Bodrum Gündem

Bir yere ait olmak-Bodrumlu kimliği

Bir yere ait olmak-Bodrumlu kimliği
29.11.2011
0
A+
A-

Gazetemizde başlattığımız ?Bodrumlu Kimliği? dizi yazımız düşünenlerin düşüncelerini paylaşması ile zenginleşmeye ve farklı bakış açıları yakalanmaya devam ediyor. Bu konuda düşüncelerini paylaşan Ayla Gürpınar oldukça etkili, düşünülmesi gereken noktalar tespit etmiş. ilgi ile okuyup kendinizden bir şeyler bulacağınızdan hiç kuşkum yok.

BİR YERE AİT OLMAK – BODRUM? LU KİMLİĞİ…

         Söyleyecek sözü olanlara platform oluşturuşunuzu takdir ettiğimi belirtmek isterim. Ben de çeşitli kimliklerimden dolayı söyleyecek çok sözü olanlardan biriyim.

         Vatandaşım, Anneyim, İş Kadınıyım, Siyasetçiyim, Sivil Toplum Örgütçüyüm, Sanatçıyım, Emekçiyim, Aktivistim.

         Ben 1998 yılında, iş ve sosyal yaşantısını sürdürmek ve Bodrum?lu / Bodrum Yarımadalı olmak üzere, 70?lı yılların başından beri tanıdığım bu güzel bölgeye yerleşmiş, mesleğinde ilerlemiş, bir T.C. vatandaşıyım, bir Türküm. 1999 yılında, uzun yıllardır Yalıkavak?ta yaşayan, bana etkin olduğu söylenen bir kişiye, bir toplulukta,

? Bodrum Yarımadası ve Yalıkavak çok özel ve özünü koruyarak gelişimini sağlamak için geniş görüşlüklü ve bilgili belediye başkanlarına ihtiyaç var, yoksa bu bölgeye çok yazık olacaktır,? dediğimde, ? Yalıkavak için kimi öneriyorsunuz?? dedi ve dedim ki

? Kendimi??  O topluluk sadece şaşkınlıkla yüzüme baktı ve o önemli kişi, Valtrex online

? Siz buranın yerlisi değilsiniz, yabancısınız, seçilemezsiniz ? dedi.  O zaman da ben kendisine şaşkınlıkla baktım. Çünkü önemli olan, benim bu görev için yeterli olup, olmadığım değil, nerede doğmuş olduğumdu.

            İşte o yıllarda ben, buralar için, ?yerli? ve ?yabancı? zihniyetiyle tanıştım.  Çok düşündüm, acaba haklı olabilirler miydi? Ne de olsa yerliler kendi bölgelerini ve kendi komşularını çok daha iyi tanırlardı. Bu tanışıklık acaba yönetim için yeterli miydi? Görüş, bilgi ve deneyim hiç de önemli değil di, belki de!

          Ama benim bildiğim başka bir durum daha vardı; Yerel Yönetimler ve Başkanları, topluma götürülen kaliteli ve güvenli hizmetler için, toplumun yaşam kalitesinin yükselmesi ve bölgenin çevresel – kültürel değerlerinin korunması, o bölgenin çağdaş ve sosyal adaletli gelişimi için çok önemliydi.  Sadece o bölge doğumlu olmak ve başka yeterliliklere bakmadan ?yerli ? olmak nedeniyle yöneticilerin seçilmesi, tüm bunları  uygulamaya geçirmek için yeterli olacak mıydı!

           Üzülerek söylüyorum ki, keşke haksız çıksaydım, ama geçen yıllar (sene 2011 sonu) şüphelerimde hiç de yanılmadığımı gösterdi. Bodrum Yarımadası ve Yalıkavak, daha iyi yönetilebilirdi, daha iyi planlanabilirdi ve bu bölge için, 12 aya turizmi nasıl yayabiliriz, esnaf daha çok nasıl kazanabilir, daha kaliteli, güvenli ve yöresel yapılaşmalar nasıl yapılabilir, korunacak alanlarımızı nasıl koruruz, iç turizm-dış turizm dengesi nasıl oluşabilir, eğitimde eksiklerimiz nelerdir, nasıl üretiriz ve ürettiklerimizi nasıl satarız?. yani, temelde, bu bölge, kültürüyle, gelenekleriyle, doğa ve insan zenginlikleriyle dünyaya nasıl ayak uydurur?!!!? u, bunları halan konuşuyor olmazdık. Her konuda yerli ve yabancı ayrımcılığı yapılmamış olsaydı, bunca yıl harcanmamış olurdu.  

