Bodrum Gündem

21.yy Küçük Adam ve Kadınları

27.02.2012
0
A+
A-

 Sıkı tartışmalar ve generic Retin-A uçsuz bucaksız çalışmalar içinde tek doğrunun olmadığı bir alanda çalışırken, sizlerle de paylaşmak istediğim konular var.

Bildiğiniz üzere, kitle iletişim araçlarının etkileri ve özellikle çocuklar ve gençler üzerindeki etkileri bu aralar bıçak sırtı diyebileceğimiz alanda çekişmeleri beraberinde getirdi. Aslında hep vardı. Toplum mühendisliği maalesef yüz yıllardır var. Din, sanayileşme, ulus devletcilik, kapital sistem, küreselleşme, ideolojiler hepsi toplum mühendisliğidir. Hepsinin amacı belli tip ve çerçevede insan yaratmaktır. Geleceğin inşasını üstlenirler. Kadın erkek ilişkileri, tüketim alışkanlıkları, ideolojik trendler, buy Retin-A online moda herşey temelde bu ihtiyaca dayanır. İstenilen insanı yaratmak…. Tüm bu “YARATMA” isteği, tanrıya özenme hali, en çok dünya çocuklarını etkiliyor. Değişen çocuk kimliği Üzerine kaçımız ciddi anlamda kafa yorup harekete geçiyoruz? Levent Eraslan diyor ki “çocukların önce oyunlarını, giyeceklerini, rüyalarını, yiyeceklerini ellerinden aldık. Çocukluklarına dair anılardan yoksun, hepsi birer internet, teklevizyon, kurdu oldular. Sokaklarda düşmeden, herhangi bir hayvana dokunmadan, onları sadece tvden izleyerek büyüdüler. Saklanbacın, körebenin, yakantopun tadını bilemediler. Dershanelerle, kurslarla çeşitli aktivitelerle onları kendilerinden uzaklaştırdık. Çocukluklarını aldık onlara sınırlı, çerçeveli yapay bir dünya sunduk.Yaratıcılıklarını engelledik, itaat etsinler diye. Doktor mühendis olmaları için zorladık, sanatdan, müzikden dansdan, şiirden edebiyattan uzaklaştırdık. Bizler farkında olmadan “küçük bizler” yetiştirdik. Başarı odaklı yaşantıların başarı algısı tüketime dayalı oldu. Neden böyle yaptık? Küçük kadın ve adamlar yarattık…” 

Levent hocaya katılmamak mümkün mü?  

Önümde tam 8 kaynak var hepsini okuyorum, daha önceki okumalarım ve çalışmalarım da cabası!!! Her çalışmada her okumada ve bizzat kendi çocuğumda benim ve toplumun yaptıklarında içim daha bir daralıyor…. Biz çocuklarımıza ne yaptık?? 

Hiçbir olgu yerinde saymaz değişim kaçınılmazdır, zaman, algılar, yaşam değişime tabidir, kaçış yok, dolayısıyla “Değişen Çocuk Kimliği” de kaçınılmazdır. ama bu değişimin vahameti bir başka….İngilterede yapılmış bir araştırmayı şimdi okurken korktum, zaten bu ara dertliyim. 7-19 yaş arası 5856 kız üzerinde  yapılan araştırmanın sonuçları çocuklarla ilgili olan herkesi yani toplumu çok yakından ilgilendirecek kadar ürkütücü boyutta. Türkiyeden örnek vermek isterdim ama maalesef etki araştırmaları ülkemizde yok denecek kadar sınırlı. Olanların da bilimsellliğini sorgulamadan edemiyorum. O yüzden araştırma İngiltereden, Türkiyede ki durumu açıkcası görmek isterdim. Pozitif bilim yapanlar için varsayımlarla hareket etmek insanın casino online içine oturuyor. 

İçime oturdu, yüreğim sıkıştı: 21.yylın küçük adamları ve kadınlarını yarattık, yaratılması için oturduk seyrettik, sesimiz çıkmadı…

Erkek çocuğumuza “adam gibi oldu” diye öğüt verdik, kız çocuklarımıza örneğin sesli kahkaha attıysa “hanım hanımcık ol” dedik. Daha küçükden erkek çocuğa göster oğlum pipini dedik, kızlarımıza ört eteğini ayıp dedik. Çocuk halbuki onlar “pipileri” ve “pıtıları” açılıp, örtülecek şeyler değil di ki… Erişkin dünyasının sapıklıklarını, maddiyatçılığını, başarı algılarını onlara dayattık.. Onları korumak adına… Bugünü biz yarattık…Koruyamıyoruz da onları… 

Halen şu yaşımda kahkaha attığım için yadırganıyorum, allahtan az yadırgayanlar, daha çok korkuları olanlar yadırgıyor…Bulunduğum çevrede bile “regliyim” dedim diye garipseyenler var, sanki regli halinde olduğumu söylemek ayıpmış gibi, bu canım sıkkın demek kadar doğal bir şey. Sevişmekten bahsedince “azgın olmak, ya da aranıyor olmak” gibi bir algıyla karşılaşmam her an mümkün. Sanki sevişmek kelimesini kullanınca bütün dürtülerim harekette mi allahınızın Valtrex online aşkına. O yüzden sapkınlıklar bu kadar ağır bir hava yaratıyor. O yüzden dokunamıyoruz bir birimize, sarılamıyoruz insanca çünkü biz daha küçük yaşta küçük kadın ve küçük erkekleri yaratıyoruz ve büyüdüğümüzde aklımız, duygularımız, insanlığımız  “küçük” kalıyor.

Sevgi ve saygılarımla her birinize…

ETİKETLER:
Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

  1. Cansu Alpaslan dedi ki:

    Yine mükemmel bir yazı, tebrik ederim. Bunlar küreselleşmenin yani dünyanın düzleşmesinin ve günümüz bilgi çağının sunduğu cazibenin sonuçları. Sadece bizim ülkemizde değil, gelişmiş pek çok ülkede genç kızların ve erkeklerin etkilendiği bir durum. Ancak ülke olarak bizim dezavantajımız rekreasyon alanlarının neredeyse hiç olmaması. Avrupa?da kısa bir tren yolculuğu ile göllere, dağlara ulaşmak, oralarda yürüyüş yapmak, yelken yapmak, kayak yapmak mümkünken biz rant uğruna doğaya ve paralelinde insanlara, çocuklarımıza zarar veriyoruz. Avrupalı istediğinde doğaya ulaşıyor ve bunu yapıyor da? Ancak büyük şehirlerde yaşayan çocuklarımız zaten çok az olan boş vakitlerini alışveriş merkezlerinde geçirmek zorunda kalıyor çünkü gidebileceği başka hiçbir yer yok ne yazıkki. Bence bu sonuçların ortaya çıkmasında yıllarca yapılan sorumsuz siyasetin katkısı oldukça fazla. Eğitim kalitesinin arttırılması yerine çocuklara bir an boş vakit bile bırakmayan dersane temelli eğitim dayatması, sanattan müzikten yoksun bir müfredat, çarpık ve plansız kentleşme, insana insanca yaşayacağı alanların planlanmaması, yaratılmaması… Ayrıca örf ve adetlerimize bağlı kalarak ebeveynlerin çocuklar üzerindeki kısıtlamaları, onların içindeki çocukları ve yaratıcılıklarını öldürüşü ve günümüz çağının en muhtaç olduğu, Avrupa Üniversiteler Birliğinin eylem planında yer alan ?yaratıcı gençlik? hedefinin küçük yaşta bu yolla engellenmesi de cabası…