  Bodrum gerçekten farklı bir yer,  tanrının bir lutfu bize. Gerçekten iyi korumak lazım. Meydanlarını geri kazandırıyoruz, sokaklarını geri kazandırıyoruz, işgaliyeden kurtarıyoruz. Bakın Gümbet’te kocaman bir meydanımız oldu, heykel bile diktik. Bodrum artık tarihiyle buluşacak. Bodrum’u Bodrum  yapan değerleriyle buluşacak ve Bodrum’un marka kent olmasında büyük bir etken olacak.  Çünkü biz Bodrum’da şehri pazarlıyoruz, otelleri değil.  Dikkat edin Türkiye’den Bodrum’a gelen halkımız, yurtdışından Bodrum’a gelen misafirlerimiz döndüklerinde tatillerini Bodrum’da geçirdiklerini söylediklerinde orada prestijleri artıyor.  Arkadaş çevrelerinde Bodrum’a gelmek bir ayrıcalık.


BOYTAV hiç olmadığı kadar etkili ve hareketli bir hale geldi. Neredeyse yurtdışı ve yurtiçindeki tüm fuarlara gidiyor ve Bodrum’u tanıtıyor. Çalışmalarından bahsedebilir misiniz?


MEHMET KOCADON: Bu sene yine BOYTAV olarak tanıtım atağımıza devam edeceğiz.  21 tane yurtdışı, iki tane Türkiye içinde fuara katılacağız.  Eskiden BOYTAV ekonomik nedenlerden atıl duruyordu. Ben 2005 yılından beri başkanlığını yapıyorum artık yükselişe geçti ve  Bodrum Belediye başkanı olduktan sonra BOYTAV zirve yaptı.  BOYTAV’a üye olan arkadaşlardan müthiş bir katılım oldu ve bu bizi çok mutlu ediyor.  Biz eskiden Genel Kurul’da çoğunluğu sağlayabilmek için arabayla insan taşırdık.  En son yaptığımız Genel Kurul toplantımıza büyük bir katılım oldu ve tanıtım genel müdürümüz de geldi.  Demek ki BOYTAV yurt içi ve yurt dışında Bodrum’um ismini duyurmaya başladı.  BOYTAV olarak önce Bodrum’un bir turizm logosunu yaptık.  Yani fuarlara gittiğimizde artık bir turizm logomuz var.  Markalaşamaya giden en önemli şey kendi logonuzdur. Sonrasında otelci arkadaşlarımızın, yatçı arkadaşlarımızın ve esnaftan üyelerimizin destekleriyle de 21 tane fuara gitme kararı aldık.


Bu maliyetli bir iş değil mi? Bu konuda da eleştiriler geliyor size, sürekli geziyorlar bu paralar nereden geliyor diye konuşuluyor. Bu masraflar BOYTAV’dan mı karşılanıyor?


MEHMET KOCADON: Önce Bodrum halkı şunu iyice bilsin; BOYTAV’da  yurt dışına giden, BOYTAV’ın yönetim kurulu üyeleri  olsun, otelci arkadaşlarımızın hepsi masraflarını kendi ceplerinden karşılar.  Vakfımız sadece Genel Sekreterin masraflarını karşılar. Geri kalan herkes masraflarını kendileri karşılar bu böyle biline.


Yurtdışı fuarları etkili oluyor mu Bodrum tanıtımında?


MEHMET KOCADON: Yurt dışı fuarlarını ben çok önemsiyorum.  Orada etkin olarak bulunmamız gerekiyor. Çünkü dünyada bir Bodrum markası yaratmak istiyorsak   biz etkin olarak fuarlara katılmak zorundayız.  Tamam Türkiye stant açıyor ama, Bodrum’a  1  metrekare yer ayırıyor.  Artık Bodrum  1 metrekare yerlerde tanıtılamaz. Bizim fuarlarda 65’er metrekarede kendimizi tanıtmamızdan kaynaklı bizim en büyük pazarlarımızdan bir tanesi Almanya olmaya başladı. Maalesef Alman halkı Bodrum’u bilmiyorlar, çok enteresan. Bunların beyinlerinde Antalya var. Şimdi biz 2 senedir Almanya’da Bodrum’u ayrı stantlarda tanıtmaya çalışıyoruz. Bu da turist artışını sağladı. Bakın Nisan ayında 12 bin kişi fazla getirdik Bodrum’a.  Haziran ayında düştü ama, biz onu toplarız yine.


BOYTAV’a katılım nasıl? Bodrum turizmcisi BOYTAVA’a etkin olarak katılmak isti,yor mu?


MEHMET KOCADON: Müthiş bir talep var BOYTAV’a üye olmak için ve aidatlarını da düzenli yatırıyorlar. Mesela bu yıl İngiltere’de katılacağımız fuarın maliyeti 50 bin Sterlin civarında. Bakın çok önemli bir rakam. Bu 50 bin Sterlin’in 30 binini tanıtım genel müdürlüğümüz karşılıyor.  Bodrum bütün basamakları tek tek çıkmaya başladı turizm arenasında ve BOYTAV’ın büyük katkısı var.


Bu kadar tanıtım çalışmasına karşın, geçtiğimiz ay Bodrum’a mal edilen ve  ölümle sonuçlanan  kaçak içki meselesi var.


