Bodrum Gündem

Diabet, Azimli Bir Düşmandır

Diabet, Azimli Bir Düşmandır
01.12.2011
0
A+
A-

 Diabet (Şeker) hastalığı her yaşın problemi  ve vücudumuzda tahrip etmediği organ da hemen hemen yok gibi. Ama en büyük tahribat, damarlarda olur. Erişkinlerdeki görme kaybının başlıca nedeni şekerdir. Bodrum Halk Sağlığı Merkezi insanları Diabet (Şeker) konusunda bilgilendirmek için bir bülten yayınladı. 

 Çiçek Bozoğlu/Bodrum Gündem      Bodrum Halk Sağlığı Merkezinden gelen bültende dibaetin özellikle obezite ile olan bağlantısına dikkat çekilmiş. Hareketsiz yaşam ve sağlıksız beslenmenin de önemini vurgulayan Merkez,  hastalığın tedavi yollarını  anlatırken egzersiz ve diet  yapmanın   tedavi sürecini hızlandırdığını belirtmiş.

 Diabet buy Albendazole

Kann şekeri glukoz,  vücut için gerekli olan enerjiyi sağlar. İhtiyaçtan fazla şeker, gerektiğinde kullanılmak üzere karaciğer ve yağ hücrelerinde depolanır. Şekerin vücutta enerji olarak kullanılması ve depolanması için insüline gereksinim vardır. İnsülin şekerin kanda yükselmesini önleyen bir hormondur, midenin arkasında pankreas adlı organın beta hücrelerinde yapılır ve kana salgılanır. Yemekten sonra kan şekeri yükselince pankreastaki insülin yapan hücreler uyarılır ve kana insülin verilir. İnsülin kan şekerinin hücre içine girmesini sağlar. Böylece kan şekeri normal düzeyde tutulur, yükselmez. Hücrelere giren şeker burada yakılır ve enerji olarak kullanılır. İnsülin eksikliğinde veya etkisizliğinde şeker hastalığı “diyabet” ortaya çıkar. Kanda şeker miktarı artar ve böbreklerden idrarla dışarı atılır. Diyabet : vücudun kan şekerini uygun şekilde kullanamaması ve depolayamamasıdır

 Diyabetin iki tipi vardır:
1) Tip I diyabet (insüline bağımlı diyabet) Bu hastalarda pankreastan insülin yapımı ya çok azalmış veya durmuştur. Bu durumda kanda insülin yoktur. Kan şekeri düzeyini dengelemek için dışarıdan insülin vermek zorunludur. Genellikle çocuklarda ve genç erişkinlerde, yaşamın erken dönemlerinde ortaya çıkar.
2) Tip II diyabet (insüline bağımlı olmayan diyabet) Bu hastalarda pankreasta ileri yaşlara kadar normale yakın düzeyde insülin yapımı vardır. Hatta bazen normalden fazla bile insülin yapımı söz konusu olabilir. Ancak insülin yeterli etkiyi sağlayamamaktadır. Şişmanlık ve yanlış beslenme insülinin istenen etkiyi göstermesini engeller, kan şekeri yükselir. Hastaların çoğunluğu 40 yaşın üzerinde ve şişmandır, ailelerinde diyabetli akrabaları vardır.

KİŞİ DİYABET OLDUĞUNU NASIL ANLAR?

Diyabetli kişilerde sıklıkla aşağıdaki belirtiler görülür;
Aşırı susama ve su içme
Sık sık idrara çıkma
Kilo kaybı
Aşırı iştah ve çok yeme
Bulanık görme
Cilt enfeksiyonları
İyileşmeyen yaralar
Halsizlik
Tip I diyabetin belirtileri daha erken yaşlarda ortaya çıkar. Tip II diyabetli hastaların bir kısmında teşhis edildikleri anda yukarıdaki şikayetler söz konusu olmayabilir

 Kimlerde diyabet gelişebilir?

Diyabet herkeste söz konusu olabilir. 
Yakın akrabalarında diyabet olanlar risk altındadırlar.
Yaş artışıyla beraber diyabet gelişme riski artar.
40 yaşın üzerinde ve şişman kişiler diyabete yatkındırlar.
Gebelikte diyabet gelişen kadınlarda ileriki yıllarda Tip II diyabete yakalanma sıklığı çok fazladır.
Eğer bir kişide Tip II diyabet varsa ailenin diğer üyeleri de risk altındadır. 

