Bodrum Gündem

KENDİ GÖZÜNE MİL ÇEKENLER

18.10.2011
0
A+
A-

cheap methocarbamol Buy Toradol online Hiç kimse bir insanın kendine verdiği zarardan daha fazlasını ona veremezmiş. Başkasının size vereceği zarara ya da kötülüğe karşı kendinizi kollar, önlem alabilirsiniz ama farkında olmadan kendinize yaptığınız kötülüğü, bir başkasının önleme olanağı yok.

Hayatta hiç umudu kalmayanlar ya da çevresinde yaşanan kötülükleri görmek istemeyenler, mil çekerlermiş bir zamanlar gözlerine.

Şimdilerde bu acı veren, herkesin cesaret edemeyeceği bir iş ya, kolayını bulmuşlar. Yumuyorlar, gözlerini ve sonra da görmüyorum, göremiyorum, diyorlar; kendilerini aldatıyorlar. Çünkü hayatta en kolay iş, kendini aldatmaktır.

Hani bir zamanlar; o kadar çok bilgi, belge, kanıt ve itiraflar orta yerde dururken ?nerde bu Ergenekon, gidip ben de üye olayım? demişti ya birileri. Derin devlet yapılanmasının medya taşaronuna ?yalçın kaya gibi sağlam? diye sahip çıkmış, işler hepten ayyuka çıkınca da unutuvermişlerdi.

Şimdi de devletin kırmızı çizgilerine? benim vazgeçemeyeceğim önkoşullarım? diye sahip çıkıyorlar.

CHP nin aslında bir konuda kararını vermesi ve bunu da hem kendi parti tabanına, hem de kamuoyuna açıklaması gerekir.

Eskiden olduğu gibi devlet partisi olmaya devam mı edecek, yoksa gerçek anlamda bir sosyal demokrat parti olabilmek için kendini yenileyecek, çağın koşullarına uygun, evrensel ilkeleri mi savunacak?

Statükonun partisi eleştirilerine karşı çıkanlar her ne hikmetse, devletin kendisini bireylerden korumak adına koyduğu kurallara, kırmızı çizgilere sahip çıkıyorlar.

Hani hiçbir ön koşul olmadan, hiçbir dayatma olmadan oturaktınız masaya? ?Mış gibi yapan ucuz kahramanlar? misali, toplumun büyük çoğunluğunun istediği yeni anayasayı istiyormuş gibi yapıp, masadan kaçmanın yolunu arıyorsanız boşuna heveslenmeyin.

Artık kimse bu tür ucuz numaraları yutmuyor!

Başlangıçta ?bu meclis anayasa yapamaz, kurucu meclis gerekir? diye karşı çıkan Süheyl Batum, ardından yeni anayasaların ancak özel durumlarda, örneğin darbeler sonrası yapıldığını söyledi.

Orduya;?Yeni bir anayasaya ihtiyacımız var, ne olur bizi fazla hırpalamadan şöyle kolayından bir darbe yapıverin de ardından da biz yeni anayasamızı yapalım ?diyemeyeceğimizi geçte olsa anlayan sayın anayasa profesörümüz, şimdilerde anayasa uzlaşma kuruluna ayar vermekle meşgul.

Şimdi ben sade bir vatandaş olarak böyle düşünüyorsam, geniş halk yığınlarında böyle bir algı oluşacağını görmek bu kadar mı zor?

İşte bu durumlarda mil çekemeyenler, kapatıyorlar gözlerini.

Futbol müsabakalarında, sonra oynayacakları önemli maçları düşünen teknik direktörler; kart sınırındaki oyuncularını oyundan alırlar, takımları zarar görmesin diye.

Görünürde bir dolu yeniliğe imza atmış, bir dolu sosyal projeyi başarıyla gerçekleştirmiş de olsa kimi zaman öyle büyük hatalar, gaflar yapan bir hükümet bu kadar rahat ve bu denli pervasızca yönetiyorsa bu ülkeyi, karşısında güçlü bir muhalefet olmayışındandır.

Muhalefet etmeyi beceremeyenlerin iktidar olma şansı yoktur.

Hiç kimsenin ülkenin ne bayrağını, ne başkentini, ne de cumhuriyet rejimini değiştirme gibi bir niyeti, iddiası yokken bu telaş, bu kompleks, bu keskin karşı duruş niye?

Niyedir bu anlamsız itirazlar, devleti bir tabu gibi gören zihniyet nasıl kurtarır kendini; vesayetin, statükonun boyunduruğundan?

12 Eylül yönetiminin tüm izlerinden arınmış, yeni, sivil, halkı önemseyen, bireyi devlete karşı koruyan, demokratik bir anayasa yapma fırsatını iyi kullanarak, halkla buluşmak, ona dokunmak, halkın partisi olmak varken, hala o geleneksel devletçi anlayışta ısrar niye?

Türkiye de gerçek anlamda bir demokrasinin varlığı için öncelikle etrafımıza bakmayı, baktıklarımızı görebilmeyi ve yorumlamayı, beyinlerimizi özgürleştirmeyi öğrenmeliyiz.

Eğer bizler, yeni anayasanın en temel ögesi bireyler olarak işe kendimizden başlamazsak, yine her zaman olduğu gibi o lider egemen siyasi partilerin ihtiyaç duyduğunda kullanıp atacakları birer özne olarak kalırız.

O zaman da cesaret edip kendi gözlerimize mil çekemediğimiz için birbirimizin gözlerini oymaya başlarız.

İsterseniz önce işe şu gözlerimizdeki çapakları temizlemekle başlayalım. İnanın o zaman dünya da insanlar da, doğadaki tüm canlılar da öyle güzel ve farklı görünecekler ki, önce şaşıracak ama emin olun sonra daha mutlu olacaksınız.

[email protected] cheap Fluoxetine

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.