Bodrum Gündem

SESSİZCE AK PARTİ KONGRE ANALİZİ

Ak Parti İlçe Kongresi önümüzdeki 2 yıla damgasını vuracak. Bu değerlendirmeye kimileri hadi oradan diyecekler biliyorum. Lakin fotoğrafın tümüne baktığınızda geçmişi bu gün ile birleştirip yarını da üç aşağı beş yukarı belirlediğinizde, önümüzde iki yıllık enteresan süreç çıkıyor.

Ben o çok bilmiş politikacı ağabey ve ablalarımızın affına sığınarak önümüzdeki sürecin fotoğrafını çıkartmak istiyorum. Yanıldığım noktalar elbet olacaktır, ama yanılmadığını iddia edenlere, yada görmeyenlere ?kral çıplak? demekten kendimi alıkoymayacağım. Analizimi sadece Bodrum Yarımadası için yapacağım. Çok eskiye gitmeden üç yıl öncesinden başlayarak süreci bu güne ve yarına götürmeye çalışacağım.

Arada iğne, çuvaldız, çivi Allah ne verdiyse batıracağım.

Üç yıl önce 29 Mart yerel seçimleri öncesi Mehmet Kocadon adaylığını açıkladığında en çok söylenen söz neydi ?Boşverin ya, Türkiye genelinde yüzde 2.5 oyu olmayan bir partinin adayı mı kazanacak. Kocadon Bodrum senin neyine, dön köyüne? gibi siyaseten aptalca bir söylemle hareket edildi. Bunun yanında farklı ifadeler de kullanıldı elbet. Bir çoğu siyasi ahlaka uymayan küçümsemelerdi.

Ama sonra ne oldu?

Yüzde 2,5, üç buçuk attırdı.

Sonra daha da ilginç söylemler sokakların, meyhane masalarının mezesi oldu. ?Eğer Mazlum Ağan aday olmasaydı CHP başkanlığı alırdı. Kim olsa bu iş biterdi, ama genel merkez onu atadı?. Bunu diyenler Mazlum Ağan’ın arkadaşları ve partilileri.

Yorum yok?

Sonra gene başladık sokaklarda, meyhane masalarında konuşmaya. Bodrum?dan bir milletvekili çıkartalım, tam sırası. CHP?nin oy oranı, delege sayısı, motivasyonu her şey tamam. Bodrum yereli parti gözetmeksizin oyunu Bodrum adayına verecek. Belediyeler, STK?lar, yerel basın herkes bu işin olması yönünde çalışıyor. Bu iş tamam gibi. Hepimiz inandık. Durum buydu.

Ama sonra ne oldu?

En uygun zaman ve ortamda iki güçlü adayımız vardı. Birbirlerine düşman, hatta ikisine birden oy atacaklara bile düşman. Başka beğenebilecekleri adaylara destek verenlere ise bin kere düşman. Hani seçmenler geri zekalı ya, hani onlar bu antin kuntin hesapları bilmezler ya, sadece birilerinin adamı olmaları gerekir ya. Hani her şeyi onlar bilir ya.

Bildiler?

Ön seçim dönemindeki iğrenç politikayı hepimiz anımsıyoruz. Hesabı görülmeyenler de var.

Bodrum?dan milletvekili çıkmamasının hesabı daha görülmedi.

Seçim sürecini her parti kendine göre organize etti. Bodrum?da üç parti CHP Ak Parti ve MHP yarıştı. CHP oy oranı anlamında birinci oldu. Oy oranı artışında yüzde 50?ye ulaşarak Ak Parti?de birinci oldu. MHP ise beklediğini bulamadı.

fluconazole without prescription İşte burada gazeteci olarak 12 Haziran?ı 13 Haziran?a bağlayan o geceki üç gözlemimi paylaşmak istiyorum.
CHP?de suratlar asık. Gençler sinirli sinirli duvarları tekmeliyor. Parti binası içi dışı sigara dumanı, kasvet. Bodrum?da çok yüksek bir oy oranı alınmasına karşın, Türkiye?de alınan oy oranı tadı kaçırmış. Ortam patlamaya hazır bomba.