 Tip II diyabet için risk faktörleri 

Aşırı kilo 
Hareketsiz yaşam tarzı 
Ailede diyabet hikayesi 

Vücut Kitle İndeksi (BMI) 30 ve üzerinde olanların diyabete yakalanma riski normal kişilere göre 5 kat fazladır.

  purchase Indocin order Indocin online DİYABET TANISI
12-13 saatlik açlık kan şekerine bakılması uygundur. 
? Açlık kan şekeri 126 mg/dl’ den yüksek ise,
? Diyabet belirtileri bulunuyor ve rastgele ölçülen kan şekeri düzeyi 200mg/dl’ den yüksek ise,
? Şeker yükleme testi sırasında kan şekeri düzeyi 200mg/dl veya üzerinde ise,

 Yukarıdaki kriterlerden birisi söz konusu ise o kişi diyabetli olabilir ve doktora başvurmalıdır. Şeker Yükleme Testi olarak bilinen Oral Glukoz Tolerans Testi (OGTT), diyabet tanısında çok önem taşır. Doktor önerisi ile yapılmalıdır.

Açlık kan şekeri ve OGTT?nin yanı sıra diyabet takibinde kullanılan diğer laboratuvar testleri de aşağıdaki gibidir:

HbA1c yaklaşık 1-3 ay boyunca ortalama kan şekeri düzeylerini yansıtan bir test parametresidir. Diyabetli hastada, uzun dönemde yapılan tedavinin etkinliğinin ve hastanın tedaviye uyumunun izlenmesinde önemlidir. HbA1c bu yönde değerli bir testtir. 

Fruktozamin; Yaklaşık 2 hafta boyunca ortalama kan şekeri düzeylerini yansıtır. 

C-peptid; İnsülin tedavisi gören diyabetik hastalarda vücut insülin deposunun göstergesidir. Pankreas tarafından yapılan insülin düzeyini yansıtır.

 DİYABET NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Diyabet tedavisinde öncelikle diyabetlinin eğitimi önemlidir. Diyabetli kişiye takip ve tedaviye ilişkin gerekli bilgiler verilmelidir. Edinilen bilgilerin günlük yaşama uygulanması ve sürekliliği önemlidir. Diyabetin tedavisinde insülin enjeksiyonları, diyabet ilaçları ve beslenmenin düzenlenmesi kadar günlük egzersiz de önemli bir tedavi yoludur. Düzenli ve bilinçli yapılan egzersiz vücudun insülini daha etkili kullanmasına yardımcı olarak, kan şekeri düzeyini düşürür

Diyabet tanısı konulmuş kişiler en az altı ayda bir defa diyabet uzmanı bir endokrinolog tarafından kontrol edilmelidir. Yılda bir defa göz hastalıkları uzmanına kontrollerini yaptırmalı, diyabet konusunda uzman bir diyetisyen ve egzersiz fizyolojistinin programlarını dikkatli bir şekilde uygulamalıdır.

 Diyabetli kişiler aynı zamanda günlük kan şekeri düzeylerindeki değişiklikleri izleyebilmek için evde kan şekeri ölçüm cihazlarını kullanmasını öğrenmelidirler. Bu uygulama dengeli beslenme, egzersiz ve ilaç uygulamalarının ne ölçüde istenen sonucun elde edildiğini göstermesi açısından önem taşımaktadır. 

 Tip II diyabeti olanlarda kilo fazlalığı varsa diyet, spor ve zayıflama ile diyabet kontrol altına alınabilir.

Diyet; 

? Hastanın diyabetinin tipine yani Tip I veya Tip II oluşuna,
? Yaşına,
? Kilosuna,
? Yüksek tansiyon, damar sertliği gibi durumların olup, olmamasına,
? Kullanılan ilaçlara göre doktor tarafından düzenlenmelidir.

