Bodrum Gündem

BUZDAĞININ ALTINI GÖRMEK…

01.10.2011
0
A+
A-

Bugünkü Türk-İsrail ilişkilerindeki gerilimi doğru okumak adına,öncelikle tarihte Türk-Yahudi ilişkilerine göz atmak zorundayız.

İspanyol Katolik katliamından kaçan Sefardi Yahudilerini ülkesine kabul eden Osmanlı Devleti ile Hitler’in soykırımından canlarını zor kurtaran Yahudi bilim adamlarına üniversitelerinde iş veren ve 1958’de Irak’taki katliamdan Yahudilerin salimen İsrail’e ulaşmasını sağlayan Türkiye Cumhuriyeti  Devleti’nin tarihi ve insani jestlerini,bölgesel çıkarlar ve Siyonist idealler uğruna İsrail Hükumeti görmezden gelse bile,halkının Türkiye’ye nankörlük yapmayacağı kanaatini taşıyorum.Nitekim Başbakanımızın gerginlik sürecinde İsrail halkını ayrı tutması da doğru bir yaklaşımdır.


     Diplomatik ilişkileri 9 Mart 1950’de başlayan Türkiye ve İsrail dünyanın en sorunlu coğrafyasında bulunmaları,ABD yönetimi ile olan derin diyalogları,laiklik anlayışları ve tarihi ilişkileri nedeniyle bölgede karşı karşıya gelecek son ülkeler olması gerekirken gelinen noktayı sadece “Mavi Marmara” ile izaha çalışmak biraz safdillik olur.


     Üstelik 1956 yılında Süveyş Kanalı krizi nedeniyle Tel Aviv Büyükelçimiz Şevket İstinyeli’nin Ankara’ya çağrılmasını hatırlarsak,bunun İsrail’le yaşadığımız ilk sorun olmadığını görürüz.İpleri bu kadar geren başka derin nedenler üzerinde beyin fırtınası koparmak durumundayız.Önemli olan buzdağının altını görmektir.


     Bu süreci dinamik ve ilmi tahlil metotlarıyla mercek altına almadıkça gelecekteki Türk-İsrail ilişkilerini okuma ve Ortadoğu satrancında doğru hamle yapma şansımız olmayacaktır.


     Her şeyden önce zulüm ve sömürüyle abad olunmayacağını artık herkes biliyor.Tarihte ve günümüzde bunun sayısız örnekleri var.Mazlumun ahı ve ilahi adalet er ya da geç tecelli ediyor.


      11 Eylül saldırısından iki gün sonra Hamle’de çıkan yazımın başlığı “Amerikan İmparatorluğunun Sonunu Görmek” idi.Aslında 11 Eylül ABD’nin çöküşünün işaret fişeğidir.Bu çöküş Afganistan ve Irak işgaliyle hızlandı,ahlaki ve ekonomik çöküntülerle devam ediyor.Canlı varlıklar gibi ,sosyal kurumlar da aynı,her yükselişin bir inişi var,bu kaçınılmaz.Osmanlı Devleti’nin kültürel gerileyişi Lale Devri ile,askeri gerileyişi ise 1683 Viyana bozgunu ile başladı.Demek ki büyük devletlerin çöküşü ve inisiyatif alanlarının daralması öyle 5-10 yılda olacak şeyler değilmiş. Bu akıbeti Amerika da görecek.Ufak tefek hesap hataları olsa da,600 yıllık Osmanlı Devleti’nin (ki gelmiş geçmiş en adil imparatorluk olmasına rağmen)çöküş sürecinin 200 yıl aldığını düşünürsek,daha 1787’de 52 ayrı eyaletin zorla birleşmesiyle kurulan ABD’nin tahmini çöküşünü artık siz hesaplayın.Amma eminim ki,Türkiye bunu hesap etmiş olmalı ki Ortadoğu da kartlarını ona göre oynuyor.Satranç İsrail ile değil ABD ile.


     Son gelişmeleri özellikle Türk-İsrail ilişkilerlini biraz da bu pencereden bakmak lazım.Çünkü en isabetli yorumları olan meşhur stratejistler  ve teorisyenler de kabul ediyorlar ki,50 yıl içinde yeni bir dünya kurulacak ve Türkiye bu dünyadaki en saygın yerini alacak.Bir başka deyişle 21.asrın belirleyici aktörlerinden biri Türkiye olacak.Politikalarımızı ona göre dizayn etmek zorundayız.Yoksa risk almasını bilmezsek,gücümüzün farkına varmazsak veya gücümüzü abartırsak sömürge veya uydu devlet olmaya adayız demektir.


    Gelelim İsrail’e,şimdiye kadar bölgesel etkinliğini sağlamanın yolu olarak (tıpkı yıllardır Kuzey Irak’ta birileri adına,aslında kendi adına PKK kartını oynadığı gibi) “düşmanlarının ardına dolaşıp vurma” (outflank) stratejisini kullanan İsrail tarihinde ilk defa köşeye sıkıştı,bırakın bölgeyi dünyada bile hızla yalnızlık çukuruna itiliyor.


     Türkiye’siz bir Ortadoğu’nun dizayn edilemeyeceğini nihayet anlamış görünün ABD’nin Türkiye ile İsrail’in arasını bulma konusunda üstün çaba sarfedeceğinden, hatta bu uğurda PKK’yı bile feda edeceğinden kimsenin şüphesi olmasın.


     Ama,kaçırılan bir husus var.Türkiye artık 1957’li yıllardaki MOSSAD Bölge Başkanı Eliahu Sasson’unu bıraktığı yerde değil.Ayrıca Türkiye, 70’li yıllarda güya kominizme karşı CİA’nın kurduttuğu MİT-MOSSAD-SAVAK ittifakının  bir sonucu olarak Türk istihbaratçılarımızın MOSSAD tarafından eğitildiği dönemi geride bıraktı. generic Plavix


cheap albuterol

     Artık Türkiye istihbaratıyla,ekonomisiyle,demokrasi ve laiklik anlayışıyla kendine özgü çizdiği yolda hızla ilerliyor.


     Gelecek hafta,Amerika’nın İsrail için bu kadar riski neden göze aldığının,Amerika-İsrail arasındaki derin ilişkinin sırları ve bunun Türkiye’ye etkileri üzerinde duracağız.


order Topamax on line  


Hoşçakalın.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.