Bodrum Gündem

EĞLENCE SEKTÖRÜNÜN SEZON DEĞERLENDİRMESİ..

Bodrum eğlence Sektörünün önemli isimlerinden Atilla Serttaş. Soyadı gibi sert görüntüsü var. Lakin konuşması, sektörüne hakimiyeti ve tespitlerini sunarken entelektüel yapısını hemen fark ediyorsunuz.

EĞLENCE SEKTÖRÜNÜN SEZON DEĞERLENDİRMESİ..
20.08.2011
0
A+
A-

 


 


 


 


 


EĞLENCE SEKTÖRÜNÜN SEZON DEĞERLENDİRMESİ…


ÇÖZÜM ESKİ HAVAYI ve KALİTEYİ YAKALAMAK…


Bodrum eğlence Sektörünün önemli isimlerinden Atilla Serttaş. Soyadı gibi sert görüntüsü var. Lakin konuşması, sektörüne hakimiyeti ve tespitlerini sunarken entelektüel yapısını hemen fark ediyorsunuz. diflucan without prescription



Ropörtaj: Fatih Bozoğlu/Bodrum Gündem

Sektör ile ilgili sorunların çözümü adına kendini ortaya atmış sadece elini taşın altına koymakla kalmayıp, gövdesini taşın altına koyanlardan. Bir çok platformda onu görebilirsiniz. Sektörünün sorunlarını ve çözüm önerilerini, Bodrum ve ekonomisi için düşüncelerini her platformda ortaya koyarak çözüm arayan bir lider. Don Kişot gibi bazen yel değirmenlerine karşı savaşsa da asla yılacakmış gibi değil. Bir siyasi, bir bakan veya milletvekili gelse Bodrum’a o mutlaka sektörü ve Bodrum için bir şeyler anlatır, projeler sunar ve çözüm önerilerini sıralar. Efendiliği, ve entelektüel birikimi ile Bodrum’un önemli iş adamlarından biri o. Sektörün sorunları ile ilgili olarak yaptığımız söyleşi de siz okurlarımızın da katılacağını düşündüğümüz çok önemli tespitler yaptı. Bazı uyarıları da var dikkate alınması gereken. 


“Bu aslında Donkişotluk değil, bir çok arkadaşımızla beraber işimizi iyi yapma istediğidir.” Diye mütevazi bir duruş sergileyerek başlıyor söyleşimiz. Bodrum’da ki çeşit insan grubu olduğunu, birinin macera arayan maceraperestler ki bunlar zaman içinde uyum sağlamadıklarını ve yok olduklarını ifade ediyor. Atilla Serttaş sözlerinin devamında kendini, eğlence sektörünü ve Bodrum’daki iş hayatını şu şekilde anlatıyor;


buy Nolvadex online “Diğer çeşit insanlar ise Bodrum’a uyum sağlayarak, yıllardır iş yapan esnaf. Uyum sağlayarak uzun yıllar burada iş yapanlar köklü firmalardır ve işlerini düzgün yaparlar.  Yaklaşık 22 yıldır Bodrum’da esnaflık yapıyoruz. Bir çok farklı sektörde işler yaptık. Son 6-7 yıldır da eğlence sektöründe faaliyet gösteriyoruz. Daha önceleri de hizmet sektöründe faaliyet gösterdiğimizden dolayı da eğlence sektörüne yabancı değiliz. Bodrum güzel bir yerdir. Yaşamak için, çocuklarınızı büyütmek için ideal bir yer. Bodrum havası güneşi, denizi ile mükemmeldir. Ancak burada ticaret yapmak çok zor. Bodrum’da oara kazanmak, ayakta kalmak çok zor. Çünkü önceleri en az 4-5 ay sezon varken, şimdi 10 ay kış iki ay sezon var. Ve bu iki ayda on aylık dönemde yaşayabileceğiniz geliri elde etmek, kazanmak zorundasınız. Bu son 10 yılda her yıl on gün düşerek bu seviyeye geldi. Neredeyse 50-55 güne düştü bu yıl diyebiliriz aslında. Bu yıl Temmuzun ilk haftasında ancak sezon başladı. Bir çok turizmci arkadaşımız daha zor bir kış geçirecekler. Eğer bu sezonu Eylül 15’e kadar uzatabilirsek esnaf biraz rahatlar inancındayım. Artık sezon daha da kısaldığı için herkes işini daha düzgün yapmak, daha uzun vadeli işler yapmak zorunda kalıyor. Günü kurtarmak artık neredeyse mümkün olmuyor artık. O nedenle yaz kış burada yaşayan ve iş yapanlar Bodrum’a katkı sağlayanların geri geleceklerini umuyorum.”