MHP?de kapılar duvar. Kapıdan içeri giremediğimiz için suratların ve içerdeki ortamın ne olduğunu hiç öğrenemedik.

Ak Parti sevinçli. Ama taşkınlık yok, davul, zurna yok. Gelenlere hoş geldin deniliyor. Başka görüşten olanlar tebrik ediliyor, baklava, çay ikram ediliyor. Ağırbaşlı bir şekilde yüzde 49?luk zaferlerini kutluyorlar, sessizce. Bodrum için de zafer kutluyorlar. Oylarındaki yaklaşık yüzde 50 artış oranını.

Bu gözlemin çıkarımları ne olmalı sizlerin yorumuna bırakıyorum.

Sonra ne oldu.

CHP iç ve dış kavgalarına devam etti. MHP ise suskunluğa büründü. Ak Parti ise 13 Haziran?da 2014 yerel seçimlerine çalışmaya başladı. İktidarın avantajlarını kullanarak falan, filan. Ama hemen başladılar çalışmaya. Yok muydu onların içinde koltuk kavgası, çekişmeler, hesaplaşmalar? Olmaz mı? Var olanı sessizce yaptılar. Çözdüler, çözemediler onu bilemem. Ama dışarıya çok duyurmadılar.

Ak Parti delege, kadın kolları ve belde seçimlerini yaptı geçti. Sessizce. Bir kadın kolları seçimi öncesi Sait Güllüoğlu adaylık açıklaması yaptı. Zehir zemberekti doğrusu.

Ne oldu?

Kadın kolları seçiminde sert söylemlerde bulunan taraf ezildi geçildi.

Sonra ne oldu?

Kongre gününe kadar 3 veya 4 aday ortaya çıkacak deniliyordu. Sait Güllüoğlu son güne kadar adayken bir anda pıst. Akif Demiröz çıkacak denildi sokaklarda. Sonra bir duyduk oda aday değil. Bilmem doğru yanlış, genel merkez tek aday gidin demiş. Tabi burada da Ak Partinin ?İleri Demokrasi? anlayışına (!) diyecek lafımız yok. Ama klişe cevap belli ?Biz hizmet için bu partideyiz, her birimiz hizmet için görev talep ederiz, bizlerin hırsı filan yoktur? Ne diyeyim buda bir strateji sonuçta. Politikada bir sürü kılıf vardır. En kötü yenisi dikilir.

Bu güne geldiğimizde ise başarılı bir kongre yapıldı. Yılmaz başkanın dediği gibi heyecanlı değildi. Sonu ve sonucu belli bir kongre. Lakin çok iyi hazırlanılmış, ilmek, ilmek örülmüş bir kongreydi.

Tespitlerimizi sıralayalım. (her tespitimde hadi len sende yada boşver bişey olaz diyenleri duyar gibiyim)

1-Yönetime seçilen bazı isimler çok dikkat çekici. (Ne varmış ki isimlerde kim ki onlar)

Hasan Sinop: Yerel ve Mehmet Kocadon?un seçilmesinde aktif ve etkili bir isim. (Çok anlatmaya gerek var mı? Yerel hemen anladı.)