          Bu süreç içinde her vesileyle, yukarıda bahsettiğim çeşitli kimliklerimle (bilenler bilir), çeşitli girişimlerde bulundum, siyasette çeşitli görevlere talip oldum, çeşitli alanlarda gönüllü olarak çalıştım ve hiç birinden de yorulmadım ve pişmanlık duymadım.

         Ancak kendi ülkemde ?yabancı? olarak muamele görmek pek de taşıyabildiğim bir durum olmadı, yüreğim her zaman acıdı.  

          Ülkemizde pek çoğumuz, çeşitli nedenlerle doğduğumuz bölgelerde yaşamıyoruz. Bunun zorunlu olması gibi bir durum da yok zaten. Her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı  ülkenin her hangi bir yerinde, hiçbir ayrımcılık görmeden, içinde bulunduğu topluma uyum sağlayarak, gerekiyorsa bilgi ve deneyimlerini aktararak ve toplumla paylaşım içinde yaşamını sürdürebiliyor olabilmelidir.

Xenical 120 mg           Bu derece illaki ?yerli? dayatmasının, bu gözle görülür ayrımcılığın nedeni ne olabilir!  Bunu da çok düşündüm.

         O neden;

? Korku ? mu?  

? Gücü yitirme ? duygusu mu?

? Benim, bana ait ?  duygusu mu?

? Paylaşımı ? istememek mi? 

? Bilgi ve deneyimi ? önemsememek mi?

Veya ? Boş vermek? mi? Belki de bambaşka nedenlerdendir. 

          Bunların cevabını sosyologlar bu bölge için mutlaka incelemeli ve sonuçlarını bizlerle paylaşmalıdırlar.  Ama nedeni ne olursa olsun, benim hem siyasette, hem de mesleğimi uygularken gördüğüm ve birebir yaşadığım bu ayrımcılık, bu bölgeye yarar sağlamamış ve bu zihniyet bu bölgeye zararlı olmuştur.

          Benim ilkokul dönemlerimde okullarımızda ?yerli malı? haftası yapılırdı. Nedeni de, ?kendi ürettiklerimize sahip çıkalım ve tüketelim? alışkanlığını oluşturmaktı. Bence çok doğru bir uygulamaydı. Sonradan ise bu bölgeye ilk geldiğim yıllarda büyük alışveriş merkezleri açılıp da, raflarda Cezayir?den gelmiş mandalinaları ve ithal muzları?vs. gördükçe isyan etmiş ve gidip işletmenin müdürleriyle görüşerek, bu duruma itiraz eder olmuştum.  Bunu hissetmek ve yapmak için illa da ?yerli? olmak mı gerekir di!

          Ben de bu durumdan ? yerliler? kadar rahatsızlık duyuyorum.

         Ancak kendi ülkemde bana ?yabancı? denmesinden de çok rahatsızlık duyuyorum. O yüzden ?yerli? yerine ? bura doğumlu? Bodrum Yarımadalı, dışarıdan burayı seçerek gelmiş olanlara da ?bura dışı doğumlu? Bodrum Yarımadalı, denmesinin alışkanlığa dönüşmesini temenni ediyorum. 

         Elbette ki ülkemizin ve bölgemizin değerlerine ve üretimlerine sahip çıkalım. Küresel sermayenin Türkiye?yi ve bölgemizi yutmasına izin vermeyelim. Belediyelerde alınan kararlarda yatırımcıların istekleri toplumun isteklerinin önüne geçerse ki, bölge için oluşacak olan tehlikeyi görmek için illa da yaşamak mı gerekir!, ama 13 senede bunu gördük, aynen böyle oldu.