MEHMET KOCADON: Ateş düştüğü yeri yakar bunu hiçbir zaman unutmayalım. Hepimiz çok üzüldük.  Önce şunu açık net bir şekilde söyleyeyim.  Bunun altında yatan tek şey ahlaki değerdir. Eğer bir insanda ahlak anlayışı yoksa, insana saygı yoksa  böyle sahte içki üreterek insanı canından ederler.  Şimdi Bodrum’un bunda hiçbir suçu yok,  hiç alakası da yok. Hepsi gördüğünüz gibi Bodrum dışından gelen bir teknede yaşanıyor. Suçlu aramıyorum ama  bakanlıklar dahil, yerel yönetimler dahil, emniyetimiz dahil hepimiz suçluyuz. Yani suçu birilerine yüklemenin bir anlamı yok.  Telafisi olmayan bir olay, bunun da telafisi yok.  Biz mümkün olduğu kadar bütün bakanlıklarla, yerel yönetimle iş birliği yapıp, el ele tutuşup bunu nasıl önleriz, sahte alkolün üretimini nasıl yok ederiz, cezaları nasıl arttırırız bunları düşünüp bunun önüne geçmek durumundayız. Bu bilinci vermek zorundayız. Şimdi bu olay başka bir yerde olsaydı bu kadar sansasyon olur muydu? Bunu da ayrıca değerlendirmek lazım.  Ama Bodrum ismi olması, Bodrum isminin dünyaya mal olması bu olayı biraz daha yukarı çekti ki bir yerde de Bodrum’da olması insanların kendilerini silkelemesini getirdi. Dediğim gibi buna bakanlıklar dahil, yerel yönetimler dahil, emniyet güçleri dahil  hepimizi bir kendimize getirdi.  Artık böyle şeylere asla müsaade edilmemesi lazım ve cezaların çok ağır olması lazım.


Bu konuda bir komisyon kuruldu mu? Önlemler alıyor musunuz?


MEHMET KOCADON: Biz sık sık toplantılarımızı yapıyoruz, sağ olsun kaymakamımız bu konuda çok hassas. Eğer bunu üreten firmalarda ki ben olara caniler diyorum, onlarda ahlaki değer yoksa dünyanın her yerinde olan şey bu.


Yine sokakta konuşulan ve eleştirildiğiniz konulardan birisine açıklık getirmek gerekli sanıyorum. Bodrum Kent Konseyi bir türlü kurulamadı. Kimlerin olacağından tutun da, kimin yöneteceğine kadar bir sürü tartışma çıktı. Ama bir orta yol bulunamadı bu güne kadar. Bu konudaki eleştirilere yanıtınız var mı?


MEHMET KOCADON: Önce şunu söyleyeyim; Kent Konseyi denilince sanki Kent Konseyinin alacağı kararlar ya da uygulamak istediği projeleri Belediyenin üstündeymiş gibi algılanıyor.  Halbuki Kent Konseyi tavsiye niteliğinde kararlar alır. Şimdi o gün toplanıldı, ben yoktum ve müthiş bir curcuna yaşanmış. Müthiş gerilimler yaşanmış. Bu arkadaşlar bunu niye böyle yapıyorlar, ortalığı neden bu kadar geriyorlar? Tamam önemli olan Kent Konseyi kurulacak, tavsiye niteliğinde kararlar alacak. Belediye başkanı onaylarsa bu olur, onaylamazsa bu olmaz zaten.  Birlik beraberliği sağlamak içindir Kent Konseyi, fikir alış verişi içindir.  Seçime gidip de birbirini seçtirmek,  ya da onun üstüne geçmek davası değildir ki.  Sonuçta Bodrum’da bir sürü sivil toplum örgütü var. Bunların hepsi çağrılacak diye de bir şey yok. Duydum ki efendim Turgutreis’teki, ya da Yalıkavak’taki sivil toplum örgütü neden çağrılmamış? İyi de kardeşim 300 tane sivil toplum örgütü kurulmuş Bodrum’da. 300’nü de çağırmak mümkün değil.  Seçeceğimiz 6 tane insan, 7 tane , 10 tane insan.  Bunun için bizim biraz daha Kent Konseyinin ne olduğunu, nasıl çalıştığını, ne işe yaradığını, özellikle sivil toplum örgütlerini anlatalım ki bu curcunalar yaşanmasın, bu gerginlikler yaşanmasın.


Sizin yöneteceğinizden mi rahatsızlık duydular?


MEHMET KOCADON: Bu olayı siyasi bir arenaya dönüştürülmeye çalışılıyor, Mehmet Kocadon’a karşı bir tavır alınmaya çalışılıyor. Mehmet Kocadon Bodrum halkının seçtiği insandır, Bodrum’un emanet edildiği insandır. Bunun üstüne başka bir şey yok. Onun için üzüldüm, geçici bir süre için askıya aldım. Ama bu kış tekrar gündeme taşıyacağım Kent Konseyini.  Bakın benim üzüldüğüm nokta; bu güne kadar Bodrum siyasetten ve particilikten çok çekmiş.  Bir bakıyorsunuz Bodrum’un en güzel yerlerinde farklı şeyler olmuş, bir bakıyorsunuz Bodrum’un en güzel koylarında farklı şeyler olmuş. Niye? Bir particilik kavgası olmuş. Gemi yanaşma iskelesine 15 yılda kavuşmamışsın.  Gelecek olan suya 15 yılda kavuşamamışsın. Ben bunu bitirmek için de buradayım. Kimse kusura bakmasın.  Benim particikle, siyasetle işim yok.  Ben Bodrum halkına hizmet etmek için geldim . Kent Konseyinin kurulurken oradan gelecek fikirlerin de benim önümü açmasını istiyorum, bana yol göstermesini istiyorum. Bodrum’u medeni şekilde dünyaya nasıl tanıtırız ben bunun sevdasındayım. Yoksa orada bir siyasi partinin üstünlüğü olacakmış, bir sivil toplum örgütünün üstünlüğü olacakmış,  bunlar gereksiz şeyler.  Onun için Bodrum’un artık bunlarla kaybedecek zamanı yok.  Bakın bu güne kadar kaybetmenin bedelini de ağır ödüyoruz.  %75 su kaçağını, 2 yıldır ancak %52’lere düşürdük.