Çiğdem Demiralp: TURSAB ve BODTO seçimlerinde aktif etkili bir isim. Sosyal Demokrat bir görüşe sahip. Turizm sektörünün başarılı ve büyüyen bir şirketin sahibi. Turizm sektöründe önemli bir yeri var. Mehmet Kocadon?un başkan seçilmesinde aktif ve etkin bir konumda çalıştı. (Özellikle sektörekiler ne demek istediğimi hemen algılamışlardır)

Dilek Ertem: Buying Lithium Mimar. Sosyal Demokrat bir görüşe sahip. Bodrum Belediyesinde aktif ve etkin bir konumda çalışıyordu. Mehmet Kocadon?un başkan seçilmesinde aktif ve etkin bir konumda çalıştı. (Yorum yok)

Mahmut Durmaz: 22 yıllık CHP?li diye tanımlıyor kendini. CHP Bodrum İlçe yönetiminin seçimi sırasında Durmuş Ali Öztürk ile beraberken, süreç içinde muhalif ve sert eleştiriler ile öne çıktı. İmza toplayarak ilçe yönetimini düşürmek için aktif ve etkin bir çalışma yaptı. Ancak başarılı olunamayınca birkaç ay önce partisinden istifa etti. Şimdi o süreçte birlikte yol yürüdüğü muhalif kanadı zor durumda bırakacak bir duruma düşürdü. Ak Parti içinde kendine nasıl bir yer bulacağı konusunda kuşkular var. (Boşver ya Mahmut kim ki, partide ne işe yarardı ki diyenler bir daha düşünsün bence)

Adil Ülgen: DSP?den istifa ederek Ak Parti?ye geçen Göltürkbükü?nün siyasi simalarından. Referandum?da ?Yetmez Ama Evet? görüşünü benimsedi. Ak Partiye geçişi ile ilgili yorum yapmaktan çok sessiz kalınan bir isim. (Beldedeki etkinliğini yerel biliyor galiba)

2- Eğer 2 ve daha fazla aday olsaydı katılımın daha yüksek olacağını söyleyenler vardı. Salon tamamen dolu dışarısı ile birlikte yaklaşık bin kişilik bir katılım vardı.

3- Buy Orlistat 2014 Yerel Seçimlerinde Bodrum Belediye Başkanlığını mutlaka alacaklarını ve çok önceden çalışmaya başlandığı Milletvekilleri ve İlçe Başkanı tarafından sık sık ifade edildi. (Bir şeyi 40 kere söylersen olurmuş, CHP’de rehavet var, MHP ise Mehmet Tosun’a güveniyor galiba)

4-2014 yılına kadar olan süreci yeni projeler ve yatırımlar ile doldurulacağı ısrarla vurgulandı.

5-Ali Server Yazgan ve Remzi Güngör kongrenin sonuna kadar salondan ayrılmadılar. (Muhtemelen geleceğe bakıp hayal kuruyorlardır)

6-Çelenklere dikkat eden oldu mu? (Ben baktım, çok ilginç geldi isimler. Kimler mi? Söyleyemem ayıp olur)

Sonuca geliyorum?

Ak Parti kongrenin sürecini nasıl ilmek ilmek örmüş ve sonuçlandırmışsa, 2014 yerel seçimleri sürecini de ilmek ilmek örecek ve sonuçlandıracak. Kucaklayıcı, ayrım yapmayan, sessiz, ağır başlı bir siyaset ile Bodrum?da 40 bin oy hedefleyen Ak Parti?nin karşısında, kendi iç kavgalarını bitiremeyen, boş ver ya diyen çok bilmiş ağabeylerin hakimiyetindeki, üyelerine of ya dedirten bir CHP ve sesi soluğu çıkmayan bir MHP var.

Bodrum?u gelecek süreçte kim yönetecek sizce?

 

ETİKETLER: ,
Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

  1. Ağabey dedi ki:

    Sen dün siyasete girdin.Bu lafları edecek kadar tecrüben de olmadığını kendin söylüyorsun. Bodrum’daki ağabeylerine laf etme hadiini nerden buluyorsun. Neyine güveniyorsun.Sen gasteciliğini yap yoksa o kalem bir yerine batar canını yakar. Haddini billlll!

  2. aydın öncel dedi ki:

    Gazeteci olarak yorum bile yapamayacaksın..Utanmadan ,ismini bile yazmaktan korkarak yorum yazacaksın..Utanmadanda tehdit edeceksin..”ağabey” SEN KİMSİN..