          Yatırımcıya, hangi alanda olursa olsun, bir bölgenin gelişimi için her zaman ihtiyacımız vardır. Bunu kimse yadsıyamaz. Ancak o yatırımcıya izin verilirken irdelenmesi gereken konular kısıtlı bir alan içinde kalır ve derinlemesine düşünmeden veya sanki başka toplum kuruluşları yokmuş gibi hiç kimseyle konular paylaşılmadan  ve sonradan kılıfına uydurularak yasal boyutları dengelenir ve yöre halkının çıkarları dışı kararlar alınırsa o bölge yanlış gelişir. Bu tür uygulamaları hep gördük ve bunlar hep oldu. Şimdi ise sonuçlarını tartışır olduk.

         Hem siyasette, hem de yerel yönetimlerde, yanlış nedenlerle seçilerek görevler verilen kişiler ( görevini layıkıyla yapan bazı kişileri dışarı da tutarak) çeşitli baskılar altında veya yetersizlikten görevlerini yapmamışlar veya ihmal etmişlerdir. Bu ihmaller kültürel ve doğa zenginliklerine zarar verecek şekilde o bölgenin yıpratılmasına, toplum ve bölgenin yararına bilinçli planlanmasına ve sağlıklı gelişmesine engel olmuştur.

         Bu bölge halkının öncelikle ? bura doğumlu? veya ? bura dışı doğumlu?,

hep birlikte, paylaşımlı ve dayanışmalı yaşamı öğrenmesi çok önemlidir.

        Eğer Bodrum Yarımadası bunu önemser ve ayrımcılığı sonlayacak yeni adımlar atarsa, bölge için büyük kazanım sağlanacaktır.

        Dışlamaya ve görmezden gelmeye son verilmesi gerekiyor. Ancak o zaman ki dayanışma ile küresel sermayenin bölgemize olacak etkisini azaltmış oluruz. Çevre

etkinlikleri yapıyoruz, resmi kutlamalarımız oluyor, belediye meclis toplantılarına

katılıyoruz, dernek toplantıları yapıyoruz? her biri bölge halkı ve bölge değerlerinin çıkarları doğrultusunda baktığımız konular oluyor, ancak üzülerek söylüyorum ki bu tür çalışmalarımıza katılan ? bura doğumlu? sayısı yok denecek kadar azdır. Ve bu doğru değildir.    

       ? Nerelilik? ve ?cinsiyet? üzerinden siyaset yapmayı bırakabilmeliyiz.

       Bir başkasını ?ötekileştirmeden? birlikte kararlar almayı öğrenebilmeliyiz.

       Bilim ve aklı önde tutarak üretmeyi ve yaşadığımız bölgeyi ortak çıkarlar

       yani bölge ve bölge halkının çıkarları doğrultusunda birlikte planlamayı

       ve birlikte paylaşımı önemseyebilmeliyiz. Gastrointestinal

       Bizleri yönetecek olan ve bizler hakkında kararlar verecek olanları

       nerede doğmuş olduğuna bakmadan, ?ortak akılla? seçebilmeliyiz.

       Eğer bunları yaparsak eminim Bodrum Yarımadası Türkiye?ye örnek

       olabilecek bir bölge olacaktır.

       Ve umut ediyorum ki ortak değerlerimizin korunabilmesi için birlikte

       yaşamayı öğrenebiliriz ve birbirimize nerede ihtiyaç duyarsak o desteği

       verebiliriz.   

                                                                                                                           

ETİKETLER: ,
Yorumlar

  1. yüksel halebak dedi ki:

    aylacığım harika yazmışsın seni tebrik ediyorum,maalesef ,sonradan gittiğin her yerde yabancısın ben bunu yaşadığım için biliyorum umarım bu zihniyet bir gün değişir.başarılar diliyorum

  2. Filiz Oymak dedi ki:

    Kaleminize, yüreğinize sağlık Ayla Hanım,