Bodrum Gündem

“BİZİ AFFETMEZLER” Hatice Yücel Yazdı…

“BİZİ AFFETMEZLER” Hatice Yücel Yazdı…
05.02.2012
0
A+
A-

Combivent online generic Retin-A get Paxil Hatice Yücel
ÇYDD Bodrum Şubesi
Onursal Başkanı

İlkler hepimizi heyecanlandırır. İlk aşk, ilk söz, ilk adım, ilk okul, ilk kar, ilkbahar, ilk gün?
Yılın ilk ayı Ocak?ta öyledir.
Özellikle son yıllarda tüketim toplumunun çığırtkanları herkesi ve her şeyi Noel Baba?nın sihirli değneğine odaklar, akıl almaz programlar hazırlanır. Milli piyangolara umut bağlanır, ses sanatçılarına ve havai fişeklere verilen binler gökyüzüne fırlatılır. Bütün sorunların çözümü yeni yıldan beklenir. Bu yıla da öyle girdik.
24 Ocak 1993?ten beri ?Ocak? lar beni daha çok üşütür ve korkutur oldu. ? Rol Model? olarak seçtiğim Uğur Mumcu?nun öldürülüşünden sonra her yıl yüzünü bile görmediğim bu insanlar için yazma sorumluluğunu duyarım. Baktım ki 19 yıldır yazılarımdaki sözcükler değişmemiş. Acı ve özlem katmerlenmiş, yüreklere sığmaz olmuş ya da değişti denilenler bizlere ulaşmamış. Sorgulamalarım çoğalmış. Adalet ve Demokrasi dudaklardan yaşama geçmemiş. Onun adına ölenlerin hesapları verilmemiş. Bırakın üşümeyi 2012 yılının Ocak ayı kanımı donduruyor, utancım artıyor.
24 Ocak 1970 kararlarının uzantısı bugünlere ekonomik kriz adı altında  ülkeyi sararken, milletvekillerine verilen büyük zam ,Van depremiyle kaybettiğimiz 700?e yakın yurttaşımızın acısı ve çaresizliğine eklenen, eksi 20 derecede ki çadırda yanan çocukların, Uludere?de öldürülen yarısı çocuk sayılan 35 kaçakçının ağıt yakan eşleri ve anaları, 1050 gündür tutuklu olup kızının taktirlik karnesini cezaevinden kutlayan Mustafa Balbay, düşüncelerine sansür konularak televizyondan çıkartılan Emre Kongar, beş yıldır süren Hrant Dink davasında açıklanan kararda çocuktan katil yaratan toplum  utancının ötesinde, gerçek suçlulara ulaşılmama sonucuna nasıl duyarsız kalabiliriz?
20 milyona yakın öğrencimizin yarıyıl tatiline girdiği bu ayda sorunlarımızın kaynağının eğitim sisteminden geldiğini bilerek Adalet ve Demokrasiyle ilişkisini kurmadan geçmek eksik olur.
Demokrasi temeli eşitlik ve özgürlükse bu eğitimden geçer. Yine görüyoruz ki eğitimin temel sorunlarını bilerek üstü örtülüp, kendi doğrultularında reform adı altında sunmaya çalıştıkları, 4. sınıftan itibaren konulmak istenen Arapça dersleri, öne çıkarılan umre ve cami gezileri, 19 Mayıs törenlerinin kaldırılması, kalemi defteri bıraktırma, Atatürk ilke ve devrimlerini eğitim programlarından çıkarma projeleri, yıllardır yalan dolanla halkı aldatarak sağlık ve eğitimi özelleştirmeyi hedefleyenler, çocuklarımızın sesini soluğunu kesip test çöz, karala, ver parayı al diplomayı, kes, yapıştır, düşünme, sorma, ezberle, tekrarla sistemiyle kafaları bilgi çöplüğüne dönüştürdüler. Sonuç; yığınla genç yalnız iş bekliyor, sanal dünyaları var, ülke gerçekleriyse onları ilgilendirmiyor.

Yokluğun, yoksulluğun üstüne kar yağarken, dağdaki kurtlar şehre inerken, ovayı sis kaplarken, Ankara?da Karlı Sokaktaki kan izinin hesabı verilmeden Tv?de Çankaya?ya yağan karın üstünde gülümseyen insan manzaraları nasıl oluyor da içimizi titretmiyor. Ocak?ta Bodrum güneşinin cömertliği, pencerenin önünde Şubat?ı bile beklemeyip açan badem ağacı, mor kırmızı laleler, lodosa inat üreticinin hakkını yemek istemeyip dalında kalan mandalinler tavuklarla buğdayı bölüşen kumrular, piyango satıcısının tezgahının altında uyuyan dost kedi köpek, Gümüşlüklü 70?lik pazarcı Münevver Abla?nın kaya diplerinden topladığı kır nergizlerini satarken, ?Cennet kokuları olsun guzum? dilekleri, hala üç sınıfı bir arada okuyan köy okullarındaki göçmen çocukların bakışlarındaki anlam ve umut, insan olduğumu hatırlatıp yaşama sevinci katıyor, donmak üzere olan yüreğime sıcaklık üflüyor, güç veriyor.

Teslim olmamalısın, düşsende kalkıp yürümelisin. Adalet ve Demokrasi istiyorsan mücadele edeceksin, sorumluluk duyacaksın.?Bana ne? ?demeyeceksin. Terör 7 den 70?e hepimizin kapısını çalabilir. Dün onlara olanlar , bugün sana olabilir. Bu sorumluluk 74 milyonun peşini bırakmaz. Birkaç STK sorumluluğunda değildir. Özellikle eğitimli nitelikli halkın, güvenilir, ilerici, halkçı, özverili yöneticilerin ellerinde büyür çiçek açar ve oksijeni bol havayı sever. O, ne göklerden, ne de başka ülkelerden gelecek. Bu ülkenin kaynakları herkese eşitlik ve özgürlük dağıtacak kadar zengindir. Bu yapılmadığı takdirde daha nice değerli yazarımız, gazetecimiz, hukukçumuz ?Adalet ve Demokrasi? savunucuları vuruluyor, vurulacaktır.
Tesellilerim olsa da korkuyorum.

Korksak da gerçekleri konuşmaktan, yazmaktan kaçmayacağız.

Yoksa Uğur Mumcular, Muammer Aksoylar, Türkan Saylanlar ve Türkel Minibaşlar bizi affetmez.

ETİKETLER:
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.