  3. Başar Münir dedi ki:

    AKP oy almak için her yolu deniyor ve bunda da başarılı oluyor. Eleştiriyi yazan kişi rumuz olarak “ağabey” seçmiş ama, kendisi oldukça çocukça şeyler yazmış. CHP’li olduğunu yazdığı yazıdan anladığımız bu “ağabey” keşke bir gazetecinin görevinin eleştirmek olduğunu bir sosyal demokrat olarak algılamış olsaydı da, yazılan eleştirilerin ne kadar da gerçek dışı olduğunu kanıtlayabilseydi, 2014’te belediye başkanlığını CHP’ye kazandırarak mesela. Ama ne yapıp edip Kocadon’u transfer ederek değil ama…

  4. Ali Fikret dedi ki:

    Bodrum?u gelecek süreçte Amca, Yeğen, kayınbaba; damat siyasetine girmezse görünüyor ki yeni katılımlarında olduğu AKP yönetebilir. Olur mu Ya! Demeyin? Olur mu Olur? Fatih arkadaş çelenklere dikkat etmiş, ben de dikkat ettim, olabilir, ne var bunda diyenler oldu. Fakat çelenkleri gönderenler daha Nurol?a çelenkler varmadan çelenklere dikkat edin diye bazıları bazılarını telefonla uyardılar. Yani bak arkadaş ben gönderiyorum, çok şey de değişecek diyen oldu. Kimse kongreye geçiyordum uğradım da demesin, geçerken bir soluklandık da demesin. Aslında farklı giden bir şeyler var ve herkes yüreğinden geçeni söylemiyor, Bodrum?da da bakış açısı gün geçtikçe yavaş yavaş değişiyor. Bodrum?dan bir milletvekili çıkartılacaktı, Bodrum adayına verecekti oyunu güya. Fakat siyasette delege Kurt ağabeyler diğer iki arkadaşını alaşağı etmek için yanımızda bunları nasıl yıkarız ezeriz sohbetlerinde bulundular bu sözlere kulak misafiri olduk. Ne oldu ? Bodrum aday ? Nanay!.. Önümüzdeki fotoğraf belli, AKP Bodrum tekrar söylüyorum ve tırnak açıyorum ?Amca, Yeğen, kayınbaba; damat ve partiden ayrılmışların kulaklarını çekerse? ayağınızı denk alın derse başarılı olur. Olmaz Olmaz demeyin, son sözü şu söyler bu söyler hiç demeyin. Çünkü artık eski kafa siyasetler bitti, şimdi yenilik ve açıklık gerekiyor siyaseti yapabilmek için. Paylaşım gerekiyor, Yardım gerekiyor ve en önemlisi merhamet gerekiyor. Bencillik öleli epey oldu. Akıllı oynayan, çalışan 2014 te mutlaka kazanacak. Bodrum?u gelecek süreçte herkesin bildiği tanıdık bir isim de mutlaka yönetecek. Siyasilere kolay gele!..

  5. Arif BAR dedi ki:

    Daha olumlu yorumlar yazmak yerine yazarımızın ne demek istediğini daha iyi anlamaya çalışmak gerekir diye düşünüyorum sevgili AĞABEY .Böyle tehditvari söylemler herkimseniz size yakışmamış,zira bu tür düşünceler partimize zarar verir düşüncesindeyim.Kalemine sağlık Fatih kardeş.Saygılarımla…Arif BAR

  6. fikret dedi ki:

    Kimseye aldırmadan yola devam. Çizgi çok doğru çünkü. Bak ne demiş LEDUİE DUMANT “.Öyle horozlar vardır ki, güneş onlar öttükleri için doğuyor sanırlar”
    Aziz Nesin Usta bu söylemi: “İt kağnı gölgesinde yürür de kendi gölgesi sanırmış” diye yorumlamış…

  7. aydın öncel dedi ki:

    “AĞABEY” DÜNDEN BERİ KİMLİĞİNİ AÇIKLAMANI BEKLİYORUM…AÇIKLA BAKALIMDA GÖRELİM “AĞA”LIĞINI..BURNUNU ÇIKARMAYA KORKANLAR SİYASET YAPIYORLAR..ATEŞ OLSAN CÜMRÜN KADAR YER YAKARSIN..YALNIZ SENİN GİBİLER AYNI ZAMANDA KALLEŞTİRLER.
    “BERRAK VE TATLI SUDA GÖZLERİ AÇIK YÜZMEK KOLAYDIR,ÖNEMLİ OLAN BULANIK VE TUZLU SUDA GÖZLERİ AÇIK YÜZMEKTİR.”

  8. Ayla Gürpınar dedi ki:

    İzlenimleri ve yorumları için Fatih beye teşekkür etmek isterim. Çoğuna ben de katılıyorum. Ancak;
    CHP, Türkiye Cumhuriyeti’nin garantisidir.
    CHP içinde bölgesel kavgalar, yerelin baskısı, yönetimlerin yetersizliği, enerji eksikliği, yanlış kararlar ve kişisel kavgaların zaman, zaman öne çıktığını görmekteyiz. Bodrum İlçesi ve bazı beldeler de buna dahildir. Ancak, bir koalisyon partisi olduğu kesinleşen, içinde çeşitli cemaatlara dahil kişileri barındıran AKP zihniyetinin, Cumhuriyetimize, özgürlüklere ve kadınlara bakış açısı belliyken, bir ulusun geleceği üzerine iç ve dış yönlendirmeler ve baskılar ortadayken, CHP içindeki kişisel – koltuk kavgaları önemini yitirmektedir. Bodrum CHP ile yoluna devam edecektir ve Türkiye Sn.Kılıçdaroğlu liderliğindeki CHP yi iktidar yapacaktır.

  9. erol dogan dedi ki:

    KASABANIN VAMFİR AGABEYLERİNE
    Bir adam sokakta gezinirken yıllardır görüşmediği bir arkadaşı ile karşılaşmış. Birlikte arkadaşının sürekli olarak gittiği bir bara gitmişler. Barın çok kasvetli bir havası varmış. Arkadaşı bu bara vampirlerin geldiğinden bahsetmiş. Az sonra 3 vampir gelip bara oturmuş.
    – Barmen bize 3 bardak kan!
    Diye seslenmişler. Barmen hemen 3 kadeh getirmiş. Arkadaşı “gördün mü” demiş. Bizimki gçzlerine inanamamış. Biraz sonra 4 kişi daha gelmiş bara
    – Barmen bize 3 kadeh kan bir bardak sıcak su!
    Diye seslenmişler. Bizimki hemen sormuş
    – Niye 3’ü kan biri sıcak su istedi? Yoksa o vampir değil mi?
    Arkadaşı
    – Yok ondan değil o sallama içmeyi seviyor demiş.
    Dördüncü vampir cebinden kullanılmış bir orkid çıkartıp sıcak suya atmış ve karıştırmaya başlamış… FATİH KARDEŞİM BAŞARILI ÇALIŞMALARINI KUTLUYORUM

  10. Başar Münir dedi ki:

    Sevgili Ayla Hanım,
    CHP’nin Türkiye Cumhuriyeti’nin garantisi olduğu bir ülkenin nereden nereye geldiğini maalesef görüyoruz. Ben de aileden CHP’li ve CHP sempatizanı biri olarak partiyi maalesef bir iktidar alternatifi olarak göremiyorum. Hatta ve hatta iddia ediyorum ki, bir şekilde iktidar olunsa bile CHP bir daha toparlanmamak üzere yokolacaktır. Bu bakımdan, CHP’nin iktidar olmadan önce muhalefet olabilmeyi başarması gerekmektedir. Daha muhalefeti doğru düzgün yapamayan bir partinin iktidar olabilmesi mümkün değildir, olsa bile sonucu herkes için çok ağır olacaktır. Dost acı söyler, yanılmayı çok ama çok istiyorum.