Geçtiğimiz ay Bodrum Gündem olarak üzerinde önemle durduğumuz kaçak içki ile ilgili kötü olayla ilgili olarak kaliteli işletmelerin çoğalması ile böyle bir sorunun Bodrum’da yaşanmayacağının üzerine basarak vurguluyor. Serttaş konu ile ilgili olarak “Bizim ve birkaç işletme var ki bunlar kaliteyi öne çıkaran işletmelerdir. Yaz ve kış burada oluyoruz, iş yapıyoruz, kapatmıyoruz. Amerika ve Avrupa’da  bu tür işletmelere girmek için özel referanslarınız olmalıdır. Bizler turizm bölgesinde olduğumuzdan dolayı yabancılar, işletmelerimize daha rahat girebiliyorlar. Geçenlerde iki iş adamı geldi. Gelen içkileri kontrol ediyorlar, etiketlerine bakıyorlar. Yani tedirginler anlaşılan. Bu çok acıdır. Böyle bir işletmede bile kontrol gereği duyabiliyorlar ise bu durum çok üzücü. Kaçak içki satmanın affedilir bir yanı yoktur. Yasadışı bir iştir sonuçta. Bunu satmak için bir çok haklı nedeni sıralayabilirsiniz. Ama bu asla yeterli bir neden değildir. Elbette dünyanın en pahalı benzinini kullandığımız gibi, en pahalı içkisi de Türkiye’de. Dünyanın her yerinde genelde sofra şarapları sunulur. Yıllanana şaraplar da vardır elbet. Onların müşterisi ve bileni zaten alır ve tüketir. Ama sofra şarapları yaygın sunumu olduğundan, fiyatı da referanstır. Genelde bu sofra şaraplarının fiyatları 2 ile 16 avro arasında değişen aralıktadır. Bu İtalya’da da, Fransa’da da, Amerika’da da bu şekildedir. Yugoslavya’da bu şekilde fiyatlandırılır. Ama bizde ise durum çok farklı. Biz 70 liraya şarap sunuyoruz. Olmaz. 35 avroya sofra şarabı olmaz. Bu fiyata ancak yıllanmış şarap olur. Bu fiyatlar ile tabi rekabet edilme şansı kalmıyor.” görüşünü dile getiriyor.