 Egzersiz;
? Kan şekerini düşürür ve vücudun glukozu kullanma yeteneğini artırır. 
? Şişmanlığın sonucu olarak oluşan insülin direncinin düzelmesine yardımcı olur.
? Kalp hastalıkları için risk faktörlerini azaltır. LDL Kolesterolü (kötü kolesterol) düşürür. HDL Kolesterolü (iyi kolesterol) yükseltir.
? Egzersiz sırasında kan basıncı düşer.
? Egzersiz, iyi bir diyetle birlikte TİP II diyabeti ilaç tedavisine gerek kalmadan kontrol altında tutar. Düzenli bir egzersiz ve aktivite diyabetlilerde kan şekerinin düzenlenmesinde etkili bir yoldur.

 DİYABET VE OBEZİTE İLİŞKİSİ

Obezite yani şişmanlık, vücuttaki yağ dokusunun fazlalığı ve kilo artışıdır. Obeziteyi belirleyen, genetik, çevresel etkenler, sosyoekonomik durum, metabolik hastalıklar, ilaçlar gibi birçok faktör vardır. Genelde hastaların eğilimi, daha çok bu faktörleri sorumlu tutmak yönünde olsa da; obezitenin en önemli nedeni gereğinden fazla gıda alımıdır.

Günümüzde çalışma hayatının yoğun temposu, mutfağa ayrılan zamanın azalması, çabuk ve kolay hazırlanıp tüketilen yiyecekleri daha fazla hayatımıza katmıştır. Bu besinler de, sebze ve meyveden uzak, fazla miktarda şekerli, yağlı ve yüksek kalorili yiyecekler olup, özellikle çocukların ve gençlerin damak tadına daha hoş gelmektedir. Egzersizden uzak yaşantıyı benimseyip, en kısa mesafeler için bile araba kullanmak, özellikle bilgisayar ve televizyon karşısında geçirilen zamanlar da buna eklenince obezite kaçınılmaz olmaktadır.

 Obezite yalnız estetik bir sorun olmayıp birçok hastalığın ortaya çıkmasını kolaylaştırır; TİP 2 DİYABET, hipertansiyon, arteriosklerotik kalp hastalıkları, safra kesesi taşları, karaciğer yağlanması, uyku apnesi, depresyon bunlardan birkaçıdır

 Obezite ile tip 2 diyabet arasında çok yakın ilişki olup, tip 2 diyabetli bireylerin % 80?i şişmandır. Obezite, insülin direncine neden olmakta, bu da diyabet oluşumunu kolaylaştırmaktadır. Obezite aynı zamanda diyabet tedavisi ve kan şekeri kontrolünü de zorlaştırmaktadır. Kilo verme ve egzersiz ile kan şekeri kontrolü çok daha kolay olmakta, oral anti diyabetik ilaç dozları da obez hastalara göre daha belirgin olarak azalmaktadır.

 Obezite de, diyabet ve hipertansiyon gibi kronik bir hastalık olarak düşünüldüğünde, tedavisi zor ve uzundur. Egzersiz, düşük kalorili diyet, psikolojik destek gibi çok sayıda komponenti olan obezite tedavisinden önce, obezitenin oluşumunu önlemek her zaman olduğu gibi daha önemlidir. Bu nedenle de bunun hayatın ilk yıllarından itibaren ele alınması gereken bir konu olduğu unutulmamalıdır. Çocukların beslenmesindeki bilinçsiz davranışlar, obezitenin temel taşlarını hazırlamaktadır

Beslenme alışkanlıkları, hareketsiz bir yaşam tarzı önümüzdeki yıllarda obezitenin daha da artan bir sıklıkla devam edeceğini göstermektedir. Ancak sevindirici olan, eskiden şişmanlık, sağlıklı olmanın göstergesiyken, günümüzde ciddi bir sağlık sorunu olarak görülmektedir. Bu konuya verilecek önem ve yapılacak eğitimlerle ? Bir dirhem etin bin ayıp örtmediği? , hatta birçok hastalığı da beraber getirdiği öğretilirse; başta diyabet olmak üzere bazı hastalıkların ortaya çıkması da önlenebilir veya geciktirilebilir ve tedavileri kolaylaşabilir

Bodrum Toplum Sağlığı Merkezi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.