Su kesintileri yine de başladı sanıyorum?


MEHMET KOCADON: Su kesintisi  yeni başladı. Temmuz’un 12’sine kadar su kesintisi yapmadık. Kaçakların çok olmasından dolayı bu kaçınılmaz ne yazık ki. Sokaklarda yürürken bayanların başkanım Allah senden razı olsun, ilk kez gündüzleri evimizde su gördük demeleri beni çok sevindiriyor.  Şu anda nüfus çok arttı, sıcaklar çok arttı, müthiş bir su tüketimimiz var, ama inanıyorum ki Ağustos’un 20’sinden sonra yine normallere döneceğiz.  Bu çok önemli  bir kere aspest borulardan kurtarıyoruz Bodrum’u.  Artık dünyada kullanılmıyor, ama bizim hala 10 km. değiştirilmeyi bekleyen aspest borumuz var.  Bodrum’un particilik ve siyasi düşünceleri bir yana bırakıp tek düşünce, tek yürek birlik beraberlik içinde tek vücutla bu işleri bir an önce çözmesi lazım. Bunun için de ben bu misyonu üstlendim.  Benim en yakın arkadaşlarım değişik frekansta, değişik düşüncede olan insanlardır ve onlarla da ben mutlu yaşıyorum. Demek ki  siyasi bir düşünce farklılığı, değişik partiden olması insanların mutluluğuna engel değil.  Yeter ki birbirimize saygılı olalım, değer verelim bu kadar basit.


Özellikle Ali Güven ile ilgili olarak yapacaklarınız vardı. Bir gelişme olacak mı?


MEHMET KOCADON: Onda çok yol aldık. Çok değerli bir ayakkabı firmasının sponsorluğunda, bizim de katkılarımızla Ali Güven’in heykel çalışmalarına başlamak üzereyiz.  Çünkü Bodrum’un simasıdır Ali Güven, müthiş bir değerdir. Onu sadece bir dükkan da değil, heykelle de yaşatmak istedik.  Bir ayakkabı firmasıyla el sıkıştık, toplantılarımızı yaptık, herhalde önümüzdeki sene bir heykelle onun da açılışını yaparız.


Meydanlar konusunda da sözleriniz vardı?


MEHMET KOCADON: Şu anda Bodrum Belediyesinin Kaymakamlıktan bu tarafa gelirken olan yerde  meydan düzenlemesi olacağı için, oradaki işi yarım bıraktık. Bodrum halkı bir şeye inanmış  bu çok önemli. Eğer Bodrum Belediyesi bir işe başlarsa sezondan önce bitiriyor. Bu çok önemli, bu güveni vermişiz bu da bizi çok mutlu ediyor.  Tabii bu arada da herkes bir an önce kendi mahallesinin, sokağının yapılmasını istiyor. Haklılar, insan sirkülasyonun çok olduğu yerlerde her şey farklı oluyor. Alış veriş de farklı oluyor, insanların stresleri de az oluyor, insanların birbirleriyle ilişkileri de daha iyi oluyor.  İşte bunu otogardan şehir içine gelene kadar görüyoruz. Herkes mutlu bir şekilde geniş kaldırımlarda yürüyerek, sağlı sollu vitrinlere bakarak ilerliyor. Mesela eskiden sol taraf o kadar canlı değildi. 


Lakin sağ tarafla ilgili de eleştiriler yoğunlaşmış durumda. Manavların önündeki yeşil alan konusu herkesin ağzında ve bu çok konuşuluyor ve eleştiriliyorsunuz.


MEHMET KOCADON: Tamam. Şimdi bakın biz gözümüzle görmedikten sonra halk olarak inanmayız.  Biz bu projeyi yaparken birden bire bir sıkışıklık yaşanacağını hissettik ve hemen oraya bir düzenleme yaptık ve ısrarla söylüyorum bu geçici bir düzenlemedir.  Orası yine yeşil alan olarak Bodrum halkına sunulacaktır. Orada balıkçılar çarşısı yakaladık, sanki İstanbul’un Çiçek Pasajı gibi bir yer oldu. Orayı daha iyi koruyabilmek için belki orada belediyeye ait binaları yıkıp bir yer altı otoparkıyla tekrar orayı daha modern bir hale getirmek isteriz. Bir restoranın 2 tane tuvaleti olması lazım, daha şık bir mutfağının olması lazım. Çünkü o atmosferi orada yakaladık. Bu tabii ki finansman güce bağlı. Şunu hemen yapabilecek durumda değilim. Ondan sonra da o yeşil alanı tekrar düzenleyip Bodrum’a kazandırmak istiyorum.  Vatandaş yeşillik gidince tepkisini gösterdi, doğrudur.  Kendilerine saygı duyuyorum, ama hiç merak etmesinler yeşil alan tekrar geri dönecek oraya.