BODRUM HER KESİME HİTAP EDEN ÇOK ÖZEL BİR YAPIYA SAHİPTİ…

Destinasyon konusunda da bir plansızlık var. Barlar caddesinde neredeyse bar yok, yerine çantacılar, tekstilciler, hediyelikçiler işgal etmiş durumda. Bu konuda sizin düşünceleriniz projeleriniz var mı? sorumuza verdiği yanıt aslında geçmişte gizli olduğunu fark ediyoruz. Mekanların belli bir yerde yani Cumhuriyet Caddesinde toplanmasının öneminin altını çiziyor. “İşletmelerin belli bir bölgede konumlanması gerekiyor. Bodrum dünyaca ünlü bir marka. Bodrum denildiğinde akla gelen elbette eğlence sektörü gelir. Çok özel bir yerdir barlar caddesi.” diyerek şöyle devam ediyor konu hakkındaki değerlendirmelerine “Kimi topuklu ayakkabı ile gelir kimisi parmak arası terlikle gelirdi. Kimi şortla kimi gece elbisesi ile. Yani her kesime hitap eden çok özel bir yapıya sahipti. Her kişi kendine özgü yerine giderdi. Kimi jazz bar, kimi rok bar, kimi disko yada pop bar. Herkes kendine uygun mekanı bu caddede bulabilirdi. Yaklaşık 12 yıl öncesinde yeni bir akım başladı. Eller havaya şeklinde, pavyonumsu yerler peydah oldu. Eller havaya mekanları, ünlü sanatçıların geldiği, masaların çok ciddi fiyatlara satıldığı acayip yerler açıldı. Aslında bu işletmeler, bu mekanlar gel geç, vur geç mekanlarıydı. Bu işletmeler hem müşterilerine vurdu geçti, hemde burada ki köklü işletmelere de vurdu. Nasıl vur kaç yaparız, o masaya 500 lira nasıl hesap kakalarız gibi bir mantıkla hareket ettiler. Bu akım Bodrum içindeki bir çok mekanın kapanmasına neden oldu. Bu son üç dört yıla kadar böyle sürdü. Bodrum barlar caddesinde ve Bodrum merkezinde çok ciddi işletmeler kurulmaya başladı. Çok ciddi restaurantlar ve kafeler tekrar işletmeye açılmaya başladı. Yatırımlar ve yatırımcılar kaliteli olmaya başladı. Sektör Bodrum’da yeniden bir çıkış şansı bulmaya başladı. Şimdi kendine uygun konsept barları görmeye başladı turistler. Böylece barlar caddesi tekrar hareketlenmeye başladı. Fakat yine bu sene yeni bir salgın daha çıktı ki bu Bodrum çarşısı ve eğlence sektörü için, Bodrum ekonomisi için çok tehlikeli. Büyük otellerin içinde işletmeler açılmaya başlandı. Bu sakın kişisel olarak algılanmasın. Bu sektör ve Bodrum için çok önemli bir tehlike olduğundan dile getiriyorum. Birileri geliyor, bu beş yıldızlı otellerin içine bir anda bir eğlence mekanı kuruyorlar. Kapısı, penceresi olmayan bir acayip kontrolsüz mekanlar. Bu mekanlar ne yazık ki gazetelerin içine, manşetine kadar çıktığından da ilgi olmaya başlıyor. Bu Bodrum’a büyük darbe vuracak bir çıkıştır ve çok dikkatli olmak gerekir. Bu işletmeler otelin içine geliyor, kuruyorlar işletmeyi. Valilikten özel güvenlik belgesi, ruhsatı var mı, akustik raporun, hafta sonu ruhsatın var mı belli değil. Çevresel gürültü raporu var mı? Müyap’a, Mesam’a telif ödüyor mu? Bizim mekanların açılabilmesi için inanılmaz miktarda belge gerekmekte. Bu belgeleri hazırlayıp mekan açmak neredeyse 6 ay sürüyor. Bu işletmelerde bu belgeler hazırlanmış mıdır? Ben hiç sanmıyorum. Üstelik bunların açılış, kapanış saatleri ile de ilgili sorunları yok. Biz göz önünde her gün kontrol altındayız. Onlar nasıl kontrol ediliyor acaba? Bir ruhsat altında yapılan bu tür işletmeleri ahlaki bulmuyorum. Bizim gibi işletmeler 12 ay boyunca mücadele veriyoruz. Onlar 2 ay parsayı toplayıp kaçıyorlar. 12 ay boyunca personel istihdam ediyoruz, belediyemize vergimizi veriyoruz. Bodrum’dan kazandığımızı Bodrum’a yatırım yapıyoruz. O işletmeler gelsinler 12 ay burada iş yapsınlar, manavımızdan, kasabımızdan, esnafımızdan alışveriş yapsınlar, katkı koysunlar Bodrum’a. O zaman söyleyecek bir laf olmaz elbette. Bunlar 35 günlük işletmeler. 35 gün iş yapıyor parayı alıp gidiyor. Bu ne kadar doğru sorarım size. Esnafa takıyor, tedarikçilere takıyor, gelecek sene var mı yok mu belli değil. Bu konuda devletimizden ve yerel yöneticilerimizden  acil önlem almalarını rica ediyorum. Yoksa kimse dayanamaz, Bodrum eğlence sektörü yine sekteye uğrar. Kaybederiz Bodrum olarak.”