  11. Ali Alifakıoğlu dedi ki:

    1) CHP’de Çok uzun yıllar süren Deniz Baykal diktatörlüğü, “küçük olsun benim olsun” siyaseti sayesinde, partide sosyal demokrat siyasetlerin ve kadroların gelişip serpilmesine, sosyal demokrat, toplumcu proje ve çözümlerin, Türkiye’nin büyük çoğunluğunu oluşturan yoksul emekçilere, köylülere, memurlara ve gençlere anlatılarak iktidara aday olunmasına izin vermemiştir. 2) Kılıçdaroğlu, çok iyi bir insan olabilir ve liderlik potansiyeli olabilir, fakat, CHP genelbaşkanlığına, bir skandal sonucu, tesadüfen gelmiştir; Kılıçdaroğlu’nun, yıllar süren bir sosyal demokrat mücadelede oluşmuş ve olgunlaşmış, projeleriyle, siyasi deneyimleriyle iktidarı devir almaya hazır kadroları yoktur. Partide süren çalkantıların ve kaosun nedeni de budur. Umarız elini çabuk tutup, kısa zamanda Parti’ye çekidüzen verebilir. Zaman hızla geçiyor! 3) Olan parti kadroları, delege oyunlarında ustalıkları dışında, sosyal demokrasiden habersiz ve ilgisiz, genellikle diğer partilerde olan siyasetçilerden farksız, sosyal demokrat projeler üretme ve iktidara hazırlanma yeteneklerinden yoksun, rantçı kadrolardır. 4) CHP bu kadrolarla iktidara talip olamaz. 5) Kılıçdaroğlu ve ekibi, parti il ve ilçe yönetimlerini ellerinde tutan, delege cambazlığında usta bu ekiple, iktidara aday, sosyal demokrat bir parti kuramaz ve istiyorsa, tıpkı Deniz Baykal gibi, bu teşkilatı kullanarak, “küçük olsun benim olsun” diyerek, uzun zaman genel başkan kalabilir fakat, ilelebet, bu ülkede iktidara gelemez! 6) Yapılması gereken, parti içi demokrasiyi sağlayarak, yalnız delegelerin değil, tüm partililerin, genelbaşkan da dahil, tüm parti yöneticilerinin seçimlerle geldikleri tüzük değişikliklerini bir an önce hayata geçirmek ve Partiyi sosyal demokrasi için seferber etmek olmalıdır. 7) Önseçimlerden önce de, Sosyal Demokratların büyük çoğunluğunu CHP’nin dışında tutan, yalnız kendi delegelerine ve yakınlarına şans tanıyan yönetimlerin devamını önlemek için, CHP’nin yoksul yığınların yanında, gerçek bir sosyal demokrat parti olacağı en yalın bir dille açıklanmalı ve parti kapıları, tüm sosyal demokratlara ardına kadar açılmalıdır! Yani, CHP, sosyal demokrat bir parti olarak tabandan tepeye doğru, demokratik olarak, yeniden örgütlenmelidir! CHP ne sünnilerin ne alevilerin ne tarikatların, ne de şu veya bu etnisitenin partisidir; CHP işçilerin, köylülerin, memurların, aydınların, yoksulların, hakça üreten, yaratan ve paylaşan tüm namuslu insanların partisi olmalıdır. 8) Umarım, bu “Ağabey” takma adıyla yazan şahıs, burada yazılan yorumlardan ders çıkarmıştır, utanmıştır ve gidip (veya yazıp) Fatih’ten, şayet sosyal demokrasiye, hatta daha da önemlisi demokrat bir insan olmaya teğet bile geçmiş biriyse, özür dilemiştir! 9) Fatih, kardeşim, seni tebrik ediyor ve başarılarının devamını diliyorum!