Şehir planlamasında bir hata var gibi görünüyor. Belki de geçmişten gelen bir sıkıntı, ama park sorunu hiç düşünülmemiş değil mi?


MEHMET KOCADON: Bakın Bodrum’un otoparklara ihtiyacı var, bunu hiçbir zaman unutmayalım.  Hiç birimiz ne ben,  ne de benden önceki arkadaşlarımız, büyüklerim Bodrum’un 50 yılda geleceği yere 5 yılda gelebileceğini düşünememişler. Bu sorunların altında yatan neden bu. Bir bakıyorsun herkes birbirini suçluyor. Suçlamayacaksın kardeşim, o günün şartlarıyla bu günün şartları aynı değil.  Hiç birimiz bilebilir miydik Bodrum’un 50 yılda geleceği yere 5 yılda geleceğini? Eskiden otogar şehrin dışındaydı, askeri kamp şehrin en uzak yerindeydi. Ama şimdi bakıldığında hepsi şehrin merkezinde kaldı.   Ama şimdi bunların hepsini gidermeye çalışıyoruz.  Yeni otopark alanları kazandırmaya çalışıyoruz, kazandıramazsak yer altına indirmeye çalışıyoruz.  Artık Bodrum Belediyesinin yeni araç parkıyla bunların hepsini yapmak mümkün. Biliyorsunuz zamanla yarışıyoruz. Ancak 5 ay çalışma imkanımız var. Ondan sonra turizm sezonumuz geliyor.  Özellikle geçtiğimiz 5 ay içinde Bodrumlular müthiş destek verdi, arkamızda durdu.  Onlardan aldığımız bu güçle yeni projelerimizi hayata geçiriyoruz.  Vatandaşımız  çarşının yeniden düzenlenmesi, Atatürk caddesinin hızlı bir şekilde tekrar düzenlenmesi ve de Tepecik caminden askeri kampa kadar olan alanında aynı güzellikte devam etmesini istiyorlar. Birde Cevat Şakir mahallemiz var Gümbet’e giderken orası da aynı güzellikleri istiyor.  Sonuçta 2-3 yeri ancak yapacağız bu sene.  Hiç kimse üstüne alınmasın, yada başkan bizi sevmiyor da  öbür mahalleden başladı demesin, sırasıyla hepsinin yapacağız.


Bütün bu yatırım ve hizmetler için Bodrum Belediyesi o ekonomik güce sahip mi?


MEHMET KOCADON: Önemli olan Bodrum’un 2012-2013 yılının sonuna kadar alt yapısı, üst yapısını tamamlamak ve rahat bir nefes aldırmak.  Tabii bunun için ekonomik güç yatıyor, ekonomik gücümüz olduğu müddetçe hızlı bir şekilde devam ederiz.  Ama bir de şunu söyleyeyim; Belediye personelimizin de hakkını yememek lazım.  Bodrum belediyesi tüketen bir belediyeden, üreten bir belediyeye geçmiştir. Özellikle ekonomik olarak sıkışmamıza rağmen  hiçbir işçimiz, memurum gelip de başkanımız ne olacak bizim halimiz demedi.  Şu anda Belediyemizin  hiçbir işçi ve memuruna borcu kalmadı. Kendilerine bir defa daha teşekkür ediyorum. Rutine döndük.  Bodrum’un büyük yatırımlara ihtiyacı var.


Bodrum’un en önemli sorunlarından birinin umumi tuvalet sorunu olduğunu düşünüyorum. Bu konuda bir çalışmanız olacak mı? Zira esnaf turistlere tuvalet hizmeti veriyor.


MEHMET KOCADON: Esnaf arkadaşlara hassasiyetlerinden dolayı teşekkür ediyorum.  Gerçekten Bodrum’da tuvalet sıkıntımız var ve mevcut tuvaletlerde sağlıklı değil.  Hepsini yenileyip ya Bodrumspor’a veriyoruz, ya da kendimiz işletmeye çalışıyoruz.  Bu bir amme hizmeti, bundan gelir beklemiyoruz.  Sadece Bodrumspor’a katkı olsun diye vatandaşımız bir ücret öderse öder, yoksa o da sorun değil.  Ama tuvalet sıkıntımız devam ediyor ve seneye 2-3 tuvalet de devreye sokmak istiyoruz.


Yine sıkıntılı bir soruya geldik. İşgaliye konusunda esnaftan homurtular yükseliyor.  10 santim dışarı çıksak zabıta başımızda diyorlar. Değerlendirmenizi alabilir miyiz?


MEHMET KOCADON: Hepimiz bir dükkan kiralarken nereyi kiraladığımızı biliyoruz.  Eğer dükkanımız 50 metrekare ise 50 metrekareyi kiralıyoruz biz. Vatandaşın kendi mekanından kamu yararına kullanılsın diye  terk ettiği alanları kimsenin işgal etmeye hakkı yoktur.  O zaman ben 50 metre yer kiralıyorum, önde 150 metre yer kapatıyorum.  150 metreyi iyi niyetle kullansalar eyvallah. Onu da üçe bölüp 3 tane dükkan yapıyorlar.  Bodrum’da böyle işgaliyelerle görüntü kirliliği yaratmanın bir anlamı yok.  Bir kere turist çok memnun.  Esnafımızın şunu çok iyi bilmesi lazım; amaç Bodrum’a gelen bir turisti bir daha getirmek. Bunu hiç unutmayın.  Eğer biz bunu yapabilirsek müthiş bir ekonomik kazanç sağlarız. Bodrum’a gelen turist memleketine gittiğinde Bodrum’u tavsiye ettiği zaman en büyük tanıtım oluyor.  Siz bunu yolları işgal ederek, kolundan tutarak, insanlara kötü muamele yaparak insanlara gösterirseniz turist gittiğinde o kötü şeyleri anlatacaktır.