GÜRÜLTÜ YAPAN BARLAR DEĞİL…

Başta da söylediğimiz gibi her platformda sektörünün sorunları ve sektör ile ilgili projeleri anlatan ve çözüm arayan Atilla Serttaş Anakara’da neredeyse çalmadığınız kapı bırakmadınız? sorumuza gülerek yanıt veriyor, ama çok ciddi çalışmalar yapmış, konuya hakim olmayan siyasilere raporlar hazırlamış ve elden teslim etmiş. Sektörün sorunları ile ilgili neler yapıyorsunuz? Sorumuza “Devletimizin çevre gürültüsü ile ilgili bir takım önlemler var. Elbette bir çoğu haklı. Kimsenin tatile gelenleri rahatsız etmeye hakkı yoktur. Bununla ilgili doğru düzenlemeler yapılması gerekiyor. Bu konuda bazı dosyalar hazırladık. İlgili bakanlıklara ve milletvekillerimize sunduk.” Şeklinde yanıt veriyor.  Serttaş hem Türkiye’de hem Bodrum’da bir gürültü sorunu olduğunu kabul ediyor. Ancak bu gürültüyü çıkaranlar sadece eğlence sektöründeki işletmelerin olmadığını, neredeyse yüzde 90’lık kısmı bar olmayan, sektörün temsilcisi olmayan, içkili restaurant ruhsatı ile iş yapan işletmelerden kaynaklandığını vurguluyor. Düşündüğünüzde ve çevrenizde küçük bir araştırma yaptığınızda haksız değil. Bu gürültü barlardan kaynaklanmıyor, çünkü bar olmanın bazı kriterleri var. Atilla Serttaş bar olmanın kriterlerini şu şekilde sıralıyor; “Pencere, kapı, duvarların yapısı ve buna benzer bir çok konuda özel olmanız gerekiyor. O işletmelerise yemekten sonra iki uyduruk anfi ile haydi eller havaya diyerek eğlence düzenlediklerini sanıyorlar. Oasis üzerindeki evlere bir gidin. İnanılmaz. Gümbet’ten gelen ses tamamen evlerin odalarının içinde. Bu işletmeler sadece kendi mekanının sese doyurulduğunu sanıyor. Ama o ses öyle kontrolsüz bir şekilde çıkıyor ki düşünün kale konut o sesten uyuyamıyor.”


BODRUM’A AYRICALIK TANINMALI…


misoprostol online Diğer taraftan Bodrum’un da biraz ayrıcalığı olması gerektiğini de ifade eden Serttaş “Saat 10-11’de zayıftır ortalık. Ancak 12-01’den sonra hareketlenir. Çünkü insanlar Bodrum’a gece hayatı için geliyorlar. Bu kesinlikle kontrol altında olmalı, düzenlemeler yapılmalı ama yasakçı bir mantık anlayışı da olmamalıdır.” Şeklinde bir açıklama getiriyor.



