Bodrum Gündem

YURDUM İNSANI HEP MAĞDUR…

22.02.2012
0
A+
A-

buy Cialis soft Strattera Buy generic Retin-A Yurdum insanı hep mağdur ediliyor.

Düşüncelerinden dolayı bilim insanları, akademisyenler, yazarlar sabaha karşı evlerine yapılan baskınlar  ve evlerinde saatlerce yapılan aramalar sonucu  çoğu zaman elleri kelepçeli olarak alınıp götürülüyor  ve sonrası hepimizin malumu olduğu üzere saatlerce ve hatta günlerce sorgulandıktan sonra  malum yere gönderiliyorlar. Keza emekçi kesimi yani çalışan işçiler ve memurlar yine düşüncelerinden dolayı, sendika üyesi ya da sendikalarda yönetici oldukları için çoğu kez  aile düzenleri alt üst edilerek başka bir il? e tayin ediliyorlar, yani sürgün ediliyorlar. Terör örgütü üyeliği ile suçlanıp gözaltına alınıyorlar ve de tutuklanıp cezaevlerine gönderiliyorlar. 

Gazeteciler,  yazıları için topladıkları bilgi ve belgelerinden dolayı, yetmedi henüz baskısı yapılmamış ama yazılmış! kitaplarından dolayı bütün bilgisayarlarına el konulup o zamana kadar yaptıkları gazetecilik faaliyetleri suç sayılıp kimisini terör örgütü üyeliği ile suçlayarak, kimisini de yönetime karşı darbe planları yapmaktan gözaltına alarak sonrasında malum yere gönderiliyorlar.

Gelelim askerlere?Memlekette tutuklu olmayan  neredeyse üst rütbeli subay kalmadı. Meğer herkes ne kadar suçluymuş da biz sade vatandaşın hiçbir şeyden haberi yokmuş. Öyle ki Terörle mücadelede Güneydoğuda görev yapan ve terör örgütü liderini yakalandıktan sonra Türkiye? ye getiren asker meğer terör örgütü üyesiymiş. Sanıyorum en korkunç olanı da bu ülkenin emekli Genelkurmay Başkanı?nın ifade vermek üzere emniyete çağrılması ve ardından tutuklanarak cezaevine gönderilmesiydi. Suç sabit. Hükümeti düşürmek için darbe planları kapsamında internet andıcı.

Burada biraz muzurluk yapmak istiyorum. 

Sayın İlker Başbuğ görev süresinin son 7-8 yılını acaba Kiribaki Adalarında mı yaptı da emekli olduktan sonra Türkiye? ye yani ileri demokrasinin olduğu YALNIZ VE GÜZEL ÜLKEME YERLEŞTİ. Evet bu ülkede insanlar etnik kökenlerinden dolayı mağdur ediliyorlar. Bu olay o kadar ileri boyutlara ulaşıyor ki çok yakın bir süre önce Anadolu? da bir ilimizde (Malatya-Hrant Dink? in doğduğu il) bulunan Ermeni Mezarlığına belediye ekipleri giriyor ve o mezarlıkta bulunan son dua yeri, ibadethane ve mezarlık bekçisinin kaldığı binaları kaçak olduğu gerekçesiyle yıkıyor. Oysa o binalar o ilin belediye yetkilileriyle yapılan karşılıklı protokoller neticesinde ve tamamen Ermeni cemaatinin maddi destekleri doğrultusunda yapılmış olduğu söylenmiş ve o ilin belediyesinden bu söylenenleri boşa çıkaracak bir açıklama gelmemiştir.

Yine şu anda parlamentoda görev yapan Kürt kökenli bir milletvekili kaybettiği eşini Ankara? da bir mezarlığa defnediyor. Birkaç gün sonra o mezar tahrip ediliyor ve buradan defolun gidin diye bir yazıyla karşılaşılıyor. Evet,  son olarak da insanlar mezheplerinden dolayı mağdur ediliyorlar.

Nasıl mı?

Bu ülkenin Başbakanı televizyon kanallarında bu ülkenin ana muhalefet partisinin Genel Başkanının Tunceli doğumlu olduğunu sayısız kere söylemiştir.  Tunceli? de doğmak ve Tuncelili olmak sanıyorum suç değil. Bu arada şunu da hatırlamakta yarar var,  okuma-yazma oranının en yüksek olduğu il Tunceli. 

Son olarak öğrencilerin maruz kaldıkları olumsuzluklara değinmek istiyorum. Bu ülkede parasız eğitim istiyoruz diye pankart açan öğrenciler cezaevine gönderildiler, yumurta atan öğrenciler ise 11 yıl hapis cezasına çarptırıldılar.

Rektörü eleştiren, kayıt esnasında alınan paranın doğru yere harcanmadığını söyleyen öğrenciler tam da kayıt yenileme zamanında okuldan geçici bir süre uzaklaştırma cezası aldılar.

Yine bir grup öğrenci Türkiye?nin her yerinde konserler veren bir rock grubunun konser biletini sattıkları için,  bir başkası 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar  Gününde yapılan basın açıklamasına katıldıkları için terör örgütünün propagandasını yapmakla suçlanarak cezaevine gönderildiler.

Ve bu gencecik insanların hayatları karartıldı.

Ben de bu yazdıklarımla sizlerin içini kararttım, ama ne yazık ki bütün bunlar yaşadığımız olumsuzlukların sadece küçük bir bölümü. Ama ben hiç umutsuz değilim. Her şeyin düzeleceğine olan inancımı kaybetmedim. Siz de kaybetmeyin.  Yüreğinizdeki sevgi hiç bitmesin.    

SEVGİLER…

ETİKETLER:
Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

  1. Ayla Gürpınar dedi ki:

    Zihnine, kalemine sağlık, sevgili Hatice.
    Bizler, yani halk, öyle bir duruma getirildik ki, olanlar oluyor, kanunlar çıkarılıyor veya kanun taslakları ehli ve yetkin olmayan kişilerce hazırlanıp Türkiye’nin gündemine oturtuluyor, bizlere de sadece tartışması ve mücadele etmesi kalıyor. Ama sonuçta meclis çoğunluğu ile her programladıkları, her planladıkları, onaylanıyor ve konu bitiyor. Halk tarafından anında unutuluyor ve sonraki gün yeni bir gündeme uyanıyoruz. Çünkü bir önceki artık eskimiş oluyor ve bizler halka anlatmaya çalıştıkça da “bana ne – ciliğin” öne çıktığını görüyoruz. İşte AKP halkın bu zafiyetini kullanmasını çok iyi biliyor.