Belediyeye yapılan polis incelemesine gelelim. Çünkü bu konuda herkes merak içinde ve çok çeşitli dedikodular yapılıyor.  Sizin açığa alınacağınız bile konuşulanlar arasında. Bu inceleme sonunda ne olur?


MEHMET KOCADON: Bodrum halkı rahat olsun. Mehmet Kocadon görevinin başında.  Ben bunu başta da söyledim, bu iş biraz da abartıldı.  Türkiye’de bir çok operasyonlar oluyor. Siz hiç polisin Belediyeye girdiği zaman “Sayın başkanım bazı evraklar almak istiyoruz” dediğini duydunuz mu?  Polis arkadaşlarımız gayet kibar bir şekilde belediyemize gelip “başkanım bazı evrakları almak istiyoruz, mahkememizin böyle bir kararı var” dediklerinde biz de “buyurun alın” dedik. Aynen şunu söylediler kendileri de “Başkanım vatandaş belediyeye girebilir, hiçbir memurun ifadesi alınmayacaktır, hiç kimseye bir gözaltı ya da tutuklama yoktur. Sadece istenen bazı dosyalar vardır, onları almaya geldik” Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Bodrum Belediyesi hakkında bir şüphe uyandırmışsa ve bu chech up’ı yapmak istiyorsa tabiî ki yapabilir.  En doğal haklarıdır.  Nasıl olsa geliyor, zaten müfettişlerimiz var belediyemizde.  Şimdi bu dosyalar alınıp gidildi, bunlara baktığımızda 60’a yakın dosya.  Bunların zaten 40’a yakını benden önceki dönemlerde  oluşmuş.  purchase Strattera Bunu tuttular Bodrum’da şok operasyon, şok baskın diye yansıttılar. Yani şok operasyonları gördük nasıl yapıldığını. Bu check up’ta bir suçumuz varsa, bir suçlu  varsa cezasını da çeksin, kusura bakmasın.  Sonuna kadar da bu sözümü söylüyorum.  Mehmet Kocadon görevinin başındadır, hizmet etmeye devam edecektir.  Biz 2 yıl içinde Bodrum’a çok büyük hizmetler yaptık.  Biz Bodrum’un her sokağında, her caddesinde çalışma yaptık.  Bodrum belediyesi çalışanları müthiş bir efor sarf ettiler.  Bu operasyonda çalışanımızın şevki azaldı mı? Evet azaldı. Ama biz bunu tökezleme olarak kabul ediyoruz. Benim personelim tekrar eski şevkini kazanacaktır.


Elbette Kocadon ailesi Bodrum’un önemli ailelerindendir. Sahsınız ile ilgili rüşvet alır diye bir şey asla konuşulmuyor. Lakin yüzlerce personel, bir o kadar firma ile çalışıyorsunuz. Bu nedenle Bodrumlular bu incelemeden bir şey çıkar diye düşünüyorlar.


MEHMET KOCADON: Ben bu olaydan güçlenerek çıktım. Çünkü Bodrum kamuoyu beni çok iyi biliyor. 7 den 70 e bizim aileyi çok iyi tanıyor.  Benim belediyemde 800 kişi çalışıyor, az bir rakam değil.  Suçlu var ise mutlaka cezasını çekecektir. Kimse kusura bakmasın suçu olan cezasını çeker, çekecektir de. Bu olay büyütüldüğü kadar sansasyonel bir olay değil. Bu doyalar farklı bir şekilde de istenebilirdi.  Devletimiz böyle uygun gördü, böyle aldı.


Siyaset yaşamında her ne kadar partiler üstüyüm deseniz de belli dönemlerde ya Ak Parti’ye, ya da CHP’ye geçeceğiniz konusu sokaklarda dolaşır durur. Bağlantılı ya da bağlantısı olmasa dahi her hangi bir olayda mutlaka sizin hangi partiye geçeceğiniz gündeme gelir. Açıkça sormak istiyorum Bodrum Gündem okurları adına hangi partiye geçeceksiniz?


MEHMET KOCADON: İyi ve net bir soru. Çalışırsanız, proje üretirseniz ve kamuoyu da bunu sevgi ve saygıyla karşılarsa ve sevilirseniz daha önce de söylediğim gibi partim Demokrat Parti. Ama şu anda 0,64 lere kadar düşmüş bir parti.  Türkiye’de Ak Parti ve CHP güçlü durumdalar, bir de MHP’miz var.  Şimdi herkes acaba Mehmet Kocadon bize geçer mi diyor. Çünkü Mehmet Kocadon’un Bodrum’da seçimi ismiyle,  başarısıyla aldığını herkes biliyor.  Böyle olunca da Bodrum gibi Türkiye’nin ve dünyanın gündemine oturmuş, İstanbul’dan sonra en çok bilinen yer olmasından da dolayı ve sevilmemizden dolayı bizim gibi diyeyim ben  başarılı insanları ister. Bunların en doğal hakkı bu, beraber çalışmak isterler. Ben şunu söylüyorum; ben Bodrum halkına mal olmuş bir isimim. Bir siyasi partinin gücüyle değil, Bodrum halkının gücüyle ben buraya geldim. Bunu çok iyi biliyorum. Bodrum halkının onay vermediği, ailemin onay vermediği hiçbir siyasi partiye geçmem. Herkesin kafasında, Mehmet Kocadon bir daha seçime girecek mi? Hangi partiyle girecek sorusu var.  Açık ve net söylüyorum; Seçime ya bağımsız girerim,  yahut da yeni bir siyasi parti “Bodrum Partisi “ kurar oradan girerim.  Bodrum halkının onayı olmadan başka bir partiye geçmeyeceğim, bu şekilde Bodrum Belediye başkanı olarak görevime devam edeceğim.