MANDALİN BAR AKSONA MEHMET’İN TEKNESİNİN YAPILDIĞI TERSANE…

Mandalin Bar canlı performan müzik programları ve en önemlisi 12 ay açık olacağını taahhüt ederek işletmeye açılan yeni bir mekan. Dokusu, dekorasyonu ile Bodrum’a kazandırılmış bir yıldız. Mekan olarak çok özenilmiş, hiç olmayan, atıl bir bina özel ve kullanılabilir, Bodrum dokusuna mimarisine uygun bir halde korunarak yeniden yaratılmış.


Atiila Serttaş mütevaziliği yine elden bırakmadan Mandalin’i anlatıyor. “Burası çok eski bir bina. Ali Güvender’in tersane binasıymış. Aksona Mehmet’in teknesinin yapıldığı tersane binası. Daha sonra sünger deposu olmuş. Zaman içinde eğlence sektörünün hizmetine girmiş ve krizlerden dolayı kapanmış. Yaklaşık 15 yıldır burası atıl bir şekilde duruyordu. Neredeyse yıkılmak üzereydi. Biz burayı aldık. Bir mekana çevirelim dedik. Ama Bodrum etik değerlerine, kültürüne, dokusuna uygun olsun dedik. Biz iş yapsak, yapmasak fark etmez, barımız tutar tutmaz ama en azından dış cephesi ile, iç dekorasyonu ile Bodrum’a bir sembol olsun. Her gün 300-400 kişi binanın önünde fotoğraf çektiriyor. Bodrum’a özgü Mavi ve beyaz renklerini kullandık. Dekorasyonda eski yöntemleri kullandık. El sıvaması yaptı, taşların dizilmesini ona göre yaptık. Ahşap olarak katran ağacı kullandık. Katran ağacı bu konuda çok önemli bir ayrıntı. Bulmakta çok zorlandık. İş yapsak, yada yapmasak da Bodrum’a bir şey verelim, bir katkı koyalım dedik. İnsanlar buna çok duyarlılık gösterdiler, işlerimizde fena gitmiyor. Ticari olarak olmasa da beğeniler ve takdirler bizi sevindiriyor. Canlı performans yapıyoruz burada. Sadece tek bir tarz yok. Her gelen grup yada sanatçının kendine has bir müşterisi oluyor. Jazz’da var, Blues’da var, Rock’da var, Bülent Ortaçgil’de, Yeni Türkü’de var. Bodrum’un bu tür yerlere ihtiyacı var, hadi eller havaya kültürü değildir. Bodrum’u Bodrum yapan bu sanatçılardır. Bodrum’un en ünlü müzisyenlerinin büyük bölümü Bodrum’da çıkmıştır. Teoman’ı Mazhar, Fuat, Özkan’ı, Bülent Ortaçgl’i, Zuhal Olcay’ı ve bir çok sayamadığım isim. Bodrum zaman içinde bütün bu üretimi kaybetti. Çünkü onlara uygun ekmek kapısı kalmadı. Onlar burada kalmalı, yaşamalı, çalışmalı ki buraya özgü müzisyen üretilebilsin. Bodrum’da yaşam vardır. Melankoli de vardır, panik de, sukunet veya hareket hepsi bir aradadır. Burada üretebilir ve sunabilirsiniz. Eğer sunacağınız mekan var ise elbette. Umarız Mandalin örnek olur ve buna benzer işletmeler açılır. Eğer bu olursa eskiden olduğu gibi Bodrum’un o özel yapısı tekrar yaşanmaya başlanır. Eğer sanatçılar yaşarsa bir çok çirkinlik yok olur.”


SON SÖZ…


Evet kaliteyi öne çıkartırsak ve Bodrum dokusunu, kültürünü korur sahip çıkarsak Atilla Serttaş’ın değdi gibi bir çok kötülük ve çirkinlik kendiliğinden yok olup gider.


Umarız Atiila Serttaş gibi “Bodrum’da Kazanıp Bodrum’a Harcayan” bu anlayışa uygun yatırımcılar Bodrum’a yatırım yaparlar ve Bodrum kazanır.

ETİKETLER:
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.