Biliyoruz ki sizi CHP’li bir aileden geliyorsunuz. CHP’ye bakış açınız nedir?


MEHMET KOCADON: Sizin de ifade ettiğiniz gibi Cumhuriyet Halk Partisi kökenli bir ailenin çocuğuyum.  Ortakent Belediye başkanlığı için seçime girdiğim dönemlerde de ailem bana oy vermedi.  Annemin bu konuda müthiş bir prensibi var. Fakat sonuçta ben Bodrum Belediye başkanıyım. Bodrum’da Cumhuriyet Halk Partisi güçlü olmasına rağmen Demokrat Partiden seçim kazanmış bir belediye başkanıyım.


Ama CHP’liler de oy verdi size, Ak Partiler ve MHP’liler de. Bunu biliyorsunuz değil mi?


MEHMET KOCADON: Tabii partiler üstü bir durumda Bodrum Belediye Başkanı oldum.  Meclisimde CHP’li  meclis üyelerim fazla olmasına rağmen Türkiye’de az nasip olan bir çalışmayı yapıyorum.  buy Colchicine Alınan kararlara baktığınızda %98 lere varan bir oy birliğiyle alınan kararlar var.  Özellikle Belediye’ye yapılan bu operasyonla ilgili hem CHP İlçe başkanımızın açıklaması, hem CHP’li meclis üyelerimizin açıklamaları beni çok mutlu etti. İnsanın sahip çıkıldığını hissetmesi kadar güzel bir şey yoktur.  Bunun için arkadaşlara teşekkür ediyorum. Tabii biz onlarla büyüdük,  en yakın arkadaşlarımın kimi Cumhuriyet Halk Partili, kimi Demokrat Partili ya da MHP’li. Herkes seviyor beni. Ama belli bir yaşa kadar Ecevit mavisi gömlek giyindik,  Ecevit mavisi arabaya bindik, hatta zaman zaman Ecevit’in mitinglerine babam tarafından götürüldük.  Böyle bir aileden geliyorum. Onun için böyle arkadaşlarla birlikte olup, beraber çalışmaktan mutluyum. Hiçbir sıkıntım da yok kendileriyle.  Onlar da bana hep yardımcı oldular. Ama şu anda iktidarda olan Ak Partiye baktığımızda devlet desteğiyle yapılması gereken projeleri de götürdüğümde her zaman önümü açtılar. Müthiş yardımcı oldular.


İktidardan baskı görüyor musunuz? Yani iktidara bağlı olmayan belediye başkanları hep baskı gördüklerini söylerler. Bu konuda zorluk yaşıyor musunuz?


MEHMET KOCADON: Hiçbir zaman zorluk çekmedim. Gerçekten İlçe başkanımız olsun, hem milletvekili kısmında olsun, hem bakan kısmında olsun, hem başbakan olsun hiçbir sıkıntı çekmedim.  Bütün kapılar Bodrum Belediye başkanı sıfatıyla gittiğimde hepsi açıktı.  Götürdüğüm projelerde de önümüzü açıcı, yol gösterici destek oldular.  Başbakanımız Bodrum’u ziyarete geldiğinde 1.5 saat baş başa bir görüşmemiz oldu.  Bodrum hakkında fikir alış verişi yaptık. Onlar da biliyorlar Bodrum’un sorunlarını ve hükümet olarak da her türlü desteği de veriyorlar.  Partiyle falan işimiz yok, mümkün olduğu kadar Bodrum’a hizmet.  Onun için Mehmet Kocadon’un Ak Partiye geçmiş olması, CHP’ye geçmiş olması, MHP’ye geçmiş olması ya da kendi partisinde devam etmiş olması şu anda hem mevcut hükümet açısından,  hem de siyasi parti açısından sıkıntı yaratmıyor.  Herkes Bodrum için çalışıyor. Sizin de dediğiniz gibi tek hedef Bodrum olunca çok daha rahat oluyor bu.


Bodrum Belediyesi ile Bodrum Ticaret Odasının uyum içinde çalışmış olması hizmetler açısından önemli mi? Bu işleri biraz kolaylaştırıyor mu?


MEHMET KOCADON: Bodrum’da bütün derneklerle uyum içinde çalışıyoruz. Denizciler Derneğinden tutun Bodrum Spor’a kadar hepsiyle uyum içinde çalışıyoruz. Yani ben yapıcı bir insanım.  Ben sorunun değil, çözümün parçası olurum. Benim prensibimdir.  Çözülmesi gereken problemleri çözelim, yolumuza devam edelim.  Ertelemeyelim, çözülmedikçe üstüne yeni problemler gelir ve problemler yumağı olur.  Çözümden yanayız biz. Benim derdim insanları mutlu yaşatmak.  Mutlu yaşıyorsa insanlar, bu yörenin halkı gülebiliyorsa, evine giderken ekmek götürebiliyorsa bu o yönetimin  ne kadar başarılı olduğunu gösterir. Bodrum halkı mutlu şu anda. Müthiş bir sirkülasyon var, insan kalabalığı var. İşler en iyi şekilde yürüyor, çöpümüz, suyumuz, temizliğimiz en iyi şekilde gidiyor. Yani çöp kovasının olmadığı bu kadar temiz başka bir şehir göremezsiniz. 


Daha önce belediyelerin parça parça birleşmesi durumu vardı. Siz o zamanki açıklamanızda tek belediye olması yönünde görüş bildirmiştiniz. Şimdi tek belediye olması söz konusu hatta kesin gibi. Bu süreci bir değerlendirir misiniz?


MEHMET KOCADON: Şimdi büyük şehir olma durumu geldi. Böyle olunca belde belediyeleri kendiliğinden kapanıyor.  Ben daha önce de söylemiştim, tek belediye olma zamanı gelmiştir.  2002 yılından bu yana söylüyorum bunu; Türkiye de ilk defa turizmde ilçe büyük şehir belediyesi olsun, Bodrum bunun için örnek belediye olsun diye.  Şimdi bu süreç kendiliğinden de gelişiyor.  Bodrum artık tek belediyeyle çok daha kolay yönetilir duruma geldi.  Çünkü mevcut her belediyemizde bir binamız ve araç parkımız var.  Belediyeler yine mevcut binalarında hizmet etmeye devam edebilirler.  Oraya başlarına yetkili bir memur arkadaş atanır. Yine çöp parasını, emlak parasını, su parasını tek belediye, tek kasa alır ve çok kolay bu düzene geçilebilir.  Çünkü Bodrum bir çok yerde yapılanmasını tamamladı.


Ama hala harıl harıl binalar yapılıyor.


MEHMET KOCADON: Bundan sonra artık inşaata fazla sıcak bakmamak lazım.  Mümkün olduğu kadar Bodrum’u, bu güzel yeri koruyup  Bodrum’un daha rahat yaşanabilir, hizmetlerin daha hızlı yapılabilir bir bölge haline getirmek lazım. Zaten üst kimlik Bodrum. Ben belde belediye başkanlığından geldim.  İstanbul’da Ortakent Yahşi Belediyesi  diye sorun, size pardon derler. Ama üstüne Bodrum Ortakent Yahşi Belediyesi dediğinizde “aaa biliriz Bodrum’u” derler.  Üst kimliğimiz Bodrum. Bu gün Bitez’de olan, Konacık’ta olan, Yalıkavak’ta olan, Türkbükü’nde olan, Turgutreis’te olan herhangi bir aksiliğin bedelini de üst kimlik olarak Bodrum ödüyor.  Hiç kimse yolun şu bölgesi bozuk demiyor, Bodrum’un yolları bozuk diyor.  Yani köşe yazarları beni eleştiriyor,  halbuki bu yolla benim hiçbir alakam yok, bizim bölgemiz değil. Bunun için artık yarımadanın üst kimliği Bodrum’sa, yarımadanın her yerine hükmetmemiz lazım. Bunu hep söyledim ve söylemeye de devam edeceğim. Çok daha rahat, çok daha hızlı turizmle ilgili projeler üreten bir bölge oluruz ki Bodrum bundan büyük bir kazanç elde eder.


Bodrum’a yapılan mega yatırımlar ve yatırımcılar konusunda ne söyleyeceksiniz?


MEHMET KOCADON: Bizim en büyük projelerimizden bir tanesi  limanı mümkün olduğunca görüntü kirliliğinden kurtarmak.  Büyük olasılıkla hükümetimizle birlikte iş birliği yaparak çözeceğimizi düşünüyorum.  Arkasından otogarın kaldırılması, şu anda imar komisyonumuz bu konuda çalışmaya başladı. Sanırım önümüzdeki mecliste gündemimize getireceğiz ve seneye otogarımızı Torba kavşağında görmemiz çok büyük bir olasılık.  Şu anda çok iyi gidiyor çalışması.  Arkasından bakın mezarlarımız büyük sıkıntı. Şu anda dosyalarımız Orman Bakanlığında,  çalışmalar vakıfla beraber devam ediyor.  Bunun yanında sanayi  bölgesi ile ilgili çalışmalarımız devam ediyor.  Bunlar da ileriye dönük mega projelerimiz.


Yaklaşık iki buçuk yıl görev süreniz kaldı. Ya bir dahaki dönem seçilemezseniz?


MEHMET KOCADON: Bunları da zaman içerisinde gerçekleştireceğim.  Ama otogar ve mezar konusunu hızlı bir şekilde gerçekleştireceğim. Özellikle yeni marina açılımını hızlı bir şekilde yapmak istiyorum.  Görev sürem yeter-yetmez ama önemli olan düğmeye basmak. Başlamak işi bitirmenin yarısıdır. Mücadeleyi hiçbir zaman bırakmamak lazım.


Geçtiğimiz aylarda Dilek Sabancı Bodrum’a bir yatırım düşünebilirim dediğinde siz ne gerekirse destek olurum demiştiniz. Sabancı çok etkilenmişti bu yol açışınızdan dolayı. Bodrum’a gelen ve gelecek yatırımcı ve yatırımlar ile ilgili görüşlerinizi alabilir miyiz?


MEHMET KOCADON: Bodrum’un menfaati ve ekonomisine katkı sağlayacak her türlü yatırımı açık bir şekilde desteklerim, hatta icap ediyorsa belediye araç parkını da emirlerine veririm.  Bizim için önemli olan şehirle beraber kalkınmak.  3 kişi zengin olsun, benim halkım fakir… Yok ben anlamam. Şehirle beraber hepimiz kazan kazan oynayacağız Fatih bey.  Yatırımcı da kazanacak, Bodrum’da kazanacak.


Bodrum’a, Bodrumlulara son mesajınız ne olur?


MEHMET KOCADON: Önce şunu söylüyorum, Bodrumlulara çok teşekkür ediyorum.  Gerçekten zor kışlar geçiriyoruz. Hem bu kışlar geçerken Belediyenin sağı solu kazması gerçekten esnafımızı, halkımızı zorluyor.  Ama sonra hep beraber gülüyoruz.  Önce belediye başkanı olarak projeyi benim sevmem lazım, sonra bütün arkadaşlara sevdirmem lazım, sonra da hep beraber sevinmemiz lazım.  Bunun örneklerini de 2 yıldır görüyoruz. Türkiye’ye mal olmuş çok değerli hocalarla çalışıyoruz.  Bunların hepsi gizli bir kahraman. Zannediyorlar ki bütün bu projeleri ben çiziyorum. Ben sadece kafamdaki Bodrum’u böyle görmek istiyorum diyorum. Değerli hocalarımızla onu masaya yatırıyoruz, hep beraber güzel çalışmalar oluyor. Sonra  Mimarlar Odamızla paylaşıyoruz, Ticaret Odamızla paylaşıyoruz, Denizciler Odamızla paylaşıyoruz, herkesle paylaşıp görüşlerini de alıyoruz.  Böyle güzel projeler ortaya çıkıyor.  Öncelikle esnafıma, halkıma şunu söylüyorum;  sabırlı olsunlar, çünkü Bodrum’un geleceği çok parlak.  Şu an dünyanın bir çok yerinden gazeteciler geliyor,  belediyemizi ziyaret ediyorlar. Kanada’dan, Amerika’dan, Rusya’dan, Ukrayna’dan herkes Bodrum’a aşık.  Herkes Bodrum’da yaşamak istiyor. Bodrum’da 15 gün yaşayabilmek için, 11 ay 15 gün çalışıyorlar. Yani bizim her gün yaşadığımızı yaşayabilmek için onlar 11 ay 15 gün çalışıyorlar.  Onun için gelen misafirlerimize sahip çıkalım, saygı gösterelim. Onlara iyi davranalım ki Bodrum’un ne kadar özel olduğunu gösterelim. Çünkü Bodrum’un en önemli özelliği “Bodrum’a gelen herkes kendi Bodrum’unu yaşar” ve onu hiçbir zaman kaybetmeyelim.  Hoşgörümüzü, misafirperverliğimizi, medeni oluşumuzu ve paylaşma ruhumuzu her zaman yansıtalım.  Benim esnafımdan, halkımdan istediğim bu. Bir de gerçekten beni sevmelerinden dolayı ben de çok mutluyum.  Yolda yürürken merhaba demesi, başkanım bir şeyler ısmarlayalım demesi beni çok mutlu ediyor ve severek çalışıyorum.  Bakın her gün belediyeye geliyorum.  Görevlerimin dışında daha hiç izin kullanmadım.  Kullanmak gibi bir niyetim de yok. Gerçekten Bodrum halkıyla iç içe yaşamaktan, Bodrumlu olmaktan mutluyum.  Belediye ve belediye başkanlığından hiç beklentim yok.  Büyüklere vefa borcumu ödeyeceğim, Bodrum’u bu günlere getirenlere.  Tekrar esnafımın elinde süpürge görmek benim özlediğim Bodrum’du. Bunu bana yaşattıkları için esnafımı da teşekkür ediyorum.


Ben sokakta konuşulan her şeyi, hatta dedikoduları da sormaya çalıştım size. Mutlaka eksik kalanlar olmuştur. Onu da bir sonraki röportajımızda sorarız. 


MEHMET KOCADON: Sokakta konuşulmak çok güzeldir.  Vatandaş sizi konuşmuyorsa korkun, devriniz bitiyor demektir.  Ben devamlı anket yaptırıyorum.  Restoranlarda oturan 10 masadan 6 tanesi,  yan yana gelen 10 esnaftan 8 tanesi hala beni konuşuyorsa demek ki ben daha varım ve 1 numarayım.  Onun için konuşulmaktan, yapıcı eleştiri yapılmasından hiçbir zaman gocunmam ve bunların hepsinden de beslenirim. Viagra online   2023 Cumhuriyetimizin 100. Yılı, 2024 de  Bodrum’un yılı olacak. Bunu da rahatlıkla söylüyorum.


Bu söyleşi sonunda eksik kalan bir çok soru olduğunu siz okurlarımızdan duyar gibiyim. Şunu da sorsaydın dediğiniz sorular elbette vardır. Bir saati aşkın süren söyleşimizin başında her şeyi sorabilir miyim, hoşunuza gitmeyenleri bile? Diye sordum. Başkan Kocadon aynen şu cevabı verdi;



“Sor efecim. Bizim verilmeyecek cevabımızda, hesabımızda olmaz”


Bu cevap zaten sorulmayan bir çok sorunun da yanıtı değil mi?
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.